Yeni Üyelik
18.
Bölüm

17. Bölüm

@saryarayisardunya

Efkan lise ve üniversiteyi yatılı okulda okumuştu. Üniversite için yine aydında bir üniversitedeydi bölümünü bilmesem de

 

Çocukluğumun onu bulmak ile geçmesi söz konusu olmasa da belli bir dönemi onun neye benzediğini düşünerek geçmişti. Herkes annesinin öldüğünü konuşmuştu. Annesini tanıyordum. Dilaraların evine gelirdi sürekli annemde oraya gittiğinde bende giderdim.

 

Öldü haberi yayıldıktan sonra kurulan pazardan simit almak için seke seke giderken karşımda gördüğüm kadın ile nutkum tutulmuş hortlak gördüm diye korkudan nefes almakta güçlük çekmiştim.

 

Yanındaki oğlu büyük oğlu mu yoksa efkan mı bilmiyordum simasıda aklıma gelmiyordu onların evi bizim eve çok uzaktı kçyde herkes herkesi tanırdı girmediğim ev yoktu.

 

Ama onun ailesi ile benim ailemin arasında nedenini bilmediğim bir uzaklık bir mesafe vardı. Kçyde herkes herkes ile akraba iken biz onlar ile hiçbir şeydik.

 

On bir yaşında iken merak etmiştim efkanı ilk sonradan utup gitmiştim. Bazı anlar yaşanmışlıklar yeni yeni düşüyordu zihnime

 

efkan ın varlığını bile unutmuşken onu bana hatırlatan yine onu konuşmalarıydı.

 

"Efkan neden bıçakladın o zaman. " Dedim korkuyla eşkiyanın kardeşi ne demekti. Onun aklı alıyor muydu adam ya bize zarar verirse

 

"Efkan... " Dedim sızlanır gibi ama bu daha çok çaresiz kaldığım içindi.

 

"Neden yaptın. " Elimle dudaklarımın üzerini kapatarak dünkü olanları düşündüm.

 

"Lalin bana bak. Sorun yok, " Dediğinde başımı iki yana salladım. Çok büyük bir sorun vardı.

 

"Lalin, güzelim yok bir şey " Elinin sırtı ile yanağımı okşadı.

 

"Korkmanı gerektirecek bir durum yok. "

 

Babasını öldürmüştü. Kazayla olan bir şey değildi.

Boğazını kesmişti. Ne kadarda korkunçtu.

 

"Lalin korkuttum mu seni? " Korkmak mıydı bu sadece tanımıyordum efkanı

 

Hep merak ettiğim efkan buydu. Merakım dinmişti yerini tarifsiz duygulara vermişti. Yok bir şey lalin.

 

"Benden mi korkuyorsun. " Başımu iki yana salladım. Eşkiyanın kardeşi adam ölmüşse peşimizi bırakmazlardı. Ölmese kendi intikam almak isteyecekti.

 

"Hayır." Arabayı durdurdu. "Gel kucağıma, "

 

Gidip gitmemek arasında kalsamda elini uzattığında elini tutarak kucağına oturdum. "İlk geldiğin günden konuşalım mı? " Diyerek başımı omzuna yasladı.

 

"Kucağıma nasıl oturacağınıbile bilmiyordun. " Diyerek saçlarımı geri itti. "Ufacık burnunla buraya değdirince bitmeyecek mi diyordun. " Dediğinde omuzlarının sarsılmasından güldüğünü anlamıştım. Bende gülerek "efkan ya, " Diye mırıldandım.

 

"Nereden bileyim ben nasıl olduğunu, " Köyde ki hayat belliydi benim çevremde belliydi. Nerden haberim olacaktı.

 

"Çok haklısın. Ben ona bir şey demiyorum ama... " Diyerek kısa bir an sustu ardından "komiktin." Dedi

 

"Birde susamıştın dimi? "

 

"Ama efkan! " Dedim başımı omzundan kaldırarak

 

"Seni sikmem için mi geldin diyen bendim sanki? " Derken yine yanaklarım kızarmıştı.

 

"Yüzünün aldığı ifadeyi görseydin keşke bir ömür dalga geçerdik. "

 

Omuz silktim, "nasıl korkuyordum senden. "

 

Şuan korkmuyorsun sanki,

 

Aslında efkan o kadar kötü biri değildi. Sadece ifadesiz biriydi. Ananı siktik desek yüzümüze bakar bakar döner arkasını gider ya da yatırır seni siker gibi bir vibe ı vardı.

 

"Ailen zorla gönderdi sanmıştım. Meğer yaramaz bir kızmışsın sadece, " Diyerek saçlarımı karıştırdı.

 

"Pencereden baktığını görmüştüm." Dedi bir itirafta bulunarak "seni tilki sanmıştım. "

 

"Nerem benziyor! " Elini uzatarak burnumu sıktı. Burnumda çekerek kendine yaklaştırdı.

 

"Ağaca kadar ördek gibi çömelerek gidişin. "Burnumu elinden kurtararak burnuma dokundum acıtmıştı.

 

"Sen benim saçımı yolmuştun. " Dediğimde oan aklına gelmiş gibi kaşlarını çattı. "Geceleri uyuyacağım zamanlar çok sızlıyor."

 

Nenende uçar mıydı?

 

"O sinirle seni derede boğmadığıma dua et sen. Ufacık götüne mi güvendin de gittin adamların kucağına, "

 

"Saklanıyordum ben, " Dedim çenemi kaldırarak

 

"Kilolu biri değilsin. Ufak tefeksin," Dediğinde iltifat edeceğini sanarak yüzüme bir tebessüm kondurduğumda "ama o ağacın arkasında görünmeyecek kada rda değil. "

 

"Ama efkan! " Dedim hayal kırıklığı ile meşe ağacının arkasında ayı saklansa o bile görünmezdi.

 

"Meşe ağacının arkasına sen saklansan ben seni görsem bile görmezden gelirdim. Görsemde böyle söylemezdim ne kadarda kırıcısın. "

 

"Çünkü saklambaç oynuyorduk değil mi Lalin? "

Omuz silktim.

 

"Bir gün çok sinirlensen ama baya çok beni döver misin? "

 

"Nereden çıktı o? "

 

"Kadına vurmam diyenlerden misin? "

 

"Hiç, düşünmedim."

 

"Beni dövmeyi düşündün mü? " Sorularkm ile her defasında afalladığına şahit oluyordum.

 

"Neden düşüneyim? Bir şey varda bana mı söylemiyorsun? " Başımı hızla iki yana salladım.

 

"Yok hayır merak ettim. "

 

"Kendine kadın dediğinde bir tuhaf hissediyorum kız çocuğusun sen daha, "

 

Sende sübyancı mı?

 

"Birlikte olduk sayılır. " Başını iki yana salladı. "Bekaret ile alakası yok bakışların bile çipil çipil çocuk gibi... çocuğumuz olsa bile kız çocuğu olmaya devam edeceksin benim gözümde, "

 

"Neden konuyu değiştirdin? Döver misin yani, "

 

Burnumun ucuna işaret parmağı ile vurdu. "Ufacık bir şeysin nerene kıyayım da vurayım. " İstemsizce yüzümde bir tebbessüm oluştu.

Keşke çok güzelsin kıyamam deseydi biraz daha mutlu olurdum ama böyle de iyiydi.

 

"Ama yaşlandığında döverim. " Dediğinde omzuna vurdum.

 

"O nedenmiş? "

 

"Yaşlandığında nereni seveyim senin tam dövmelik olursun. "

 

"Şansına küs. " Dedim üstünlük kurar gibi "sen benim yaşlandığımu görmene ömrün yetmez. Sen 70 yaşına geldiğinde ben daha 25 26 falan olurum. "

 

"Abart gülüm abart. " Dediğinde omuz silktim. Yalan mıydı benden yaşlıydı.

 

"Ben senin bastonunu alıp kaçarım." Diyerek kıkırdadığımda

 

"Bak ya! " Dedi sitemle "sıpa, " Diyerek iki elini belime sardı.

 

"Hazır yaşlanmamışken seveyim mi seni? " Dediğinde dudaklarım kulaklarıma ulaşmıştı tabiri caizse

 

"Gerçekten mi? Ama dilar-" Elleri kalçama indiğinde cümlem yarıda kaldı kahretsin! Öyle sevmek miydi ben aşık olacak sanmıştım. Rezillik!!!

 

Efkan gülerek kalçamı sıktı, "akşam bu dilara mevzusunu konuşup halledelim. " Dediğinde yanaklarım kızarmıştı.

 

Aptallık bendeydi. Efkan nasıl sevecekti beni o kimdi ben kimdim.

 

Dilara ile konuşup ayrılacağım mı demekti bu?

 

Kalçamı daha çok sıkarak, "tamam mı? " Dedi başımı olumlu anlamda salladım.

 

"Biraz öpüşelim seninle, " Diyerek alnını alnıma yasladığında ses tonundan etkilenmiştim.

 

Dudaklarını dudaklarıma kısa kısa sürtüp geri çekiyordu.

 

"Ama öpmüyorsun. " Dedim sızlanır gibi resmen benimle oynuyordu.

Bu sefer dudakları dudkalarımın arasından içeri sızdı. Alt dudağımı emerek daha da derinleştirirken ellerimi omuzlarına koyarak destek aldım.

 

"Sürtün bana, " Dedi çok kısa bir an dudaklarını çekerek daha sonra tekrar dudaklarını birleştirdi.

 

Aynı zamanda elbisemin önünü açarak sağ göğsümü dışarı çıkardı. Yaşadığım duygu yoğunluğu ve de göğsümü emmesi için geri çekilerek ona alan açmak için sırtımı direksiyona yasladım.

 

Aniden çalan korna ile irkilerek efkana doğru kendimi iterek efkana sarıldım. "Korkma kornaya bastın sadece, " Diyerek bir eli belimdeyken göğsümü sütyenimin içine koydu. "Düğmelerini ilikle varalım bir an önce gece evde hasretleşiriz. "

 

Hasretleşmek?

Sevişmek

Okey. 

 

Düğmelerimi kapatarak yan koltuğa geçtim.

 

"Sana orada arkadaş bulalım mı? "

Omuz silktim. "Kimseyle anlaşamıyorum. " Bir arkadaşımın olmadığının o da farkındaydı.

 

"Yavuzun kız arkadaşı iyi bir kız onunla arkadaş olabilirsin."

 

"Yanına gidip benimle arkadaş olursun mu demeliyim? " Dedim alayla ilkokulda değildik

 

"Ben tanıştırırım. "

 

Olsa da olurdu olmasa da olurdu.

Umrumda değildi. Bir arkadaşa ihtiyacım yoktu. Eskiden olsa üzülürdüm bir arkadaşım yok diye ama şuan takmıyordum.

 

Ama efkanın seni heyecanlandırdığında bunu başka birine söylemek istiyorsun.

 

Efkana da söylerdim beni heyecanlandırdın diye gerek yoktu.

 

"Yavuz kim? "

 

"Arkadaşım. Ortaokuldan, "

 

"Yakın mısınız? "

 

"Az çok ama kız arkadaşı ile. Arkadaş olmanı isterim. Düzgün bir kız. "

 

"Sen nereden biliyorsun. "

 

"Kardeşimin arkadaşıydı. İkisini tatlı yemeye götürürdüm."

 

Kardeşine ne olmuştu merak ediyordum ama öldü mü diye sormam ayıp olacaktı ve de onu üzecekti.

 

Kendisi söylerdi bir daha konu açılınca

 

Araba durduğunda geldiğimizi anladım. Arabadan ikimizde indiğimizde çantamı koluma astım. İçinde pedim vardı. Aslında içinde sadece pedim vardı. Arabada bıraksam olurdu ama o zaman ellerimi koyacak yer bulamıyordum kolumdaki çantamda dursundu.

 

Efkan geriye doğru elini uzattığında elini tutarak koşar adımlarla yanına yaklaşarak uzattığı elini tuttum. Parmaklarını parmaklarımın arasından geçirerek elimi sıkıca tuttu. Sevgili gibi

 

Sevgililer böyle tutardı ellerini.

Birlikte hazırlık yapılan alana doğru gittik bir taraf ışıklar orkestra ile kurulu daire şeklinde sandalyeler var iken diğer tarafta altı kişilik bir kaç masa vardı. Sanırım erkekler için ayrılmıştı

 

Birlikte sandalyelerin olduğu yere doğru giderken bizi gören adam büyük bir sevinçle yanımıza geldi. Efkanda da vardı takım elbise

 

Kumaş pantalon beyaz gömlek ve üzerine ceketi giymiş Kravat takmamıştı.

 

Ben ise elbise giderken bile abartılı mı diye düşünmüştüm. Sonuçta bir şeyim değildi.

 

Efkan elimi bırakarak gelen adamla tokalaştılar. Çok anlamsız bulsamda efkan yaparken çok asil duruyordu. Erkeksiydi.

 

Efkan ile adam konuşurken efkanın ince belinin altındaki biçimli kalçasına bakıyordum. Ne kadarda güzel sarmıştı pantalon kalçasını.

 

Efkan üzerindeki ceketi çıkararak arkadaşına verdiğinde daldığım yerden! Bakışlarımı çekerek efkana baktım. "Lalin arkadaşım arif, " Dediğinde gülümseyerek adama döndüm. "Meraba, " Dedim kısık bir sesle adam elini uzattığında

Elini sıktım. "Arif ben. " Diyerek birde o kendini tanıttığında "Lalin." Dedim.

 

Efkan elini bu sefer belime koyarak, "kızlar nerde? " Diye sordu.

 

"Gelini hazırlıyorlar içerde hepsi, "

Dediğinde efkan erkeklerin o tarafa baktı gözlerini kısarak

 

"Yavuz yok mu? " Dediğinde efkan erkeklerin olduğu tarafa doğru yürüyordu. "Buralardaydı o, " Dedi adam etrafına bakınarak

 

"Şu yavuzun sevgilisi, ayşen geldi mi? "

 

"Geldi geldi yavuzun yanındaydı en son gelirler şimdi. "

 

"Yanımıza uğraşınlar söyle, " Erkeklerin olduğu gruptan bizi gören biri "efkan." Demişti.

 

Diğerleri de bu tarafa dönerken

Efkan önüne kadar gelen adama sarıldı. "İyi gördüm seni, " Dediğinde adam gülerek elini iki kez efkanın omzuna vurdu.

 

Adam bana döndüğünde efkan göz kırptı adama adamın yüzünde bir gülümseme oluşurken, "neşet." Dedi bana elini uzatarak

 

"Lalin." Diyerek bende gülümsedim. Tanıyor sayılırdım.

 

"Ne zaman geldin? " Desi efkan

"Oldu bir yarım saat." Dedi. Ardından, "telefonda anlatamadım. Serhat ı gördüm. Elif vardı yanında," Dediğinde efkan şaşırmıştı. "Allah ayırmasın kardeşim ne diyelim. " Dediğinde neşet başını hafifçe yana eğdi.

 

"Serhat ın belliydi bir karın ağrısı olduğu ama "

 

" sonra konuşuruz." Dediğinde diğer erkeklerin yanına gittik efkan diğer erkeklerle sadece el sıkıştı. Hepsi ile arkadaş olmasına rağmen sadece neşet e sarılmıştı.

 

"Lalin." Dedi eli tekrar Belimi sararken herkesin adını tek tek söyleyerek tanıştırdı. Ben ise başımla selam veriyordum Sadece

 

"Hırkamı parmak uçlarıma kadar çekerek ellerimi sakladım. Gerilmiştim herkesls tanışmaktan.

 

" Efkan. " Diye tekrar bir ses yükseldiğinde efkan arkasını döndü gelen adam ve kadın ile efkanda arkasını dönerek adamla tokalaştı.

 

"Yok oldun yine nerelerdesin? "

 

"Yoğunum bu aralar. " Yoğun muydu. Benim neden haberim yoktu bu durumdan.

 

Yavuz bana da bir baş selamı verdiğinde diğer kadın efkana sarılmıştı. "Nasılsın abi? "

 

"Seni sormalı, " Diyerek kısaca sarıldılar. O kadar da yakın bir sarılma değildi saliselikti. Bedenleri birbirine değmemişti bile ama efkan bana sarıldığında çok daha uzun sarılırdı ve bu kadar uzak durmazdı.

 

Kıskanmamak için bunu kendime hatırlatmalıydım.

 

"Ayşen kız arkadaşım Lalin. " Diyerek belimi tutarak yanına çekti.

 

"Yanlız bırakma, " Dediğinde ayşen gülümsedi. Ve bana doğru uzandı. Başımı geri çekerek ona bakarken bana sarılması ile afalladım.

 

Nerden vu samimiyet.

 

"Ayşen ben, " Diyerek diğer tarafıma doğru sarıldı bu sefer. Ellerimi ayıp olmasın diye sırtına koymuştum.

 

"Lalin." Diyerek ayrıldım.

Herkesle böyle samimi olur muydu bu kız

 

"Lalini herkesle konuşturtma şu sultan mıydı neydi uzak tut onlardan. Yanlız kalmasın." Ayşen başını sallayarak onayladı.

 

"Tamam abi merak etme, "

 

"Sıkılırsan bir şey olursa gel yanıma tamam mı? " Diye tembihlediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

Ayşen, "gel hadi, "dediğinde onunla birlikte eve doğru gittik yan yana yürürken " Kaç yaşındasın. " Diyerek konu açtığında, "19 sen? " Diye sordum. Yaşımı duyduğuna şaşırmıştı. "Daha büyük sanmıştım benden küçüksün. "

 

"Sen kaç yaşındasın? "

 

"Yirmi iki, " Dediğinde evin kapısını açtı. Ayakkabılarımı çıkarırken o da terliklerini çıkarmıştı. İçeri girdiğimzide ayşen beni diğer kızlarla tanıştırdı.

 

Gelin olan kız bindallısısını giymişti arkadaşının uzattığı pideyi yerken beni görünce ayağa kalkarak kabarık bindalısı ile yanıma kadar gelerek bana sarılmıştı. "Hoşgeldin."

 

"Hoşbuldum. Hayırlı olsun. "

 

"Çok sağ ol, aç mısın? " Diye sordu ama cevabımı beklemeden, "ayran ile pide getirin. " Dedi. Bende itiraz etmedim. Sonuçta efkan para takacaktı. Ve bu parayı bir yerden çıkarmamız gerekiyordu

 

Şaka şaka acıkmıştım.

 

Efkan sabah sandiviç yapmıştı ama pek iştahım olmadığı için bitirmemiştim.

 

Gelin tekrar yerine oturdu.

 

"Kimlerdesin." Dedi arkadaşına yemek yedirmete devam eden kız,

 

"Viranşehirden." Dedim kısaca

Bir başka kız, "orada ceren var, geçen yaz evlendi tanıyor musun? "

 

Evet. Orospu

 

"Yok hayır, "

 

"Kuzenimdi de ondan sordum geldim ben geçen yaz köyünüz çok güzel, "

 

Dışı saphane içi kerhane

 

"Sen kiminle geldin. "

 

"Damadın arkadaşı oluyor... " Kim oluyordu. Benim neyim damadın arkadaşı oluyordu. Kısa bir aflalama sonucu oturuşumu dikleştirdim. "Erkek arkadaşım. " Diyerek tamamladım cümlemi

 

Bana uzatılan pideyi alarak ayranı tabağın üzerine koyduğumda bana veren kadın, "çekinme kızım çekinme ye güzelce, " Diye tembihledi

 

"Aa, " Dedi gelin "kimin kız arkadaşısın. "

 

"Efkan." Dedim kısaca efkanın soy adı antin kuntin bir şeydi hatırlamıyordum. Ayranı açarak bir yudum aldığımda

 

Kızların bakışları benim üzerimdeydi.

 

"Efkan mirdağ? Babasını öldür-" Bir an afallafı kız

 

Kıza döndüğümde, "pardon." Dedi

 

"Efkan ile aynı okuldaydık. " Dedi bir kız "elif ile takılıyordu o zamanlar. " Evet bende götümde bezle dolaşıyordum.

 

Gülümsedim. "Benimde başka bir ilişkim vardı o zamanlar. "

 

Gelin gülümsedi. "Nişanlım ile çok yakın efkan abi elti gibi olacağız seninle desene. " Dediğinde gülümsedim. Umarım olurduk

 

"Senin ismin ne? "

 

"Şeyda, "

 

"Lalin bende, " Diyerek tekrar adımı söyledim.

 

Tekrar bir sohbet açıldığında bende pidemi yiyordum.

 

"Ben evlenmekten vazgeçecek gibiyim. Yarın aklıma geldikçe çıldırmamak elde dğeil. " Dedi şeyda üzerindekş bindallısı ile vazgeçmek...

 

"Kızlar ne olacak ne yapayım bilen var mı? " Dediğinde iki kız kıkır kıkır gülmüştü bu söylediğine belli ki görmüş geçirmişlerdi.

 

Şeyda herkesin üzerinde bakışlarını gezdirirken benim üzerimde durduğunda

 

"Efkan abi senin tadına bakmadan bırakmamıştır. " Dediğinde ağzımdaki ayranı yutamamıştım.

 

"Efkan hastalık bulaşır diye biriyle birlikte olmuyor. " Dediğinde ayran boğazımda kalmış ve beni öksürük krizi tutmuştu. Ayşen "iyi misin? " Diyerek sırtıma vururken zor zor toparlamıştım kendimi

 

Kıza dönerek yanan boğazıma aldırış etmeden, "efkan mı? " Dedim inanmamıştan çok emin misin der gibi

 

"Tanımıyor musun sevgilini? "

 

"Tanıdığım için soruyorum. " Dediğimde ayşen, "sen nerden biliyorsun kübra? " Dedi aynen evet! Nerden biliyordu bu kevaşe

 

"Pek ilgilisin? " Diyerek göz kırptım. "Bende eliften duymuştum. "

 

"O elifleyken. " Dedim

 

"Elifleyken hastalık bulaşmasından korkması,elifin sorunu " Diyerek yüzümü buruşturdum. "Yazık efkan abide başımdan savıcam diye ne uyduracağını bilememiş, " Demişti bir kız hep birlikte gülerken

 

Şeyda, "lalin, anlatsana biraz ne oluyor? " Dediğinde yutkundum.

 

Değdirince bitmiyor...

 

"Korkutmak istemiyorum seni, " Dedim sadece

 

"Efkanınkini yedikten sonra, "

 

"Abi. Efkan abi." Diyerek gözlerimi sıkıca kapatım açtım.

 

Ayşen, "telefonun var mı numarasını kaydedeyim? " Dediğinde "ana, " Diye mırıldandım. Telefonumu eve giyinmek için gittiğimde götürmüştüm en son

 

"Evde unuttum. " Dediğimde şeyda "ayşen koş benim odamda kağıt kalem var benim numaramıda yaz eve gidince kaydeder. " Dediğinde yaşen kağıt almaya gitti.

 

"Konuşalım yine dörtlü date e çıkarız. Tabi ben evli olacağım ama, " Diyerek kıkırdadı.

 

Ayşen elinde kağıt kalemle gelerek numaraları yazdı. Bana uzattığında eve gidince kaydeder mesaj atarım diyerek çantama koydum.

 

Nihayet dışarı çıkma saati geldiğinde ayşen dışarıdan içeri geliyordu. Elindeki tabağı bana uzattığında tabağa baktım. Başka plastik bir tabakla üzeri kapalıydı.

 

"Efkan abim yemeden çıkmasın dışarı dedi. Yedi dedim ama ısrar etti. " Diye açıkladığında gülümsedim.

 

Şeyda ve ailesi fotoğraf çekilirken bende pidemi yedim.

 

Son pideyi tabağın içinde bırakarak kalktım ayranım çoktan bitmişti.

Önce ayşenin gösterdiği lavaboya girerek pedimi değiştirmiş ardından çantamıda alarak dışarı çıkmıştım. Efkana bakınarak onu bulmaya çalıştığımda arkadaki masalardan ilk masada olduğunu görünce oraya doğru gittim.

 

Yanındaki tüm masalara erkekler oturmuştu. Efkan'ın kolunda olan kırmızı kurdeleyi görünce şaşırmıştım. Efkanın yanına yaklaştığımda beni fark edince bir kolunu açtı. Yanına gittiğimde bir kolunu belime sardı, "doydun mu sen? " Diye sorduğunda başımı olumlu anlamda salladım. Diğer elindeki ayranı bana doğru uzattığında bir yudum aldım.

 

"Çantam burda dursun mu? " Diye sorduğumda "tamam." Dedi

 

"Var mı bir yaramazlık sıkıldın mı?"

 

"Yok hayır, gidiyim mi ben geri, "

 

"Git hadi, " Dediğinde onun yanından ayrıldım. O da yemeyini yemeye devam etti.

 

Keşke ben ilk pideyi yerken ona da götürseydim hiç aklıma gelmemişti.

 

Ayşen in yanına giderek sandalyeye oturdum. Erkekler bir kenarda içki içer kadınlar kendi arasında oynardı. Genelde erkekler başka mekanda olurdu ama erkekler yalın çevre olduğu ve de şeyda gözümün önünde olsun demesi üzerine erkeklerde burada olacakmış sadece kına yakılırken erkekler gelip. 20 dakika kadar durup gidecekmiş

 

Ayşen ile otururken, "oynayacak mısın sen? " Diye sordu. Başıöı iki yama salladım. Efkan varken utanırdum.

 

"Oynarız ya yanlız bırakma beni, "

Dediğinde arkamı dönerek efkana baktım "efkan bakar oynarken utanırım. " Dediğimde güldü.

 

"Arkada oynarız."

 

"Tamam." Diyerek kabullendim. Davulcunun davula vurması ile şeyda evden çıktı. Davulun sesinin yerine orkestra aldığında şeyda ve arkasındaki arkadaşları girerek rakkas oynadılar.

 

Daha sonra oyun havası çaldığında çoğu köylü kalkmıştı ortada şeyda oynarken bizde etrafında halka olmuştuk.

Ben alkış tutarken şeyda ortaya çıkan kızlarla karşılıklı oynuyordu.

 

şeyda ortaya beni çağırdı.

Ayşen de beni omzumdan biraz ittiğinde ortaya geçtim

Şeyda ile karşılıklı oynayarak iki tur attıktan sonra yerime geçtim. Ortaya bu sefer ayşen geçmişti.

 

Daha sonra ayşen ve adını bilmediğim bir kızla üçümüz müjgan oynadık

 

Ayşen pistten çıktığında bende peşinden gittim. "Ne oldu? " Diye sorduğumda erkeklerin masasını işaret etti, "arabanın anahtarını yavuzdan almam gerek ayakkabımı değiştiricem." Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım.

 

"Hadi gel alalım. "

 

"Erkekler içiyor ya yavuz gidersem kızar. "

 

"Ama onun yanına gidiyorsun? "

 

"Kızar o ya " Dedi sitemle ardından

"el sallasam görür mü ki? "

 

"Ben gidip isteyeyim mi efkandan efkan alsın. " Dediğimde bana döndü. Müzikten dolayı bağırarak konuşuyorduk,

 

"Kızmaz mı efkan abi? "

 

"Neden kızsın ki onun yanına gidiyorum sonuçta. " Yani inşallah kızmazdı.

 

"El sallarsan başka biri ona sallıyorsun diye düşünebilir. " Diye ekledim. Efkan buna kızardı işte

 

"Tamam o zaman bekliyorum burada, " Dediğinde efkanların masasına doğru ilerledim. Kahkahalarla dolu konuşmalarda şen şakraklardı. Diğer masalardaki adamlarda aynı şekildeydi. Efkanın masasına giderek efkanın omzuna dokunduğumda omzunun üzerinden baktı. Beni görünce ayağı kalkarak elini belime sararak kendine çekti.

 

"Sıkıldın mı? " Diyerek yüzüme doğru eğildi.

 

"Yavuzdan arabanın anahtarını istesene ayşen ayakabısını alacakmış. " Dediğimde başını olumlu anlamda salladı. Yavuza seslenerek anahtarı istediğinde masalarına baktım çeşitli alkol şişelerinin yanında çerez ve meyvelerde vardı.

 

Yavuz anahtarı efkana verdiğinde efkanda bana uzattı. "Efkan hırkamı çıkarayım mı? "

 

"Hayır." Altımda askılı vardı. Ama çok terliyordum

Zaten elbisemin yakası bir hayli açıktı bu yüzden ısrar etmeyerek ayşenin yanına gittim. Ayşene anahtarı verdiğimde Teşekkür ederek aldı.

 

 

 

Ayşen ayakkabısını değiştirmek için gittiğinde ben bir sandalyeye oturmuş onu bekliyordum. Efkan ne yapıyor diye bakmak için arkamı döndüğümde yakmış olduğu sigarasını içerken karşısındaki adamla konuşuyordu. Tekrar önüme döndüm.

 

"Lalin! " Yanıma doğru koşarak gelen ayşen i görünce afalladım

 

"Koş koş, " Dediğinde ayağa kalktım.

 

"Mezdeke başladı. " Dedi yanıma gelir helmez kolumdan tutarak alana doğru çekiştirdi.

 

Halkanın içinde olan kızın içine bizde girerek tekrar oynamaya başladık ama o kadar komiktik ki gülmeden edemiyordum. Kalçamı ritmik bir şekilde iki yana sallarken kızın biri belime zil takmıştı.

 

Başımı geriye atarak kahkaha attım. Saçlarımı geriden tutarak tekrar kalçamı sallarken zil çok tuhafıma gidiyordu.

 

Ayşen davul çalarken bizde bir kızla karşlıklı oynuyorduk. Ayşen davul omzunu ağrıtınca yere koydu.

 

Kız elimi tutarak "çık." Dediğinde

"Ne? " Dedim.

 

"Ayşen yardım et çıkaralım. "

 

"Düşerim hayır. " Diyerek kendimi geri çektim ama ayşende diğer kolumu tutunca pes ederek davulun üzerine çıktım. Üzerinde oy na yazan beyaz gözlüğü uzattıklarında onuda taktım. Mezdekenin en can alıcı yeri çalarken ellerimi yüzümün hizzasında kıvırırken omuzlarımı sallıyordym. Düşmekten korkarak bir elimle ayşeni tutuyordum. Diğer kızda zaten düşmemem için davulu iki bacağının arasında tuttuyordu.

 

Kalçamı yavaş yavaş düşmekten korkarark sallarken başımı biraz kaldırdığımda can demir ağa açılmıştı. Başımı ritmik bir şekilde sallarken

 

Kaleden kaleye şahin uçurdum.

 

Omuzlarımı sallarken havada gördüğüm paralar ile başımı öne çevirdim. Efkanı elinde bir tomar para ile görümce şaşırmıştım.

 

Efkan yüzlüklerin olduğu elinden iki yüzlük daha çekerek atarken gülümesedim. Ayşenler bizi destekler şekilde şakırken

Efkan elindeki para tomarından para saçmaya devam etmişti. Dudakları arasındaki sigara ile çarpık bir gülüş vardı dudakları arasında

 

Sigarayı iki parmağı

Loading...
0%