Yeni Üyelik
15.
Bölüm

14. Bölüm

@saryarayisardunya

Yanık ilgili

Bazı sitelerde serum verilebileceği bazı yerlerde gazlı bez midir nedir onunla sarılması gerektiği enfeksiyon falan kapmamadı için gerekir diyor

 

Ne yazacağımı bilemediğim için o kısmı yazmadım sonradan iğne falan da sallamasyondur.

 

Ve yeni aklıma geldiği için yeni söylüyorum. Hikaye şanlıurfada geçmiyor aydında geçiyor. Viranşehir in ismini çok sevdiğim için bu ismi verdim. Kitaplarımda farklı şehirlerin ilçelerinin ve köylerinin isimlerini başka şehirlerde bulabilirsiniz dkdkkdnd

 

Keyifli okumalar dilerim 🩷

 

 

 

 

"Aysima uğraşamam seninle, "

Diyerek beni koltuğa yatırdı.

 

"Duşa girelim sonra gideceğiz hastaneye, " Dedi cebinden telefonunu çıkarırken diğer kız sabırsız bir şekilde "yarım kaldın! " Dedi sinirle Efkan umursamadan telefonda bir numarayı tuşlayarak kulağıma götürdü. Aysima tekrar konuşmak için ağzını açıyordu ki

Efkan,

"Aysima uğşamam dedim! " Diyerek bağırdı. o kıza bağırdıkça ben kızın yerine korkuyordum. "Sonra devam eder-" Derken açılan telefonu ile "seyit." Dedi

 

"Benim Lalini hastaneye götüreceğim araba lazım. " Diyerek kazağımı kaldırarak kızarmış. Tenime baktı.

 

"Bekliyorum." Dedi çok uzatmadan.

 

"Aysima kusura bakma sende, sonra ararım seni. "

 

"Bu böyle kalmaz biliyorsun değil mi? "

 

"Aysima evine git. " Dedi sinrilendiği belli olsn bir sesle

"Üzerimü çıkaracağım. " Dediğinde aysima başını iki yana sallayarak

Efkanın yatak odasına girdi.

 

"Kimliğin nerede? " Omuz silktim.

 

"Lalin? " Dedi şaşkınlıkla

"Trip atmanın sırası mı kimliğin nerede? "

 

Yanımda çanta bile yoktu nereme sokmamı bekliyordu

 

"Gülüm." Dediğinde ona baktım.

"Özel e götüreceğim seni kimlik sormazlar. İlaçlarını yazdırmak için istiyorum. "

 

"Evde." Başını sallayarak ayağı kalktı. "Kapı kilitli mi? "

 

"Sen mi gideceksin almaya? Ben burda tek kalmam. "

 

"Dilarayı göndereceğim sana kıyafette alsın evinden. "

 

Dilara kumanın üzerine çorba döküldü ona kıyafet getir.

 

Dilara benim diğer karınıyı dövdüler kimliğini getir.

 

Dilara takıldığım kıza kıyafet getir.

 

Ne diyecekti tam olarak dilaraya

"İstemiyorum onu! " Dedim sert bir şekilde "gelmesin. girmesin evime,"

 

Tepkime karşılık bir şey demeden

Başını salladı. Aysima elinde büyük bir Çanta ile giderken, "devam etmem için ara. " Diyerek çıkıp gitti.

 

Efkan onun gitmesiyle birlikte üzerindeki kazağı çıkarıp attı. Ardından pantalonuda çıkararak siyah dar boxeri ile kaldı. Diğer banyonun olduğu odaya gittiğinde bende nefesimi dışarı bıraktım.

 

Kimdi o kız. Sütyenle durduğu yetmiyormuş gibi birde devam etmekten söz ediyordu.

 

Efkan geri geldiğinde dış kapıyı kilitlemişti. Bana doğru gelerek üzerimdeki kazağı çıkardı.

 

Kızaran yerlere bakarak "vurdular değil mi? " Dedi sinrile soluyarak

 

"Evet." Dedim kısık bir sesle eğer onlara küfür ederek kızdırmasam tecavüz edeceklerdi.

Birinin beni duyması için zaman kazanmaya çalışmıştım. Beni dövmelerini ben sağlamıştım.

 

Eşofman altımıda çıkararak beni tekrar kucağına aldı çıplak tenlerimiz birbirine değmesi beni ürpertiyordu.

 

Efkan beni banyoya götürdüğünde su zaten açıktı. Sırtımı fayansa yaslayarak ayakta durdum. Su ılık olsada yanan yerlerime sıcak bedenimin diğer yerlerine soğuk geliyordu.

 

Efkan suyu yanan bölgeme tuttu.

Eline aldığı life suyla ıslatarak elime verdi. "Yanan yerlerine tut. "

Önümde diz çöktüğünde utanmıştım. Duş jeli sıktığı lifi sağ bacağımda ardından sol bacağımda gezdirdi.

 

Efkan bizi banyo mu ettiriyordu.

 

Sanırım domates çorbası koktuğum içindi. Efkan diğer bacağımda da lifi baldırlarıma kadar sürttü.

 

Yanan yeri geçerek göğüsümün altını temizledi. Tekrar suyu elimden alarak durulayarak

 

"Arkanı dön, başını yukarı kaldır. " Dedi

dediğini yaptığımda suyu saçlarıma tuttu. Yere düştüğümde olan saçımdaki toprak ve kirler su ile akarken efkan suyu bana geri vererek şampuan sıktı saçlarıma

 

Bugünü düşünmek istemiyordum. O iki adamı düşünmek istemiyordum. Attıkları tekmeleri unutmak istiyordum söyledikleri sözleri ses tonlarını bugünü unutmak istiyordum.

 

Ama efkan öylesine naif davranıyordu ki saçlarımı yıkarken, bedenime dokunurken

Tüm bu olanların aksine o varmış gibi her kötülük ve her zorluk onun yanına gelinceye kadarmış gibi

Sanki o hep beni korurmuş gibi

Sanki o hep beni sararmış gibi hissettiyordu.

 

"Kendini sıkma Lalin. " Dedi Efkan.

Omzumun arkasından ona baktım.

"Bana nazlanabilirsin." Dediğinde dudaklarım istemsizce büzülürken efkan dudaklarımın üzerini öptü.

 

"Nazın niyazın tek bana olsun Lalin. Korkma çekinme yanımda, "

 

Ona doğru dönerek başımı omzuna koydum ellerim ile bedenine tutunurken duş başlığı yere düşmüştü. "Çok korktum. " Diyebildim. Devamında söyleyecek bir şeyim yoktu. Devamı bundan ötesi yoktu benim için.

 

"Mesajını geç gördüm. Gelmezsin sandım, gelecek olduğunu söylediğinde evden çıktım. "

Gelmişti. Geçte olsa benim içing eç gelsede yaşanacakları tahmin etsemde bilemezdim. Belkide erken gelmişti. Belki zamanında...

 

"Tekrarı olmayacak... Bir daha yaşamayacaksın. "

 

"Özür dilerim. " Dedim içimi tırmalayan mahçuplukla

Utanç duygusu beni kahrediyordu.

 

"Brn bilerek yapmamıştım ne düşündüğümü bile hatırlam-" Beni daha çok kendine çekti. Saçımın köpüklü olmasını umursamadan öptü.

 

"Biliyorum lalin. " Dedi ikna eder gibi "farkında olmadığını hislerini bastıramadığının farkındayım. Hatalı olan bendim lalin. Seni anlamayan bendim,"

 

"Başını göğsümden ayırma, saçını durulayayım banyodsn çıkınca konuşuruz. " Diyerek duş başlığını alarak saçımı dururalarken bende gözüme köpük kaçmasın diye gözlerimi kapatıp yüzümü sıkıca Efkanın göğsüne bastırmıştım. Karın bölgemi bilerek uzak tutmuştum.

 

Efkan masaj yaparak duruladı saçımı. "Ateşin vardı senin. Geçti mi? " Suyu kapatatak başını boynuma koyarak öptü.

"Geçti."

 

Beni orada bırakarak kapının arkasından bornozunu alarak bana giydirdi.

 

Önünü kapatmadan beni tekrar kucağına aldığında istemsizce kıkırdadım. "Bebek mi oldum şimdi de, "

 

Onaylar şekilde mırıldanarak yatakodasına götürdü, beni yatağın üzerine bırakarak dolabının önüne geçti.

 

Dolabından kıyafetler çıkararak yatağa bıraktı. Dolabın altındaki çekmecen boxerlarına baktı tek tek ve iki tane çıkardı.

 

Yanıma tekrar geldiğinde bornozumu çıkardı.

Hareket etmeden onun yaptıklarını takip ediyordum.

Beni bir bebekmişim gibi ilgilenmesi hoşuma gidiyordu.

 

Efkan çıkardığı bornoz ile sırtımı ve göğüslerimi kuruladı. Kendi atletini giydirdi.

 

Altıma da sadece boxeri

 

"Seyit gelince giyersin kazak ile eşofmanı, " Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

 

Boxerini değiştirirken ona bakmamak için başımı diğer tarafa çevirdim. Efkan üzerine siyah atlet giyerek yanıma geldi. "Uzan, " Dediğinde kendimi geriye doğru bıraktım. O da bana dönecek şekilde yan bir şekilde uzanarak

 

Dirseğini yatağa yaslayarak elini başına yasladı. "Saçını tarasa mıydık? " Yattığım yerden ona bakmak biraz utandırıcıydı hele ki bakışlarının üzerimde olduğunu hissetmek

 

"O ahırdaki adam kimdi? " Dedi sorusuna ysnıt alamayınca

 

"Komşumuz."

 

"Yatak muhabeti ne? " Böyle bir anda sorguys sorar gibi sorması gergin hissettiriyordu.

 

"Annesi akşam onun yatağında beni yatırdı ama o odada yatmadı başka odada yattı. Yatağı ısıtmıştım ne güzel demişti. Ondan öyle dedim. "

 

"Aranızda beni kızdırabilecek bir şey geçti mi? " Dediğinde bir yandan saçımla oynuyordu.

 

"Ama kızma, " Diyerek başımı ona doğru çevirdim.

 

"Ya da kız Ama küsme, "

 

Dudakları düz bir haldeydi hâlâ

"Anlat." Dedi

 

"Ayağıma buzağı basınca beni kucağına aldı. " Diyerek tepkisini anlamak için uzun uzun baktım ona

 

"Çocukluk arkadaşıyız. " Dedim ardından Efkan ile eskisi gibi olmak istiyordum sadece bu ilgili halleri devam etsin istiyordum.

 

Efkanın ilgisi çok başkaydı.

Notta yazanlar sanki kalbime işlemişti.

 

"Efkan." Dediğimde Cevap vermedi. Sadece bakışları gözlerimi buldu.

 

"Sen o kız var diye mi gelmedin beni almaya, " Dediğimde gözlerinden geçen ifadeyi anlamadım.

 

"Olur mu öyle. " Dedi sakin bir şekilde " O arkadaşım."

 

"Neden sütyenliydi arkadaşın? "

 

Dudakları iki yana kıvrıldı. "Sütyen miydi o? " Omuz silktim.

 

"Büstiyerdi giydiği, dışarda da öyle dolaşıyor yanımda üstünü değiştirmedi. " Neyin ne olduğunu söylemesine şaşırmıştım.

 

"Diş hekimi kendisi, dişimi çekmek için geldi. "

 

"Çekmedi mi dişini? " Devam

 

"Senin mesajını görünce evden çıktım. Uyuşturmuştu sadece "

 

"Yinede sütyenle durması çok saçma, " Dediğimde burnunu boynuma sürttü.

 

"Haklısın."

 

"Seni seviyor olabilir mi? "

 

"Ciddi ilişkisi var. Ve eski sevgilimin arkadaşı, " Eski sevgiliside mi vardı.

Tüm köyü elinden geçiren adamdan bahsediyorduk olmamasına şaşırmalıydım.

 

"Yinede sütyen giymesi gereksizdi. Onun giydiğini ben memelerim yeni çıkmaya başladığında giyiyordum. "

 

"Senin memeni yerim. " Dediğinde kendimi tutamayarak kıkırdadım. Sanırım o da benim gülmem için söylemişti.

 

"Kız bir daha gelirse üzerine gömlek giymesini söyle, "

 

"O zaman sencede biraz yanlış anlaşılmam mı? "

 

"Nasıl? " Dedim çenemi ona doğru kaldırarak "aysima gözüm memene kayıyor gömlek giy diye anlarsa? "

 

"Yok öyle deme o zaman. "

 

"Ne demeliyim. Lalin kıskanıyor mu? " Dediğinde sesi keyifliydi.

 

"Yok! " Dedim hemen "hiç alakası değil kıskanmıyorum... " Diyerek bakışlarımı ondan çekti

 

"Ama sen ondan kurtulmak için öyle söyleyebilirsin. "

 

"Lalin kim derse... " O kadar keyifliydi ki soruları tane tane soruyordu. Vereceğim cevaba odaklanmış dinliyordu.

 

"Arkadaşım de, "

 

"Kız arkadaşım mı demeliyim. "

 

"Hıhım." Diyerek başımı diğer tarafa çevirdim. Eli çenem de gezerken "seyit konusunda seni suçlamıyorum. " Dedi

 

"Daha ufaksın ve cinsellik ile yeni tanışıyorsun. Afallaman hislerini bastıramaman normal yaptığın şeyin farkına varmamandan da belli... "

 

"Ama lalin o komşunun çocuğu ile görmeyeceğim seni, hele ki biz ayrı iken olurda görürsem bu sefer durmam Lalin. "

 

"Eğer benimle olmak istemezsen karışmam. Ama benimle olduğun sürece olmaz. İlk kavgamızda sana ilk adımı ben attım çünkü hatalıydım bir daha ne ben hata yaparım ne de tekrar sana gelirim.

Anladın mı beni nazlı bebek. "

 

Ona doğru kaydım yatakta, başımı çevirerek onun boyun tarafına koydum. "Ama hakan benim arkadaşım. "

 

"Arkadaşlar birbirlerinin kucağında gezmez. Birbirlerine öyle sarılıp nefeslerini boyunlaeına üflemez. " Dediğinde bakışlarımı kaldırarak yüzüne baktım.

 

"O beni öpmedi. Kulağıma seni tanıyıp tanımadığımı sordu sadece,"

 

"Gördüm." Ben olsam anlamazdım.

Ama üzerinde durmadım o anladıysa ne mutlu bana

 

"Yanan yer soğuk suya değdiği için acımıyor şimdi yine yanıyor. " Dedim. Çok yanıyordu canım

 

"Diğer iki iz var. "

 

"Tekme, " Dedim sadece Efkan sıkıntı ile yataktan kalkarak etrafına bakındı. "Evde hiç Bir şey yok ne buz ne yoğurt. " Sanırım buzda yoktu evinde

 

Yataktan kalkarak üzerini giyindi.

İçeri giderek telefonunu aldı geri yanıma geldiğinde telefonu haporlere alarak yatağa bıraktı. Yataktaki eşofmanı ben yatarken bacaklarımdan geçirerek kalçama kadar yukarı çekti.

 

Açılan telefon ile Efkan, "nerdesin sen sabahtır! " Dedi öfkeyle

 

Seyit, "Dilara ile konuş-" Efkan yukarı çektiği eşofmanı bırakınca yanığın üzerine gelmişti acıyla inleyerek kendimi yatağa bastırırken Efkan seyire bir şey söylüyordu ama ne söylediğini anlayacak kadar iyi değildim kulaklarım uğulduyordu.

 

"Siktirme dilarasını gel şuraya sonra yersin ne bok yiyeceksen. "

 

Efkan üzerime doğru eğilerek dudaklarını yanağıma bastırdı.

"Geçecek tamam mı? "

 

Efkan öpmeye devam ederken boynuma kadar inmişti. Boynumda gezen dili altında kıvranmama neden oluyordu. "Efkan ama.. " Diyerek inledim. Alt dudağını boynumda sürterek çenemi ısırdı.

 

"Efkan ısırma! " Diyerek başımı yatağa bastırdım. Bir eli göğsüme çarptığında gözleri göğüslerime kaydı. "Meme-"

 

"Efkan telefon! " Dedim panikle

"Seyit du-" Burnuny burnums sürttü. "Seni ölmeden önce kapattım duymadın mı konuştuklarımızı, " Başımı iki yana salladım.

 

"Duymadım."

 

"Gelmek üzere kazak giyidireyim sana sonra çıkalım tamam mı? "

 

"Hıhım." Koltuk altlarımdan tutarak beni kaldırdı. Kazağı dikkatle bana giydirerek yataktan telefonunu aldı. Birkikte evden çıktığımızda seyitte arabayı kapının önüne getirmişti.

 

Efkan beni arka koltuğa yatırdı. Kendi diğer tarafa geçerek başımı ve sırtımı kucağına aldı. Seyit arabayı kullanırken bende başımı efkanın göğsüne yasladım.

 

Oturduğumda ya da bacaklarımı kendime çektiğimde karın bölgemdeki etim birbirine değiyordu ve canımı yakıyordu.

 

Umarım merkeze inince kimse bizi görmezdi.

 

‧͙⁺˚*・༓☾ ☽༓・*˚⁺‧͙

 

"Lalin yanıma gel bağırtırma beni milletin içince, " Onun görüp görmemesi umrumda değildi. Omuz silktim. Bağırabilirdi kendi tercihi

 

"Nereye gidebileceksin sanki! "

 

Ananın amına

 

Efkan sabırsız bir Şekilde arkamdan gelirken kaşlarım çatık bir şekilde nereye gittiğimi bilmez bir şekilde yürüyordum.

 

Özel bir klinikte tedavi olmuştum. Doktor yanığın etrafını sardıktan sonra yanık kremi ve sprey yazmıştı reçeteye

 

Ve tekme atılan yer içinde ayrı bir krem ve enfeksiyon riskine karşılık bezler...

doktor ağrımım fazla olmaması için

 

Popomdan iğne yapacağını söylemişti.

 

Efkan da ben müsade etmem dediği için zayıf ne eti ne kemiği ne de gücü olan çelimsiz doktor gitmiş yerine orta yaşlarının sonunda eli kolu ağır bir kadın gelmişti.

 

Efkan yüzünden aksayarak yürüyordum. Kadının eli o kadar ağırdı ki sanki iğne değil kendi kolunu sokmuştu.

 

"Ben kendim giderim eve sen bak işine, " Diyerek iç çeke çeke yürümeye devam ettim. Seyit bizi hastanenin orada bırakmıştı şuan nerede bilmiyordum.

 

Üstelik sarılı olan yanık yer popomu döndüğümde sedyeye temas etmesin diye dirseklerimin üzerinde durmanın o zorluğunu ben yaşamıştım.

 

Hem hani iğne olmama müsade etmezdi. Hala aklıma erkek doktora ben buna müsade etmem diye söylemesi geliyordu. Aptal efkan buraya gelmek hataydı evde yoğurt sürer yatardım.

 

Tekmelenen yerler ilk başta nefesimi kesecek kadar acı verici olsa da şuan hiç bir acısı yoktu. Zaten bünyem zayıf değildi.

Çıt kırıldım biride değildim.

 

"Kıçını sallamadan yürü! " Dediğinde arkamı döndüm.

"Sallamıyorum iftira atma bana. "

Üzerimde hala onun kıyafetleri vardı ve bir elimde eşofmanın belini tutuyordum düşmemesi ipli değildi maalesef ki

 

Üstelik atlet ve kalın kazağın eteklerinide eşofmanın içine koymuştum ona rağmen hala düşüyordu.

 

Paçalarını ise Efkan katlamıştı.

 

"Tamam... altına yapmış çocuklar gibi yürümeye devam et. "

 

"Ederim. Sende git milletle konuş orospulara diş çektir." Çemkirerek kaldırımda yürümeye devam ettim.

 

"Zaten kahbe karılarla geze geze, " Diyerek omzumun arkasından ona baktım göz ucuyla "orospu oldun çıktın. "

 

"Lalin saçmalıyorsun! " Saçmalamak hangisinde orospu olduğunda mı yoksa dişçi işe fingirdediğine mi

 

 

Zavallı popom nasılda sızlıyor. Nasılda acı içinde

 

"Tabi senin gönlün hoş olsun sadece eli titreyen karıyı tut dişçi diye full hd kızın memelerini izlerken ol tedavini, "

 

Bana haramdı zaten günah! Cıs!

Efkan beye sefa olsun yeterdi.

Bana gelince eli dozar makineai gibi olan kadın yapsın iğneyi

 

"Fingirdeksin oğlum sen! Milletle fingirdiycem diye niye beni kullanıyorsun! "

 

"Ben varya ben. " Dedi öfkeyle

"Canı yanmasın üzülmesin acı çekmesin morfin verim uyuşturun diyen aklımı sikeyim. Hata bende! "

Derken arkamı döndüm. "Kafamı sikeyim ben! "

 

"Konuşuyor musun efkan sen! " Diye bağırdım.

 

"Benim gö-" Bağırırken etrafımdaki insanlara bakarak bu sefer daha kısık bir sesle, "götümü uyuşturdular benim! Nasıl sızlıyor başıma vurdu ağrısı... " Beni izleyen Efkana bakarak başımı olumsuz anlamda salladım. "Sen ne anlarsın be... " Önüme geri dönerken "amın evladı. " Dedim.

 

Efkanın duyduğuna emindim. Ama bir şey dememişti. Korkak!

 

Yanımızda öten korna ile duraksadım.

Ellerim eşofmanımın belimde olduğu için biraz korkmuştum. Bir şey yapsalar nasıl savunurdum kendimi elimi kaldırdığım an donum düşerdi.

 

O yüzden uslu uslu Efkanın yanına yaklaştım. Efkan elini belime koyarak yanımızda duran arabanın arka kapısını açtı.

 

"Geç içeri, " Dediğinde seyitte şöför koltuğundan bize bakıyordu. Açıyordu! Nadıl oturacaktım.

 

"Seyit in sen biraz dolaş biz buralarda olacağız. " Dedi Efkan

 

Seyit itiraz etmeden arabadan indi.

 

"Yan yat, " Diyerek sürücü koltuğuna geçti. Ben de araba binerek sırtımı ona doğru dönerek yattım. Sırtımı ona dönmeyecek şekilde yatsam tekmelenen yere yatmış olacaktım.

 

"Zaten dayak yedim senin yüzünden. "

Diyerek gözlerimi kapattım. İnşallah aynadan kalçamı dikizlemezdi.

 

‧͙⁺˚*・༓☾ ☽༓・*˚⁺‧͙

 

Yattığım yerde sırtımın üzerine doğru döndüğümde sırtım kütlemişti Yattağım yerden kalkarak Efkan a baktım.

 

Sürücü koltuğunda telefon bakıyordu. "Efkan." Diye adını seslendim uyku sersemi araba bir kenarda park halindeydi.

 

Efkan bana döndüğünde, "kucağına geleyim mi? " Dedim esneyerek

 

"Karnım ağrıyor. " Diye eklediğim de koltuğunu geriye itti. "Canını acıtmadan gel. " İki koltuğun arasından dikkatle geçtiğimde beni kollarımın altından tutarak yan bir şekilde kucağına oturttuğumda bende bir elimle eşofmanım düşmesin diye tutmuştum.

 

Boynumun altından kolunu geçirmişti. Başımı omzuna yasladığımda sırtım kapıya yaslıydı ayaklarımıda yan koltuğa doğru uzattım.

 

"Geçti mi heyheylerin? " Dediğinde başımı kaldırarak ona baktım.

"Hıı? " Diye saçma bir tepki verdim.

 

"Melül melül bakmaya başladığına göre... Merhaba Lalin dönmene sevindim. "

 

"Kıskanınca bambaşka biri oluyorsun. " Dediğinde kaşlarımı çattım. "Ve beni gerçekten korkuttun. "

 

"Anlamıyorum."

 

" 'Sen kadının götüne bakacaksın diye bana acı çektirdin... ' dediğini hatırlamıyor musun üstekik kadın odadayken. "

 

Salak mıydım ben elbette hatırlıyordum. Hemşire kadın kafam kadar bacaklarının üzerine kalçasını saran saten etek giymişti.

Kalçası efkanın kinden bile büyüktü vücudu tam olarak kum saati gibiydi. Ve efkan sırf kadının kalçasına bakmak için iğneyi kadına yaptırmıştı.

 

Birde kadınla abuk subuk muhabbet edip durmuştu.

 

Yanık kremi hangi marka almalıyız ne demekti! Kadınla sohbet olmak için her yolu denemişti. Bana serum bile taktıracaktı sırf kadınla konuşmak için vakit geçirmek için.

 

"Yalan mıydı! " Dedim buruk çıkan sesimle "yanık kremini eczanede verir kadınla konuşmak için bahane aradın durdun. Beni kullandın. "

 

"Yavrum! " Dedi sinirli ve öfkeli bir şekilde uyarır gibi "ben doktora sordum. Kadın cevap verdi her soruya hem hemşire nereden bilsin mantıken... Doktara sordum diyorum. "

 

"Olabilir kadını uyarabilirdin. Üstelik ben acı çekiyordum o an. "

Doktor'un sıktığı sprey çok soğuktu.

Ama uyuşturmuştu.

 

"Hem Allah aşkına, " Dedi isyan eder gibi "kadın anam yaşındaydı. " Omuz silktim.

 

"Kendinden büyük seviyorsundur belkide, "

 

"Lalin yapma gözünü seveyim. Benim yaşım kadar yüzünde kırışıklık vardı. "

 

"Sen! " Dedim hayalkırıklığı ile

"Sen çok zorba bir insansın! " İlerde herkesin kırışıklıkları olurdu. Kadını neden zorbalıyordu.

 

"Aynı zamanda amın evladı değil mi? " Dediğinde kaşlarımı çattım.

Ben mi söylemiştim... İçimden çok Demiştim ama dışımdan da söylediğimi hatırlamıyordum.

 

"Üzgünüm Efkan. " Dedim dudaklarımı büzerek "kırdım mı seni? "

 

Başını iki yana sallayarak yanağımda gezdirdi parmakladını

 

"İkimizde birbirimizi kıskandığımız için gerildik sadece, "

Evet o beni kıskanmıştı ama ben onu saten etekli buruşuk kadından kıskanmamıştım.

 

Ayrıca efkan bana yalan söylüyordu olsa olsa efkandan bir kaç Yaş büyüktü annesi yaşında değildi.

 

Ayrıca doktor beni muane ederken adama eldiven taktırmıştı ruh hastası. Utanmasa adamın gözlerini kapatacak yanığın yerini sağ yap sol yap diyerek tarif edecekti.

 

"Evet sen beni kıskandığın için oldu. " Ben kadını kıskanmamıştım efkan beni ortaya attığına kızmıştım. Bana iğne yaplarına gerek yoktu.

 

"Evet. Haklı olan sensin. "

 

"Hem. Hani bana iğne yapmalarına müsade etmezdin? "

 

"Doktora demedin mi yapabilirsiniz diye? "

 

"Adı üstünde doktora dedim. O cadı karısına değil, " Tekrar başımı efkanın omzuna yasladım.

 

"Ben aslında sinrili biri değildim. Neye sinrilendim anlamadım. " Diyerek bir itiraffa bulundum.

 

"Canın yanıyordu. " Dedi nefesini saçlarıma vererek "morfin almıştın, uykusuz ve açtın... "

 

"Beni neden doyurmadın? " Oysa ben ona hep yemek yapmıştım.

 

"Çok sinirliydin lafımı dinlemedin ki, " Arabanın kontağını çalıştırdı.

"Daha fazla aç kalma, " Dediğinde yan koltuğa geçmek için kalkcağım sırada "böylede kullanırım." Diyerek yan koltuğa geçmemi engelledi.

 

Zaten biraz geride idi koltuk direksiyonu rahatça çevirebilirdi.

Efkan vitesi bir e alarak arabayı park ettiği yerden çıkardı. U dönüşü yaparken boynumun altındaki eliyle bedenimi kendine çekmiş diğer elinin avuç kısmı ile direksiyonu tam tu çevirmişti. Ardından direksiyonu geriye çevirerek ana yola girdi.

 

"Radar yok mudur? "

 

Gülerek, "Ceza Seyit e girecek. " Dediğinde bende güldüm.

 

"Sana kıyafet alalım. Sonra yemek yeriz. " Başımı olumlu anlamda salladım Biraz utanmıştım. Yanımda hiç para yoktu zaten olsa da efkan bana ödetmezdi ama yanımda para olsa biraz daha özgüvenli olabilirdim.

 

Enayi parası aşko ye gitsin.

 

"Yarın akşam kendini iyi hissedersen arkadaşımın kınası var ona gidelim mi? "

 

" Kız arkadaşın mı var? "

 

"Hayır. Arkadaşım erkek. "

 

"Gidelim o zaman. Ama geçer dimi yarına kadar. Otururmen karnım büzüldüğü için acıyor biraz. "

 

"Sıkıldığında döneriz, geçmezse gitmeyiz. "

 

"Bizim köyden değil dimi! İkimizi yan yana görmesinler. "

 

"hayır. "

 

"Tamam o zaman. " Diyerek ayaklarımı koltukta sağa ve sola salladım. Efkana baktığımda önüne bakıyordu.

 

Yanağımı omzuna sürttüm. "O dişçi de olacak mı? "

 

"Hayır."

 

"Olsaydı keşke dimi, " Dediğimde bakışlarını bana indirdi. "Fingirderdiniz canım senin iyiliğin için diyorum. "

 

"Kızdırma beni, " Dedi ters bir şekilde

"Sen beni kırarken sorun yok ama,"

Diyerek yola döndüm. Konuşmayacaktım onunla

 

Bir kaç kez yanağımdan makas alarak tepki vermemi beklesede her seferinde başımı diğer tarafa çevirmiştim.

 

Arabayı durdurarak bacaklarımı biraz iterek el frenini çekti.

 

"Geldik prenses, " Dediğinde dudaklarım iki yana istemsizce kıvrıldı.

 

"Yaa-" Derken küstüğüm aklıma gelince sustum. Kendimi diğer koltuğa atarak diğer kapıyı açtım.

Yine bir elimle eşofmanımı tutuyordum. Etraf kalabalıktı.

 

Buna biraz üzülerek utandım. Efkanın yanına yavaşça yürüdüm.

Efkan boştaki elimi tuttu.

 

Birlikte avm girdik gördüğümüz ilk kıyafet mağzasına girdiğimizde

 

Yanımıza doğru gelen kadınla efkan bana döndü. "Sen konuş kadınla, " Dediğinde afalladım. "Ne konuşayım? "

 

"Hoşgeldiniz efendim, " Diyen kızla

"Hoşbulduk, " Dedim. Ne diyeceğimi bilemeyerek

 

"Aradığınız bir şey var mı? "

"Kıyafet." Dediğimde efkan da etrafına bakınıyordu olduğu yerden

 

"Bedeniniz nedir? "

" S beden. " Rezillik rezillik s neydi açılımı neydi açılımı sımol diye mi söyleniyordu sımal diye mi

 

"Buyrun efendim. " Diye kadın yol gösterdiğinde efkan ile birlikte öncen giderken kadın arkamızdan geliyordu. "Ne istiyorsunuz tam olarak, " Dediğinde

 

Etrafımdakilere baktım ardından efkana döndüm, "Efkan sen seç, "

 

Efkan elimi bırakarak askıda ki kıyafetlere baktı.

 

Efkan kıyafetlerine bakarken

Bende kadına baktım,

"biz bakarız. " Diyerek kadını göndererek efkanın elindeki yeşil kazağa göz ucuyla bakarak, "kırığındı dimi o kız! " Dediğimde diğer elindeki başka bir kazağı tutan eli havada kaldı,

 

"Ne? " Dediğinde omuz silktim.

"Fingirdememek için konuşmadım lalin tanımam etmem kızı. " İnanasım gelmiyordu.

 

"Otur bir yerde bakarım ben sana kıyafet. "

 

"O zaman neden taktın peşimize kızı. "

"Sen dedin lalin sen dedin ağzımı bile açmadım. " Sert sesi ile dudağımı büzdüm. Arkamı dönerek aynanın önündeki pufa oturdum.

 

Çok acıkmıştım. Midem karnıma yapışmıştı resmen Efkan elindeki yeşil kazak ile gitti.

 

Geri döndüğünde elinde mağzanın poşeti vardı. Almış mıydı?

 

"Gel üst kattan iç çamaşır bakalım hemde giy aldıklarımı, olmassa değiştiririz. " Başımı olumlu anlamda salladım birlikte Mağzanın üst katına çıktık

 

"75 mi? " Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım. "Kabinler orada giy sen. " Ben kabine giderken o da iç çamaşırların olduğu rafa gitti.

Neden gergindi...

 

Kabine girerek kıyafetleri giydim üzerime tam oturmuştu Allah'tan birde değişimi bekleyemezdim.

 

Ama etikete baktığımda eteğin fiyatını 1200 lira olduğunu görünce üzülmüştüm. Çok pahalıydı. Ben şimdiye kadar sadece 23 nisandaki gösteri için eteği ve gömleğimi birde okul formamı almıştım mağazadan pazardan alırdık hep ve 100 - 150 çok ısrar edersem 250 liralık alırlar gelene kadar söylenirlerdi. Çok pahalıydı.

Nasıl vermişti o kadar parayı

 

Kabinden çıktığımda çıkardığım kıyafetlerde askıdaydı.

 

 

(Kombin asla bulamadım. Çok yazlık civil civil olsunda istemedim.)

 

"Efkan." Diye seslendim. Rafların arasında olan Efkan sesimi duyunca bana doğru geldi.

 

"Oldu mu? " Diye sorarak yanıma geldiğinde üzerimi süzdü. "Efkan eteği geri verelim mi? "

Kazak bile 500 lira yazıyordu.

 

"Neden? " Dedi eteğe bakarken, ellerini uzatarak eteğin belini düzeltti. "bebek gibi olmuşsun modelini mi beğenmedin? " Omuz silktim.

 

"Etek giyiyorsun. Diye etek aldım. Pantalon alalım mı? "

 

"Sadece kemer alsan ben bu eşofmanın beline takarım. Düşmez."

 

"Sebep? " Omuz silktim

 

"Efkan sen çalışmıyorsun. " Dedim ilk başta söylemek istemesem de

 

"Çok pahalı değil mi? Benim evde bir sürü kıyafetim var hem... Boşuna almış olacaksın. "

 

"Var benim yanımda parsm ödedim hem çekinme sen. Karnını doyuralım kına içinde kıyafet alalım sana, "

 

"Zaten her gün dışarda yemek yiyorsun. Nereye kadar olacak. Etiketini yırtmadım geri ver lütfen." Dediğimde etekten sarkan etiketi asıldı.

 

"Ben çamaşırları ödeyip geliyorum. Takılma sen. Hem seyittende aldım ben yanımda var para takma sen. "

 

"Borç mu aldın? "

 

"Vericem ben ona takılma sen, " Diyerek yanağımı öptü.

 

Elimde tuttuğu sütyeni bana doğru uzattı. Mağzanın üst katında tek tük insan vardı ve erkek yoktu Allah'tan

 

Bir an erkeklerin girmesi yasak mı diye düşünsem de karşımdaki Efkan sonradan aklıma gelmişti.

 

Efkan sütyeni göğüslerimin üzerine tuttu. "75 i biraz geçiyor. " Dediğinde etrafıma baktım.

 

"Efkan çek şunu rezil oluyorum. "

 

"Görmez kimse, " Diyerek sütyeni geri çekti. "Ben onu giymem. " Dediğimde "neden? " Dedi sakin bir tonda

 

"Dantelli kaşındırır. "

"Bana söylersin kaşırım ben. Bir şey olmaz. " Diyerek kestirip attı.

 

Tekrar, iç Çamaşır bakmak için gittiğinde bende peşinden gittim.

 

"Bana çamaşır seçtiriyorsun ya daha ne diyeyim sana, "

Sanki ben istemiştim. Sadece kıyafet seç demiştim utandığım için.

 

"Ben iç çamaşırımı seç demedim. "

 

"Buyur o zaman seç kendin. " Dediğinde yutkundum. "Seçeyim." Diyerek askıda ki sütyenlere baktım. Efkan da kenardaki oturaklardan birine oturmuştu

 

Gözüme çarpan bir kaç sütyen olsa da etiket fiyatları beni şoka uğratıyordu. 300 TL ne demekti mesela?

 

Bir sütyen di sonuçta biraz daha uygun fiyatlı arasamda bulamadım. Bir sütyen e göre 300 lira fazlaydı.

 

Efkanın yanına geri döndüm.

"Altımda senin atletin var hiç belli olmuyor içim. "

 

"Altımda kalın gidene kadar idare ederim. " Doktor zaten dünyanın parasını almıştı. Daha ilaç alacaktı eczaneden...

 

Efkan başını iki yana salladı. "Git beğendiklerini getir. "

 

"Efkan ama istemiyorum. "

 

"Ben kalkarsam almaya jartiyerlerden başlarım."

 

Ayağa kalktığında "Abi ben adamımı bilmez miyim. Ben seçince kabahatli oluyorum. Sanki kendin alacaksın rahat rahat, bende meraklısı değilim milletin giyeceği şeyleri ellemeye, "

 

"Tabi sen daha çok giyecekleri yerleri ellersin. " Dediğimde şaşkınlıkla bana döndü.

 

"Lalin? " Dedi yutkunarak ne diyeceğini bilmemişti. "Neden itiraz etmiyorsun öyle değil mi? " Dediğimde istemsizce dudağım büzüldü çenem titredi.

 

"Ağlayacak mısın? " Omuz siktim.

"Karnım çok acıktı. " Dediğimde gözümden istemsizce bir yaş süzüldü. "Sen burada dur ben ödemeyi yapıp geliyorum yeriz sonra

 

Beni kalktığı oturağa oturtarak parmaklarının arkası ile sildi göz yaşlarımı

 

" Hemen geliyorum. " Diyerek düz siyah ve beyaz takımı alarak bedenlerini kontrol etti. Bedenlerinden emin olarak aşağı indi. Aradan çok geçmeden geri geldi. Beni aynı hâlde bulunca canı sıkılmıştı mimiklerinden anladığım kadarıyla

 

"Lalin... " Diyerek önümde diz çökerek ellerini dizimin üzerinde duran ellerimin üzerine koydu.

 

"Neden böyle yapıyorsun canın başka bir şeye mi sıkkın? " Başımı iki yana salladım.

 

"Bugün yaşadıklarından dolayı mı?"

 

"Sanırım." Dedim mırıldanarak

"Ağlayasım geliyor hep, " Dedim iç Çekerek

 

"Gel bunları giy sonra yemek yemeye gidelim. Ne yemek istersin? " Diyerek beni kaldırdı oturduğum yerden.

 

"Simit ve ayran. " Dedim burnumu çekerek birlikte kabine doğru yürürken, "simit ayran mı olur..." Dedi "iskender yiyelim mi? "

 

"Simit yiyelim. " Kabinin önüne geldiğimizde "giydirmemi ister misin? " Dedi

 

Başımı iki yana sallayarak, "giyerim ben. " dedim poşeti açtığında içinden siyah olan takımı alarak kabine girdim. İç. Çamaşırlarımı giydiğimde o kadar rahat hissettirmişti ki evdeki tüm çamaşırlarım bir bunlar etmezdi sanırım.

 

Kabinden çıktığımda birlikte mağzadan çıktık yemek katına yürüyen merdivenlerle çıkarken, "Efkan! " Dedim panikle

 

"Senin kıyafetlerini kabinde unuttum. "

 

"Kalsın." Dedi düz bir sesle

"Hemen gidip almamı ister misin? "

 

"Kalsın lalin. Küçük geliyordu zaten bana, " Ama kazağı çok güzeldi.

İçim acımıştı resmen elini belime sararak kendine çekti. "Acıktı mı karnın? "

 

"Evet hemce çok acıktım. " Dediğinde güldü. Gülüşü kulaklarıma dolarken, "belli oluyor çok acıktığın... " Diyerek belimdeki eli ile tenimi okşadı.

 

"Ama ben acıyor mu karnın diye sordum. " Dediğinde yanaklarım kızardı. Ama ben emindim karnın acıktı mı demişti.

 

"Acımıyor, doktorun sıktığı sprey iyi geldi. "

 

"Sevindim." Dedi yemek katına ulaştığımızda yürüyen merdivenden zıplayarsk beton zemine atladım. Az kalsın biten yeri beni İçine çekecek idi

 

"Ne yemek istersin? " Diye sorduğunda yan yana dizilmiş restoranlar vardı.

 

"Simit? " Dedim ona dönerek son kez şansımı denemek istemiştim.

 

"Dayak? " Dediğinde kıkırdadım.

"Sen ne yiyeceksin? " Dediğimde

"İskender." Dedi çok düşünmeden

 

Bende gözlerimi etrafta gezdirdim aklıma hiç bir şey gelmiyordu.

 

"Gel oturunca karar verirsin. " Diyerek belimdeki eli ile beni yönlendirerek üçüncü restorana girdik bri masaya oturduğumuz da masadaki fiyat listesi olan bir broşür vardı.

 

Kısaca göz gezdirdiğimde fiyatlatın uçuk olduğunu anlamıştım.

 

Çorba ve pilav uygundu sadece ve bugünde çorbaya bulandığım için midem bulanıyordu çorbadan o yüzden, "pilav yemek istiyorum. " Dedim.

 

Başını olumlu anlamda sallayarak yanımıza gelen garsona pilav ve köfte kendi içinde bir buçuk iskender söyledi. Bir ayran ve kolayıda ekleyerek admaı gönderdi.

 

Saçlarımı geriye doğru ittiğimde bakışları saçlarıma kaydı. "Kahküllerini alnına sersene, " Dediğinde güldüm.

 

"Gözüme geliyorlar."

 

"Daha tatlı oluyorsun kahküllerin varken, kısalttırırız istersen. " Kahküllerimi keseli epey oluyordu o yüzden kirpiklerime kadar ulaşıyordu ve bende kahküllerimi iki yana itiyordum devamlı.

 

Kendimi daha rahat hissediyordum.

Ama kahküllü halimide seviyordum.

 

"Bal gibi suratın var. " Dedi kaşları çatık bir şekilde beni izlerken, "küfür etseydin? " Dedim

o nasıl bir söyleme şekliydi. İltifat mı kustu hakaret mi etti belli değildi.

 

Bal yapış yapış...

Bende yapışık bir insan olduğum için mi öyle söyledi. Sanırım saba yapışıksım demeye çalıştı.

 

Bal hiç bozulmazmış. Diye duymuştum bana asla yakamdan düşmüyorsun demeye mi çalışıyordu.

 

"Yine çenen titriyor. " Dediğinde farkında bile değildim. Omuz silkerek başımı eğidim. Dizlerimdeki ellerimle oynarken

 

"Lalin? " Dedi sakin bir ses tonuyla ama her an elini masaya vurarak bağıracakmış gibi hissediyordum.

 

"Neye alındın yine? " Dediğinde omuz siktim. "Bir daha seni aç bırakırsam yedi ceddimi siksinler. " Dedi öfkeyle bende ne zaman sinirlenecek diyordum iyi bile dayandı.

 

Umarım ondan da dayak yemezdim.

Hem hem o gitsin dişçiye sinirlensin dilsraya sinirlensin onlar çeksin onun öfkesini sinirini ben neden çekeyim.

 

"Çok meraklısın zaten kendini sikti-"

 

"Lalin! " Dedi sert bir şekilde bağırdığında bir kaç insanın bize dönüp baktığını hissettim.

 

Ani bağırması ile irkildiğimde o da bağırdığına pişman olmuştu sanırım.

 

"Tamam yok bir şey, " Dedi ardından. O da korktuğumu anlamıştı. Alt dudağım kontrol edemeyeceğim kadar çok titrerken kollarımı göğsümde birliştirerek kendimi ağlamamak içim sıktım. Herkese rezil olmuştum. Küçük düşürmüştü beni millete

 

"Lalin bak bana özür dilerim. "

 

Omuz silktim. O sırada önümüze gelen yemeklerle pilava baktım.

Tekrar başımı eğdiğimde gözümden bir damla yaş süzüldü.

 

Ben pilav yemek istemiyordum pilav çok çirkin duruyordu.

 

"Lalin ağlama ye hadi yemeğini, " Omuz silktim. Ben pilav yemeyecektim vazgeçmiştim.

Garon tekrar madamıza geldiğinde başımı kaldırarsk baktım. Efkanın büyük tabağının üzerine kızgın tereyağı döküyordu.

 

Efkanın yemeğinin üzerinden dumanlar çıkarken tabağın bir kısmında süzme yoğurdu görünce canım çekmişti.

 

Bana neden iskender almamıştı.

Tekrar ağlamamak için kendimi sıkıyordum. Ama saatlerce otueup ağlamak istiyordum. Karnım açlıktan sızlarken Efkan bana bakıyordu. "Ye hadi pilavını, " Omuz silktim Istmeiyordum.

 

Bir Çözüm yolu ararken, "ben yedireyim mi? " Diye sordu.

Başımı iki yana salladım.

 

"Gülüm ama milletin için kendini siktireceksin diye neden bağırıyorsun. " Diye sordu.

 

"Ama haklıyım efkan. " Dedi mızmızlanır gibi

 

"Evet. Haklısın hadi ye pilavını, " Diyerek önümdeki çatalı alarak köfteye batırdı. Dudaklarıma doğru uzatırken başımı diğer tarafa çevirdim. "Hadi lalin millet bize bakıyor. "

 

"Rezil ettin beni herkese küçük düşürdün." Deidm alıngan bir şekilde

 

"Sende beni lalin. Sende beni rezil ettin. "

 

Omuz silktim. "Seni bir daha nerde görecekler! "

 

Sanki seni görecekler

 

"Haklısın." Dediğinde ona baktım. Hala uzattığı köfteden biraz ısırarak çatalı elime aldım. "Ye hadi. " Diyerek kendi çataşını alarak sıcak etten aldı.

İskenderi yoğurda batırarak yediğinde bakışları yemeğindeydi.

 

Ağzımdaki köfteyi ısırırken geri kalanını tabağıma bırakarak pilavdan bir çatal aldım.

 

Pilavı ağzımda çiğnerken efkan iskenderin içindeki pide ekmeğinden ve ince uzun kesilmiş olan etten aldı çatalına yavaşça yerimden kalktığımda bakışları bana döndü. Masanın etrafından dolaşarak yanındaki boş sandalyeye oturdum. "Efkan. bana da bundan yedirir misin? "

 

Sandalyesini düzelterek bana döndü. Peçete ile ağzını silerek tekrar çatalını alarak pide ekmeği ve etten alarak bana doğru uzattı.

 

"Sana da söyleyelim mi? Beğendiysen. " Başımı iki yana salladım. Pilav çöpe giderdi günah

 

Salçalı sos ve terayı o kadar güzeldi ki hele etin yumuşaklığı "bir daha, "

Dediğimde sandalyemin bacağını tutarak kendine doğru çekti.

 

"Sen pilavı yesen olmaz mı? "

 

"Olur."

 

Yine bir çatal alarak bana uzattığında, "yoğurda da batır. " Dedim sesim hâlâ alıngan bir tonda çıkıyordu ve buna asla engel olamıyordum.

 

Efkan bana iskenderden yedirirken çatalı ondan alıp yemek hiç aklıma gelmemişti. İskenderi yedirirken arada kola içirmişti.

 

"Ben doydum. " Dediğimde çatalın ucundaki eti gösterdi. "Bunu da ye son. " Dediğinde çatalın ucundaki eti dudaklarıma uzattı.

 

Tabak neredeyse bitmişti bir iki et ve pide kalmıştı. Yoğurt o kadar güzeldi ki

 

"Efkan sonra bir daha gelelim mi iskender yemeye? "

 

"Gelelim." Diyerek peçeteliğe uzanarak peçete aldı. Bana uzattığında slarak dudaklarımı sildim. "Kolayı bitireyim mi? " Dediğimde zaten çoğunu ben içmiştim. Bir iki defa içmişti anca

 

"Bitir." Diyerek kalan iskenderi yedi. Benim pilav tabağımı önüne çekerek pilavdan yerken bende pipeti ısırarak ağır ağır kolayı içtim.

 

Etrafımdaki insalanlara bakarken annesinin yemek yedirmeye çalıştığı çocuk gözüme takıldı. Çocuk mızırdanıyor yememek için direniyordu. Annen yediriyordum işte yesene.

 

Ayrıca neredeyse 6 yaşında görünüyordu. Salak mıydı bu çocuk kendi yeseydi ya oğlan çocuğu işte ne olacak

 

Ayaklarımı sallayarak efkana baktığımda benim yarım bıraktığım pilavımı yerken gördüğümde üzülmüştüm. "Efkan." Dediğimde bana döndü. Aç kalmıştı ve iskenderini yiyememişti oysa buraus gelmedne iskenderin adını söylediğinde dahi gözleri parlıyordu. Üstelik yenisini sipariş etmesinine de izin vermemiştim.

 

"Efkan özür dilerim. " Dedim yaptığkmın farkıns varınca

"Ben, yemeğini bitirdim. " Dediğimde elinin sırtıyla makas aldı yanağımdan "sen tok ol yeter bana, "

 

Aç olsam ne olacaktı. Onu mu kemirecektim sanki neden böyle kırık yaş üstü eyt bekleyen dayılar gibi konuşmuştu.

 

"Pilavda çok güzel. sipariş veririm ben yine sen yemek ister misin bir daha? "

 

"Çok doydum. Ama pilavı sevdin mi gerçekten. " Zorunda olduğu için yemesine çok üzülürdüm.

 

"Gerçekten çok güzel seviyorum ben pilavı, "

 

Çok tuvaletim gelmişti. Ama efkanı bekliyordum. Bitirince tuvalete gitmek istediğimi söyleyecektim.

 

Efkan yemeğini yerken bende yine insanları izliyordum.

 

Ağlayan çocuk annesine telefondan çizgi film açtırmış çizgi film izlerken annesi ona yediriyordu.

Öküze benziyordu çocuk telefona bakarken annesi ağzına uzsttığında hayvan gibi açıyordu ağzını bakışlarını telefondan ayırmıyordu.

 

Zavallı kadın kendisi yiyemiyordu.

 

Nefesimi dışarı bırakarak Efkana baktım. "Doymadın mı daha? " Dedim çok sıkışmıştım. Efkan bana dönerek "bir sorun mu var? " Dedi

 

"Tuvalete gidicem. " Dediğimde peçete ile dudaklarını sildi. Tik gibi bir, şeydi sanırım. Çünkü dudakları zaten temizdi.

 

"Gel, " Diyerek ayağı kalktı. Kendisi önden giderken arkasındsn onu takip ettim. Kapısında etekli kız olan tuvaletin önünde durdu.

 

"Buradayım gir sen. " Dediğinde içeri girerek ellerimi yıkadım. Yemeğe dokunmasam da içim rahat etmemişti.

 

Efkana çok üzülüyordum. Kendimede çok kızıyordum. Nasıl fark etmemiştim bana yedirdiğini keşke elinden alarak kendim yeseydim. Sanırım o an elinden çatalı alıp onun tabağını önüme çekmeye utanmış bana yedirmesine izin vermiştim.

 

Evet kesinlikle öyle olmuştu.

Birde benimle ilgilenmesi hoşuma gidiyordu.

 

Yan yana dizili kabinlerden ortadaki kabine girdim. Klozetebir dünya peçete sararak, eteğimi kaldırdım Ve iç çamaşırımı aşağı doğru çekerek klozete oturdum. Siyah renkli iç Çamaşırda fark ettiğim parlak ıslaklık ile ofladım.

 

Regl olmuş olamazdım. Eve gidince neden olmuyordum ki burada yeri miydi. İç. Çamaşırı çıkardım. Çöpe atmaya gönlüm elvermiyordu ama ne yapacağımıda bilmiyordum.

 

Oysa çok kaliteliydi.

İç çamaşırın bel lastiğinden tutarak kabindan çıktım. Lavaboda su tutar bir poşete koyardım. "Efkan! " Diye seslendim

 

İç çamaşırımın olduğu elimi kabinin içinde tutuyordum.

 

"Efkan! " Bir kez daha bağırdığımda efkan içeri girmişti. Bir orun mu var diye bana bakarken

 

"Efkan üstüm kirlendi. " Dedim gözleri üzerimde dolaşırken "iç çamaşırım. " Dedim bana ped alması gerekirdi.

 

"Altına mı-" Ciddi ciddi soruyor muydu. "Efkan ya! " Diye bağırdım.

 

"Kan olmuş..." Dediğimde kaşları havalandı. Diğer elime bakarak, "o ne? " Diye sordu elimde bir şey tuttuğumu anlamıştı.

 

"Bana aldığın çamaşır. " Sürekli iç. Ve çamaşır demekten kusasım gelmişti artık efkan ile bu kadar samimi olmak istemiyordum.

Şimdi ki istisnaydı ama

 

Yüzünğ buruşturdu. "Lalin atsana onu, " Dediğinde omuz silktim. "Yıkarım bunu. "

 

"Lalin saçmalama at. "

 

"Atmam." Diye inatlaştığımda "lalin! " Dedi uyarır gibi

 

"Ne yapacaksın pis şeyi at gel şuraya, "

 

"Atmam işte yıkayıp yine giyerim ben bunu. "

 

"Ben sana yenisini alırım aynısından at onu, " Evdekilerden olsa seve seve atardım ama bu olmazdı.

 

"Ama efkan bunu atamam yumuşacıktı bu-"

 

"Lalin! " Dedi sinirli bir şekilde

"At dedim. Yenisini alacağım sana, " Dediğinde dudağımı aşağı doğru sarkıttım. Surta asarak dediğini yaparak kabinin içindeki çöpe atarak sifonu çektim.

 

"Lalin." Dediğinde bu sefer daha sakindi. "Bu sinirin alınganlığın bu hastalık bitince geçecek mi kalıcı mı?

 

5 bin 215 kelime

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%