Yeni Üyelik
31.
Bölüm

31. Bölüm

@saturnsring

Gözlerimin önündeki beyazlık garajın duvarıydı ve ona çarpmak üzereydim. Sanırım yolun sonu diyen iç sesim ile direksiyonu çevirmeye çalıştım ama ardımdan kapanmaya başlamış olan garaj kapısının ardında artan mermi sesi kulağımda çınlıyordu.

 

Bir kaç saniye ile son anda çarpmaktan kurtulduğum duvarın hemen yan tarafına çarptığımda kalbimin atış hızı kulağımı deliyordu. Mermi sesleri gittikçe artarken yan koltuğa uzanıp kapıyı açtım aralık kapıdan garaja baktığımda diğerlerinin dışarıda kaldığını anladım. Kadir'de dışarıda diyen iç sesim ile korkum boğazımı yakarken derince bir nefes aldım. Bir şey olmamış olsun diyerek garaj kapısına doğru yöneldim ayaklarımın hızını artırmaya çalışırken bir yandan da ayakta durmaya çalışıyordum. Telefonumun sesi tüm garajda çalmaya başlarken kapıya yaklaştım dışarıda ki ses kesilmişti. Bir kaç dakika içinde olmuş olanlarla yüzleşmek için içerdeki kolu kaldırdığımda kapının altından içeriye dolmaya başlayan ışıkla beraber kendimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Duvarın kenarında açık hedef olmamak için gizlenirken bir yandan da Kadir ve diğer adamalara bir şey olmamış olmasını diliyordum.

 

Kapı dışarıyı göreceğim kadar açıldığında kolu aşağıya indirdim eğer dışarıda birisi varsa önce bizden olduğuna emin olmalıydım. Eğilip bakmaya çalıştığımda göre bildiğim tek şey cam parçalarıydı koşuşturan ayakları gördüğümde geri çekildim yerde yatan kimse yoktu. En azından gördüğüm açıda. Telefonum sesi yeniden duyulduğunda kapı yeniden açılmaya başlamıştı bu sefer ben açmadığım için olduğum duvarın iyice kör noktasına saklandım. İçeriye dolan adım sesleri ve koşuşturmacalar arasında tanıdık bir ses arıyordum. Çok geçmeden Kadir'in sesini duyduğumda olduğum yerden çıktım.

 

'Buradayım'

 

'Helin hanım iyisiniz dimi?'

 

Bana doğru koşturan Kadir ve ardında ki beş kişiye göz gezdirdim onlarda iyi görünüyorlardı. Başım ile onu onayladığımda telefonumun sesi yeniden duyuldu. Arabaya doğru hareketlendiğim de Kadir diğerleri ile beraber dışarıya yöneldi. Telefonumu çantamdan çıkarıp arabanın koltuğuna oturduğumda bir süre gözüm zemine takıldı. Israrla çalan telefonumu açtığımda annemin telaşlı sesi kulağıma doldu onun ilk defa bu kadar korkmuş bir ses tonunu duyuyordum.

 

'Helin'

 

'Efendim'

 

'İyi misin?'

 

'Evet ' gözlerimden firar eden yaşlar ile sesim gittikçe kısılırken onun sorduğu sorulara cevap veremiyordum. Başıma gelecek olanı nerden öğrenmişti yada biliyorsa neden söylememişti sormak istediğim sorular zihnimde dolaşırken aklımı bir türlü bu ana getiremiyordum.

 

'İyiyim sonra konuşalım anne' zorlanarak ta olsa ona cevap verdiğimde. Kapanan telefon ile yeniden oturduğum yerden kalktım. Kapıya doğru bu sefer en azından bizden birine bir şey olmadığını bilerek gidiyor olmak beni rahatlatmıştı. Kapıya iyice yaklaştığımda Kadir koşarak bana doğru geldi

 

'Doğan Bey ' bana uzattığı telefonu aldığımda yanımdan uzaklaştı.

 

'Helin'

 

'Mete' Sesimdeki ağlamış olduğumu belli eden tona engel olamazken. Gözlerim her yeri tarıyordu tam olarak ne aradığımı bilmiyordum ama sanırım aradığım şey bunu yapanın kendi öz ailem olmamasıydı.

 

'İyisin dimi güzelim'

 

'İyiyim bir şey olmadı hepimiz iyiyiz' Sesimdeki boşluk hissi beni sararken bir yandan da gözlerim halen camları kırılmış araba ve zemine bulaşmış kanlar arasında geziniyordu. Benim kanım olabilirdi. Benim yüzümden Kadir ve diğerlerinin de kanı olabilirdi.

 

'Helin beni duyuyor musun?'

 

'Evet '

 

'Geliyorum bir kaç dakikam kaldı sakin olmanı ve bir yere oturmanı istiyorum '

 

'Oturacak bir yer yok garaj kapısındayım dışarısı karışık' Benden uzaklaşmış sesim otomatik yanıtlar verirken ortada bir ceset olmaması saldıranların kaçtığını gösteriyordu. Ama arabaları buradaydı nasıl kaçmışlardı.

 

'Helin beni duyuyor musun?'

 

'Ben iyiyim Mete sanırım saldıranlar babamların adamıydı. Bana bir şey yapmadılar daha doğrusu yapmak istemediler sanırım'

 

'Emin misin?'

 

' Anlaşılan bu emin olmama gerek yok ki'

 

Arabanın aynasında takılı olan tespih bana gülerken amcam olduğuna emin oldum. Birilerini öldürmek onun için bu kadar kolay mıydı. Kendi kızını öldürmüş olabilecek bir adam diyen iç sesim ile midem kavrulurken boğazıma tırmanan sıvı ile gözlerimi tespihten ayıramıyordum. Diğerleri için anlam ifade etmeyen bu tespih çocukluktan beri gördüğüm o koleksiyonun en gözde parçasıydı. Tesadüf olma şansı yoktu. Olmasını beklemiyordum da. Kaç kişinin canı almış olabileceklerini düşünmek beynimin içini yakarken Kadirlerin ortalığı temizlemesini izliyordum. Eve girmemi istemişlerdi ama bir şey hareket etmeme engel oluyordu sanki burada garaj kapısının hemen önünde defalarca kez içeriye girmeye çalışıyor saniyelik bir anla mermi sesi kulağıma çınlıyor ve dışarıdaki çatışma sayesinde kapanan kapıların ardında bana bir şey olmadan kalıyorum.

 

Gözlerimin takılı kaldığı tespihin önüne geçen gövde ile olduğum yerde titredim. Etrafımı saran kollar hemen önümdeki manzarayı kapatırken artık zihnimin derinlerine kazınan görüntü ile saklanmama fırsat veren kolların arasında gözlerimi kapattım.

 

'Geçti' geçti diye sayıklayan Mete'ye rağmen her şeyin yeni başladığını biliyordum. O bir savaş başlatmıştım ve ben bugün onları beklemeyerek tarafımı seçmiştim ve bunu şimdi fark ediyordum. Kaybetmeyecekti kaybetmemek için gerekirse hepimizi öldürecekti. İçime yayılan korku ile olduğum yerde küçüldüğümü hissediyordum.

 

Mete beni eve çıkardığında bile halen geride kalmış gibi hissediyordum. Meryem hanım korkulu gözlerle hemen ardımızda gelirken Alin ağlıyordu. Nelere sebep oldunuz böyle diye isyan etmek isterken sessizce beni oturttuğu koltuğa çöktüm. İçimde hissettiğim korkunun kendim için olmadığını fark ediyordum. Burası bir aile eviydi ve ya Alin kapının önünde olsaydı düşüncesi zihnimde canlanırken tehlikede olduğunu bilmek içimi burkuyordu. Daha liseye gidiyordu. Abisi, babası ayrılmıştı ondan şimdi sıradaki kim olacaktı. Hem de ne uğruna yaşanıyordu tüm bunlar

 

'Al kızım iç iyi gelir' İyiyim diyen iç sesim sanırım yüzüme yansımıyordu. Mete odanın ortasında dolaşırken koluma sarılmış olan Alin'i izliyordum.

 

'Emin misin?'

 

Mete'nin gözlerindeki ifadeyi çözemiyordum ama ona yalan söylemeyeceğim ortadaydı.

 

'Eminim '

 

'Güzel demek ilk hamleyi yaptılar'

 

öfke ile evden ayrıldığında geride üçümüz kalmıştık. Nereye gittiğini ne yapmayı düşündüğünü bilmiyordum. Meryem hanım hemen karşımızda otururken Alin biraz daha sakinleşmişti. Hepimizin ortadaki halıda dolaşan gözleri ara ara denk gelse de kimse gerçek anlamda birbirine bakamıyordu.

 

Uzayıp giden sessizlik ve bilinmezlikle geçen saniyeler dakikalara, dakikalar saatlere dönerken hepimiz başka yerlerde bekliyorduk parmaklarım açelyanın yaprakları arasında gezerken arkamda bir yerde kalan Meryem hanımın endişesi kelimeye dökülmeden hayat buluyordu sanki. Korku sırayla hepimizin üzerinde gezinirken bir yandan da oluşabilecek durumları düşünmek en kötüsüydü sanırım. Oturduğum yerde gecenin gittikçe şehrin üzerine çöküşünü izlemek ilk defa bu kadar can yakıcı oluyordu.

 

Bilinmezlik gittikçe büyürken sonunda kapı çalmıştı. Kapıya doğru hızla hareketlendiğimde hemen ardımdan kalkan Meryem hanımın sesini duydum

 

'Hemen açma kapıyı. Kim olduğuna bak'

 

Onu onaylarken kapının önünde bir anda nefessiz kaldım. Kapının gözetleme merceğine yaklaşırken benden hızlı davranan Mete'nin sesini duydum.

 

'Helin benim'

 

Kapıyı açtığımda giderken ki halinde sıyrılmış bir şekilde kapının önünde duruyordu. Üzerindeki her noktaya bakarken Meryem Hanım yanımdan geçip oğluna sarıldı.

 

'Ne oluyor Sultanım'

 

'Oğlum neredesin sen ' diye isyan eden kadının hemen ardından içeri girip salona ilerlediler. Kapıyı kapatıp aldığım nefesi geri bırakırken onların ardından salona girdim.

 

'Sıkıntı yok sultanım korkulacak bir şeyde yok. Verilen mesaja karşılık verdim diyelim.'

 

'Sende onlara mı sıktın?' Benden bağımsız çıkan sesim ile Alin olduğu yerden korkarak bana baktı. Gidip öz aileme sıkmış olduğu fikri en başından beri aklımda dolaşırken söylediğim şey ile bana gülümsedi.

 

'Mermiden daha güçlü şeyler var Helin ?'

 

'Ne yaptın?' İçimde ki korku her saniye şekil değiştirirken Meryem hanımla göz göze geldim.

 

'Kimin yaptığı belli mi?'

 

'Evet annem akıllarınca göz dağı verdiler bende dallarından budaklarından kalanı da kestim'

 

'Nasıl kestin?'

 

'Kimdi?'

 

'Hanımlar biraz sakin olun ve bırakın bu işle ben ilgileneyim'

 

Gözlerim Alin'in üzerinde gezinirken sessiz kaldım. Onu korkutmamak için sakindi muhtemelen. Yeniden sessizleşen ortamda gözleri birbirine değmeyen dört kişi olarak ortada duruyorduk.

 

'Hadi uyuyalım Sultanım'

 

'Oğlum'

 

'Sıkıntı yok'

 

'Burada kalın Meryem hanım '

 

Alin annesine onaylaması için bakarken başı ile onaylayan kadın ile beraber ayağa kalktılar onlara misafir odasına kadar eşlik ettim. Hepimizin üzerine yapışmış korku biraz önce içeriye giren adamla beraber biraz sakinleşmişti. Onlara söylediğim cansız bir iyi gecelerden sonra üst katta çıktım. Yatağın kenarına oturmuş bir halde duran adama baktığımda ne yaptığını bilmemek içimde sürekli devam eden bir devinime sebep oluyordu.

 

'Hayattalar öldürmedim'

 

Bana bakmadan söylediği şey ile yatağın bana ait tarafına geçip oturdum. Şimdilik öldürmemişti ama bir gün buda yaşana bilirdi. Böyle bir duruma hazır olduğumu sanıyordum. Ama hazır değildim ne bana saldırmalarına neden içlerinden birinin ölmesine . Evet zarar görsünler ve lanet olasıca paraları ortadan kaybolsun istiyordum. Ölmeleri daha önce gerçek manada istedim mi diye düşünüyordum.

 

'Helin'

 

'Efendim'

 

'Bir şey demeyecek misin?'

 

'Sanırım henüz diyebileceğim bir şeyim yok'

 

'Öldürseydim ?'

 

'Haklıyken haksız duruma düşerdin '

 

Bana doğru döndüğünde tırnaklarımın kenarını çekiştiriyordum. İkimizde sessizliğe bürünüp bir süre birbirimiz süzdük. Aklından geçen tam olarak neydi bilmiyorum ama benim aklımdan geçenleri yanlış tahmin ettiğini hissediyordum. Muhtemelen ona kızdığımı düşünüyordu yada haksız bulduğumu ama korktuğum şey bambaşkaydı. Kendi kanından olandan vazgeçmiş birisi onlara neler yapmazdı. Koluma yaslanıp sakinleşmeye çalışan Alin'e ne yaparlardı yada Meryem hanıma en kötüsü Mete'den geriye ne kalırdı. Birde gerçekten ölmeleri istemiyordum yaşattıklarını yaşamalarını istiyordum. Öyle kolay kurtulsunlar istemiyordum. O yüzden ölmemeliydiler.

 

'Mete sana kızmadım. Korktum ama kendim için değil onlar için bile değil '

 

'Gerçekten bir gün yıllarca ailem dediğin insanları öldürürsem de kızmayacak mısın?'

 

'Bilmiyorum. Ölsünler istemiyorum yani en azından kolay ölmesinler ama günün sonunda ölümleri senin elinden olursa aranızda bir fark kalır mı? Ama öldürmekte hakkın olabilir bilmiyorum'

 

'Katil olmamaya çalışırım . Ama söz vermem hele ki bugün yaptıklarından sonra emin ol kendimi durdurmam zor olacak'

 

'Peki ne yaptın'

 

'Yolsuzluk dosyalarını servis ettim. Hem de gözlerinin içine bakarak'

 

Amcamın öfkeli yüzü gözlerimin önüne gelirken Mete'nin kararsızlık içinde üzerimde gezen gözlerinin ağırlığını hissediyordum. Bu oyunda aynı taraftaydık ve tüm her şeyin onun omuzunda olması fikri hoşuma gitmemişti. Oturduğum yerden kalkıp ona doğru uzandım boynuna sarıldığım anda belime dolanan kolları ile gözümden düşen yaşı hissettim.

 

'Tüm bunların sonunda ölme lütfen'

 

~~~~~~~~

 

Helloooooo çörekler 🌊

Keyifli bir gece geçirin 🌌

 

 

 

 

Loading...
0%