@saturnsring
|
Helloooooo 🍪 Fikir ve görüşlerinizi belirtirseniz çok sevinirim 🦋
İnsanın öğrendiklerini anlaması hazmetmesi yada kabullenmesi ne kadar sürüyordu? Bazı araştırmalar en şiddetli duyguların bile bir kaç dakikada geçtiğini aslında kendi kendimize o duygunun içinde yaşadığımızı söylüyordu. Eğer bu araştırmalar doğruysa hayatımın çok büyük bir kısmını kendi tercihim olarak bu bunalımlı durumun içinde bırakmış oluyordum. Ama dönüp baktığımda gördüğüm tek şey yorgun olduğumdu hemde kendi açımdan çok büyük bir savaş vermiştim.
Bir kaç dakikadır oturduğum bu aile sofrası bir kaç gün önce öğrendiğim detaylar yüzünden daha da rahatsız ediciydi. sanırım hayatımın hiçbir anında gerçek manada kendi öz ailemin evinde güzel bir an yaşamayacaktım.
Yengem, halam annem ve İdil'den oluşan kızlar takımı tamda karşımda kahvelerini içerlerken bana ne kadar kızgın olduklarını belli aralıklarla homurdanıp duruyorlardı. Çünkü kocamın önünü kesmem lazımmış nasıl olurda onları yok etmesine göz yumarmışım tarzında laflarını her üç dakikaya bir tekrar ediyorlar. İlk bir kaç sefer cevap verecek gibi olmuşsam da artık ondan da vazgeçmiştim. Birde küçük öfke yumağım İdil vardı telefonuna bakıyor burada değilmiş gibi davranıyordu ama ara ara göz göze geldiğimizden aslında her şeyi dinlediğini fark ediyordum. Gece yapılacak olan bir partiye gitmek için hazırlanması gerektiğini söylemişti ama henüz bunun için bir hamlede bulunmaması da beni gözlediğini gösteriyordu. Annem babamları beklememi istemişti o yüzden bir kaç saat daha burada kalmam gerektiğini biliyordum. Bu sebepten her zaman yaptığımı yapıp bir koltuğun kenarına çökmüş kokusu burnuma dolan bir bitki çayını içiyordum. Annem bir kaç kilo aldığımı söylemişti ama açıkçası pekte dinlememiştim. Çünkü giydiğim kıyafetleri bu halimdeyken kendime daha çok yakıştırıyordum ve artı olarak başımda her an yediğim yemeği kontrol eden bir mekanizma vardı. Mete kıymetli her şeyi bilen oto kontrol mekanizmam durup durup bana farklı teklifler sunuyordu ve cevap asla hayır olmamak zorundaydı. İşin komiği ikna etmek için bir çabası da yoktu ne söylese onu onaylar gibiydim. Tek bende değil girdiği her ortamda bu şekilde yürüyordu işler. Bir kaç kez onu uzaktan izlemiştim ve fark ettiğim bunun onun gizli süper gücü olduğu gerçeğiydi. Çünkü o duruyor ve bir şekilde etrafında uçuşuyorduk. Adeta binlerce ateş böceğinin aynı anda onu görünür kılıyorduk ve bunu yapmamız için hiçbirimizi yönlendirmiyordu.
Meryem hanımı, Alin'i hatta kendimin bile böyle bir durumda olmasını anlıyordum ama adamın çalışanları da etrafında pervaneydi. Gördüğüm her çalışanı oldukça saygılı ve ona ihanet etmeyi asla aklından geçirmeyecek tipteydi. Bunu bu durumda başarmış olması ne kadar zeki olduğunu gösteriyordu. Zaten amcam ve babamı rahatsız eden şeyde tamda bu zekanın ürünüydü. Çünkü yok olması beklenen en büyük rakip ortadan kalktığında geriye toz kalmaz diye düşünmüşlerdi. Ama işler istedikleri gitmemişti. Mete geçmişten daha iyi bir durumdaydı ve ne yapsalar olmuyordu. Devrilmez bir dağ gibiydi tek başına bir doruk fethetdilebilirdi ama o doruk olmaktansa etrafındakileri birleştirerek bir dağ olmuştu ve yıkılması imkansız görünüyordu. İçerden bir darbe almadığı sürece. İşte amcamların planladıkları da bu darbeydi ve bu yüzden bir şekilde bu evliliğe olanak çıkarmışlardı. Komik olan kısmı ise içeriye yerleştirilmesi gereken kişide kendilerini düşünürken bir hata yapmışlardı. Benim yerime İdil olmuş olsaydı muhtemelen işler tamda istenilen gibi giderdi ama elde olan içerdeki dinamit bendim.
Sanırım normal bir aile olsaydık ve beni çok sevselerdi. Mutlu ve huzurlu büyümüş olsaydım ve elimizdeki plan bu olsaydı o zaman bile içerdeki dinamit olamazdım. Çünkü görüyordum bende diğerleri gibi bir ateş böceği olmuş Mete'nin yörüngesinde yaşıyordum. Ortada ki en net gerçek ihanet etmesi için seçilmiş olan kişi yanlış kişiydi ve evdekilerde bunu yeni fark ediyordu. O yüzden öfkeli olmalarına göz yumuyordum.
'Helin'
Halamın bir kaç dakikadır bende olan gözleri sessizliği o bana seslenmeden çok önce bozmuştu ama yine de bana seslenmesini beklemiştim. Gözlerim ile onun bakışlarını takip ederken bir an anneme baktı. Yeniden bana döndüğünde dudağının sağ tarafı keyifli bir gülümseme göz kırpıyordu.
'Annen ile çok benziyorsunuz '
'Bir anda benzediğimizi sana düşündüren nedir hala ?
'Şöyle bir baktım ve ikinizin de sessiz birer yılan olduğunuzu fark ettim . Birde tabi deri değiştirme durumunuz var ki oda çok benzer?
Onun keyifle saldırdığını izlerken bir yandan da annemi kontrol ediyordum. O gün ki konuşma hiç yaşanmamış gibi bir tavırdaydık ikimizde. Ben anlamak için bekliyordum o ise onu anlamam ve belki de affetmem için. İçten içe onu affedeceğimi biliyordum ama henüz o zaman değildi.
'Tam olarak hangi konuda deri değiştirdim?'
' Aileni kocana sattın'
Sesinden yayılan nefret sadece benden kaynaklı değildi. Bunu artık biliyor olmam üzerimdeki o yükü biraz daha hafifletiyordu. Çünkü annemden de nefret ediyorlardı. bir şekilde ikimizde uyumsuzduk.
' Aile olmadığımızı söylemiştin hala. Unutmuş olmalısın ama ben hatırlıyorum zihnim hiç durmadan hatırlatıyor.'
'Halam bunu söylerken haklıymış demek ki. Dediği gibi birisi çıktın aileden değilmişsin'
'Doğru söylüyorsun İdil'cim'
Onları onların silahı ile vurmak içimde bir yerleri zafer sarhoşu yaparken bir yandan da günün bitmesini deli gibi istiyordum. Çünkü artık güvenli alanım buradan uzaktaydı tavan arasına çıkarken köşede kalan o küçük oda değildi.
'Üzülüyorum sana. Zorla evlendiğin adam için ailene sırt çevirdin kim senin gibi olmak ister ki?'
'Sen isterdin İdil. Yanlış bilmiyorsam düğünden önce Mete'ye gidip benim yerime seni seçmesini söylemişsin'
'Mete mi uyduruyor bu yalanları?'
'Yalnız sen Doğan diyeceksin. Mete bana özel bir sesleniş'
İçimde yanan bir volkan varmış gibi nefesim kavruluyordu. Onun daha bir kaç hafta önce gidip böyle bir konuşma yapmış olması mı beni harlıyordu. Yoksa sadece bana verilmiş bir hak olan adı diline almış olması emin değildim.
'Gerçekten mi sana mı özel?'
'Gerçek bu ve sende bunun farkındasın. Ayrıca sen akşam partiye gitmeyecek miydin? Hani uyumlu ve güzel olan sen olduğun için davet edildiğin parti'
'Gerçekten çıldırmışsın sen. Seni sevmeyen hatta ilk fırsatta kapıya atacak bir adam için bize burada durmuş laf söylüyorsun'
İdil'in söylediklerine inat zihnimde yanıp sönen Helin ben sana aşık oldum sesi ile onu yeterince ciddiye alamıyordum. İçten içe duyduğum keyif yüzüme yansırken bana delirmişim gibi bakıyorlardı.
'Kapıya atılmamı hayal ediyorsun demek. Yoksa kapıdan girenin sen olacağını mı sanıyorsun?'
Yüzüne yayılan kızarıklık gittikçe artarken yengemin yüzünde de okunur hale gelmiş olan nefret ile gülümsemeye devam ettim.
'Helin'cim sanırım kocana çok fazla güveniyorsun. Ama her şey iki dudağımızın arasında çıkacak olan bir gerçek ile değişebilir'
Babam ve abimi amcan ortadan kaldırmış olabilir. Zihnim hızlı bir mesaide çalışır gibi bana bunu hatırlatırken yengemin sesindeki o soğukluk ile onu izledim. Gerçekten de yapmışlardı ve bunu bu kadın biliyordu. Annem ve halamın ona şaşkınlık ile bakan gözleri onların habersiz olduğunu fısıldarken karşımdaki kadının kızının katili olmuş olma ihtimali aklıma düştü.
'Nasıl bir gerçek bu.'
'Yetişkinlerin gerçekleri'
'Size bol şans yenge şansa ihtiyacınız olacak gibi duruyor. Çünkü o gerçek her ne ise işinize yaramayacak gibi'
Mete'ye bahsettikleri kadar güveniyor muydum? Emin değilim belki dedikleri gibi olacaktı herşey çünkü bir noktada ailesinin katili çıkarlarsa ne oluru kestiremiyordum. Mete beni suçlamasa bile ben kendimi suçlu bulurdum. Meryem hanımın yüzüne nasıl bakabilirim kısmını bilmiyorum. Onun kocasından bana bahsederken ki ışıldayan yüzü kendiliğinden gülümseyen dudakları gözlerimin önüne düştüğünde artık amcamları beklemek istemiyordum.
'Ben gitsem iyi olur'
'Babanları beklemelisin Helin'
'Anne ne konuşacağımızı biliyorum telefonda da söyledim onlara bildiklerimi'
Babam ve amcam halen onlara çalışma ihtimalim yüzünde beni görmek istiyorlardı. Ama gerçek ortadaydı Mete bana zaten doğru bilgileri vermezdi ki çoğu işini de yanımda yapmıyordu. Telefonu çaldığında uzak bir noktaya gidiyor işlerini hep benden uzakta hallediyordu. En başından ona gidip benden bunu istediler demeseydim de ondan bilgi sızdıramazdım. Çünkü sadece bir kaç kişi ile konuşuyordu ve plan yaparken güvendiği tek kişi kendi zihniydi. Belki bir de gizli bir kutusu vardı ama onun kim olduğunu bilmiyordum. Her türlü ben boşuna ortaya atılmış bir piyondum. Tek tahmin edilemeyen şey muhtemelen gittiğim yeri cehennem olmak yerine bana aile oluyor olmasıydı. Bu yüzdende kan bağımdan olan insanlara sırt çeviriyor olmak beni rahatsız etmiyordu. Bunu bana onlar öğretmişti değersiz birini sonradan değerliniz yapsanız da ona verdiğiniz yeni konuma alışamıyordu işte. Aile bağlarımı en iyi özetleyen şey bu durumdu sanırım o yüzden içten içe kendimi teskin ediyordum ihanet etmiyorsun zaten hiç onlardan olmadın bunu onlar öğretti sana diye.
Yine de bir yerde bazı şeyler beni rahatsız ediyordu Mete'nin benim aracılığım ile sızdırdığı sözde bilgiler böylesi bir çöküşe sebep olmazdı ve buda ailenin içinde başka bir dinamit olduğunu gösteriyordu. Ama kimdi bu dinamit kimdi gerçek ihanet eden. Ve neden ihanet ediyordu.
~~~~~~~~~
Annemin tüm ısrarla kal demesine rağmen artık durmak istemediğim için evden ayrılmıştım. Amcam beni rahat bırakıp gerçek haini bulmalıydı ama ona göre hain bendim. İşleri hakkında hiç bir şey bilmeyen ben. O yüzden ne kadar öfkelenecekleri umurum da değildi.
Evin yoluna döndüğümde aklımın bir şekilde halen bıraktığım o evde olduğunu bilmek sanırım kendi kendime yaptığım bir eziyetti. Yan tarafımdan yaklaşan arabayı da bu yüzden son anda fark etmiştim. Ona yol vermek için iyice sağ tarafa yaklaştığımda beni geçmekten vazgeçmiş gibi geride kalan arabaya baktığımda gerçekten bazen insanları anlamadığımı fark ettim. Geçmek istiyorsan yol veriyorum neden geçmiyorsun diye söylenerek yola devam ettiğimde. Hemen arkamdan gelen araç yeniden beni sıkıştırdığında hızlandım başka bir şeyin peşindelerdi. Ama eve gelmiştim garaj kapısına yaklaştığımda hemen peşimde ki aracın camından çıkan birini fark ettim. Onu fark etmem ile üzerime mermi yağdırması arasında sanırım milim bir an vardı başımı yere eğerken bir yandan da halen çalışan arabaya hakim olmaya çalışıyordum. Arkamda ki mermi seslerinin sesi artarken camların kırılmamak için direnen o tiz sesi ile direksiyona odaklanmaya çalıştım. Ama kırılan cam ve kulağımı tiz bir ses ile yalayıp geçen mermi ile öne doğru savrulup hakimiyeti ellerimin arasından kaybettim. Gözlerimin önündeki beyazlık garajın duvarıydı ve ona çarpmak üzereydim. Sanırım yolun sonu diyen iç sesim ile direksiyonu çevirmeye çalıştım ama ardımdan kapanmaya başlamış olan garaj kapısının ardında artan mermi sesi kulağımda çınlıyordu.
~~~ Herkese iyi geceler 🌌 Kendinize iyi davranın 🐼
|
0% |