Yeni Üyelik
20.
Bölüm

19. Bölüm

@saryarayisardunya

 

Keyifli Okumalar. 🐦‍⬛

 

"Bana küsme lütfen. " Diye ekledim.

Gözlerimi sımsıkı kapatmış verecek olduğı tepkiyi bekliyordum.

 

"Benden neden sakladın. " Dediğinde

 

Göğsünden kalkarak ona baktım.

Başımı iki yana sallayarak "Saklamadım." Dedim

 

Hâlâ tepkisiz bir şekilde dururken

"Efkan lütfen. " Diye sızlandım.

Sanki her an gidecek gibiydi.

Elini tutarak kalkıp gitmesini kendimce engelledim.

 

"Lütfen ne lalin. Sen ne dediğinin farkında mısın nişanlıydım ne demek. " Bağırmasada sert sesi o etkiyi yaratıyordu.

 

"Efkan tamam kız ama küsme, "

 

"Kız diye bir şey yok Lalin. " Diyerek başını yukarı kaldırdı.

Tekrar bana döndüğünde

" Sinirlenme lütfen. " Dedim kısık bir sesle

Zaten sinirli iken konuşup daha da sinirlendirmek istemiyordum.

 

"Anlat." Dediğinde hâlâ elini tutuyordum.

 

"Yüzüğüm yoktu çünkü alınmamıştı. Ama sorsan söylerdim. " İfadesiz bir şekilde bana bakıyordu.

 

"Efkan özür dilerim. " Başka bir şey elimden gelmiyordu. Beni affetmesi için bir kuru özüre sahiptim sadece

 

Elini sıkıca tutmaya devam ediyordum. Parmaklarımın uçlarında kan çekilmişti.

 

Bir şey söylemesini beklemek zulüm gibiydi. Artık konuşmalıydı.

 

"Küstün mü? " Dedim kısık bir ses tonuyla "ama şuan nişanlı değilim yemin ederim. İstersen abime sorabilirsin. "

 

"Aranızda bir şey geçti mi, " Sesi o kadar sert ve soğuktu ki bir an keşke söylemeseydim dedim.

 

Başımı hızla iki yana salladım.

"Hayır."

 

"Efkan hayır, ben sadece seninle yakınlaştım o kadar başka biriyle ben... " cümleleri toparlayamıyordum.

 

"Duygusal anlamda. " Dedi üstüne basarak ama öyle biri değilsin demedi bunu inkar etmedi. Elimi bıraktığına elim dizlerine düştü. Çıkardığı sigara paketinden bir dal alarak dudaklarına götürdü ucunu ateşlediğinde dolu gözlerimle onu izliyordum.

 

"Efkan. Ben öyle biri değilim. " Dedim kekeleyerek

 

Sandığı, düşündüğü şey neydi?

 

"Ben-"

 

"Titriyorsun." Dedi üzerimde hala onun ceketi vardı.

 

"Korkuyorum." Diyerek itiraf ettim.

 

"Korkmanı gerektirecek bir şey yok. " Dedikten sonra yutkundu. "Küsmeyelim." Dedim neden söylemiştim ki bunu sanki

 

"Kim bu çocuk. "

 

"Bu köyden değil. " Dedikten sonra nefesimi Bırakırken, "sendende büyük. "

 

"Kaç yaşında, "

 

"Otuz yedi." Kendi kendine bir kaç küfür mırıldandı. Kolunun dirseklerini dizine yaslayarak yere bakarken,

 

"Efkan kıza-"

 

"Tamam lalin. " Diyerek sözümü kesti. "Tamam korkma, sorun yok," Diyerek o da benim elimi tuttu.

 

"İlk geldiğinde birlikte iş yaptığımız adamlar gönderdi sandım. " Sesi hâlâ dümdüz çıkıyordu.

 

"Neden geldiğini anlamadım. Sandığın gibi kadınlar bana gelip gitmiyordu. Seninle dalga geçmekten çok ne olduğunu anlamaya çalıştım. "

 

"Vazgeçmeni bekledim. "

 

Geçmeyince de amımıza koydu.

 

"Bana sürekli belli olur mu diyip durdun. Nişan bozulsun diye miydi? "

 

"Evet." Diyerek başımı öne eğdim. Beni bırakmaması için elimi tutan eline daha sıkı sarıldım.

 

"Tamam bunda bir şey yok. " Diyerek beni sakinleştirmeye çalıştı.

 

"Ben belli olmasın diye sorduğunu düşünüyordum. "

 

"Senin nasıl biri olduğunu biliyorum değil mi? "

 

"Evet."

 

"Nişanı atmak için görüştün mü? "

 

"Hayır. ailem söyledi, "

 

"Bana söylemeliydin. " Dedi sadece

Bana doğru tekrar döndüğünde gördüğü yüz ifadem ile ayağa kalktı.

 

Bende hemen onunla birlikte kalktım. "Eve gidelim. " Dediğinde

Kısık sesli bir mırıltı ile onayladım.

 

"Burada olacak iş değil, " Dediğinde haklı olduğunu savunur gibi orkestra tekrar müzik açmıştı.

 

𓅪

 

 

Efkan, " Dövecek halim yok lalin. " Dediğinde bakışlarımı yere indirdim. Efkanın açtığı kapıdan içeri girdik

 

Yol boyunca sadece aç olup olmadığımı sormuştu. Daha da konuşmamış sigarasını içmişti sadece

 

İçeri girerek kapıyı kapatırken efkan da üçlü koltuğa oturmuştu.

 

"Efkan." Adını mırıldanarak yanına gittim. Elimdeki çantayı yere bırakarak

 

"İkimizde birbirimizi affetsek olmaz mı? " Diye sordum sessiz kaldı.

 

"Bende sana sinirliyim biraz. " Diye mırıldandım sesim öylesine uysal çıkarken nasıl sinirlenmekti bu anlam veremiyordum.

 

"Üç dediğimde affetsek olur mu? "

 

Karşısında ayakta duruyordum.

"Gel." Dedi kısık bir sesle

Uzattığı elini tuttum.

 

Beni kucağına çekti. Sağ dizine otururduğumda boynuna sarıldım.

Onun boynuna sıkıca sarılırken

Onunda elleri belimi buldu.

 

"Olur." Dediğinde gülümseyerek kollarımı boynundan ayırdım. Kucağından düşmemem için kalçamın biraz üzerinden tutarken sırtı koltuğun arkasına yaslıydı.

 

"Bir." Dedim

"İki." Dedi ama sesi ifadesiz ve kısıktı. Dümdüz sesi benim heyecanlı sesimin yanında sönük kalıyordu.

 

"Üç!! " Dedim heyecanla tekrar ona sarıldığımda sağ yanağımı omzuna yasladım. Eliyle yanağıma düşen saçlarımı iterek yanağımı öptü.

 

Yüzüme istemsizce bir tebbessüm kondu. Saçlarımı geriye doğru eliyle tarayarak yüzümü izledi.

 

"Kızamıyorum sana Lalin. " Dedi

Dudaklarına soğuk bir gülüş kondu

 

"Gavat değilim dedikçe gavat bir adam yapıyorsun beni, " Dudakları tekrar düz bir çizgi halinde iken

 

"Çok şey söylemek istiyorum ama hiç birinin muhattabı sen değilsin."

Başını koltuğun arkasına yaslayarak beni daha çok kendine çekerek sarıldı.

 

"Sinirlendin dimi bana? "

 

"Sana değil, " Yanağını başımın üzerine koydu.

 

"Dokundu mu sana? " Sorusu ilr istemsizce ona biraz daha sokuldum.

 

"Benden önce ilişkilerin olmuş olmasını anlarım. "

 

"Anlamam ama anlarım. " Diyerek düzeltti.

 

"Benimle birlikte iken bana neden söylemedin demek istiyorum. "

Nefesini saçlarımın üzerine bıraktı.

 

"Ama ilişkimize bir isim koymayan bendim. "

 

"İlişkimizin olmamasına sebep olan benim. Anla beni Lalin. " Dedi suçlulukla

 

"Yıllarca evden o taştan mağradan dışarı çıkmadım. Gittiğim tek yer son altı aydır pınarderenin oradaki

Restorant. "

 

"Unuttum Lalin. "

 

"Sevince nasıl davranıldığını unuttum. Ne demek gerektiğini

Bastıramadığım iki duyguyu biliyorum sadece,"

 

"Sen affetmemi gerektirecek bir şey yapmadın lalin. "

 

"Bilerek saklamadım. Özür dilerim,"

 

"Bana söylemek zorunda değildin bir ilişkimiz yok ama sen söyledin bana, " Alnımı öptü.

"Teşekkür ederim. "

 

"Özür dilerim Lalin, Dilara konusunda seni kırdığım için."

 

 

"Birde saçımı çektin. " Güldü.

 

"Özür dilerim. " Üzerinden ne kadar zaman geçerse geçsin ısıtıp ısıtıp önüne koymak için hafızamda saklıydı.

 

"Çok acıyor hâlâ, "

 

"Ne kadarda nazlısın sen öyle, " Diyerek elinin sırtı ile yanağımı sevdi.

 

Güldüm. Biraz uğraşsam ne olurdu ki "nazlı mıyım ben? "

 

"Nazlı..." Nefes alıp verdi.

"Nazlı bebeğimsin sen benim. "

 

"Efkan biliyor musun? " Dediğimde tek kaşını havaya kaldırdı.

 

"Ben avm gittiğimiz gün bilerek sana trip attım. "

 

"Öyle mi? "

 

Başımı olumlu anlamda salladım.

 

"Aysimaya sinir olduğum için seni kızdırıyordum."

 

"Birazda yaramazsın sanki? " Diyerek göz kırptı.

 

"Kızmandan korktuğum için ağlıyordum. O numara değildi. "

 

"Birazda dövmenden." Diyerek güldüm.

 

‧͙⁺˚*・༓☾ Yazarın Anlatımı☽༓・*˚⁺‧͙

 

Efkan kucağında ki Lalini başını koltuğun sırtına yaslamış bir şekilde izlerken

 

Lalinin anlattıklarını dinliyordu.

 

Lalin in nişanlı olmasına kızmaktan çok şaşırmış sinirlenmekten çok konduramamıştı.

 

Her ne kadar lalini sevsede küçüktü. Parmaklarını nişan yüzüğü ile düşünemiyordu.

 

Kollarında bilezik ile... O kadar küçüktü ki kendisi bile cesaret edememişti.

 

Lalini tanıyalı kaç gün olmuştu?

Yüreğinde yer edineli çok olmuyordu. Ama hisleri o kadar kuvvetliydi ki

 

Ne kadar sinirlensede buna hakkı yoktu. Nasıl olduğunu kim olduğunu sormak gidip ailesinden ve o adamdan hesap sormak istiyordu.

 

Lalin korkuyordu ama onu durmasına neden olan lalindi.

En ufak şeyde kızmasından korkardı lalin efkan bunun farkındaydı.

 

" ben kazandım. Öğretmenim 36 lı guaj boya takımını bana verdi. "

Efkan bu konuya nasıl geldiklerini hatırlamıyordu.

 

"Bende beyaz at ı boyamla sarıya boyarken at beni tekmeledi. Havada uçtum resmen. Düştüğümde kolumu kırmıştım. "

 

"Çok canın yandı mı? "

 

"Hayır, çıkıkçı kadın çıktı diye yerine oturtmaya çalışınca acıdı. "

 

"Atı neden sarıya boyamaya çalıştın. "

 

"Atın adı Lalindi. Benzeyelim diye boyadım. " Efkan tebbessüm etti sadece

 

"Sen sever misin atları? " Diye sordu lalin

 

"Severim. " Dedi efkan

"Atın var mı? " Efkan başını olumlu anlamda salladı

 

"At avrat silah. " Diyerek lalinin burnuna vurdu efkan

 

"Avrat ben miyim? "

 

"At olamayacağına göre! "

 

"Silah nerde? "

 

"Saklı." Diyerek lalinin kahküllerinde gezdirdi bakışlarını

 

‧͙⁺˚*・༓☾ Lalin Anlatımı ☽༓・*˚⁺‧͙

 

"Kahkülünü keselim mi biraz daha?"

 

Başımı kaldırarak efkana baktım "sen mi keseceksim. " Diye hayretle sordum. Biliyor muydu saç kesmeyi

 

"Sadece uçlarını keseceğim zor olacağını sanmıyorum. "

 

"Nerde makas? " Dediğimde belimden tutarak beni koltuğun yan tarafına bıraktı.

 

"Sen bulamazsın alır gelirim şimdi." O yatak odasına gittiğinde

Bende yerdeki çantamı aldım. İçinden büyük makyaj çantasını gülümseyerek çıkardım.

 

Ayşen bütün makyaj malzemelerini bana vermişti. Yavuzun ona makyaj yaptırmamasına üzülsemde kendim için seviniyordum. Makyaj çantasını açtım. En üstünde ıslak mendil vardı. Islak mendili çıkardığımda gördüklerimde ellerimi birbirine çırpmamak için zor tuttum kendimi

 

Lila rengi fırçaları çıkardım. Fırçanın dokusunu hissetmek için yanağımda gezdirdim.

 

Fırçaları koltuğa koydum. Rujları çıkarırken efkan geldi.

 

"Efkan sana makyaj yapayım mı? " Dedim hevesle

 

Kendime yapsam göremezdim.

 

"Nereden çıktı o? "

 

Omuz silktim, "yapasım geldi. "

 

"Kahküllerini keseyim. " Dediğinde makyaj çantası ve fırçaları kenara iterek ona biraz daha yaklaştım.

 

Kahküllerimi alnıma serdi. Makas ile uçlarını keserken kıstığı gözleriyle dikkatle saçımı kesiyordu.

 

"Havlu serse miydik? "

 

"Gerek yok. " Sanki o temizleyecek umursamayıp yıllarca böyle bıracağına emindim.

 

Kahkülümün uçlarını keserek eliyle taradı.

 

Ardından çenemi tutarak kendine çekti. Dudaklarımın üzerini öperek geri bıraktı.

 

"Böyle daha tatlı oluyorsun."

Ardından koltuktaki makyaj çantasına baktı.

 

"Yap hadi ne yapacaksan. " Dedi

 

Gülümseyerek fırçaları ve makyaj çantasını önüme çektim. Pudraları çıkararak kapaklarını açtım aynı şekilde iki farklı farında kapağını açtım.

 

Her şeyi önüme dizerken efkanda koltukta bana dönmüş beni izliyordu.

 

"Abimin sünnet düğünü olmuştu. " Diyerek makyaj çantasından son olarak rimelleri çıkararak boş olan çantayı bir kenara koydum.

 

"O zaman makyajım çok güzel olmuştu. " Diyerek ona döndüm.

 

"Sana o makyajın aynısını yapayım mı? "

 

"Pembe ağırlıklı olduğuna eminim."

 

"Nasıl ya! Nereden biliyorsun. "

 

"Kız çocukları pembe sever. "

Mantıklı... bir an abimin sünnet düğününe geldi sanmıştım.

 

"Geçen sene küçük amcam evlendi. Onun düğününde de yaptırdım makyaj ama o güzel olmadı 30 yaşında karı gibi görünüyordum. "

 

"Neyseki sabahki makyajımı güzel yaptılar, şeker tepsisini ben tutmuştum."

 

" çocuklar tutar zaten. "

 

"Geçen aene diyorum 18 yaşındaydım. "

 

"Ne kadarda büyükmüşsün sen öyle, " Hıh der gibi omuz silktim.

 

Rimeli alarak kapağını açtım içine bir iki defa batırıp çıkararak efkana doğru götürdüm.

 

"Gözünğ kapat, " Dediğimde kapanan gözlerine rimeli yaklaştırırken, "ya da aç aç. " Dedim anında gözlerini açtığında bende üst kirpiklerine rimeli sürmüştüm.

 

Sonra far ı elime alarak ona doğru tuttum, "hangisini süreyim? "

 

Renklere kısaca bakarak, "seç sen. " Dedi

 

Kiremit rengi olan farı fırça ile alarak efkan ın göz kapağına sürdüm.

 

"Ruj sürdürmem. " Dediğinde omuz silktim. "Ama efkan hemen silicez zaten. "

 

Başını iki yana salladı, "biraz yüz verince nasıl da oyuncak ettin beni,"

 

"Efkan ama ya, " Diye mızmızlandım. "Yap hadi ne yapıyorsan. "

 

Yapacaktım tabiki

Gri süngeri alarak pudraya bastım. Pudra fırça ile mi alınıyor yoksa süngerle mi emin olamamıştım. O yüzden süngerle alarak efkanın yanaklarında gezdirdim süngeri

 

Birazda saçı uzun olsa ne isterdim ki...

 

"Bu adamın yok mu bir adı? "

 

"Mücahit." Diye mırıldanarak kaşlarını sabitledim.

 

"Seni rahatsız etti mi? "

 

"Efkan bu konuyu konuşma-"

 

"Evet mi hayır mı? "

"Evet."

Diyerek rujların kapaklarını açarak tek tek hepsinin rengine baktım.

 

"Paylaçoya benzedim mi? " Dediğinde güldüm.

 

"Hayır ya güzel oldun. "

 

"O daha da sıkıntı. " Başımı geri atarak

 

Mat bir ruju elime alarak efkanın dudaklarına doğru götürdüm.

"Efkan nasıl erkeksin sen ya, " Diyerek ruju alt dudağında gezdirdim.

 

"Hiç bir ağırlığın erkekliğin yok benden daha kızsın. "

 

"Ben olsam izin vermem. " Diyerek rujun kapağını kapattım. Zaten makyaj bitmişti biraz kızdırmamdan kimseye bir zarar gelmezdi

 

"Benden korkmandan iyidir. "

Dedikten sonra ıslak mendili aldı.

 

"Silince geçecek bir şey için neden gönlünü kırayım? " Diye sordu.

 

"Tabi aramızda kalıyor bu mesele orası ayrı. "

 

Omuz silktim, "ayşene söyleyeceğim ki! " Dedim sondaki i yi uzatarak

 

"Kalçanı morartırım. "

 

"Of efkan heves bırakmadın. " Diyerek somurttum. Efkan yüzünü silerken mutfağa gittim. Dün kıyafet alışverişinden sonra mutfak içinde alışveriş yapmıştık kahvaltılık ve buzluktan hazır pakettekilerden almıştı.

 

Mesela donduruşmuş ve doğranmış patatese ne gerek vardı. Hem patatesin kararıp kararmadığını merak ediyordum. Ama bir yandan da 4 lü satılan pizzalardan aldığımız için mutluydum.

 

Efkanın saah pişi yaparsın diyerek aldığu un tezgahın üzerindeydi.

 

İki tane bardak yıkadım. Dura dura tozlanmış olabilirdi. Dolaptan meyvesuyunuda alarak içeri girdim.

 

Ortadaki sehbaya bardakları bıraktım. Seyitin geldiği gün koltuklar yoktu. Ama şimdi iki koltukta yerindeydi.

 

Yere dizlerimin üzerine çökerek meyvesularını kattım.

 

Efkan, "çıkmış mı? " Dediğinde ona doğru dönerek yüzünü inceledim.

 

"Evet." O kadar uğraştırmıştı beni

Bir kaç saniye içinde silmesi için miydi.

 

Evet o yalvarmıştı makyaj yap diye

 

Öyle hayal etsem ne kaybederdim ki

 

Efkana meyvesuyunu önine doğru ittim. "Efkan ya... içtim ya hani bugün başım ağrımaz dimi? "

 

"Neden içtin sahi sen? " Diye sordu daha sonra, "beni sinirlendirmek için olduğunu anladım ama neden."

 

"Gavator çıkmasaydın orada kuduracaktın bende içecektim. "

 

"Benim yanımda olduğun sürece sıkıntı yok. "

 

Nefesimi sesli bir şekilde verdim.

"Efkan ya canım o pizzadan çekiyor. " Dedim başımı sağa doğru eğerek

 

"Yapabilir miyiz. "

 

Meyvesuyumdan bir yudum aldım.

"Sen yap bende sobayı yakayım. " Dediğinde başımı iki yana salladım.

 

"Daha önce hiç Yapmadım. " Gözlerini kıstı sanırım bilerek mi öyle söyleyip söylemediğimi anlamaya çalışıyordu.

 

"Git battaniye al gel odadan. " Diyerek ayağı kalktı. "Aç televizyom izle, "

 

Yalancı! Hani bilmiyordu yemek yapmasını

Hani yapamazdı.

 

O mutfağa gittiğinde odasına giderek yatağın üzerindeki battaniyeyi aldım.

 

"Kaç tane yiyeceksin? "

 

"Bir tane,"

 

"İki tane ye bir şey olmaz. "

Başımı iki yana sallayarak güldüm.

Neden sormuştu o zaman manyak

 

Battaniyeyi koltuğa bırakarak efkanın yanına gittim.

Tavaya pizza koymuş üzerini kapakla kapatmıştı.

 

"Efkan tavayı yıkadın mı? " Diye sordum. Bana omzunun arkasından bakarak, "temiz." Dedi

 

"Efkan ya dura dura toz olmuştur o"

 

"Hiç bir şey olmaz. " Umursamamıştı bile

 

"Meyvesuyunu içmedin. "

 

"Getirsene, "

 

"Tamam. Ama senin kıyafetlerinden giyeyim mi? " Bacaklarımın birbirine sürte sürte tahriş edecekti.

 

Allahtan yaz ayında değildik

 

"Giyme." Diyerek tavayı ocaktan alarak salladı. "Çıplak gez. "

 

"Bende öyle diyordum. " Desim aksi bir ses tonuyla

 

"Duşa girmek ister misin suyu ayalayayım mı? "

 

Niye kokuyor muydum?

 

"Hayır." Diyerek mutfaktan çıktım.

 

Onun odasına giderek kıyafet dolabından üzerime sweatshirt ve eşofman altı aldım.

 

Kıyafetleri giydikten sonra eşofmanın ipini sıkıca bağlamış paçalarını dört kat katlamıştım.

 

İçeri girerek koltuğa oturdum. Esneyerek battaniyenin altına girdiğimde efkan elindeki tabakta iki tane pizza ile geldi.

 

Onu görünce ona götürecek olduğum meyvesuyu yeni aklıma gelmişti.

 

Ayran kola ve meyve suyu vardı evde birde efkanın soda zulası

 

Efkanın meyvesuyuny içerken efkan dışarıdan odun getirdi.

 

"Yeni gelin gibi yatmışsın hayırdır?"

 

"Başım dönüyor. " Dedim esmeyerek

 

Yalan.

 

"Ayran katmamı ister misin? "

 

Başımı olumlu anlamda salladım.

Zaten pizzanın yanına en iyi o giderdi.

 

Efkan odunları sobaya atarak çırayı yakarken koltuktan kalktım. Üşengeçliğim tutmuştu!

 

Mutfağa giderek ocaktaki pizzaya baktım.

 

"Al onu olmuştur. " Efkanın sesini duyduğumda hâlâ pizzayı kapağı kapalı bir şekilde uzaktan bakmaya devam ediyordum.

 

Kapağını kaldırarak tezgaha bıraktım. dolaptan çıkardığım tabağı sudan geçirerek salladım suyu aköası için daha sonra ıslak olmasını sorun etmeden pizzayı tabağa koydum.

 

Efkan yerdi bunu.

 

Diğer pizzayıda ocağa koyarak

Kapağı kapattım. Mutfağa gelen efkan arkamda durarak bir elini karnımın üzerinden dolayarak kendine çekti. Başımın üzerine bir öpücük kondurarak, "çok mu dönüyor? " Diye sordu.

 

Anlık bir gafletle, "hıı? " Diye sorsamda "biraz." Diyerek düzeltmeye çalışmıştım.

 

Efkan dolaptan iki bardak çıkardığında, "buraya kıyafet bırakacağım. " Dedim.

 

"Sen kıyafetlerin hiç rahat değil. "

 

Sweatshirt mükkemmel di ama eşofman...

 

"Bir kaç ay a kalmaz evleniriz. " Dedi efkan

 

"Nasıl! " Diyerek ondan ayrıldım.

 

"Niye şaşırıyorsun. Elbet bir gün evlenecektik, " Evet evet efkanla

Her gün evlilik hayalleri kuruyorduk sonuçta nesine şaşırıyorsam.

 

"Bir kaç ay? " Dedim ben daha 19 yaşındaydım. Evlilikten korktuğumdan değildi ama hayallerimin arasında yoktu.

 

Hayallerim.

21 saat boyunca uyumak

Bir tencere sarmayı tek başına yemek

Bir kilo kestane yemek

Sabaha kadar televizyon izlemek

 

"Bir kaç ay a nişan yaparız. " Dedi tavadaki pizzayı diğer pizzanın üzerine koyarken

 

"Sonra söz. "

 

Önce nişan sonra söz...

 

"Sonra resmi nikah yazında düğün." Bıçakla pizzaları kesti.

 

Beni evlilikle kandıracağı için hamarat görünmeye çalışıyor sanırsam.

 

"Ben o kadar büyümedim. "

 

"Hem ben bekar olmayı çok seviyorum. "

 

"Bende seviyorum. " Diyerek dolaptan ayranı çıkardı.

 

"Nereden çıktı o zaman evlenmek?"

 

"Lalin ölene kadar böyle mi yaşayacağız. " Diyerek bardaklara ayran kattı.

 

"Al tabağı, "

 

O da ayranları aldığında birlikte içeri geçtik soba yeni yeni yutuşmuş içeri ısıtmaya başlamıştı.

 

Efkan televizyonu açtı, "izleyeceğin bir şey var mı? " Diye sorduğunda sihirli annem i soracaktım ki "maç vardı bugün onu izleyelim. " Dedi

 

Nazik şey!

 

Efkan maçını izlerken bende dediklerini düşünüyordum. Pizza tabağımı edkan önüme bıraktı. Birkilikte yemeye başladık.

 

"Efkan yarında gidecek miyiz düğüne? "

 

"Evet."

 

"Sen neden evlenmek istiyorsun bir anda? " Başını televizyondan ayırarak bana döndü.

 

"Yakında ailen gelir. Az görüşmek zorunda kalacağız. " Kaşlarını çattı

 

"Babanla konuşacağım. "

 

"Ne! Ne konuşacaksın. " Dedim şaşkınlıkla

 

"Bir ilişkimiz olduğunu ve bize karışmaması gerektiğini, "

 

"Babamda bize bir oda açardı rahat edelim diye, " Diyerek alay ettiğimde efkanda üzerinde durmayarak, "harika o hâlde, " Dedi tekrar maçına döndüğündr pizzadan yemeye devam ettim.

 

"Bende senin telefonundan izleyeyim mi film? "

 

Bir elinde pizza varken diğer eliyle ön cebindem telefonu çıkardı.

 

Gözü televizyonda iken telefonu bana uzattı. "1220 " Dediğinde telefonu alarak şifreyi girdim.

 

Koltuğun kol kısmına sırtımı yasladım. Bacaklarımınıda kendime çekerek karnım ile bacaklarımın arasına pizza tabağını sıkıştırdım.

 

Telefonda ilk olarak rehbere girdim. Kaç kişi olduğunu merak ediyordum.

 

198 kişi

 

Kaç kız var diye kontrol ederken

Ayşen i en üstte görmüştüm.

Aşağı doğru indikçe isim ve soy isimle kaydedilmiş erkeklerle doluydu.

 

Aysima yılmaz (diş) diye kaydedilen numara ile kibirli nir ifade takıntım yüzüme

 

Aşağı kaydırdığımda bir kaç kız ismi daha görsemde yanlarında mirayın arkadaşı eklemesi vardı.

 

Selin koç

Ve senayı tanımıyordum.

 

Ve birde efulim...

İle inci çiçeğim Vardı.

 

Efulim şüpheli olsa da inci çiçeğim kesinlikle kızdı.

 

"Efkan efulim ne demek? " Diye sordum. Elbetteki ona bu kim diye direkt sorup telefonunu karıştırdığımı belli etmeyecektim.

 

Belkide dilaraydı. Efkan aramızda bir şey yok demişti ama ne olur ne olmazdı.

 

Efkan başını televizyondan çekerek bana döndü,"Canım cicim falan herhalde miray kaydetmiş. "

 

Belli etmeyecekmiş.

 

"O kimdi? " Dedim uysal bir sesle sanki tanıyordum da unutmuştum.

 

"Kız kardeşim. " Hıı demek ondan diğer kızlar mirayın arkadaşı yazıyordu.

 

"Dilarayı ne diye kaydettin. " İnci çiçeğim o olabilirdi.

 

"Dilaranın numarası yok bende, "

 

"Telefonu olduğunu biliyorsun yani! " Ben dilaranın telefonu olduğunu bilmiyordum mesela görmemiştim elinde daha önce olsa gözüme sokardı.

 

"Yılmaz kendi telefonunu verdi. Bende eski telefonunu yılmaza verdim oradan biliyorum. "

 

"İnci çiçeği olan kim? "

 

"Film izlemeyecek miydin sen telefondan? " Diye soedu tekmkaşı havada iken

 

"İzleyeceğim Mesaj geldi ondan sordum. Film seçiyordum ben kendime! " Gülerek başını iki yana salladı.

 

"Baban mesaj attı sanırım. " Dediğinde gözlerim ardına kadar açılmıştı.

 

"Babam mı? "

 

"Senin numaran lalin. " İnci çiçeği olan mı

Ama bu durumda neden baban demişti ki

 

Daha fazla ona soru sormak istemeyerek rehberden çıktım efkanda maçına döndü.

 

Selin ve senayı söylerdim bir ara

 

Whatsapp a girdiğimde en üstteki neşet in medajıns girdim.

 

Efkan dün ve bugün yolların temiz olup olmadığını sormuştu.

 

Ve bir kaç yer ismi yazmıştı.

 

Neşet ise 'kayacığın oradan gidin. ' demişti dün ve bir kaç kara ismi belirtmişti.

 

Bugün ise efkan, lalin ile çıkıyoruz. Yazmış neşet ise aynı yoldan gelin temiz yazmıştı.

 

Neşetin profilinde ise polis üniformasıyla fotoğrafı vardı.

 

Neşet polis miydi!

 

Burası jandarma bölgesi idi. İki köy ötemizde jandarma karakolu vardı.

 

Ama bizim köyden aşağı inince merkez vardı. Orayada polis bakıyordu.

Efkan ın böyle rahat dolaşmasının nedeni neşet in ona yollarda çevirme olup olmadığını söylemesi miydi.

 

Vay be

 

Başka efulim ile mesajları vardı.

Ama bakmaya gerek yoktu. Kardeşiydi sonuçta.

 

Whatsapp tan çıktım uzun uzun mesaj okuyacak halim yoktu.

 

Youtube girdim. Arama kısmına sihirli annem yazarak 9. Bölümü açtım. Ve pizzamı yemeye devam ettim.

 

Pizzamın son delimini yerken dudaklarıma uzatılan ayran ile bakışlarımı telefondan çektim.

 

Efkan ayranı içmem için tutarken ayrandan bir yudum aldım.

 

Maç bitmiş olmalıydı ki benimle ilgilenmeye başlamıştı. Aptal adam.

 

"Bitir hadi de uyuyalım. " Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım gerçekten de çok uykum gelmişti.

 

Efkan kalktığında bende pizzamdan bir ısırık daha alarak sihirli annem izlemeye devam ettim.

 

Efkanın hatırlattığı ayranı almak için boş tabağı sehbaya bıraktım ve ayrandan bir yudum aldım. Dizimde duram telefondaki dudu perinin büyü yapmasını izlerken

 

Öyle bir kayınvalidemin olmaması için dua ettim. İnşallah efkan ın annesi ölmüştür... Amin.

 

"Pizzanın geri kalanını da ağzıma atarak ellerimi sehbanın üzerindeki ıslak mendille sildim.

Birazdan kalktığımda yıkardım. Sehbanın üzeri çarşamba pazarı gibiydi.

 

Efkan geri geldiğinde elinde eczane poşeti vardı. Telefonu ona uzattım.

 

" Elimi yıkayıp geliyorum. " Diyerek banyoya gitmek için diğer odaya girdim.

 

Elimi ve ağzımı yıkayarak havlusu ile kuruladım. efkanın odasına gitmeden dış kapıyı kilitledim.

Efkana kalsa kilitlemeden yatardı.

 

Efkanın odasına geçtiğimde sobanın ısısı ile sıcacıktı. Zaten kapısını kapatmazdı pek

 

Elektrikli sobanın fişini taktı. Sanıırm gece soğuduğunda kendi açılır diyeydi.

 

Bizim elektirikli sobada öyleydi.

 

Efkan ise altında sadece boxer vardı. Irz düşmanı öylece yatacaktı.

 

Yatağa uzandığımda, "keremlerini sürelim." Dedi başımı olumlu anlamda sallayarak üzerimdeki sweatshirt ü göğsüme kadar çektim. Efkan yanıma geldiğinde sweatshirt ün eteklerindne tutarak üzerimden çıkardı.

 

Sargı bezi ile sarılmış olan karnımdaki sargıyı çıkardı.

 

Kremi eline sürerek karnımda gezdirdi. "Sabah pişi yapar mısın. "

 

"Yaparım." Dedim ona da bir iki iş kakalardım.

 

Kremi sürerek temiz bir sargı bezi ile sardı aslında hiç Acımıyordu. Sanırım iz kalmasın diyeydi. Şaşırtıcı bir, şekilde hiç bir türlü acı hissetmiyordum. Efkan ellerini yıkayıp geldi. Yanıma uzandğın da ona doğru kayarak kolunun üzerine başımı koydum onunda bir eli bedenimi sararak iyice kendine çekti.

 

"Efkan bana masal anlatsana, "

Diyerek başımı kaldırarak ona bakım.

 

İtiraz. Etmeden "Hangisi, " Diye sordu.

 

"Fark etmez. Masal olsun yeter. "

Biraz düşündükten sonra,

"bir gün..." Dedi

 

"Kırmızı başörtülü bir kız varmış, "

 

"Başörtülü değil o başlık. " Diye düzelttim.

 

Kaşlarını çattı, "başörtü demişken ilk geldiğin gün seninde vardı. Kapalı değilsin dimi, "

 

Çarşaflıyım cnm

 

"Hayır." Dedim gülerek

 

"Sonra bu kız babasının anasına

Yemek götürüyormuş karşısına tilki çıkmış. "

 

"Kurt çıktı efkan. "

 

"Kurtlar öyle şey yapmaz tilkidir o,"

 

Elma kurduydu kızı yiyen aynen!

 

"Sonra kıza nereye gidiyorsun demiş kız babaanneme demiş, "

 

"Kurt çantandaki ne demiş o da yemek demiş. " Dedikten sonra

 

"Saçmalığa bak!" Dedi

"Ben tilki olsam orada sepetini alır giderdim. Ne diye uğraşıyor o kadar. " Diyetek başını iki yana salladı.

 

"Tilki de bacısının eviymiş gibi

hemende hangi ev olduğunu bilmiş koşarak gitmiş, "

 

"Yaşlı karıyı dolaba saklamış ki ben olsam ilk onu yerdim. Sonra kadının kıyafetlerini giymiş ki tilkilerin elleri yoktur. Kadının gözlüğünü takmış 90 yaşindaki kadının gözlüğü ile nasıl görecekse artık, "

 

"Geceleri görme özelliğini kaybetmiştir. " Dediğimde ikimizde gülmüştük

 

"Sonra kız gelmiş babaanne ben geldim demiş tilki gel kızım demiş hastayım demiş kızda kulakların neden büyüdü demiş tilkide seni duyabilmek için demiş sonra kız burnun neden büyük demiş babannesi mutasyon geçirdi sanmış sanırsam. "

 

"Tilkide seni kokalamak için demiş sonra kız dişerin demiş tilkide seni yemek için demiş ve yemiş kızı, "

 

İyi ki bir çocuğu yoktuda yavrucağızın psikolojisini bozmuyordu.

 

"Psikolojimi bozdun efkan. "

Gülümsedi.

 

"Uyu hadi sıpa "

 

Burnumun ucuna bir öpücük kondurdu.

"İyi geceler. "

 

Gece uyandığımda saatin kaç olduğundan bi haberdim daldığım uykumdan beni uyandıran ise gördüğüm rüyaydı.

 

"Efkan. " Diyerek ona seslendim. Hâlâ aynı pozisyondaydık

 

"Efkan! " Biraz daha sesli söyledim adını hani kıpırdasam uyanırdı.

 

"Efendim." Diyerek yattığı yerden dirseklerinin üzerinde doğruldu.

 

"Bana evlenme teklifi etmeyi unutma olur mu? " Kaşlarını çattı yüzünde uyku sersemi olduğu için

Bir mayhoşluk vardı.

 

"Neden uyandırdın. " Dedi ciddi bir şekilde

 

"Saçım acıyor." Dedim yalancı bir sızlanma ile "uykumdan uyandırdı."

 

"Üzerine mi yattım. " Diyerek başımın altındaki kolunu çekecekti ki yattığım yerde başımı iki yana salladım. "Asılmıştın ya saçımı, ondan acıyor. "

 

Başını yastığa attı. Tekrar gözleri kapanırken, saçlarımın üzerini öptü. "Uyu sabah bakarız. " Dediğinde sesi bir hayli uykulu çıkmıştı. Olumlu anlamda mırıldanarak bende gözlerimi kapattım.

 

 

 

 

Askimlar

Geçen hafta denize girdim.

Dün montumla dışarı çıktım. Bugün sıcaktı gece klimayı açmadan uyuyamıyorum, klimanın sıcak şeysini. geceleri üşüdüğüm için uyanıyorum. Açmazsam

 

Bizim burda havalar bir öyle bir böyle kitap ekim ayının sonlarında

Ve kuru ayaz olur genelde başka şehirlere yağan karın soğuğu gelir

 

Aydın'da kar bir kere yağdı 2012 olması lazım. Yağmur bazen bir tutar hasta edinceye kadar iri iri yağar sel basar yarım saat sonra güneş sinyal çakar değişik bir memleket ıdmekd

 

 

 

Loading...
0%