@saturnsring
|
'Ben sana özgürlüğünü vereceğim. Bu bahçenin dışında istediğin her ne ise onu sana vereceğim ama günü geldiğinde sende ne olursa olsun beni affedeceksin'
'Ne yapacaksın da böyle bir söz istiyorsun'
' Hiç birşey ama bazen canını sıkıyorum öyle zamanlar için bir söz diyelim '
Bana bakan gözlerine bakıp başımla onayladım. Umarım tutabileceğim bir söz vermiştim. Eğer tutamayacağım bir sözse dediği gün geldiğinde ne yapardım bilmiyorum.
' Huylarını annenden almadın dimi'
Eğlenerek sorduğu soru ile onun bu haline eşlik ettim.
' Aslında ondan beterim ben'
Söylediğim şey onu eğlendirirken oturduğu zeminden hareketlenip yeniden koltuğa yerleşti. Onu taklit ederek bende koltuğun kenarına oturduğum da ikimizde ne konuşmak için geldiğimizi unutmuş gibiydik. Konu nerden nereye gelmişti. İki dakikada gerçekten bir dünya yok olabiliyordu.
' Bir akşam bize gelmelisin annem seni evinde ağırlamak istiyor'
' Olur hangi gün olduğunu söylersin bana'
Meryem hanımın kendi güvenli alanında nasıl bir kadın olduğunu merak ediyordum. Annem gibi iki imajımı vardı yoksa o tek bir noktadan mı ilerliyordu.
'Annen neleri sever '
Sorumu beklemediği için bir kaç saniye düşünmesi için ona biraz zaman verdim. Kendi adıma bir hediye götürmeliydim bunun ne olacağına karar vermek için onun vereceği cevap önemliydi.
' Sanırım özel bir şey yok her anne gibi çocukları ve davet arkadaşlarını sever ah birde çiçeklerini.'
' Bana hiç yardımcı olmuyorsun ama '
' Annemin değişik huyları ve zevkleri yok Helin standart bir kadın hatta bu çevredekilere göre baya normal birisi'
' Nasıl yani biz garip insanlar mıyız?'
Annemin bir saat kadar önce yaptığı küçük gösteri aklıma gelirken kendi dediğim ile çeliştiğimi biliyordum. Ama bizde normal değil miydik? Onun annesini annemlerde ayıran detay neydi ki?
'Annem zengin bir aileden gelmiyor yani diğerleri gibi belli anlaşmalar karşılığı evlenmediler.'
'Peki nasıl evlendiler.'
Diğerleri gibi belli anlaşmalar karşılığı evlenmemek onu farklı mı yapıyordu? Yani bir adamın severek evlendiği kadın ile anlaşarak evlendiği kadın arasında nasıl bir sınıfsal fark vardı ki sonuçta ikisininde aldata biliyorlardı. Bu konuda sığ düşünmek istemiyordum ama etrafımdaki örnekler düşüncelerimde haklı olduğumu söylüyordu.
' Babam yurt dışındayken annem ile tanışmış. Annem o sırada üniversite öğrencisiymiş. Annemi ikna etmek için kalacağı süreyi uzatıp bir sene daha ülkeye dönmemiş dedemler delirmiş tabi ama babam daha delidir'
Sesinden yayılan hayranlık ve keyifle anlatmaya devam ederken bir kaç dakika önceki o hallerinin bir maske olduğunu fark ediyordum. Gerçekten sevdiği şeylerden bahsederken ki dingin yüzü aslında bambaşka maskeleride olduğunu söylüyordu.
'Dedem ülkeye dönsün diye uğraşırken babam deli annemin peşindeymiş. Annem ise aşık olmuş ama sınıfsal farklılık fazla diye pek güvenemiyormuş. Sonra ikna olmuş beraber etraflarındaki herkesi ikna etmişler. E birde abim doğunca herkes kabul etmiş. Sonrası yıllar süren bir mutluluk.'
' yani sevilmiş kadınlar normal sevilmemiş kadınlar anormal mi?'
Söylemek istediğinin başka bir şey olduğunu anlıyordum ama ikimizinde bir anlaşma sonucu bir araya geldiğimizi varsayarasak bu durum için ne düşündüğünü merak ediyordum. O yüzden aptalı oynamak daha mantıklı geliyordu. Söylediğim şey ile yüzünü buruşturduğunda bir an yüzündeki mimiklere alıştığımı fark ettim. Sanki her zaman gördüğüm ifadelerini izliyordum.
' Helin bence ne söylemek istediğimi anlıyorsun. '
'Belkide ama merak ediyorum birbirini severek evlenen iki kişinin çok mutlu bir yuvada büyüttüğü bir çocuk olarak neden böyle bir evlilik'
' Vereceğim hiç bir cevap senin için yeterli olmayacak farkındayım. Ama ben sanırım dedeme benzedim duygulardan önce önem verdiğim şeyler farklı sanırım.'
' Yani o zaman vefa için bizi kurtar mıyorsun?'
Onun açığını yakaladığımı anladığında yeniden gerilmeye başlayan halini keyifle izledim. Evet annemle benziyorduk özelliklede insanların açıklarını yakalama konusunda inanılmaz bir benzerliğimiz vardı.
' Cevabını merak etmiyorum Mete sende kalsın ama yinede başta anlattığın hikayeye inanmıyorum. Ee ortada bana aşık olduğun bir hikayede olmadığına göre başka bir şeyin peşindesin umarım sevgisiz yaptığın bu evliliğe değer yoksa hayatına baban gibi devam etmek varken bizim gibi bir hayat seçmiş oluyorsun.'
Sessiz kalmasına izin verip ona eşlik ettim.kendi içinde nasıl vri döngüde olduğunu bilmiyordum. Neden böyle bir şeye kalkıştığını bilmek istiyordum. Oturduğum yerden onun durduğu konumu biliyordum. Muhtemelen eğer bir ormanda yaşıyor olsaydık asıl kral o olurdu. Oturduğu koltuk herkesten üsteydi. Haliyle ona ulaşmak isteyen çok fazla avcı vardı hatta belkide av vardı. Yinede burada annemlerin yüz kere karar değiştirip seçtiği sarının değişik bir tonu olan koltukta oturmuş benim içsel problemlerini dinlemiş soğumuş çay fincanını izliyordu. Yaptığı şeyin benim mantığımda hiçbir karşılığı yoktu. Sanki mantığım çok fazla bir şey başarmış gibi diyen iç sesime göz devirip onu konudan uzaklaştıracak olan daha büyük problemimize değindim.
' Biz beraber mi yaşayacağız yada annen ile mi?'
Gözleri fincanın üzerinde gezinirken bendeki dengesiz bu hale güldü. Muhtemelen düşünme tarzımda bir farklılık olduğunu düşünüyordu.
' Annem ile mi yaşamak ister misin?'
'Eviniz yeterince büyükse olabilir'
' Saklana bileceğin çok odası var ama yinede ayrı yaşıyacağız. Hatta muhtemelen merkezdeki evde kalırız diye düşünüyorum.'
Yengemin bekar evi olmaz şeklinde çınlayan sesi kulağımın arkasında bir yerde fısıldarken kaç evi olduğunu bile bilmiyordum. Sanırım biraz magazin dergisi kurcalamalaydım.
'Merkezdeki ev ?'
' Şuan kaldığım ev iş için yakın bir noktada ama tabiki evde yapmak istediğin değişiklikleri yapabilirsin'
Annemlerin mobilya katologları gözümün önünden geçerken kendi içimde güldüm. Sanırım istedikleri şeye pek uygun olmayan bir detay vardı elimde.
' Anladım'
' İstersen bahçeli bir yerde yaşaya biliriz?'
Söylediği şey beni güldürürken çoktan kararını vermiş bir şekilde açıkladığı ev planından sanki vazgeçermiş gibi geri adım atan haline baktım. Bana özgürlük verecekti ama kararları kendi verdiği bir özgürlük.
' Sorun değil sonuçta böyle ormanın içinde ama arka bahçesi okyanusa açılan bir ev hayallerim yok. Daire iyidir hem ikimiz içinde gayet yeterli olur'
Aslında tamda öyle bir evde yaşamak isteyen yanım daire fikrine gülerken yinede tercihi ona bıraktım. Hem şehirde olmak belkide akışta kalmamı sağlayıp göremediğim şeyleri görmemi sağlardı.
'Helin istersen'
'İnanki istemem uzun yıllar bahçeli bir evde yaşadım sonucunu bir kaç dakika önce gözlerinle gördün '
İçimde bana karşı çıkan sesi görmezden gelip onu istediği şeyleri onaylamaya karar verdim hem annemlerin biraz delirmesi belki daha iyi hissetmeme sebep olurdu.
Çalan telefonu ile müsade isteyip oturduğumuz alanın dışına çıkıp bahçede sakin bir noktaya gittiğinde onu izliyordum ama gördüğüm şey o muydu ? Emin değildim.
Gözlerimin önüne gelen deniz kenarı evler ile bu hayalimi bir süre daha rafa kaldırdım. Sonuçta istediğini elde ettikten sonra beni özgür bırakacaktı.
Aklıma annemlerin çay sohbetlerinde yaptığı dedikodular gelirken hep korktuğum o kadınlardan olmak üzere olduğumu fark ettim. Sevilmemiş ve günün sonunda her şeyinden vazgeçmiş. Ama vazgeçmeyecektim. Bana sunduğu özgürlüğü kullanıp kendi içimde aradığım sorulara yanıt bulup yolun sonunda önüme bakacaktım.
'Acil gitmem gerekiyor '
Oturduğum yerden kalkıp ona eşlik ettim arabasına binip bahçeden ayrıldığında bir kaç saniye boyunca halen orda durmaya devam ettim. Ensemde hissettiğim sıcaklık ile bir adım öne doğru atıldığım da amcamı gördüm.
' Altın kuşumuzu elinden kaçırma sakın. Yaptığınız hatanın bedeli'
' Biz hata yapmadık. Ama sanırım siz büyük bir hata yaptınız.'
Gözlerindeki nefret midemi bulandırırken eve yöneldim. Ama içimde bir yerde halen yanan o küçük volkan yeniden ona döndü.
'Dilara kaza yapmadı dimi'
Söylediğim şey ile öfkelenmesi arasında sadece bir kaç saniye vardı. Gözlerinde ki nefret ikiye katlanırken yeniden onu avlamak için öne atıldım.
'Serkan ile hiç görüşemedi bile dimi? Evden çıkarken sadece sırt çantası olan kız arabayı nasıl buldu amca. '
' Saçmalamaya başladın yine Helin ikinizde bu ailenin yüz karası olmak için durmadan hata yapıyorsunuz.'
' Yapıyorsun diyecektin amca çünkü artık tek kaldım. Korkma altın kuşu kafeste tutacağım.'
Gözlerinden taşan nefreti sık aldığı nefesleri içinde evden içeriye girip odama çıktım. Kesinlikle kuzenime birisi zarar vermişti. Aklıma gelen ihtimaller yüreğime korku saalarken Serkan'ı bulmam gerektiğini biliyordum. ~~~ İçindeki tüm çiçekleri incelledigim çiçekçide belkide beşinci turumu atarken halen karar verememiştim. Meryem hanım hiç beklemeden beni yemeğe çağırdığı için ona götürmek için bir çiçek seçmeye çalışıyordum. Çiçekleri gerçekten seviyorsa bir bukettense bir fidan almak daha mantıklı gelirken emin olamamak çok kötüydü.
Şoför beni buraya bırakalı yarım saat olmuştu muhtemelen Mete on dakikaya burda olurdu ama ben halen önümdeki saksılara bakıyordum. Tek tomurcuğu olan şakayık fidanı ile bakışırken hemen yanımda duran kadına gülümsedim.
'Biraz zor şartlarda büyüyen bir çiçek. Hatta ne kadar soğuk görürse o kadar güzel açar.'
' Yani bir tercih mi olur dersiniz'
Gülümseyen yüzüne gülümseyip fidanı gösterdiğimde paketleme için masasına taşıdı. Hoş bir pembe renge sahip tomurcuğa bakarken şakayık çiçeğini ayrılık ile bağdaştıran iç sesime sessiz olmasını fısıldadım. Sonuçta bizim için öyle olsada diğer herkes için gelin çiçeğiydi bir yerde.
Saksının etrafını sarmaya devam eden kadını izlerken bu akşam için bir yandan ne yapmam gerektiğini düşünüyordum. Gerçektende Meryem hanım ile nasıl bir iletişimim olacaktı emin olamıyordum. Paketleme biterken ücretini ödeyip çiçekçinin önüne çıktım.
Elimde tuttuğum şakayık fidanım ile geçenleri izlemek için sadece bir kaç dakika sürmüştü önüme park edilen araç ile gözlerim açılan camdan Mete'yi buldu. Arabaya doğru ilerleyip yan koltuğuna yerleştiğimde elimdeki fidanı kucağıma sabitledim. Düşmesini yada zarar görmesini istemiyordum.
'Merhaba' diyen sesine bir anlığına merhaba diyip rahat bir pozisyon aldığımda sessizce yola çıktık.
'Sence sever mi?'
Gözlerim elimdeki fidanın üzerinde gezinirken bir anlığına çiçeğe bakan gözleri gülümsediğinde sanırım sevecek diye düşündüm.
' Bahçesi için alınan şeyleri sever'
' Bahçesi mi var?'
'Var hatta bahçe değilde tropik bir cennetti var diyelim biz ona evin arkasında çiçekleri için özel bir alanı var görüp görebileceğin her çeşit çiçekten var orada.'
Elimdeki fidanı daha çok kucakladığımda yavrumun ordaki onca çiçek arasında nasıl gözükeceğini düşünüyordum. Gözümde canlanan bir çok çiçeği düşünürken bizim bahceyi düşündüm genelde ağaçlar ve fidanlarından oluşuyordu.
Aklıma mutlu kadinalr ve çiçeklerle alakalı yazı gelirken Meryem hanımın gercektende mutlu bir kadın olduğunu anladım. Kendine bir cennet bile yapmıştı. Ondan bahsederken gözleri gülen bir çocuğu vardı ve muhtemelen geri kalan herkeste aynı durumdaydı.
Şehir merkezinden uzaklaşıp bir yol ayrımından daha sakin bir yola girdiğimizde uzun bir süre tek ışık kaynağı arabanın farlarıydı. Şehrin daha önce hiç görmediğim bir noktasındaydık bir kaç dakika sonra başlayan küçük bir kasbayi andıran evleri izlerken. Camı indirip dışarıyı izlemeye odaklandım. Burnuma dolan cam kokuları arasında belli aralıklarla dizilmiş evleri geride bırakırken bir yokuşu tırmanıyorduk.
' Gerçekten de ormanın içinde mi eviniz'
'Evet ormana dokunmadık içindeki açıklıkları kullandık evleri yapmak için '
Gözlerimin önünde akıp giden geniş karanlık ormanın büyüklüğünü gösterirken belli noktalarda çıkan evlerin ışıkları ile sanki bambaşka bir yerde gibi hissediyordum.
'Sevdin sanırım '
' Başka bir yerdeymişim gibi hissediyorum şuan. Kendinize ait gizli bir yeriniz var resmen.'
'Dedem ve babam biraz deliydi dağın başı demek yerine yatırımı doğru yaptılar. Kafa dinlemek ve uzaklaşmak için gizli bir yere ihtiyaç duydukları anlar için yapılmış bir yer. Günün sonunda soğuk binalardansa böyle bir yeri tercih etmişler '
Günün sonunda beni o soğuk binalardan birisinde yaşamaya davet eden adamın anlattıkları arasında izlediğim manzara içimi burarken sessiz kaldım. Son virajıda dönüp düz bir şekilde çıktığımız bayır son bulduğunda önümüzdeki düzlüğü ve ilerisinde duran evi gördük.
'Evet geldik'
Arabayı park ederken kapının önünde bizi bekleyen kadın ve hemen yanında gülerek bakan Alin'i fark ettim. Hadi diyen Mete ile arabadan inerken elimdeki fidana dikkat ediyordum. Umarım güzel bir akşam olurdu.
~~~
Merhabalar⭐
Umarım okurken keyif aldığınız bir yolculuktur.🦋
Karakter hakkındaki fikirlerinizi benimle paylaşırsanız çok sevinirim.🌻
Son olarak Kendinize iyi davranın
🦋🌻
|
0% |