@saryarayisardunya
|
Viranşehir ismi çok sevdiğim için Ama olaylar aydında geçiyor.
Bunu her yerden araştırabilirsiniz ki aydınım havası meşur sabah sağanak yağarken bir saat sonra güneş açar iki gün yaz gibi geçer üçüncü gün fırtına çıkar. Keyifli Okumalar Dilerim. 🐦⬛
Burada okuduklarınıza şaşırdığınızda bende size şaşırıyorum. Abi bizim aile uzak yakın fark etmez hepimiz aynı mahallede oturuyoruz. (İlçe olmamız gerek ama mahalle diye geçiyor. Köylerimiz de var.)
Size anlatsam oturur ağlarsınız bu kitaptaki neymiş dersiniz o kadar nalet o kadar iğrenç
Sadece benim sadece soy isim yönünden olan akrabalarım hariç geri kalanlar da aynı bok
Baba tarafında 4 erkek kuzenim var. İkisi çocuk
Biri yalancı ama severim. Biri kumarbaz Biri torbacı. Ve biz yüz yüze bakıyoruz. Yasak ilişkileri anlatsam arka sokaklar yanında halt eder.
Bizim ilçe olmamız gerek insan olarak 10 binin üzeri köyleri de dahil olmak üzere ama mahalle olarak geçiyoruz. Buraya Allah düşürmesin diyorum.
Keyifli okumalar dilerim.
Efkan madem onu seviyordun neden benimle oynadın. Beni mutlu etmeye hakkı yoktu. Her şeyi yapmaya hakkı olsa da beni mutlu etmeye hakkı yoktu.
Kimsenin beni mutlu etmeye hakkı yoktu çünkü bünyem kaldırmıyordu. Hayalkırıklığı yaşamaya kursağımda yer yoktu.
Umut haramdı Mutluluk yasak Hayalkırıklığı revaydı bana Üzerimde bir lanetti sanki Doğmadan aldığım bir beddua Üzerime sinen büyü gibiydi.
Beni neden kimse sevmiyor.
Sus.
Değer görmüyorum.
Sus
Yaşadığımı hissetmiyorum.
Hatırlama.
Ayşen i arkamda bırakarak efkan'ın masasına doğru ilerledim. Efkana bir şey demeyerek yanındaki sandalyeyi çekip oturdum.
Ağlama ağlama ağlama
Biraz önce oynadığım için terlerken Şuan fırtınada kalmış gibi üşüyordum. Efkan elimi tuttuğunda ona doğru başımı çevirdim. "Bir sorun mu var? " Başımı olumsuz anlamda salladım.
Elimi çekmedim bu sondu sonuçta.
"Yengeye de verelim mi? " Efkan bana döndü. "Acı gelir. " Dedi ardından. Neşet efkanın diğer tarafında oturuyordu.
Efkan elini elimden çekerek yüzüme götürdü. ardından boynumda gezdirdi elini
"Buz gibi olmuşsun. " Sandalyenin arkasındaki ceketini omuzlarıma bıraktı. "Yarın atkı alalım sana. " Benden bir cevap alamayınca yüzüme bakmaya devam etti.
"Küstük mü? " Bakışlarımı masanın üzerinden çekerek ona döndüm.
"İçme dedim diye mi? " Bana dememişti. Arkadaşına yanıt vermişti "ben sana evde içiririm olmaz mı? "
Bugünlerde iyi hep iyi biriydi.
"Şimdi içmek istiyorum. " Yalandı. Sadece bir şeyi bahane etmek istemiştim.
Masadaki bardağını alarak dudaklarıma doğru uzattı.
Masada herkes kendi halinde iken Efkan bardağınu bana bırakarak neşet e döndü. Onları duyamıyordum belkide duymak için dikkat kesilmiyordum.
Efkan ve neşet ayağı kalktı. Efkan bana elini uzatarak, tutmamı bekledi. Onun elini tutarak ayağa kalkım. "Senin canın neye sıkkın lalin? " Neşet in sorusu ile omuz silktim. O da üzerinde durmayarak önüne döndü.
"Bana kızmış. " Dedi Efkan boş bir masaya üçümüz oturduk. Neşet oturur oturmaz eğilerek masanın altına elini soktu.
Efkan da masanın üzerindeki paketten bardak çıkardı. Bir tanesini burnuna yaklaştırarak kokladı. Sanırım temiz olduğundan emin olmak istiyordu.
Neşet masanın altından çıkardığı içki şişelerini masanın üzerine dizdi. Efkanda bardaklara doldurdu.
"Sen bana neden küstün? " Diye sormayı ihmal etmedi efkan ama kararlıydım. Sessiz kaldım bir şey söylemedim
Efkan kattığı içkiyi önüme bıraktı. Neşet sigara yakarak bana döndü, "lalin efkan ne yaptı söyle bana. " Dedi
"Ben alırım onun ifadesini, " Omuz silktim. "Senin arkadaşın şerefsiz. " Dediğimde efkan dona kalmıştı. Ağır ağır bama döndü. Beklemiyor gibiydi.
"Senin arkadaşın bencil ve zorba. Beni kırmaktan başka bir şey yaptığı yok. " Önümdeki bardağı genzimi yakmasını umursamadan kafama diktim.
Dört yudumda bitirmiştim. Neşet ve efkan ise birbirlerine bakıyorlardı.
"Ne yaptı sana? " Diye sordu neşet. "Gururunu kıracak bir şey mi söyledi. "
"Sen önce gurur bıraktı mı onu sorsana! " Gözlerimde biriken yaşları göz ardı ettim. "Nefret ediyorum artık ondan. " Sanki yanımda oturmuyormuş sanki ben bunları söylerken yüzüme bakmıyormuş gibi söylemiştim hissettiklerimi
"Para takmama mı kırıldın. " Dedi Efkan ilk kez bu konu hakkında yorum yaparak
"Sorunun o olduğunu düşünecek kadar aptal. "
Efkanın önünde ki bardağa uzandım. "Erkek yok lalin o olmaz lalin bana anlat lalin. "
"Lalinin hak ettiği tek şey itilip kakılmak zaten! " Bu sefer bağırmıştım.
"Onu gittiğim ilk gün korktuğumu görmesine rağmen benimle dalga geçtin. Eğlenmek için, "
"Neşet söyle ona ben efkana bayıldığım için gitmedim yanına! Mecburdum."
"Sen bilerek mi gittin o gece efkanın evine? " Dedi şaşkınlıkla ardından efkana döndü.
"Sen biliyor muydun sana bilerek geldiğini? "
"Sen ne sandın ki? " Diye sorduğumda efkan, "bize izin verir misin? " Dedi neşet e
Neşet ise bana döndü. "Seni evine götürmemi ister misin? "
"Biz önce bir konuşalım. " Diye diretti.
"Lalin evet mi hayır mı? Konuştuktan sonra götürebilirim seni evine, "
"Gerek yok. " Dedim soğuk bir sesle Onu tanımıyordum bile neden güvenip evimi göstereyim. Ya da neden onunla yola çıkmalıydım. Neşet son kez bana bakarak masan kalktı.
Neşet gittiğinde efkan geriye yaslanarak kollarını göğsünde birleştirdi.
"Neşet e o gün çok yağmur yağdığını ve seni evime davet ettiğimi. Senin çok inatçı bir kız olduğunu ve gelmemek için direnince seni omzuma alıp eve götürdüğümü söyledim. " Dedi bakışları içki şişesinde iken.
"En yakınımda olsa aramızdaki şeyleri bilmeye hakkı yok kimsenin yok yaşadığımız he rşey özeldi ve bize ait kalmalı bir başkası ile paylaşma. "
Bana döndü, "şimdide bana derdinin ne olduğunu söyle. " İçki şişesine uzandığımda sessizce beni izliyordu.
"Ne yaptımda kırdım seni? "
"Kırmadığın bir an mı var? "
‧͙⁺˚*・༓☾ Yazarın Anlatımı☽༓・*˚⁺‧͙
Lalin bir çok şey söylemek istese de konuşacak mecali yoktu. Kendini anlatmak zor geliyordu. Hiç anlaşılmayacakmış gibiydi. Kimse onu anlamayacak gibi
Gibisi fazlaydı. Hislerinden emindi. Saatlerce günlerce konuşsa kimse onu anlamazdı.
Kendini anlatamazdı. Basit bir nasılsın sorusuna verecek bir yanıt bulamazdı. Biliyordu ki ne söylese az kaldırdı. Öylesine sorulmuş bir soru olarak görmezdi hiç bir zaman.
Bardağa içkiden doldurdu. Neden içtiğinide bilmiyordu. Sorunun ne olduğunu da dilarayı en başından beri biliyorken onu kıskançlığa iten şey Efkana karşı olan hisleri miydi. Yoksa ezilen gururu mu
Efkanı sevmediği için umursamamış iken hiç bir zaman dilaranın tarafından bakmamıştı. Ona da yazık değil miydi diyordu sürekli içinde kurduğu mahkemede
Kattığı içkisinden bir kaç yudum aldı ardarda "dilaraya söyleyeceğim her şeyi! " Dedi hırsla amacı efkanı korkutmaktı. Onunda canını acıtmak sinirlendirmek artık korkmuyordu onun sinirlenmesinden.
Ne zaman efkana çıkışsa ardından ağlardı. Efkan her ne kadar regl olduğu için diye düşünsede Lalin korktuğu için böyle davrandığının ne lalin ne de efkan farkındaydı.
Lalin efkana ne zaman çıkışsa ardından bağırıp kızmasından korkarak kendini ağlayacak kadar kasıyordu. Her şeyi tek bir sefer söylemeye cesaret edemiyordu.
Dilara kim diye sormaya çekiniyordu. Dilara ile ayrıl diyecek ne özgüvene ne de cesarete sahipti. Aysima ile gördüğü zaman aysime kim dediğinde Efkanın kendisine zarar vermeye ihtimalleri dönüp durmuştu kafasında
"Birlikte söyleyelim. " Dedi efkan büyük bir sakinlikle bu ani değişimini yine regl olmasına bağlıyordu.
Lalinin alt dudağı titredi. "Ben sana ne yaptım? " Diye sorarken gözlerinden yaşlar ardıardına akmıştı.
"Bana neden böyle davranıyorsun ben ne yaptım sana. " Dedikten sonra hıçkırdı. Çok bile dayanmıştı kendince
Efkan ise sandalyesini Laline doğru çevirmiş ve sandaşyede öne doğru eğilmişti.
"Sorun Dilara mı? "
Sustu. Bunu anlamak zor olmamalıydı. Kaldıramıyordu artık
"Dilarayı dert ediyorsan neden sürekli yanıma geldin Lalin. Sana bitti dememe rağmen yanıma gelen sensin. "
"Aysimayı görünce bu kız kim diye neden sormadın Lalin? "
Lalinin dudaklarını alaylı bir Gülüş sindi. "Ne diyecektim. Bu kız kim desem ne olacaktı sanki kızacaktın tanımadığım kızın önünde beni küçük düşürecektin. " Efkan hiddetle yerinden doğruldu.
"Ne zaman milletin içinde küçük düşürdüm seni! "
Verecek cevap bulamayarak omuz silkti Lalin. On dokuz senedir gördüğü şey buydu. Şiddet sözlü ve fiziksel
Bir çok yönden korkuları ve bu korkuları yüzünden içine kapanık biri oluyordu çoğu zaman.
Kafasında olayı canlandırıyor. Ve zararlı çıkacağını düşünerek hakkını aramıyordu. çoğu zaman biliyordu ki karşısındaki yüksek bir ses tonu ile haksız olduğunu dile getirse bile
Çıkıp haksız olduğunu kabul ettin bile diyemez gözleri dolar sesi kısılırdı çünkü alıştığı şey buydu. Yaşadığı hayat buydu.
"Bu yaptığın ne! Beni neden buraya getirdin. " Bana neden umut verdin demek isterdi oysa ama hiç umut vermemişti efkan her defasında umudunu hevesini kıran efkandı.
"Neden böyle yapıyorsun Lalin? " Ne kalbini kırmak istiyordu ne de konunun uzamasını
"Sen nasıl söylersin ya millete nişanın olacağını beni nasıl bir duruma düşürdüğünün farkında mısın! " İkiside birbirlerine bağırıyordu. Kına olduğu için orkestra tutmaya gerek duymayıp kendi çaplarında müzik sistemi kurdukları için müzik sesi fazla değildi.
"Daha ne kadar böyle devam edecek! Kaç yaşında adamım elbette nişan olacak. "
Efkanın sözleri birer birer Lalinin yüreğine çarparken, "beni bırak o zaman tehtit etme. " Diye haykırdı diğer masada oturanlar dönüp onlara bakmıştı. Fakat neşetin uyarısı ile hepsi işlerine döndü. Neşet ile sigarasını yakıp efkan ve lalinin kozlarını paylaşmasını izledi.
"Tehdit etmediğimi söyledim sana, " Dedi Efkan lalinin aksine sakin bir şekilde "bana gelmekten çekinme diye söylerim dedim. "
"Tehdit ettin! " Diye bağırarak ayağa kalktı Lalin. "Beni elbette tehdit ettin çünkü sen aptal bir adamsın. " Efkanda Lalin gibi ayağa kalkarak
"Derdin ne Lalin! " Diyerek sesini yükseltti. Lalin bunu beklermiş gibi dolu olan gözlerini sımsıkı yumdu. Açtığında yaşlar ardı ardına aktı.
"Seni dövemek istiyorum. "
"Döv." Dedi usulca
Lalin efkanı göğsünden itti, "Bana bunu yapmaya hakkın yoktu. "
"Ne yaptım sana? "
"Efkan istemiyorum ben. Hiçbir şey istemiyorum. " Diyerek efkandan bir adım uzaklaştı. "En baştada seni istemiyorum. "
"Ağlama, değmem. Senin gözyaşın kadar kıymetli değilim." Lalin'in alt dudağı istemsizce büzüldü.
Efkan nefesini dışarı bıraktı.
"Görüşmeyelim." Dedi hemen ardından "bitirelim burada gel seni evine bırakalım. " Diyerek masanın üzerindeki eşyalarına uzandığından Lalin ona doğru bir kaç adım atarak
Güçlükle onu geriye doğru itti.
"Beni hayal kırıklığına uğratıp dilara ile olamazsın! " Ama içten içe biliyodu ki dilaranın üzerine gelen oydu. Haklı olan dilaraydı. "Gidip dilaraya söyleyeceğiz. Ondan da ayrılıcaksın benide bırakacaksın. "
"Tamam." Dedi ifadesiz bir şekilde
Lalin ise bu kabullenişe sevinemedi. Sevinmeyi içten içe diledi ama tatmin etmedi.
"Çok mu seviyorsun onu? " Efkan ise bu sorusuna karşılık az önceki söylediklerini unuttu.
"Anlayamam Lalin! " Dedi efkan "Sen söylemeden ben ne olduğunu anlayamam anlat halledelim. "
Laline doğru bir adım attı.
"Anlayamam seni ama hallederim. "
"Beni kandırmadın ama kendimi kandırılmış gibi hissediyorum. " Hayalkırıklığı tarif edilemezdi. Ama bu durum wn baştan bildiği hatta kabullendiği bir durum iken öfke niyeydi. Lalinin anlamadığı nokta buydu.
Lalin ile aralarındaki mesafeyi kapattı.
"Kandırdım seni lalin." Dedi Efkan Lalinin bedenini anlık bir titreme hissi sararken,
"Dilara yok Lalin." Dedi efkan biraz daha kısık bir sesle
"Çocukluk ettim. İnkar etmedim kıskanman için sevgilim değil demedim."
Aralarındaki mesafeyi kapattı.
"Ağlama lalin. Ağlama iki gözüm. Ben kimim senin yanında ben göz yaşın etmem. Değmem yapma, "
Lalin hâlâ anlamıyordu olanları, söylediğini anlamakta güçlük çekiyordu. Efkanda bunun bilincindeydi.
Efkan lalini masa ile kendi arasında sıkıştırdı.
"o gün dilara nın evine senin oraya gittiğini gördüğüm için geldim. " Dedi
Lalin başını yukarıya kaldırarak efkana bakıyordu. Vücutlarının birbirine olan teması ürperticiydi. Nefesinin düzenini bozuyordu.
"Sen o gün neden gittiğimi bana sormadan sevgili olduğumu çıkardın bende inkar etmedim. Ama bana sorsan söylerdim. "
Lalinin öyle bakmasına karşılık efkan gözlerini onun yüzünün her bir zerresinde dolaşıyordu. Kaşlarının altından melül melül bakışlarında gezdi efkanın gözleri
Titreyen çenesine, büzülen dudağı... Efkan elini uzatarak Lalin in çenesini tutarak baş parmağıyla Lalin in alt dudağını okşadı.
"Dilara söyledi bana. " Dedi Lalin kısık bir sesle sadece bunu söyleyebilmişti.
"Neden öyle söylediği hakkında bir fikrim yok. " Diyerek başını Laline doğru eğdi.
"Sorun bu muydu? " Dedi hemen ardından
"Artık seni dövmek istemiyorum. "
Efkanın dudaklarına çarpık bir gülüş yerleşti.
"Hmmm." Öyle mi anlamında bir mırıltı ile birlikte yanağını lalinin yanağına sürterek başını lalinin boynuna indirirken
"Seni artık öldürmek istiyorum. " Diyerek efkanı itti. Efkana bakmadan yanından koşarak ayrıldı.
Oynayanların arasından geçerek arabanın yanına gitti Lalin Yere oturarak arabının tekerine sırtını yasladı.
Bacaklarını kendine çekerek başını dizlerinin üzerine koydu. Hiç bir şey düşünmüyor hissetmiyordu.
Mutlu muydu... Evet.
Başı dizlerinin üzerindeyken güldü. Sevinçten bedeni titriyordu. Bir yandan da deli gibi öfkeliydi efkana ama öyle mutlu olmuştu ki
‧͙⁺˚*・༓☾ Lalin in Anlatımı ☽༓・*˚⁺‧͙
"
İyi misiniz? " Gelen ses ile başımı dizlerimin üzerinden kaldırdım.
Kızarmış gözlerimle karşımdaki adama bakarken sırtımı lastiğe biraz daha yaslamıştım.
"İiyiyim." Diyebildiğim için kendimi kutlamak istiyordum. Hemen ardından boğazımı temizledim. "İyiyim ben. " Dedim bu sefer kekelemeden
"Su vermemi ister misin? " Adam karşımda çömelmiş bana bakarken Gitmesi için ne söyleyebileceğimi düşünüyordum. "Gerek yok. "
"Bu köyden misin? "
Kibarlığa lüzüm yok.
"Git buradan. " Dedim sertçe
Adamın tek kaşı havalandı. "Soruma cevap aldığımda gideceğim. "
"Sanane ya gitsene! "
"Lalin! " Gelen ile sağıma doğru döndüğümde efkan karşımdaki adama bakıyordu.
"Düzgün otur lalin. " Diyerek bize doğru yürüdü. Ayağa kalkarak onun yanına doğru gittim. Arkamda kalan adam da kalkarak efkana baktı.
"Hayırdır ne sorusu? " Dedi efkan adamın karşısına geçerek "buyur bana sor. " Sert sesi beni korkuturken adam aval aval bakmaya devam ediyordu.
"Şununla konuşuyorum. " Efkan alayla güldü. "Kiminle? " Dedi tekrarlaması için adam tekrar, "şu," Dedi tekrar
Efkan hâlâ adama bakmaya devam edince adam elini kaldırarak beni işaret etmişti ki efkan uzattığı elini tutarak adamı ters çevirerek adamın yüzünü arabaya yasladı. Adamın elini sırtına bastırırken adamın iki parmağını geriye doğru büktüğünü fark ettim.
Adam acı ile inlerken, "uzanan eli kırarım. " Dedi büyük bir sakinlikle
"Uzanan dili sikerim." Adam acıdan dolayı iki büklüm olmuş konuşamazken efkan elinin baskısını arttırdı adam güçlü bir çığlık atarken
Efkan, "anlıyorsun beni değil mi? " Diye sordu.
Adam olumlu anlamda bağırtıları yükselirken, "anlamadım." Dedi efkan.
Adamın elinin baskısını azalttı. "Çıkar lan dilini. " Dediğinde
"Efkan! " Diye bağırdım. Adam rahatsız edici olsa da bunu istemiyordum.
"Sen karışma. " Efkan ın bana olan sesi ile yerimde irkildim. Aptal adam
"Sende çıkar dilini. "
"Sen ruh hastasısının. " Diye bağırdım. Bir ayağımı sertçe yere vurarak
"İlgi manyağının tekisin her şey sana ait olsun istiyorsun. "
"Öyleyim lan. " Diyerek adamı yere doğru fırlatarak üzerime doğru yürüdü. "İlgi manyağının tekiyim. Var mı? "
"Git başka yerde delir. " Dedim kısık bir sesle bana bağırması kırıcıydı.
"Gitmiyorum. Sana delireceğim. Var mı? " Onu göğsünden ittim.
"Var mı! var mı! ne diyorsun ya dövecek misin beni sanki, " Dedim sesimin titremesine engel olamadım. Sanki derken sesim kısılmıştı.
"Belki benimde seni dövesim gelmiştir? "
"Hayır ya! " Diye bağırdım. Ona doğru bir adım atarak göğsünden bir kez daha ittim tüm gücümle "bulaşma bana. " En nefret ettiğim şeydi.
"Sende elin itini savunma. "
Diyerek üzerine doğru tekrar yürüdü.
Beni araba ile arasına alarak aramızdaki mesafeyi sıfıra indirdi.
"Nereye gidecektin? " Yanından kaçmamdan bahsediyorsa uzaklaşıp nefes almak istemiştim sadece
Kocaya kaçmışız gibi muamele görüyoruz.
"Sanane."
"Yüzüme bak, " Dediğinde başımı inat eder gibi ona yan çevirerek yerdeki adamın kalkıp kaçmasını izledim.
"Bakmak istemiyorum. " Başım yan dönükken burnunu çenemde ve şakakağımda gezdirdi.
"Bakacaksın." Diyerek başını benim gibi eğerek yüzümğ görmeye çalıştı.
"Öpüşüp barışacağız. "
"Yapma ya! " Diyerek sinirle ona döndüm. "Ben öyle diyordum. " Diyerek istemediğimi belli ettim.
"Elimi öp barışalım o zaman. " Dediğinde gözlerimi belerttim. "Elini öpersem sana abi derim. Bir daha asla ama asla adını an-"
Sustun. Öptü değil mi hissediyorsun benim gibi dudaklarını
Hızla onu ittim. "Cümlemi bitirmemi bekleseydin bari saygısız itin tekisin. "
"Bitir cümleni. "
"Bitti." Dedim çenemi kaldırarak
"İyi o zaman. " Diyerek dudaklarını benimkilerin üzerine bastırdı. Bulduğu aralıktan da üst dudağı ile alt dudağımı içine hapsetti.
Öpüşü hızlanırken bir eli ile belimi tutarak arbaya daha çok bastırdı. Kendide üzerime doğru eğiliyordu.
Eli belimden yukarı tırmanarak sağ göğsümü sıktı elbisenin üzerinden.
Dudakları dudaklarımdan sıyrılarak aşağı indi. Çenemi ısırdığında inleyerek kendimi geri çektiğimde göğsümü sıktı.
Dudakları tekrar dudaklarımda gezerken, "memeni de, " Diyerek yutkundu nefes nefese kalmıştı benim gibi
"Emmek istiyorum. " Diyerek başını boynuma gömerek etimi iki dudağı arasına aldı.
Etimi çekiştirirken, " Arabaya bin. " Biraz uzaklaştığında arabaya binmek için kulpu tuttuğum an geri bıraktım.
"Nedenmiş ya! Küsüm ben sana. " Diyerek uzaklaştım ondan.
"Lalin." Dedi uyarır gibi arabanın kapısını açarak binmemi bekledi.
"Delirtme beni bin şuraya"
"Binmem" Diyerek kollarımı göğsümde birleştirdim.
"Oynayacağım ben ayşenin yanına gideceğim. "
"Sen bin şuraya güzel oynatacağım ben seni. "
Uyuz eşşek
"Efkan hayır. " Dedim mızmız bir şekilde "ben oynayacağım. "
Efkan kolumdan tutarak beni kendine çekti. Bedenlerimiz çarpıştı.
"Evde sikicem senin oynayan yerlerini. " Söylediği şeyle gözlerim irice açıldı. "Ne diyorsun efkan ayıp, "
"Ayıp ı da gösteririm. " Diyerek göz kırptı. "Git arkadaşının yanına, "
Arabanın kapısını kapatarak kilitleme gereği duymadı. "Eve gidince barışırız. " Diye eklemeyi ihmal etmedi.
Onun yanından kaçmak için bahane ettiğim ayşenin yanına gitmek için yanından ayrıldım.
Oynayan yerlerimi sikecekmiş. Anasının amını siksin amın evladı.
Ondan duyduğum küfürler... Bana gerçekten kötü örnek oluyordu. Düğünün olduğu yere giderek sandalyeye oturdum. Şuan mutlu değildim. Efkan ın hiç bir şey olmamış gibi konuyu kapatmasını istemiyordum. Beni kırmıştı öylece öpüşüp barışamazdık
Benimde bir insan olduğumu kırılabilecek olduğumu bilmesi gerekirdi. Ya da dikkat etmesi, ilk gün özellikle seni sikmem için mi geldin demesi...
O her şeyi dalga konusu yapabilecek bir adamdı. Ben ölesiye korkup söylediklerini ciddiye alırken onun benimle dalga geçmeside ne demekti.
Bana doğru gelen ayşen ile oturuşumu düzelterek yanıma ulaşmasını bekledim. Yanıma geldiğinde ellerini göğsünde birliştirerek oturdu yan sandalyeme
"Nefret ediyorum bu adamdan nefret."
"Kimden? " Dedim hayretle çok sinrili görünüyordu.
"Kimden olacak yavuzdan. " Dedi
Müzik kesildiğinde o tarafa doğru baktım. Gelin içeri giriyordu.
"Üzerini değiştirecek, " Diye açıkladı ayşen. "Sen neden kızdın yavuz abiye? " Diye sordum.
"Makyajıma karışıyor. " Diyerek bana döndü. "Kendine gelince her dakika bakımlı onun bugün sıktığı parfümü ben ömrümde sıkmadım. " Gerçekten çok kırılmıştı bu duruma
"Efkan abi de çok müdahale ediyor mu sana? "
Kısa bir an düşündüm. Bizim bir ilişkimiz yoktu. İlişkide nasıl bir adam olduğunu bilmiyordum ama genel olarak bana karışmazdı.
"Karışmaz."
"Ne güzel ya " Dedi cidden buna mı imreniyordu. "Şaka mı yapıyorsun. " Dedim
"Asıl sen daha şanslısın yavuz seni seviyor. "
Kaşları çatıldı. "Efkan abi seni sevmiyor mu? " Sevmiyor.
"Öyle değil. " Desemde öyleydi.
"Baksana yavuzla ilişkine her şeyini anlatabiliyorsun çok güzel ilişkiniz var seni seviyor seni sevmesi bile çok mutlu etmiyor mu seni? "
Gerçekten çok güzellerdi. Dans ederken görmüştüm onları yavuz ayşene bakarken gözleri parlıyordu. Dans ederlerken konuşup bir birlerini dinlemişlerdi.
Asıl imrenilmesi gereken buydu.
"Benim sevgim seni mutlu etmiyor sanırım. " Efkanı görünce şaşırmıştım. Bizi mi dinliyordu. Yutkunarak başımı ayşene doğru çevirdim Utanmıştım.
Ayşen gülerek ikimize bakarken "Efkan abi sana karışmıyormuş. " Dedi beni tekrarlayarak "benim makyaj çantamı sana vereyim sen yaparsın. " Sanırım bizi yanlız bırakmaya çalışıyordu.
Benden bir yanıt beklemeden, "temiz kullandım fırçaları yıkarsın zaten. " Diyerek kalktı. Makyaj çantasını almaya giderken başımı yere çevirdim.
Efkan kolunu omzuma atarak beni kendine çekti. Başımı göğsüne yaslayarak saçlarımın üzerine bir öpücük kondurdu.
"Ayşeni kıskanıyor musun? " Diye sordu naif bir şekilde
"Sadece çok şanslı. " Saçlarımı geriye doğru iterek "seni bilmiyorum. " Dedi
"Ama ben çok şanslıyım. " İki eliyle beni daha çok sardı.
"Sana karışmamam seni önemsemediğimden değil, " Dediğinde ellerim aptal aptal Durmasın diye onun beline sarıldım.
"Hevesin kalmasın diye... yanıma geldiğinde seni azarlayıp göndersem mutlu mu olursun."
"Ben sana hayır demeye kıyamam lalin. "
"Sen zaten nerede ne yapacağını bilen bir kızsın. " Dediğinde dudaklarım düz bie çizgi halinde iken içimden kahkalara boğuluyordum.
"Daha küçük olduğun için hatalarının olması mühim değil. Tekrarı olmayacağını biliyorum. "
"Efkan." Diyerek araya girdim. Başımı kaldırarak ona baktım.
"Ben senin evine neden geldiğimi hatırlıyorsun değil mi? " Bu söylediğim çok utandırıcıydı. Benim açımdan en azından.
"İstemediğinde de tepki gösterdiğinide hatırlıyorum... Ama yaramaz bir kız olduğunu da hatırlatmamda fayda var. "
"Kızlar konuştuğu için merak edip gelmedim yanına, " Onun sandığının aksine
"Ben nişanlıydım sana geldiğimde. "
Bitirmeyi çok denedim ertesi güne geçmelerini ama olmadı. Bu kadar yazabildim.
İtiraf köşesi Herkes şimdiye kadar kimseye söylemediği bir anısını yazabilir. Kimse sizi yargılamaz hepiniz benim okurumsunuz yapmazsınız öyle şey olursa da ben müdahale ederim 🩶
|
0% |