@saryarayisardunya
|
Keyifli okumalar dilerim 🩷
"Tamam o zaman git sen. " Dediğinde gülümsedim.
"Arkamdan bak olur mu? " Dediğinde "bakarım." Dedi kısa bir an ona sarılsam mı diye düşünsemde ondan öyle bir hamle gelmeyince bende sadece el sallayıp arkamı döndüm. Dikkatle tepeden aşağı inerek efkanın evinin altındaki tarlaya girdim.
Tarlanın kenarından yürürken sadece ay ışığı ile etrafımı görebiliyordum. Ama tam net olarak seçemesemde yolu bulacak kadar görüyordum.
İyi ki güneş! İyi ki ay' a ışığını veriyorsun uoksa zifiri karanlıkta ne yapardım.
Yürüdükçe buğday tarlasından Gelen hışırtılar ve rüzgarın uğultusunun arttığını hissediyordum. İşin kötüsü tam da çakalların tavuk çalmak için çıktığı vakitti.
Etrafıma korka korka bakarak hızlıca yürüyordum hem çakal falan görürsem bir çırpıda ağaca çıkabilirdim.
Ama sabahki adamlar hâlâ köyde ise... Ben bunu tamamen unutmuştum. Köydeki o adamlar ya gitmemişse efkan köyün etrafını sardılar demişti. Ya bu tarlada o adamlardan varsa Keşke keşke efkanın beni bırakmasına izin verseydim.
Ama tek başına geri dönecekti bu sefere o korkabilirdi. Zaten yorgundu. Bencilce davranamazdım.
Keşke babamlar abime alırken bana da telefon almış olsalardı. Eğer bir şey olsa hemen onları arardım. Şimdi çığlık atsam kim duyardı.
Ya dilim tutulursa çığlıkta atamazsam...
Bir daha asla abdestsiz dolaşmayacaktım.
İçimden besmele çekiyordum devamlı, ve adımlarımı o kadar sessiz atıyordum ki eğer birileri varsa sesimi duymamaları için ve de onların konuşma ve ya ayak seslerinde kolayca duyabilmek için
Hem... eğer biri çıkarsa karşıma efkan bakıyordu. Bana evinin ordan evi yüksete olduğu için kolayca görebilirdi. Umarım karanlıkra beni seçerdi.
Evimin oraya kadar görür müydü acaba
Bence çoktan eve girdi.
Bakarım demişti eve girmezdi. İnşallah girmezdi. Arkamdan bakmasa bile bakacak olduğunu bilmek bana güven veriyordu. Ama içeriye girdiyse...
Efkan hala bana bakıyor mu diye bakmak için arkamı döndüğümde gördüğüm silüet ile çığlık atmıştım ki üzerime atılıp dudaklarımın üzerine elini koydu.
"Bağırma, " Diye sakin bir tonda uyarırken. Titreyen sesimle "Efkan... Çok korkuttun beni, " Diyerek beline sarıldım.
Kalbim hâlâ hızla çarparken yaşadığım şoku atlatmaya çalışıyordum. Efkanın eli omuzlarımı sararken sarılmama karşılık vermişti.
"Neden beni korkuttun? " "Kendin korktun. " Ondan ayrılarak yüzüne bakım. "Bir anda görünce ondan korktum."
"Buz gibi olmuşsun. Yürü hadi evine, " Dediğinde başımı olumlu anlamda salladım. Birlikte evime doğru giderken, "oysa çok sessiz Yürüyüp etrafımı dinliyordum. Nasıl anlamadım acaba geldiğini, "
"Korkudan." Dediğinde yüzümü astım. "Tek başıma buraya kadar gelebildim. "
"Yılanın üzerine bastın. " Dediğinde hızla ona döndüm. "Ne! " Derken nefes alış verişlerim hızlanmıştı. Yerde sıçrayarak biraz ileriye doğru gittim. "Efkan nerde bastım. " Derken vücudum kaşınıyordu.
"Beni görmeden önce bastın. " "Başka var mıdır? " Diye acı çeker gibi bir ses tonuyla sorduğumda
"Bilemem." Dedi
Dudaklarım büzülürken, "ağlayacak mısın? " Dedi inanamıyormuş gibi
Ya ayağıma yapışsaydı. Çokta dikkatli yürümüştüm.
"Sen eve dönerken korkmaz mısın?" Dedim. Yılanın olduğu yeri bile bile oradan geçecekti.
"Neden korkayım saçmalama. " Dediğinde sesi yine sakin çıkmıştı.
"Efkan." Dedim bir kez daha "Çok yorgun musun? "
"Neden? " "Söyle işte yorgun olduğunu biliyorum ama az mı çok mu? " Diyerek başımı eğdim. Ayaklarım katılmıştı sanki.
"Yorgun değilim. " Dediğinde "Beni kucağına alır mısın? " Dedim utana sıkıla onkadar kısık sesle söylemiştim ki beni duymakmiçin dikkat kesilmişti.
"Seni Kucağıma mı almamı istiyorsun? " Dedi doğru anlayıp ablamadığını sorarak başımı yavaşça olumlu anlamda salladım.
"Gel, " Diyerek kollarını bana uzattığında yavaşça ona doğru yürüdüm. Kolumun altlarından tutarak beni kucağına aldığında bacaklarımı tek elimle eteğimi diz kapağımın üzerine doğru çekerek bacaklarımı beline doladım.
Kollarımıda boyununa doladığımda bir eliyle belimden tutarken diğer eli kalçamı buldu.
"Ufacık götün var. " Dediğinde "Yaa! " Dedim ne kadar ayıp tı böyle konuşması gece gece hem o kadar küçük değildi. Tamam kum saati gibi bir vücudum yoktu çünkü Göğüslerim küçüktü. Ama belimin ince olup kalçamın dolgun olması kalçamı ön plana çıkarıyordu bir tık. Etek giydiğimde özellikle ama bu beni rahatsız eden bir şey değildi.
"Aslında ufak değil. " Diye mırıldandığım da "evet, avcuma sığamayacak kadar. " Dedi ama hemen ardından.
"Ama deliği küçük. " Demesi ile taş kesildim. "Efkan... " Diye ona kızarak başımı boynuna gömdüm. Ahlaksız!
Alt dudağımı ısırarak söylediği şeyi unutmaya çalıştım. Ahlaksız herif ne olacak! Alt dudağımı serbest bırakark boynunu iki dişimin arasına alarak ısırdım.
"Siktir! " Diyerek kalçamdaki eliyle alnıma götürerek itmeye çalıştı.
"Kızım bırak! " Acı dolu sesine üzülsemde bırakmadım. Çok utanmıştım!
"Lalin atarım seni yere! " Dediğinde sesi son derece ciddi çıkmıştı. Boynunu bırakarak belindeki bacaklarımı daha sıkı sardım.
"Edepsizsin." Dedim alıngan bir sesle "Sen ve ben varız sadece lalin! elin yanında mı söyledim sanki?" Diyerek Tekrar yürümeye başladı.
"Kırıcı bir insan olduğunu biliyorsun değil mi? "
"Aynı zamanda sana iyi davranmaya çalışıyorum nankör olma, "
"Bu iyi halin mi? "
"Diğer insanlara nasıl davrandığımı bilmediğin için sana öyle geliyor. "
"Hıh." Diye mırıldandım umursamaz bir şekilde bananeydi. Ne yaparsa yapsın. Tehtit ile burada tutuluyordum sonuçta
"Zaten benimde saçım acıyor. " Dedim elimi başıma götürerekgötürerek, birde ısırdın diyerek bana kızmasına izin veremezdim.
"Üzerinden kaç saat geçti... Saati bırak gün geçti." Omuz silktim. "Acıyor hâlâ, "
"Benimde boynum acıyor lalin hanım söyleniyor muyum? "
"Ama ben sana bir şey yapmamıştım." Dediğimde
"Aklımı aldın! Eve girdin sandım. Telefon ile konuşuyordum, Korkup odama girdin sandım. Yılmaz bile var evde sen girmemişsin..."
"Ne bileyim ben bana dediğini..." Haklıydım.
"Başka kime diyebilirim lalin? Köye indin sandım. Aramadığım insan kalmadı, dövmediğime dua et sen. "
"Allah razı olsun ya! Ver elini öpeyim. " Diyerek başımı omzuna yasladım. Misliyle alırdım intikamını "beynimde kaç hücre öldü acaba? kopan saç tellerim kötü hastalığa çevirmese bari, "
"Abartma sende saçının hepsini tuttum, Çok acıtmadım. "
"Kötü hastalığa düşeyim bende mezarıma gelip dersin 'çok acıtmadım ne işin var burda diye, '
Bir akrabamız kavga esnasında yolunan saçları yüzünden derisi kalkmış ve felç olmuştu.
Bizede öyle olsaydı keşke vicdan azabından ölürdü ne güzel...
"Sanki anan baban yolmadı hiç saçını kutu bebeği gibi yetiştin. "
"Onlar dövüyor diye seninde mi dövmen gerek? Tüm köy toplansın dövsün o zaman nasılsa babamlar dövüyor diye," Ayaklarımı belinden çözerek yere bıraktım kendimi.
"Sanırım artık korkmuyorum, yürüyebilirim. " Diyerek bir şey demesine fırsat vermeden önden yürüdüm. Sessiz bir şekilde bizim tarlaya girmiş evime yaklaşınca da arkamı dönmüştüm. Arkamdan usulca gelmişti yol boyu aramızda hep bir iki adımlık mesafe olmuştu.
"Bıraktığın için teşekkür ederim. " Başını önemli değil der gibi salladı.
"Beni yanlış anladığının farkındasın değil mi? "
"Ailem dövdüğü için hayatımda herkes tarafından şiddet görebileceğimin normal olduğunu bana insan gibi davranılmayacağı ve de sevgi görmemin mümkün olmadığını söylemeni mi yanlış anlamışım? "
"Boşversene efkan hatta sana geliyorum diye orospuda sayılıyorumdur bir kere oldu sonuçta şurda yolumu çevirip Sikseler haklılar tüm köy sıraya girsin hatta karışmaya engellemeye hatta istememeye bile hakkım yok çün-"
"Tamam." Dedi üzerine doğru bir adım atarak, "söyleme daha fazla şöyle şeyler asabımı bozuyorsun. "
Geber amına koyduğumun iti...
Sesli değil sesli değil. Sesli söylememeliyim.
"Git şimdi evine yarın sakin kafayla konuşuruz. "
"Tamam." Dedikten sonra arkamı dönüp bir kaç adım attım ama içim rahat etmedi.
"Efkan." Diyerek arkamı döndüm. "Arkandan bakmamı ister misin? " Dediğimde yanıma usulca yaklaşarak iki elini yanağıma koyarak alnımı öptü. Ardından burnumada bir buse kondurarak, "gir eve hadi, korkmam ben. " Dediğinde başımı tamam der gibi sallayıp patikadan indim.
Rezil olmadın. Eski efkan olsa boğazını sıkar sustururdu. Geçiştirmeseydi ben daha nasıl oynardım onun ayarlarıyla! Bu daha iyi günleri...
Neymiş deli dana gibi beni aramış Sormadığı kimse kalmamış aramadığı kimse-
Aramadığı...
'Telefon ile konuşuyordum eve girdin sandım. ' 'Aramadığım insan kalmadı.'
Siktir. Hatların kesik olduğunu söylemişti oysaki...
|
0% |