@saturnsring
|
Alin'in abisinin birisini sevdiğini söyleyen sesi İdil'in sözlerine eşlik ederken aldığım nefesler bana yetmiyordu. Gerçekten bu olabilir miydi?
Hayatımın hiç bir anında hatırlamadığım bir isimdi Doğan Mete. İdil'in bu anlattıklarını kafamda nereye koyacağımı bilemiyordum. Gerçeği kimden öğreneceğimi bilemediğim gibi. Boğazımı sıkan el gittikçe beni boğarken artık denizin kokusu güzel gelmiyordu.
İnsan oğlu ne garipti oysaki zihnimin tüm bunların yalan olduğunu söylemesi gerekirdi. En yakın arkadaşım sandığım insanı bir anda koca bir yalanın parçası yapmamalıydı. Gözümde canlanan anılarımızda beni sevdiğine emin olduğum tek yakınımın aslında bambaşka bir yönü olduğunu duyuyordum. Böyle bir yalanın İdil'e bir faydası olmayacağını biliyordum. hemen Doğan'a sorup gerçek mi değil mi öğrenebilirdim sonuçta. Ama eğer bu evlilik işi gerçekse diğer her şeyde gerçek olur muydu? Gerçekten de her türlü belaya beraber atladığım kuzenim beni diğerleri gibi koca bir çürük elma olarak mı görüyordu.
Kolumdaki baskı ile karşımdaki adama baktığımda İdil'in çoktan kalabalığa karıştığını gördüm.
' Helin'
' Efendim'
'İyi misin?'
' Evet çok iyiyim'
Annem ile ortak özelliğimiz olan maskelerimizin gerçekten işe yaradığını fark ettiğim bir andaydım. Guzume yerleştirdiğim gülümseme ile kendimce bu geceyi atlatmayı ve sonrasında bir yol bulmayı düşünüyordum.
' Yüzün soldu'
' Hadi ama Doğan böyle şeyler için endişelenecek kadar yakın değiliz '
' Doğan mı?'
' İlk ismin işte neden şaşırıyorsun ara ara kullanabilirim'
' Kullan tabi kullan'
' Gidip biraz eğlenelim hem bu bizim en mutlu günümüz '
Onu arkamda bırakıp ilerlerken ortadaki kalabalığın arasına karıştım. Zihnimden geçen çığlık çığlığa seslere rağmen dans eden insanlara karıştım. Yanımdan geçen garsonlardan aldığım içkiler ile en azından kendimi biraz da olsa bu andan koparmak istiyordum.
Kaç dakika sürdüğünü bilmediğim şarkının sonunda annemin yanına oturduğumda onun masada tek başına olduğunu fark ettim kalabalık farklı yerlere dağılmıştı.
' Cehennem demiştin ya anne gerçekten cehennem sanırım '
'Helin'
' Rezillik çıkarmayacağım. Ama merak ettiğim bir şey var sen biliyor muydun? '
'Neyi'
'Dilara ile evlenmek isteyen kişi kimdi?'
' Bunu bir anda neden merak ettin'
Gözlerinden geçip giden kuşkulu ifadeye bakarken gözlerimin bana yaptığı baskıyı kararan gökyüzüne bakıp geçirmeye çalıştım. Biliyordu buda durumun gerçek olduğunu söylüyordu. Bir anne neden kendi çocuğunu sevmezdi yada gerçekten ben aileden değil miydim?
' Peki başka bir soru gerçekten beni bu kadar sevmemen için ne yapmış olabilirim?'
' Saçmalıyorsun Helin'
' Ben hep saçmalarım Hülya hanım . İnsanlar arkamdan iş çevirir ama ben sadece saçmalarım '
' İyi değilsin sana kaç kere içmemeni söyledim '
' Biliyor musun anne bu saatten sonra beni sürekli barlardan toplasanız da sizi dinlemeyeceğim. Hem belki her zaman dediğin gibi belki bir köşede ölür giderim'
Kulağımda yıllar önce her gece duyduğum bir köşe ölüp gideceksin rezil olacağız sesi ile ona gülümsediğimde dışarıdan oldukça mutlu gözüktüğümüze emindim.
' Sohbetinize bölüyorum ama sanırım düğünü bitirme vakti geldi'
Doğan'ın omzuma dokunan elleri ve anneme gülümseyen yüzü ile bende baktım Hülya hanıma yüzünden anlık geçen acı çeken ifade ile daha sesli güldüm.
' Belki sende haklısındır' İçimden öfke duyduğum herkese artık ismi ile seslendiğimi fark ettiğim anlarda yeniden güldüm. Doğan'ın yardımı ile oturduğum yerden kalkıp herkese iyi geceler derken de halen gözlerim ara ara anneme gidiyordu. Bu gece en az onun tavrına kırılmam gerekirken en çok ona kırılmıştım. Tüm genç kızların en mutlu gecesinin benim içinde mutlu olacağını düşünmek tabikide benim hatamdı.
Önce geçtiğimiz geniş ıssız yollardan gezdiğim gözlerim ve iç sesimi boğan sessizlikten yıldığım bir anda radyoya uzandım. Çalıp giden aşk şarkılarında içimdeki sese iyi gelmezken gözlerimi kapatıp en azından buradan uzaklaşmak istedim.
Ama zihnimin halen benimle beraber olduğunu biliyordum. Hiç susmayan sürekli yeni teoriler üreten iç sesim ile arabanın kapısını açıp kaçmak istiyordum. Çığlık çığlığa ağlamak istiyordum mesela yada ne biliyim en azından bir açıklamayı hak edecek kadar değerli olduğunu düşünmek istiyordum. Oysaki beni bulduğu o küçük odada kuzenimden haberi yok gibi davranmıştı. Aklıma gelen anılar ile gözlerimi kapatmanın durumu daha fena yaptığını görüyordum. Araba durana kadar devam ettim işkencelerime hiç kimseyi aklayamadığım yolun sonuna geldiğimizde. Doğan'ın açtığı kapıdan içeriye girdim.
Kendime buraya ait olmayacağımı söylediğim için hiç bir şeyini değişmediğim salonda yavaşça ilerledim. Camın önünde artık yorulduğum için kendimi yere bırakıp oturduğum da aslında içten içe hiç bir zaman hiç bir yere ait olamayacağımı düşünüyordum.
'Helin gelinliğini çıkarmayacak mısın?'
Üzerimdeki dantellerde gezdirdim parmaklarımı sabah sevdiğim bu elbisenin gece nefret ettiğim bir hale bürünmesine yeniden gülümsedim. Sanırım akıl sağlığımı kaybediyordum. Yoksa şimdi böyle sakince yere oturmuş karşımdaki şehir manzarasına bakıp sadece gelinliğimi dantelleri ile oynamazdım sanırım.
'Helin'
' Biliyor musun babam bir kaç gün önce benimle konuştu. Bazı zamnalarda senden gizlice bilgiler almamı istedi. senden kurtulmak için beni kullanmayı planlamışlar'
Ansızın çok alakasız bir yerden söylediğim şeyler ile karşıma oturan adama baktım. Belki ben açık açık tüm gerçekleri söylersem oda bana gerçeklerle gelirdi. Olmaz mıydı?
' Peki sen neden bunu bana söylüyorsun '
' Zaten yapmayacaktım ama yinede sana söylememek haksızlık olur diye düşündüm. Belli bir sürede olsa aynı evi paylaşacağız böyle bir yalan uygun olmazdı '
' Helin'
' Seninde söylemek istediğin şeyler var mı ?'
Karşımdaki adamı bir kağıtta yazan kelimeler gibi okumak isterdim. Mimiksizliğine tezat kaynayan gözlerinin hareketlerinde ne anlatıldığını bilmek isterdim belki o zaman bu kadar berbat bir his olmazdı bu durum.
' Benim gizli bir şeyim yok'
' Hiç mi yok ? belki senin için önemsizdir ama benim için önemli olabilecek bir şey demi yok'
' Hiç bir şey yok Helin gördüğün kadar dümdüz bir hayatım var benim'
' Bir gün ' söyleyeceğim şeyi düzgün bir hale getirmek isterken aslında diyeceğim şeyin belkide onun için bir anlamı olmayacağını söyleyen iç sesime rağmen beni izleyen gözlerine baktım. Olabildiğince en samimi sahte gülümsememi yerleştirdim yüzüme belkide gözlerime.
' Bir gün sana sormama rağmen bana söylemediğin bir yalan ortaya çıkarsa ne olursa olsun seni affetmeyeceğim Doğan.Belkide içinden diyeceksin ki zaten yollarımız ayrılacak aramızda duygular yok istersen sonsuza kadar affetme oda senin tarafında yorumu olsun'
' Helin daha öncesinde bana bir söz vermiştin. Affedeceğine dair'
' Vermiştim ama görüyorum ki benim tüm kartlarım açıkken senin kapalı kartların varmış o yüzden affetmemi bekleme. Ayrıca böyle dediğim için seni satacağımıda düşünme her neyin peşindeysen devam et ben yolunda engel olmayacağım'
Aramızdaki bir kaç adımlık mesafeyi iyice azaltıp karşıma geçtiğinde gözlerimi onadan çekip şehire döndüm. Gerçekten kırgın hissediyordum belkide böyle hissetmem yanlıştı ama ikimizin yaptığı konuşmaların sonunda ona inanmayı seçen bana maalesef ki bugün sırt çevirdiğini düşünüyordum.
Hakkım olmayan bir dürüstlük bekliyordum belkide emin değildim. Yine içimde bu dürüstlüğü duymak için çırpınan birisi vardı .
' Annem bile bana dürüst değilken belkide senden beklemem hatadır '
' Helin bir gün sana anlatacağım '
' Bana anlatacağın şey ile ilgilenmiyorum sana sorduğum şey neden bizimkilerden intikam istediğin değil bambaşka bir şey ama sen bence bildiğin halde susuyorsun bende açıkça sormayacağım.'
Kararsızlık ile kavrulan bir bedenden daha fenası sanırım herkes tarafından darbe almaktı. Bu gece belkide ilk defa aslında her anlamda yanlız olduğumu söylemişti bana İdil. Bir de Meryem hanımın dedikleri vardı elimde. Kafamda düşündüğüm ihtimaller arasında hepsi İdil'i aklarken gerçeğin bu olmaması istiyordum. Ama açık açık sorsam alacağım cevap benden en sevdiğim kuzenimi alacaktı. Onunla beraber yaptığımız o özgürlük kaçışlarını bir de tabiki kendime azıcık duydugum saygıyıda kaybedecektim.
' İzninle ben uyumalıyım sanırım '
Giriş kattaki odaya doğru ilerlediğimde oturduğu yerde durmaya devam eden adama daha fazla soracak bir şeyim yoktu. O yüzden misafir için ayrılmış olan küçük odaya girdiğimde burada da bambaşka bir açıya bakan şehirin görüntüsü ile olduğum yere çöküp ağlama istediğimle baş edemedim.
Gerçektende bunu hak edecek kadar kötü birimiydim yada değersiz diyen iç sesim ile beraber olduğumuz konumu sorgularken bir yandan da sesimi alçatmaya çalışıyordum.
Çalan kapının ardından duyduğum dönük ses ile bir kaç saniye sakinleşmeye çalıştım.
' Kıyafetlerin üst katta gelinliğin ile mi uyuyacaksın Helin'
Gerekirse çıplak uyuyacağım diye iç sesime rağmen sessiz kalıp olduğum yerde uzanıp dizlerimi kendime çektim. Bir kaç dakika daha belli aralıklarla kapıyı çalsada cevap vermedim. Gözlerimin yanmaya başladığını hissederken biraz rahatlamak için gözlerimi kapattım. Dipsiz karanlık beni çekerken kapıda yine bir hareketlilik vardı.
~~~~~~
Gözüme vuran sıcaklık ve etrafımı saran sıcaklıkla gözlerimi zorla açtığımda gecenin çoktan günduze döndüğünü fark ettim. Gözlerime alan ışıklar ile iyice sizleyen gözlerim ile olduğum yerde arkamı dönmeye çalıştığımda belimin hemen üzerinde duran kolları fark ettim. Bu sefer yeniden olduğum odaya baktığımda alt kattaki misafir odasında olmadığımı anladım. Hemen ensemde hissettiğim bir iç çekiş ile olduğum yerden öne doğru kaymaya çalıştığımda Doğan'ın da uyanık olduğunu anladım.
' Günaydın Gözlerin yanıyor dimi'
Arkamdan gelen yorgun ses ile hareketlerini kestiğimde belimdeki elinin yardımı ile beni kendine çevirdiğinde aramızdaki boşluğu beni tutacak ama yinede belli bir boşluk bırakacak kadar ayarladığı için derin bir nefes aldım.
' Ayıldın mı? Dün biraz fazla içtin gece konuştuklarını hatırlıyor musun?'
Dün içtiğimden fazlasını içtiğim ama yinede sarhoş olamadığım onca zaman vardı ki ama onun bunu bilmediğini fark ettim.
' Hatırlıyorum '
' Güzel peki bana sormak istediğin şu mesele nedir ? Çünkü dün gece anlatsam sabah hatırlamazsın diye düşünmüştüm'
' Gerçekten mi?'
' Helin alkol eşiğini bilmiyorum maalesef ki ve gerçekten sakince düşündüğüm de bahsettigin şeyin ne olduğunu bulamadım. Gece konuşmak istedim ama sana zamanda tanımak istedin'
Üzerimdeki gelinliğin bacaklarıma sarılan kumaşına baktım bir kaç saniye onunda üzerimdekilerin dün ile aynı olduğunu fark ettiğimde kaşlarımı çattım. Bir parmağı ile kaşlarımın arasına dokunduğunda yeniden yüzüne baktım.
' kaşlarını çatmaya devam edersen basın ağrıyacak'
' Neden üzerin dünkü ile aynı '
' Senin neden gelinliğin var üstünde '
' Çünkü alt katta uyuyacaktım ve eşyalarım buradaydı.'
' Bende uyumadım o yüzden '
' Neden burdayım peki'
' Çünkü ayrı uyumayacaktık. Hatırlamıyor musun? Yerde uyuduğunu fark ettiğimde seni buraya taşıdım '
Aramızdaki mesafeyi azaltıp iyice etrafımı sardığında yeniden gözlerime baktı. Ona sormamı bekliyordu.
' Acaba bir ihtimal Dilara'yı tanıyor musun?'
' Şahsen hayır '
Direk verdiği cevap ile bakışlarımı yüzünde gezdirdim. Emin olamıyordum ki.
' Helin ne duydun da bu kadar üzüldün?'
' üzülmedim '
' Üzülmedin ağlayarak uyudun Helin maalesef ki kapılar ses geçiriyor ve kapının önündeydim. Bak ne duydun bilmiyorum ama az çok bir şeyleri netleştirmemiz lazım. Liseden sonra burada değildim eğitim için ve diğer şeyleri öğrene bilmem için aile geleneğimiz olarak Malta'ya gittim sonrasında geri döndüğüm de pek vaktim yoktu çünkü maalesefki planlanandan önce döndüm. Abim ve babamın cenazelerinde dolayı. Geri döndüğümde bazı şeyler kafama yatmadı ve bazı ipuçları yakaladım o yüzdende kendimce bir planım var ama konunun sana dokunan noktası baban falan olur sadece'
Bahsettiği detayları Google ile doğrulaya bileceğimi kafamda tartarken . Yinede kuşkular zihnimdeydi. Peki İdil bu konuda neden yalan konuşsundu ki. Acaba babamlar mı diye düşünürken annemin gözlerinden geçen kararsızlığı düşündüm bir şeyler asla tam olarak yerine oturmuyordu.
' Planını alatma bana sakın '
' Neden babana mı söylersin '
' Bilmek istemiyorum ben kendi merak ettiğim kısmı öğrendim '
' Peki o zaman aramız iyi'
' Aramız iyi değil Doğan maalesefki ikimizinde beyninde farklı tilkiler oynuyor'
Özelliklede benim diyen iç sesim ile elimdeki karmaşayı bir duvara pano olarak çıkarsam işin içinden çıkabilir miydim onu düşünüyordum. Birde halen Doğan'a inanmıyordum tabiki. O kendince bir açıklama yapmıştı ama yinede kendimi ikna etmem en zor olanıydı. İhanete uğramaya alışmış bünyem ile kendimi bazı şeylere inandırmak oldukça zordu.
' Helin hadi kahvaltı yapalım ve şu tilkiler hakkında da bir anlaşma yapalım '
' Nasıl bir anlaşma '
' Hatırlıyorsun sana özgürlüğünü verecektim halen bu sözümün arkasındayım gitmek istediğinde seni özgür bırakacağım ama o zaman kadar zihnimizdeki tilkileri yan yanayken susturuyoruz '
' Bugün gitmek istesem'
' En azından insanlar evlendiğimize inansaydı Helin'
' Peki diyelim gitmek istemedim o zaman ne yapacaksın '
' O zaman evi büyütme planı yaparım '
Yüzündeki gülümseme gittikçe büyürken aklından geçenleri okuyamamak gerçekten kötüydü ama olduğum yerden hareketlendiğimide bacaklarıma iyice sarılan gelinliğim ile bir kaç saniye kendime cebeleştim bir daha kuyruklu bir şey giymeyecektim.
' Biliyor musun bende babamlardan şüpheleniyorum '
Bir anda aklımdakini dilime döken kendime kızdığımda uzandığı yerden beni izleyen adama baktım . Sanki bu dediğimi biliyormuş gibi duran hali ile yeniden eteğime döndüm. Bunu ona söylemek ne kadar doğruydu bilmiyordum ama yinede sanki ona güvenmeliydim. İç sesimin daha çok erken güvenme diyen sesine kulak tıkarken yeniden parmaklarım ile oynadım.
' Dilara konusunda mı?'
Onu kafam ile onaylarken bakışlarını tavana dikip bir şeyler düşünmeye başladı.
' Ne kadar yakındın sen kuzeninle. Ne biliyorsun tam olarak ölümü hakkında '
~~~~
Selammmmmmmm ⭐
Umarım keyif alarak okumuşsunuzdur 🦋
Kendinize iyi davranın 🌻
|
0% |