@saturnsring
|
Helloooooooooooo🦋Keyifli okumalar 🐥
Üç şeyden emindim birincisi bu düğün gittikçe yaklaşıyordu, ikincisi herkesin farklı çıkarları vardı ve üçüncüsü kendimi bu döngüden kurtaracağım o kırılma anı yakındı.
Elimdeki fincandan yayılan sıcaklık parmaklarımı ısıtır iken annemlerin evi gördüğü anları düşünüyordum. Her şey bir anda hızlanmıştı sanki herkes kaçmamdan korkar gibi dört bir yandan beni kuşatıyordu. Annemler evi beğenseler de benim hiçbir değişiklik yapmama anlam veremiyorlardı. Yetişmeyeceğini söyleyip durduğum için bu sefer odakları düğünün detayları olmuştu. Orda da Mete ile ikimizin gidip en uzak sahil koyunu seçmiş olmamız engeline takılmışlardı. Her tarafta saldırıp istedikleri hiç birşeyi elde edemiyorlardı.
O yüzden düğünden çok kaçıyormuşum gibi hissediyordum. Her tarafımda süren curcuna konuşan insanlar ve bitmek bilmeyen yeni dedikodular arasında tülleri seçtirdiğim Mete aklıma gelirken yeniden güldüm. Uzun uzun incelediği tülleri seçerkenki ciddi hali ara ara aklıma geliyor ve beni gerçekten eğlendiriyordu.
Handan ile yaptığımız yolculuklar sayesinde düğün mekanı organizasyon ve konaklama kısmını hallettiğimiz için o kısımdada tek başınaydım annemlerin söylediği üzere oysaki bu iki haftada kendimi yuvarlanıyor gibi hissettiğim için pekte bir şeyleri duyamıyordum.
Birde bu hızdan memnun olanlar vardı. Tahminleriminde doğru olduğunu fark ediyordum tabikide.Amcam ve babam oldukça keyifliydi bu sürecin hızlı olmasından birde kendilerince planladıkları şeye yaklaştıklarını düşünüyorlardı tabiki. Bu iki hafta içinde fark ettiğim en acı şey ise Dilara'nın ölümünde bu ikisinin parmağı olma ihtimaliydi. Evet bir babanın yada amcanın katil olduğu düşüncesi ile dolaşıp duruyordum.
Bizi sevmemelerini anlaya bilirdim. Belkide gerçekten kan bağı sevgiye yetmiyordu. Belkide bende bir gün anne olursam çocuğuma alışamayacaktım ama ondan kurtulmak isteme düşüncesi bu sevgisizlik ile çakışır mıydı? Kendinden olanı öldürmek bu kadar kolay mıydı? Bu sırada fark ettiğim tek korkunç şeyde bu değildi ister istemez aynı babaya sahip İdil ve Dilara'yı durmadan kıyaslayıp duruyordum. Birde babamın neden bir erkek çocuk için başka çocuk denemediğini anlamaya çalışıyordum. Çünkü bu kadar hırslı insanların varis istememeside saçmaydı.
Gerçi bir kardeşim olsa işler nasıl olurdu diye düşünmek daha da kötüydü. Annemin ikimizde aynı tranvaları bırakacak olma ihtimali gerçektende korkunçtu.
Tüm bu saçma sapan aile bağlarını düşünme sebebim ise Mete'nin ailesi idi. O kadar çok birbirlerine düşkün ve ilgi doluydular ki insan ister istemez sorguluyordu. Onlar mı normal biz mi normal olandık bilemiyordum. Ama gün geçtikçe Meryem hanımı sanırım daha iyi anlıyordum. O gerçek anlamda bu kadar sevgi dolu bir aileye kendileri gibi birini istiyordu ve maalesef ki ben pekte sevgi pıtırcığı gibi durmuyordum.
Parmaklarımda ki sıcaklık gittikçe soğumaya başladığında artık eski tadı alamayacağım çayı tek seferde içtim. Bekleyen herşey soğur diyen iç sesim ile gözlerimi bahçedeki çiçeklerde dolaştırdım. Annem yine bir kaç günlük odasında kaldığı döngüsünde olduğundan koskocaman evde yapayalnız kalıyordum. Senenin bu üç günlük zamanı beni hep aynı çocukça düşüncelerin içinde gezindiriyordu. Asla kurtulamadığım bir döngü gibi çekildiğim karamsarlık gittikçe büyürken anda kalmaya çalışıyordum. Bunun için içten içe hep hayalim olan o sahil kasabasını düşlüyordum. Çocukluktan beri yaptığım bu oyun artık zihnimi durdurabildiğim tek andı. Her ihtimalin korkunç olduğu bu anlarda o sahil kasabasında olmayı hayal etmek inanılmaz iyi geliyordu.
' Helin'
Uzun zamandır direk bana seslenmeyen babamın sesini duyduğumda hemen karşımdaki sandalyeye oturmuştu.
' Biraz konuşalım '
Beni süzen koyu kahveleri üzerimde bir kaç saniye dolaşıp yeniden gözlerime geldiğinde onu dinlemeye odaklandım.
' Senden bir şey isteyeceğim hatta isteyeceğiz ailemiz için '
' Ne konuda'
' Helin bu evlilik basit bir evlilik değil o yüzden kaçma planın varsa onu unut' bunu uzun zaman önce unutmuştum zaten tabiki bunu ona söylemedim.
' Biliyorsun ki bizim çevremizde evlilikler bir tür yatırım çeşididir. Tabiki bizim durumumuz biraz karışık çünkü normalde Doğan seni kendi gelip isteseydi ondan isteklerde bulunma şansımız olacaktı ama teklifi götüren biz olduğumuzdan bu teklifleri yapamadık.'
Söylediklerini dinlediğimde emin olmak ister gibi bir anlığına yeniden yüzümü izlediğinde bu durumun ne kadarda kötü olduğunu düşünüyordum.
' Evliliğin sürecinde Doğan'ın sana güvenmesini sağlamanı istiyoruz. Senden şüphelenmeyeceği şekilde. Bu sayede onun şirketinden bilgi aktarman gereken konular olacak bu konularda bize yardım etmeni istiyoruz.'
' Ne'
' Doğan bir kurt gibi Helin yakınına kimseyi yaklaştırmıyor. Pastanın nerdeyse tamamını kendi yiyor hazır elimize fırsat geçmişken o pastadan bizde yiyelim diyoruz.'
' Korkunçsunuz. Bir kaç dolar için bizi gözden çıkıyorsunuz birde halen başka şeyleri düşünüyorsunuz '
Söylediğim şey onu neşelendirirmiş olacak ki derince bir kahkaha attığında yüzünde oluşan ifadeye daldım. Gerçekten babamın kahkaha attığı anı böyle bir anda mı görecektim.
' Helin sence o kurt seninle evlenmeye gönüllü mü? Belli ki kendince intikam planı yapıyor? Ona karşı birlik olup onu biz yenmeliyiz?'
' Sizden neden intikam alsın '
' Bu tarz şeyleri sen düşünme gerektiğinde bize bilgi ver yeter.'
Cevabımı bile beklemeden oturduğu yerden kalkıp gittiğinde oturduğu sandalyenin boşluğuna dalıp gittim. Gerçektende nasıl bir şeyi içine düşmüştüm ben.
~~~~
Babam ile yaptığım konuşmadan sonra yaşanacaklar sanki bir koşturmaca gibi hızlanmış ve beni bu noktaya getirmişti. Üzerimdeki transparan kumaşın üzerine işlenmiş dantellerde parmaklarımı gezidiriken hemen göğüs kulpunun altındaki tarnsparanlığı süsleyen dantellerin bellimden aşağıya oldukça hafif bir şekilde dökülüşüne bakıyordum. Sırtının büyük bir kısmını açıkta bırakan incecik askılar ile omuzlarımı süsleyen hafif bir kuyruğu olan gelinliğimi içinde oldukça rahattım. Hareket ederken arada eteği hafifçe kaldırmam yetecekti. Saçlarıma yapılan hemen ensemde duran dağınık topuza serpilmiş beyaz çiçeklerin incecik haline tezat duran gelin çiçeğimdeki şakayıklara baktım. Evet günün sonunda bu butik otelin odasında hazırdım bir kaç dakika sonra belkide kökten değişen bir kadere gidiyordum. Ama halen aklımda sürüp duran bir karmaşa vardı. Babamların bana anlattığı şeyi Mete anlatıp anlatmamak.
Kapının tıklatılması ile gözlerimi aynadaki yansımamdan çekmeden içeri girebileceğini söyledim. Aynada gelinlikle kendimi değilde sanki bir yabancıyı izliyordum. Kulağıma dolan ses annemlerin değilde Alin'in neşeli sesiydi.
' Helin abla ' hemen ardımda onuda aynada gördüğümde gülümsedim üzerindeki yeşil balon kol hemen dizlerinin üzerinde uçuş uçuş bir elbise ile tam sahil partisi için duruyordu.
' Abim artık alana geçmeliyiz dedi.'
' Geçelim '
' O zaman onu yönlendirip hemen video çekmek için buralardayım '
Onu onayladığımda yeniden gözlerimi üzerimdeki gelinliğe diktim. Gerçekten de yaşanıyordu bu. Kapı bu sefer çalınmadan açıldığında gelenin Mete olduğunu biliyordum gözlerimi aynadan çekip ona döndüğümde kasları çatık bir şekilde duran haline baktım.
' Cidden'
' Cidden ne '
Üzerindeki takım elbise her zamanki gibi ona oldukça yakışmış iken diğer zamanların aksine gecenin başrolü olduğunu kanıtlar gibi parlıyordu sanki. Uzun uzun süzdüğü gelinliğimden gözlerini aldığında yeniden göz göze geldik.
' Şaka gibi '
' Anlıyorum banada öyle geliyor '
Benim için açtığı koluna girmektense yanında durduğumda bu sefer elimden tutup bizi kapıda bekleyen bir kaç kişinin önüne çıkardı.
Erkan Handan ve Alin'den oluşan küçük kalabalık ile düğün mekanına giden küçük yola döndük bir kaç dakika böyle yürüyeceğimizi bildiğimden boşta kalan sağ elim ile eteğimin ucunu tuttum. Yüzüme vuran tuzlu suyun kokusu ile biraz ilerledikten sonra dar ahşap yolun üzerinde gözükmeye başlayan mumlar ile sonun gittikçe yaklaştığını hissediyordum. Gerçekten nikah yapamaz mıydık?
' Helin'
Hemen kulağımın yanında konuşan adama cevap vermek yerine ona döndüğüm de bana gülümsedi.
' İçerde doğru cümleyi bulamadım ama cidden tarif edebilecek bir kelime bulamadığımdan çok güzel gözüküyorsun'
Karşımda duran meraklı kalabalığa bir kaç adım kala aldığım iltifat ile yeniden ona döndüğümde o çoktan kalabalığı izlemeye başlamıştı.
' Sende iyi gözüküyorsun'
' İyi derken'
' Yakışıklı işte '
Hemen yanımda dediğim şey hoşuna gitmiş gibi gülerken gözlerim annem ile buluştu yüzünde hoşnut bir ifade ile bizi izlerken Meryem hanım'ın gözlerine ulaşmayan soğuk gülümsemesi ile ben gülemedim Mete'nin dediğine.
Mete'nin eleyerek seçtiği beyaz krem arası renkte olan tülleri süslediği iki uzun masanın arasından geçip bizim için ayrılan kısma geçtiğimizde. Karşımda duran nikah memuru ile ikimiz karşılıklı durduk. Konukların ikimizide görmesi bizimde birbirimizi görmesi için söylenen plana uyum sağlarken bana gülümseyen adama bende güldüm.
Nikah memurunun konuklara yaptığı bir kaç açıklamadan sonra kendimi iyice burda hissedemez olmuştum sanki bir bulutun arkasında kendimi izliyordum. Önce bana sorulan soruya evet yanıtı verdikten sonra benden sonra sırası gelen Mete'in de olumlu cevabı ile etraftaki insanlardan alkış yükselirken önüme uzatılan deftere imza atarken elime bırakılan evlilik cüzdanı ile artık tamamen aileme yabancı olmuş gibi hissediyordum. Karşımda bana gülümseyen babama bakarken nikah memurun bir kaç güzel dileğinde sonra elimdeki defteri Alin'e verdim.
Yavaş bir müzik eşliğinde dans edilebilinmesi için ayrılan bölüme Mete'nin yönlendirmesi ile ilerlediğimde. Yine onun yönlendirmesi ile ayaklarımın zemine öylesine bastığı bir dansın kollarına düştüm yanağıma yaslandığı yanağı ile etrafı izlerken gözlerimin artık çoktan o bulutun arkasında kaybolduğunu biliyordum. Saçımın bitiş noktasında hemen alnımın kenarına değen dudaklar ile dans bittiğinde aramıza giren bir kaç santim ile derince bir nefes aldım.
İnsanların eğlenmesi için çalınan şarkılar eşliğinde konuklar ile ayak üstü tebrikleri kabul etti bir süre. Mete'nin sandığımdan fazla arkadaşı olduğunuda bu anlarda fark ettim. Hepsinin ona takılan hallerine onlarla beraber gülüyordum. Kendi aralarında bazı şeylere takılmaya devam ederken biraz nefes almak için yanlarından ayrılıp biraz su içebilmek için garsonlardan birinden rica ettim kenarda kalan bir kısma geçip biraz temiz deniz havası alıp zihnimdeki o kasaba da olduğumu hayal ederken bana yaklaşan adım sesleri bu hayale dalmama izin vermedi. Bir kaç yudum aldığım sudan bir yudum daha alırken kırmızı saten mini elbisesi ile İdil karşımda durduğunda ona gülümsedim. Bu aralar bana iyi davranıyordu belkide ikimizin ilişkisini düzene sokacak o gün bu zamanlardı.
' Nasıl hissediyorsun'
' Gerginim sanırım bir türlü sığamadım buraya '
' Belkide mutluluktan sığamıyorsundur?'
Bilmem der gibi başımı salladığımda ikimizde bir süre denizi izledik hafif çalan şarkılar bir kaç kişiden yükselen kahkahalar ki bunlardan birinin Handan olduğunu fark ediyordum ve yüzüme vuran deniz kokusu ile yeniden gözlerimi kapattım.
' Hayat ne ilginç dimi bir kaç önce senin evleneceğine hiç ihtimal vermezdim. Çünkü aramızdaki çürük elma sendin herkesçe. Ama şimdi en zirveye oturuyorsun hemde öylesine bir anlaşma ile. Sencede biraz garip değil mi Helin'
Çürük elma mı diyen iç sesim ile ona baktığımda onun halen denizi izlediğini gördüm.
' Çürük elma'
' Ahh bilmiyor musun? Ablamlar arkadaşlarınız falan hiç sana belli etmediler mi?'
' Ablam derken'
' Dilara tabiki de Helin bildiğim kadarı ile tek ablam o. Yüzünden anlaşıldığı üzere arkandan konuşmaya devam etmişler sana dememişler.'
' Bence yanlış hatırlıyorsun.Dilara ile biz oldukça yakındık.'
Yüzünde oluşan gülümseme derinleştiğin de dudaklarından kaçan bir kahkaha ile ciddimisin der gibi bakıyordu gözleri hemen arkasında kalan yere dalan gözlerim Mete'nin omuzlarına bakarken ordan ayrılmanın yanlış karar olduğunu düşünüyordum.
' Sana çok üzülüyorum Helin ne yazık ki ablam seni sadece kullanıyordu. Onun bunu söylediğini defalarca duydum. Evden çıkabilme biletiydin bir yerde. Yoksa o öldükten sonra neden tek arkadaşın bile yanında kalmadı gerçekten bunu anlayamadın mı?'
Gözlerimin önünden geçen sayısı ismin bir kaçının hemen arkamda eğlendiğini biliyordum ama ben hep onlardan uzaklaşanın kendim olduğunu sanıyordum.
' Bu gece sana bir iyilik daha yapayım. Belli ki bunu da sana kimse söylememiş aslında Meryem Hanım'ın demesini beklerdim ama . Neyse bunun önemi yok ablamın evleneceği kişinin hani şu kaçmasına sebep olan evliliği kimle yapacaktı biliyor musun?'
Bilmiyordum benim bildiğim tek şey onu biri ile evlendirecekleriydi. Onunda Serdar'ı çok sevdiği için bunu istemediğiydi.
' O kişinin ismi çok yabancı değil Doğan Mete Kurt kendisi. Hani bir anda seninle evlenme kararı alan adam'
Duyduğum isimden sonra kulağımda oluşan uğuldama ile bacaklarım aynı anda titrerken yüzündeki ifade yalan söyler gibi değildi. Hemen arkasında bana gözlerini dönen adam ile denk geldiğimde yutkunmaya çalıştım.
' Ya ne acı dimi biriniz ondan kaçarken öldürüldü. Biriniz ise bir kaç dakika önce onunla evlendi. '
Bize doğru gelen adama bakmamak için kendimi zorlarken duyduğum şeyi hazmetmeye çalışıyordum. Aldığım derin nefesler arasında Meryem hanım ile kesişti gözlerim yüzündeki durgun ifade ile izlediği masayı izliyordu. Bana oğlundan ayrılmamı söyleyen kadın.
' Ablamı kendi istemiş biliyor musun? Yani bizimkiler teklif etmemiş o etmiş teklifi belkide aşıktı ona tabi unutmuştur '
Alin'in abisinin birisini sevdiğini söyleyen sesi İdil'in sözlerine eşlik ederken aldığım nefesler bana yetmiyordu. Gerçektenbu olabilir miydi?
~~~~
Bölüm hakkındaki fikirleriniz için yorum bırakmayı unutmayın Kendinize iyi davranın🦋
|
0% |