@saturnsring
|
Yok olmalıydı yok olmalıydı karanlığa daldığın ilk an yok olmalıydın.
İnsanı en çok yaralayan şeyler listesi yapılsa eminin bir sürü seçenek çıkardı ortaya. Ama tam şuanda üzerimden akıp giden suları seçmekte zorlanırken kendi listemin başına hayal kırıklığım oturuyordu.
Zor bir çocuk olmuştum belkide doğduğum günden kaynaklı bir problemdi bilmiyorum. Ama uzun zaman boyunca annem bana dokunmak bile istememiş sonrasında bir gün annelik yapmaya karar verip beni izlemeye başladı her ne yapıyorsam denetliyordu. Komik olan evdeki bu durum dışarıda da aynı şekilde devam ediyordu. Sanki hayat bana ailenden olan seni kabullenemezken diğerleri nasıl kabul etsin diyordu.
Çok küçükken bile kendimde bir kusur aradığımı hatırlıyorum. Annemle babamın bitmek bilmeyen kavgaları duyduğum her anda odama gitmeye çalışırken beni doğurmaya mecbur kalan annemin isyanını duyuyordum. Sanırım bu yaşımda onu ilk defa bu kadar iyi anlıyordum. İstemediği bir çocuk olduğum için sevememesi normaldi.
Sürekli sürekli zihnimde dolaşan ve en amansız yerde çıkıp konuşan o karanlık sesin anneme ait olduğunu biliyordum. Yinede bir zamanlar mutluydum kendime bunu söylüyordum hemde bir kaç saat öncesine kadar. Şimdi ise oturduğum yerde nasıl bir yalanın içinde olduğumu anlamaya çalışıyordum.
Belliki herkesten çok sevdiğim ve güvendiğim kuzenim için ben öyle sıradan birisiydim. Ve yine belliki arkamsan söyledikleri Elif'in anlattığından daha fazlasıydı. İlginç olan detaylarda vardı Efe konusu gibi ama ona odaklanamıyordum bile. İçimde bir yer buram buram sızlıyordu sanki ben diyordun der gibi.
Babannemin bizi etrafına toplayıp güçlü ve güzel kızlar olmamız için anlattığı masallardan sonra ilk defa arkadaş olduğumuzu hatırlıyorum sanıyordum ki diğer insanlarda böyle bağlar kuruyordu. Ama her geçen gün kurduğum tüm bağların ne kadar zayıf olduğu ortaya çıkıyordu. En acısıda bir kaç ay önce bana onca laf söyleyen Meryem hanımın bugün hayatımdaki çoğu kişiden daha sağlam bir yeri olduğuydu.
Ne gariptiki söylediği herşeyde doğru çıkıyordu. Belliki sevilecek bir yanım yoktu. Yoksa sevilirdim.
İçime alan bir titreme üzerimden gelip geçtiğinde kendimi uzun zamandır hissetmediğim kadar çok dört duvar arasında hissediyordum. Bu duvarların kendi icimde örülüyor olmasıda komikti. Gerçekten halen yaşamak için direniyordu sanki.
Gözlerimin yanmaya başladığını fark ettiğim anlarda uzun zamandır bu kadar kötü bir an yaşamadığımı hatırlattım kendime iyi gidiyordum diyen içimdeki olumlu sese gülümsedim. Binde bir anlarda çıkıp bir kaç olumlu cümle söyleyip yok oluyordu.
Gözlerimi kapattığım karanlık sanki sınırı yokmuş gibi çoğalırken bir anda çekildiğimi hissettim başımı kavrayan eller ile yeniden banyonun fayanslarını görmeye başladım.
Yüzümdeki eller saçlarımı geriye tararken bir yandanda etrafıma bir şeyler sarıyordu. Bu kadar soğuk muydu burası diyen iç sesim ile yeniden düşüncelere dalmak üzereydim.
' Helin' Mete'nin endişeli sesi kulağıma değip değip geçerken gerçek manada cevap verecek kelimem yoktu. Ne oldu diyebilirdi yada neden oldu? Hem o ne zaman gelmişti.
Beni odaya taşıdığının farkındaydım ama odağıma asla tam olarak giremiyordu. Gözlerim sadece bir karanlığa takılmış gibiydi ona bakamıyordum bile.
Sırtım yumuşak bir yere yaslandığında bu sefer karşıma geçip göz kontağı kurmaya çalışmasını boşa çıkarmamak için ona baktım. Bir şeyler anlatıyordu ama sanki bir bulut vardı zihnimde. İçine çekildiğim bir kara bulut.
~~~~ Yuvarlandığım uçurumdan kendimi bir anda attığımda yatak odasındaydım. Havanın kararmış olduğu yanan apliklerden belli oluyordu. Bir kaç saniye odanın karanlığına alışmaya çalışırken nefeslerini düzene sokmaya çalışıyordum.
Saçlarıma değen el ile irkildiğimde hemen yanımda yatakta oturan Mete'yi gördüm. Gözleri yüzümü tararken bir yandanda saçlarımı okşuyordu.
' İyisin' emin olmaya çalışır gibi çıkan sesine ve yüzümde gezinen ellerine baktım. Onu telaşlandırmak istemediğimden başımı olumlu anlamda salladım.
' Zor bir günümüydü?' sesindeki anlamlandırmadığım o ton yeniden kulaklarıma dolarken zihnimin derinliklerinde beni banyodan çıkardığı anı hatırladım. Ne zaman gelmişti.
' Ne zaman geldin' sesimin çatallamak üzere olan şekli ile öksürdüm. Belki iyi gelirdi .
' Kadir beni aradı sonrasında önemli olmadığını söylemesini istemişsin '
' Önemli değildi '
' Helin buz kesmişti tenin nasıl önemsiz oluyor. Anlatmak istemiyorsan sorun değil ama anlatırsan dinlerim'
Anlatmak istiyordum hatta ne var ne yoksa ne yaşanmışsa ona anlatmak istiyordum. Ama içimdeki yapma pişman olursun diyen sesi susturamıyordum.
' Hadi gel bir şeyler atıştıralım. Hem sıcak bir çorba boğazlarına iyi gelir'
Yataktan kalkıp bana elini uzattığında yüzüme yansıyan kararsızlık ile elini geri çekti. Oturduğum yerden kalkıp onun yanına ilerlediğimde bacaklarımın üzerine sanki tonlarca ağırlık bağlanmışım gibi hissediyordum.
O önde ben arkada onu takip ederken mutfak yerine beni koltuklara yönlendirdi. Gösterdiği yere yerleşirken üzerime verdiği bataniyeye sarıldım. Halen üşüdüğümü battaniye sayesinde fark etmiştim.
Mutfaktan gelen takıntılar eşliğinde onu beklerken gözlerim şehirin ışıklarının üzerinde gidip geliyordu. Burnuma dolan kokular ile onu yeniden fark ettiğimde elindeki tepsiyi önümde duran sehpaya bıraktı.
' İstersen yemen konusunda yardım edebilirim'
' Teşekkür ederim '
Bana uzattığı kaseyi alırken aramızda mesafe bırakarak oturmasını izledim bir süre. Hemen burnumun dibinden yayılan kokular ile bir kaç kaşık çorbadan aldığımda gözlerinin üzerimde olduğunu hissedebiliyordum.
' Sen mi yaptın çorbayı?'
' Annem yaptı. ' aklıma Meryem hanımın benim durumumu bildiği fikri geldiğinde yeniden onunla yaptığımız konuşma zihnime doldu. Sen sevilmemişsin Helin.
' Biraz grip olduğunu söyledim anneme .'
' Teşekkür ederim' en azından gerçeği bilmesinden iyiydi. Elimdeki kasenin sıcaklığı ile yemeye devam ettiğim süre boyunca yeniden sessizleştik. Bitirdiğim kasenin kenarını iyice sıkarken gözlerimi iyice açılmış açelya çiçeğine diktim. Boğazımı zorlayan kuruluk hissine rağmen en azından Mete'ye anlatmayı deneyebilirdim.
' Eski bir arkadaşımı gördüm. Daha doğrusu bilerek ayarladım. Beraber kahve içer miyiz konusunda emin değildim ama bilinçli denk gelmek benim fikrimdi.' sessiz kalışı ile yeniden gözlerimi salonun farklı yerlerinde dolaştırdım.
' Dilara'yı biliyorsun onun ölümü ile alakalı şüphelerim var bunuda biliyorsundur. Kendimce eskilerden biri ile görüşmek beni belki biraz olsun aydınlatır diye düşündüm. Ama atladığım şeyler vardı. Farklı şeyler öğrendim evet ama sonunda aile içinde hiç sevilmediğim cümlesinde kanıtlanmış oldu. Çok sevdiğim kuzenim diğer herkes gibi düşünüyormuş hakkımda.'
Zorlandığım yerin geldiğini biliyorudum ama sessiz kalışı ile yeniden konuşacak cesareti aradım kendimde. En fazla ne olabilirki diyen iç sesim ilk defa omuzumu patpatlıyordu. Elimdeki kaseyi sepete bırakıp yeniden koltuğa yaslandım.
' Tam olarak sorunun ne olduğunu bilmiyorum yani sevilmemekte bir yerde başarı sanırım. Maalesef senin gibi sevilerek büyümedim. O yüzden beni anlaman belki zor olur ama hayal kırıklığı ile biraz kendimi kaybettim sanırım.'
' Bugün olan daha önce olmuş muydu?'
Aramızdaki mesafenin azaldığını fark ediyordum ama yinede ses etmedim. Onun soruna gülümseyip olumluca başımı salladım.
' Daha kötüsüde olmuştu ama bugün ki uzun zaman sonra ilk defa oldu. Sanırım seni biraz korkuttum'
' Helin yardım aldın mı ? Yani sana ulaşmaya çalıştım ama gozlerin bir an için bile odağını bulamadı. Uzun süre bomboş baktın üzerini değiştirirken bile daldığın o karanlıktan çıkmadın '
' bir dönem yardım aldım ama duyulunca devam etmedi.'
' İstersen yeniden başlayabilirsin. hem gizli kalması için gerekli her şeyi sağlarım '
Hemen yanıma gelmiş olan yüzüne baktığımda onu onaylamam için gözlerime bakıyordu.
' Yeme bozukluğunda var farkındayım hâlâ yediğin şeyleri seçiyorsun sonrasında kusuyorsun, yetmezmiş gibi dalıp gidiyorsun daldığın o yerde etrafındaki hiç kimseyi fark edemiyorsun ve tüm bunlar kendi başına düzelecek şeyler değil.'
Gözlerimin içinin yeniden yanmaya başladığını hissediyordum. Demekki fark etmişti bendeki kusurları gözlerim yeniden açelya çiçeğine değdiğinde. Kararsızlık ile elimi tuttuğunu hissettim.
' Hem belki iyi gelir terapi. Bu sefer engel olanda olamaz istersen tekte gitmezsin ben seninle gelip kapıda beklerim'
' Ya işlerin '
' işler her zaman ilerler Helin ama sen bu şekilde sadece kaybolursun. Ve kaybolmanı istemiyorum. O evdeki yaşadığın her şeyi sırtında taşıyamazsın sana söz verdim özgür olmanı sağlayacağım ve bunun için elimden gelen herşeyi yapacağım '
'Sencede kusur bende değil mi? Dilara bile onlar gibi düşünüyormuş '
' Kesinlikle ailende aklı başında bir insan yok. Dilara'nın da gerisininde ne düşündüğü önemli değil hem annem bazen çiçeklerle ilgili şeyler anlatırdı bize. En ilginç olanı neydi biliyor musun? Lotus çiçeği en berbat bataklıklarda büyüyüp en güzel açan çiçek o. Sende ışık saçabilirsin'
kendinden emin bir şekilde anlattığı hikaye ile beni ikna etmeye çalışan ifadesi o kadar güzel görünüyordu ki bir kaç saat önce kimseye güvenmeye diye iç sesime rağmen ona güvendiğimi biliyordum. Bana uzattığı eli tutmayı deneyebilirdim.
' Meryem hanımda bilmesin' onun bana üzülen gözlerle bakmasını istemiyordum. Aramızda yeni yeni oluşan bir bağ vardı ve zihnimdeki sesi sustura bilirsem daha iyi olabilirdi.
' İkimizin arasında kalıcak sen istemediğin sürece kimseye bahsetmeyeceğim'
Yüzüme uzanan elleri ile ona sarıldığımda başlamak üzere olan ağlama krizimi geri çevirmeye çalışıyordum. Başımı göğsüne iyice yaslayıp derince bir nefes verdiğinde saçlarımda dolaşan elleri ile aklıma kötü ihtimalleri getirmek istemedim. Belki gerçekten sussardı bu saçma sapan ses.
' Biliyor musun Dilara'nın sevgilisi Serdar abinlerin cenazesine gelmiş '
Zihnimde dolaşıp duran yeni bilgilere belki o bir yanıt bulurdu. Söylediğim şey ile bir kaç saniye duraksadı.
' Serdar mı?'
' Evet bir sevgilisi vardı hatta onunla mutlu olmak için kaçtı. Ama bugün öğrendim ki abinle görüşüyormuş. Bu durumda Serdar ile kaçması saçma değil mi?'
' Evet saçma olur. Peki bu Serdar hakkında tam olarak bildiğin ne var?'
Bir kaç kez karşılaştığım adamı düşündüm. Onunla detaylı konuştuğum hiç bir an yoktu. Dilara merhabalaşmak dışında hemen yanımdan uzaklaşırdı o olduğu zaman. Amcamın o bizim dengimiz değil sözlerini düşünürken yaptığı işi hatırlamaya çalıştım.
' Resmini gösterebilirim?'
' Tamam bana resmini yollarsın senin için araştırırım. Ama şimdi sadece kendine odaklanıp biraz dinlen '
' Yeterince uyudum'
' Merdivenlerden inerken her an yere yığılacak gibi olmasan dediğin doğru derdim.'
Söylediği şey ile uzandığım yerden kalktığımda ona doğru dönerek oturdum. Gerçekten de bacaklarım beni taşımıyor olmalıydı. Gözleri tepsi ve benim aramda giderken aklından geçenleri tahmin edemiyordum.
' Şuan İyiyim'
' Her zaman iyi ol Helin'
Sesindeki kesinlik ile bana baktığında onun nasıl mümkün olacağını bilmiyordum. İkimizin arasında görünmez bağlar var gibi hissediyordum. Ona güvenmek için yanıp tutuşan bir tarafım vardı . Birde ihanet edebilir güvenmeye diyen taraf. Çelişkiler beynimin her köşesini çevrelerken bu hislerin arasında sıkışıp kaldım.
' Mete geri döndüğünde nasıl hissetmiştin'
Bir anlığına karanlık bir noktaya bakar gibi kısılan gözleri sonrasında bana gülümsediğinde gelecek olanı bekledim.
' Açıkçası dönmek beklediğim bir şey değildi . En azından bir süre daha ama babam bir anda arayıp çağırdı. Sonrası zaten malum. İlk başta kötüydü ama sonrasında annem ve Alin vardı. Onlar için bir seyelr yapmalıydım. Sanırım bu sayede iyi oldum'
' birbirinizi bu kadar seviyor olmanız çok güzel. Handan bile sana kızıyor ama aynı zamanda çok seviyor '
Handan'ın söylenen ve isyan eden halleri aklıma gelirken bir yandanda ama canım kuzenim şeklindeki yükselmelerini düşündüm.
' Senide seviyorlar Helin '
' Emin misin?'
Yüzüne yayılan gülümseme ile bu kez benim olumlayan o oldu.
' Evet annem mesela ne zaman onunla konuşsam seni soruyor. Alin zaten hayranın Handan'da benden daha yakın sana '
' Gerçekten benimi soruyor annen'
Meryem hanımın beni soruyor olması beni gülümsetirken. Gerçekten onunla iletişimim ilerliyor olduğunu bir kez daha anladım ilk zamanlarda bana gülümsemeyen kadının şimdi beni soruyor olması çok garip bir histi. Haftanın bazı günleri beraber izlediğimiz diziler bizi yakınlaştırmıştı sanırım.
' Evet iyi olup olmadığını ne yaptığını falan'
' sanırım diziler sayesinde yakınlaştık'
' O zaman beraber bir diziye mi başlamamız lazım ?'
Yüzündeki sırıtış büyürken ona garip garip baktım. Ciddenmi diyen iç sesime Handan'ın o seviyor seni sözleri eşlik ediyordu. Evet bu bir ay içinde artık buna karar vermişti en yeni arkadaşım kuzeni beni seviyordu.
' Başlayalım ama ne kadar uzun bir diziye annen ile bin küsür bölümden giden bir dizi izliyoruz. İstermisin o kadar uzun dizi'
' Helin ne kadar saçmaladı o dizi . '
Bilmiyorum anlamında omuzlarımı kaldırıp indirdiğim de yüzündeki gülümseme ile bakmaya devam ediyordu.
' Biz daha mantıklı diziler izliyelim seninle '
' Ne tarz olsun ihanet sarmalı falan olur mu ?' sorum ile yeniden güldüğünde iyice yüzüme yaklaştı çenemi tutan elleri ile başımı iki yana sallarken oldukça keyifli gözüküyordu.
' Mümkünse uzay yolculuğu olsun' dediği şey ile kendimi tutamayıp bir kahkaha attım. İntikam sarmalı falan demesini bekliyordum.
' Kuzey ışıklarını görmeye gidelim o zaman Mete hem Dünya üzerinde uzayaa gitmiş gibi oluruz'
' Kuzey ışıkları diyorsun' başım ile onayladığımda gözlerini kısıp beni onayladı.
' Tamam o zaman ama anlamlı olması için bir fikrim var'
' Nedir o fikir'
' Şöyle yapalım terapiye başladıktan sonra belli bir ilerlemeden sonra ödül için gidebiliriz'
Ona doğru elimi uzatıp sıkmasını için gözlerim ile işaret ettiğimde elimi tuttu. Sözümüzü tastiklemek için sesli bir şekilde ' Anlaştık ' dedim.
Uzun vadeli plan yapma diyen zihnim ile bugün aldığım bu karar taban tabana zıtken yeniden beni göğsüne yaslamasına ses çıkarmadım.
~~~~~
Helloooooo çörekler 🍪
Umarım keyifler yerindedir 🦋
Lotus çiçeği 🌌
|
0% |