@saturnsring
|
Bir aydır yaptığım gibi yeni bir sergiye gidiyordum. Aldığım kararlara uymak için hiç beklemeden yoluma devam ediyordum. Dilara'nın gerçekte ne düşündüğünü öğrenecektim. Serdar'a ulaşmak ikinci plandaydı. Önceliğim ortak arkadaşlar sayesinde daha fazlasını bulabilmekti. Bunun içinde en iyi yolun eskilere hızlıca ulaşmak olduğunu biliyordum. O yüzdende dikkat çekmemek için bir aydır sürekli olarak sergilere gidiyordum. Elif Çelik ismine ulaştığım ilk andan beri sanki resime ilgim varmış gibi davranıp o sergiden o sergiye gidiyordum. Böylece fark edilmeden ilerleye bilecektim. Kadir'i arada sırada görsemde her zaman beni takip ettiğini biliyordum bu yüzden planımı düzgün inşa etmiştim.
Bu bir ayda sadece bu durumla ilgilenmemiştim. Canım ailem ne kadar ısrar etsemde beni ziyarete gelmediğinden ben onları ziyarete gitmiş ve ağzımın payını almıştım. İdil'in öfkeli gözleri yeniden aklıma düşerken önümdeki trafiğe odaklandım. Ne demişti benden intikam alacaktı. Bir kaç ay sonra boşandığım zaman sıra ona gelecekti. Komik diyen iç sesim ile bende güldüğümde evde çıkan arbedede annem ile göz göze gelişimizi hatırladım. Gelme bir daha demişti burada ki dengelerden uzak dur. Kocam sizi bitirmek için planlar yaparken ve zavallı amcam benden bilgi sızdırdığını sanarken dengenin kalmayacağını söylemedim ona.
İşler karışıyordu. Mete amcamın bana sorduğu sorulara verdiği cevaplar ile sanki amcamlardan tarafımışım gibi gösteriyordu beni ve maalesefki canım amcam buna inanmıştı. Kendince koparabildiği paralar ile mutluydu adım adım sonuna ilerlediğini bilmiyordu bile. Bazen bu duruma içim acıyordu ama günün sonunda bana olan tutumları onlara ihanet etmeme sebep oluyordu. Dediğim gibi karşılaştığımız her anda yaşadığım bu saçma durum artık daha fazla canımı sıkıyordu.
İyi giden şeylerde vardı Meryem hanımla inanılmaz iyiydik. Mete'nin tüm ailesinin bana böylesine iyi davranıyor oluşuna halen kuşku ile baksamda onlar tarafından seviliyor olmaktan memnun olduğumu biliyordum. Tabi birde Mete vardı bir ay önce o masada yaptığımız konuşmadan sonra bana karşı daha şeffaf olduğunu görebiliyordum. Beraber zaman geçirdiğimiz süre her an artıyordu. İşin komik kısmı ona alışıyordum. Beraber yemek yapmak yada birşeyler izliyor olmak bana iyi geliyordu. Bazı akşamlar yaptığımız konuşmalar sayesinde ona daha yakın olduğumu hissediyordum. En kötüsü ise ona alışıyordum ve bu onun yanında kendine bir yer bulmama sebep oluyordu.
Ait olma hissinin ilk defa bu kadar yakınındaydım. Bunu kendimde fark edebiliyordum asla ait olmak istemediğim eve bir şeyler alıyordum en basiti. Bu duygu içime yayıldıkça her an mutlu olmam gerekirken gitgide bir huzursuzluk hissi ile baş ediyordum. İçimde bir yer halen annen sevmiyor seni bu insanlar sevmez diyordu. Böyle düşündüğüm her günün sonunda Mete tam tersini kanıtlamak ister gibi hoşuma gidebilecek bir şeyler yapmaya çalışıyordu. Beni çok iyi okuyordu sanırım yada evrenin bana artık dur deme şekliydi emin olamıyordum.
Serginin yapılacağı yere geldiğimde arabayı uygun bir yere park ettim. Evet bugün o gün diyen iç sesim ile arabadan indim. Saçlarımı boynumdan arkaya atıp binaya doğru ilerledim. yüzümdeki gülümseme ile içeriye girdiğimde bir kaç sergide denk geldiğim bir iki kişi tanıdım. Dikkat çekmemek için böyle davetlerde selam verdiğim bir iki kişi vardı onlara gülümseyip sanki tüm ilgi alanım önümdeki okyanus resimleriymiş gibi davrandım. Bir yerlerden çıkmasını beklediğim Elif'i bekliyordum. Onun sergsindeydim ve bugün açılış günüydü yani buradaydı.
Gözlerim tablolar arasında gezinirken bir kaç kişinin çok güzel diyen fikirlerine eşlik ettim. Gözlerim her yerde aradığı o kişiyi bulduğunda evet dedim şimdi başlıyor.
Göz göze geldiğim Elif'i tanımaya çalışır ama emin olamaz bir ifade ile izlerken o beni tanıdığını hemen belli etti bir kaç adımda karşı karşıya geldiğimizde sanki hiç bilmiyormuşum gibi şaşkın bir ifadeye büründüm.
' İnanamıyorum Elif ?' Sesinden sızan samimiyetsiz sesi yakalamamıştı. Oda benim gibi şaşkın bir ifadeye sahipti. Su yeşili gözleri hayretle açılmış platin rengi saçları ile bir kaç sene öncesinden biraz daha farklı duruyordu .
' Helin bu nasıl bir tesadüf '
' Bu ara sergilere merak sardım. Peki ya sen yoksa sergi senin mi?'
' Evet sergi sahibiyim'
' Ama soyismin farklıydı sanırım '
' Evet evlendim eşimin soy ismi çelik. Çok uzun zaman oldu bir an tanıyamadım seni'
' Evet bir kaç yıl oldu dimi. Dilara'dan sonra görüşemedik '
Hepiniz bana sırt çevirdiniz demek istiyordum ama bu şimdinin konusu değildi. Gözlerinden gelip geçen bir anlık hüzün ile ona tebessüm ettim.
' Doğru koptuk ama bak tekrar karşılaştık. Bir kahve içelim mi ? Hem eski günlerden birini görmek çok hoş olur'
Benden önce gelen kahve daveti ile evreninde benimle olduğuna emin oldum. Başımı olumlu anlamda sallarken yeniden tebessüm ettim.
' Bir kaç saat sürer işim ama sıkıntı olmaz dimi'
' Tabiki de olmaz lütfen sen davetliler ile ilgilen Elif ben buralardayım bekliyor olacağım '
Gözlerine ulaşan minettar bir gülümseme ile yanımdan ayrıldığında bir kaç saniye arkasından baktım. Bir kaç kadın ile konuşan halini izledim bir süre gerçektende hayal ettiği her şeyi yapmış görünüyordu. Bir an ona imrendim. Çünkü ben hayalini kurduğum şeyleri yapamamıştım. hemde varlık içinde olmama rağmen. Yeniden önümde uzanıp giden doğa fotoğraflarına bakmaya başladım. Kızıl bir gün batımının resmedildiği okyanusa bakarken bir an kendimi o sahilde hayal ettim sanki hemen önümde batiyordu güneş ve kulağıma dolan dalga sesi ayaklarıma değen kumlar içime yayılıyordu.
Görevli kızlardan birine ulaşıp tabloyu satın aldım. Bir gün bu gün batımı izleyecektim ama öncesinde ona bu resim üzerinden bakmakta yeterliydi. bir kaç saat daha sanat galerisinde vakit geçirdikten sonra bana doğru gelen Elif ile vaktin geldiğini anladım gözlerindeki mutlu ifade günün güzel geçtiğini söylüyordu. Yinede yorgun duran yüz hatlarına baktım. Belliki uzun zamanlar harcamıştı bugüne.
' yakında bir yere gidelim istersen '
' Çok iyi olur Helin'
Onun yönlendirmesi ile serginin olduğu binadan ayrılıp bir arka sokakta ki sakin bir kafeye girdik. Oldukça sakin duran bir havası olmasına rağmen neredeyse tüm masaları doluydu. Kendimize arka tarafta unutulmuş bir masaya attığımızda sipariş vermek için bekledik.
Sormak istediğim onca şey aklımdan geçip giderken birer kahve istedik önümüze bırakılan sıcak kahvelerin dumanını izledim bir süre benim sessiz kalışıma rağmen o konuşmak için can atıyor gibiydi.
' Evlenmişsin Helin '
' Evet daha çok yeni '
' Tebrik ederim. Bir anda haberi görünce sen misin diye emin olamadım?'
Sesindeki hayret dolu ifade ile kaşlarımı kaldırıp indirdim benim bu halim hoşuna gitmiş olacak ki bir kahkaha attı.
' Senden beklemezdim Helin gerçekten şaşırdım. Peki mutlu musun?'
' Çok mutluyum ' en samimi ses tonundan yayılan cevap beni bile şaşırırken Elif'in yüzüne yayılan gülümsemeyi izledim.
' Peki sen mutlu musun?'
' Ah mutluyum. Zaten mutlu olmasam evlilik akıl işi değil heleki çocuk '
' Yoksa çocuğun mu var' yüzüne yayılan o sıcacık ifade daha o cevap veremeden cevabı veriyordu. Gözlerine yerleşen ışıltı artarken gerçekten mutlu olduğunu görebiliyordum.
' Evet hemde iki tane gerçi henüz küçük bir yaşında ama.'
' Ne zaman evlendin sen '
' 5 sene oluyor bir anda aldığım bir karardı. Bizimkileri biliyorsun resim konusunda saçmalık olduğunu düşünüyorlardı. Bende bir anda kızıp evledim. Ama şimdi gerçekten doğru karar diyorum'
' Gerçekten tamda hayal ettiğin o kadın olmuşsun '
' Peki sen Helin her şey hayal ettiğin gibi oldu mu?'
Hiçbir şey olmadı demek bir an için kendimi kötü hissetmeme sebep oldu ama yinede ondan gizlemedim. Ne kadar açık olursam o kadar açık olurdu.
' Olmadı. Hatta Dilara'dan sonra baya kötü oldu herşey zor toparladım. Sonrası standarttı bizim aile durumlarıda ortada işte ama şuan İyiyim'
' Çok ani bir kayıptı bizler bile inanamadık senin için zor olmalı '
Çok zordu hatta öyle zordu ki sizlere ulaşmaya çalıştım ama yüzüme kapanan onca arama sonucunda iyice yalnız kaldım ve sonuçları kötü oldu. Öyle kötüydüki günlerce bomboş odada sadece nefes alarak hayatta kaldım.
'Zordu aslında size ulaşmaya çalışmıştım '
' Bunu bilmiyordum. Ben bilerek bizden uzak durdun sanmıştım '
' Bazılarınızı aramıştım ama sonuç iyi gitmedi.'
' Bunu duyduğuma çok üzüldüm Helin .'
Önümdeki kahveden bir yudum aldığımda başımı önemsiz der gibi salladım. Ama önemliydi işte diyen iç sesime rağmen konuyu sormak istediklerime getirmek için bir şeyler düşündüm.
' Hepimiz için aniydi o yüzden anlayabiliyorum. Kim böyle intihar gibi bir kazayı tahmin edebilirdi ki'
Yüzüne yayılan anlayışlı ifade ile beni onaylarken hadi dedim içimden düş ve konuyu burdan uzaklaştırma.
' Serdar kaza değil diye uzun zaman sayıkladı her içtiğinde '
' Serdar sizinle görüştü mü?'
' Helin üzgünüm Serdar yüzünden belkide kimse senin yanında olmadı o zaman. '
' Nasıl yani'
Yüzüne yayılan endişeli ifade ile söyleyip söylememek arasında gidip gelen ifadesine yüzüme yansıttığım gülümseme ile bakmaya gayret ettim. Kime dokunsam bambaşka bir şey diyordu bu konu ile ilgili.
' Seni suçluyordu. Aklını çeldiğini ve Efe'ye kaçması için onu ikna ettiğini söylüyordu '
Hasiktir diyen iç sesim yüzümede yansımış olacak ki Elif panikledi. Efe olayını bilmiyordum bile ben.
' Efe olayını bilmiyordum ki ben'
' Biliyorum bilmediğini zaten Dilara her zaman açık olmamıştı sana o yüzden tahmin etmiştim. '
' Açık olmamıştı derken'
Gözlerine yansıyan acıma ifadesi midemi kasarken oturuşumu dikleştirdim. Önümdeki kahveden bir yudum daha aldım onun rahat olmasını istiyordum o yüzdende rahatmışım gibi davranmak zorundaydım. Anlatması lazımdı burdan geri dönmezdi artık.
' Bazı şeyleri senden sakladığını fark etmiştim. Sanırım aranız senin sandığın kadar iyi değildi?'
' Biraz daha açık olursan seni anlayabilir Elif zaten uzun zaman geçti birini suçlayacak bir konu yok ama gerçekten merak ettim.'
' Evden çıkmak için sana ihtiyacı olduğunu söylemişti. O zamanlar Burak vardı hatırlıyor musun?'
Hatırlıyordum deli gibi etrafımda dolaşıyordu sonra bir anda geri çekilmişti. İlk hayal kırıklığı diyebilirdim kendisine devam etmesi için sadece başım ile onayladığımda halen emin değildi.
' Onun senden hoşlandığını biliyorsundur. Sonra Dilara onunla konuştu senin pek sevilecek birisi olmadığını söylediğini duymuştum. Hatta çürük elma gibi bir şey demişti o zaman ilk defa ikinizin aslında çok uzak olduğunu fark ettim. O yüzden Efe konusunu bilmemene şaşırmadım '
' Vay canına '
Elindeki bardağı sıkarken yüzümdeki ifadeyi sabit tutmaya çalışıyordum. İdil'in söylediklerinin en azından bu kısmı doğruydu demekki. Mete konusunda yalan söylemeside kendi hırsından kaynaklıydı zaten ama yinede anlayamıyordum.
' Helin üzgünüm '
' Senin üzgün olacağın bir konu yok ki hem zaten artık çokta önemli değil'
Önemli hatta o kadar önemli ki ailem diyebildiğim tek kişi şuan resmen gözlerimin önünde en büyük hayalkırıklığı oluyordu.
' Son zamanlarda Efe ile görüşüyordu ama sanırım Serdar bunu kabullenmedi o yüzden seni suçlamak kolay gelmiş olmalı '
' Olabilir'
Herkesin her durumda suçlamak için hazır durduğu zavallı ben diye içimden geçip giden hislere güldüm. Kardeştik yalanları demek diyen iç sesim ile duruma yeniden güldüğümde kahvemin son yudumunu aldım. Sonrasında konu işinden çocuklarından devam edip gitti. Bir saati aşkın süre devam eden sohbetimizin sonunda yeniden görüşmek için numaralarımızı aldık.
Ondan ayrıldıktan sonra arabaya gidene kadar kendime izin verdim. Şimdi değil şimdi değil düşünme ikazları ile arabama geldiğimde arabayı sürecek durumda değildim. Telefonuma uzanıp Kadir'i aradım gelmesini söyleyip koltuğun kenarında iyice küçüldüğümde arabaya doğru koşan adamı izledim. Kulağındaki telefon ile patronuna haber veriyor olmalıydı. Arabanın kapısını açtığında yüzünde panik bir hal vardı.
' Helin hanım '
' Arabayı sürecek halde değilim acaba beni eve bırakabilir misin?'
' Tabiki Helin hanım '
Anahtarı elimden alıp sürücü koltuğuna geçtiğinde mantığımın son kalan anlarını yaşıyordum.
' Mete'yi telaşlandırma ona iyi olduğumu söyle '
' Peki Helin hanım '
Yeniden telefonuna döndüğünde kendimi iyice küçültmek işte gibi bacaklarıma sarıldım. İhanet duygusu her yanımda gezinirken onun zehirli oklarından kaçmaya çalışıyordum. Kim derdi ki her şeye koştuğun kişinin senden nefret edebileceğini.
Aslında tamda öyle bir senden nefret eder çünkü her ihanet sevdiklerimizden gelir. Zaten sevilmiyordun ki zihnim hızını kaybetmiş gibi duygularını seslice kulağıma üflemeye devam ederken kendimi sıkıyordum. Eve kadar dayanmalıyım lütfen dur diye geçirdim içimden sonrasında nefes aldırmasanda olur. Park eden araçtan indiğimde zorlanarak asansöre geçtim bir kaç dakika sonra kendimi evimin ortasında buldum.
Evim mi diyorsun buraya hadi ama ikimizde gerçeğin bu olmadığını biliyoruz Helin adam sana acıdığı için bir yardımda bulundu. Zihnim artık dizgini boşalmış bir at gibi üzerime gelmeye devam ederken kendimi zorlanarak banyoya attım üzerindekileri nefret ederek çıkarmaya devam ederken bir yerlerden firar eden sesler tüm banyoyu dolduruyordu.
Zaten seni sevdiğini düşünmek aptallık. Belkide çürük elma olduğunu düşünen ilk kişi oydu sen yıllarca İdil senden nefret ediyor diye üzülüp anlam veremezken. Seni sevdiğini sandığın kişide senden nefret ediyormuş ne acı ama içimde yayılan kahkha ile açtığım soğuk suyun altına girdim.
Sana söylemiştim yaşaman hata diye ama inanmadın bak katil olarak seni belirlemiş Serdar bile sen halen kuzeninin davasının peşinde ol ne büyük eziklik. Sevildiğini sanıyorsun birde ah be zavallı Helin hatırlıyor musun? Annen ile babanı kavga ederken görmüştün seni sevemediği için annene kızıyordu baban ah be kızım o zaman ağlamak yerine kendini yok etmeliydin. Bunca insan sana nefretini söylerken senin kulaklarını tıkaman ne komik. Yok olmalıydı yok olmalıydı karanlığa daldığın ilk an yok olmalıydın.
Helloooooo 🍪
Umarım herkes iyidir ⭐
Fikir ve görüşleriniz için yorum yapmayı unutmayın 💙
|
0% |