@saturnsring
|
'Üzgünüm Helin onu bende tanımıyorum'
'Belki de saklanmak yerine karşısına çıkmalıyızdır anne'
'Helin bunlar senin sandığın gibi kolay şeyler değiller ben yıllardır babandan kaçamıyorum'
'Belki de hatan budur kaçmaya çalışmak yerine onunla savaşmalıydın. Belki şuan ikimizin de ait olduğu bir yer olurdu.'
'Senin ait olduğun bir yer var'
'Burası mı? Bence hayal aleminden çıkmalısın anne '
Ait olduğum yer gittikçe benden uzaklaşıyordu ve tek yapabildiğim hiçbir şey bilmediğim bir yol bulmaktı. Aklımda dolaşıp duran tilkiler hiç durmadan yeni fikirler oluştururken bu evden çıkmak ile alakalı fikir en önemlisiydi. Neon ışıklar karşımda bir tabela gibi parlıyordu 'kaç buradan'. Sonunun ne olacağını kestiremiyordum ama babamın halen babam olduğuna inanıyordum. İhanet etmediğimi anlarsa bana zarar vermezdi.
Yanıma alamadığım eşyalarım tutsaklık hissimi iyice pekiştirirken telefonuma ilk defa bu kadar ihtiyaç duyuyordum. Ama yerimiz belli olmasın diye almama izin verilmemişti.
'Kolidorda oturmak hiçbir şeyi düzeltmeyecek Helin.'
'En azından zihnimi açıyor Handan'
'Zemininin soğukluğunun böyle bir etkisi var mı? O zaman bende denemeliyim'
Annem ikimizi yalnız bırakmak için yeniden salona ilerlediğinde Handan ondan kalan boşluğa oturdu. İkimizde merdivenin duvarını izliyorduk. Sıkılmış şekilde alıp verdiği nefesleri ile bir anlığına ona bakıyor yeniden önüme dönüyordum.
'Anlatacak iyi bir hikayen varsa şuan tam zamanı'
Söylediğim şey onu daha da sıkılmış bir hale sokarken kolidorda ki cılız ışığın altında bir şeyler düşünüyordu. İkimizin de bu andan uzaklaşmaya ihtiyacı vardı ve bunun en kolay yolu bambaşka bir hikayeye odaklanmaktı.
'Erkan bana aşıktı. Onu reddettim oda sessizce kabul etti. Bu kabul edişe gıcık oldum nerde görsem ona laf atmaya başladım. Ama o hiçbir zaman karşılık vermedi bu tutumuma sadece uzaktan izleyip ihtiyaç olduğunda yardımcı oldu. Sonra evlendim ve işler kötü bitti. Ama yine dönüp dolaşıp onun beni korumasına teslim oldum.'
'Mete koruyor seni'
'Bu ev Erkan'ın Helin'
'Belki de doğru adam odur Handan ama sen bunu kabullenemiyorsundur?'
'Onun doğru adam olma ihtimali benim sıradan birisi olmam kadar imkansız'
'Sen sıradan birisin yani bazı değişik durumların var ama gayet uyumlu birisin'
'Helin'
'Bence beni bu yolla susturamazsın ama susmamı istersen şimdi susabilirim'
Sessiz kalışına eşlik ettim bir süre ikimizin de benzer şekilde olay yorumlama kabiliyeti yoktu. Belki de bir kaç saniye durup düşünseydi Erkan'a bir şans verebilirdi ama en başından uygun olmadıklarına karar vermişti. Önünde dönen duygusal olayları gerçekten yorumlayamıyordu kendimin de ondan aşağıya kalır yanı yoktu ya.
'Alin anlayacaktır biraz zaman alacak ama sonunda suçsuz olduğunu görecektir.'
'Sonsuza kadar beni suçlasa da ona diyecek pek bir şeyim yok '
'Sende kendini mi suçluyorsun'
'Onu anlıyorum diyelim.'
Kapının açılması ile konuşmamız bölünürken ikimize garip bakışlar atan Mete ve Erkan'a baktık. Gerçekten de o kadar zamansız denk geliyorlardı ki. İkisinin de gözleri üzerimizde gezerken bir anlığına pozisyonumuzu düşündüm muhtemelen onca koltuk varken kolidorda oturmamız biraz garipti. Ortada ki sancılı sürecin elbette ki böyle garip davranışları olacaktı.
'Meditasyon çeşiti mi bu?'
Erkan Meteden önce davranıp sessizliğini bozduğunda söylediği şey hemen yan tarafımda oturan kişiyi rahatsız etmişti. Handan hızla yerinden kalkıp salona yöneldi. Erkan'da onun ardından salona girdiğinde Mete ile baş başa kaldık. Benim gibi yere oturarak karşıma geçtiğinde bir seansa hazırlandığını biliyordum.
'Burada konuşmasak'
'O zaman çalışma odasında konuşalım'
Onu onayladığımda onu yönlendirmesi ile küçük bir odaya girdik bir bilgisayar ,bir kaç dosyanın durduğu dolap ve koltuk dışında gerçektende boş duran odaya göz attım. Erkan sanırım pek evde çalışmıyordu. Çünkü her yer sanki yıllardır bu şekilde duruyor gibi bir haldeydi.
'Çok mu kötüydü.'
Mete'nin sesi koltuktan gelirken ben halen odanın ortasında duruyordum.
'Bu ara pek iyi gelişmeler olmuyor'
'Hallolur'
'gerçekten Hallolacağına inanıyor musun? Yani benim durduğum yerde baya dibe doğru çekiliyor hikaye'
'Helin'
Karşımda sakin bir şekilde oturan adama karşı çığlık atmamak için direnirken onu sarsmak istiyordum. Hallolur hallederim dışında bir kelime bilmeyen haline uyuz oluyordum.
'Helin'
'Bak Mete hallolacak bir şey yok. Babam beni öldürmek istiyormuş başarır mı bilmiyorum? Yoksa son saniye vazmıgeçer emin değilim? Annem desen bambaşka bir konu aile bağlarım zaten rezalet bir haldeydi ama şuan aile bağım kalmadı herşey herkes kocaman birer yalanmış. En güvendiğim insan aslında en büyük hayal kırklığım artık. Yetmezmiş gibi tüm bu berbat şeylerin içinde bana iyi davranan gerçekten sevebildiğim iki kişinin de en sevdiği kişi muhteşem aile bireylerim tarafından öldürülmüş. Alin benden nefret ediyor Meryem hanım yüzüme baktığında oğlunu kocasını görüyor ve sen tüm bunca şeye rağmen tutmuş beni korumaktan bahsediyorsun yetmemiş gibi birde ailene eziyet ediyorsun. Sence bizim burada olmamız onlar için doğru karar mı?'
'Bilmediğin detaylar var '
'O zaman anlat al hepimizi karşına anlat en azından neyin içinde yuvarlanıyoruz bilelim. Amcam sence çok mu kalacak içerde. İsterse müebbet versinler fırsatını buldu mu kaçar peki bu ev koruyacak mı beni babamdan?'
' Koruyacak gerekirse tüm evi koruyacak Amcanda o delikten çıktığı anda öleceğini biliyor. Artık herkesin bittiği noktaya geldik. Sence amcanın tek düşmanı biz miyiz? Bunca şeyi saklarken sadece Ferit ile mi hareket ettim sence. Evet amcan ya orda kalacak yada ölecek tercih onu ilgilendiriyor ve bunu gayette biliyor. Babana gelince bir köşede kalmak zorunda mermiyi o sıkmadı ama en az amcan kadar katil. Sorduğun şeye gelecek olursak herkes sonunda herşeyi öğrenecek o zaman oturur karar verirsin haklı mıyım diye?'
' Kim ile işbirliğin var'
'Helin şuan değil zaten sonunda onunla tanışacaksın'
'Yaşamayı başarırsam '
'İçinizden tek bir kişiye bile dokunamayacak durumda tüm dalını budağını budadım. Elini uzattığı tüm kapılar yüzüne kapanacak delirip kendi başına buraya gelirse sonuç onun için kötü olur'
Yüzündeki öfke giderek tüm vücuduna yayılırken gözlerini yüzümde sabitlemişti. Kendinden emin bir şekilde anlattığı şeylere inanamıyordum bile ama durmuş günün sonundan bahsediyordu. Günün sonunda babam delirip buraya geldiğinde ne olacaktı bu sefer kana kan mı dökecekti. İşler daha da çıkmaza girmek zorunda kalıyordu. Zihnimde onlarca soru birbirine bağlanırken Mete'nin esas ortağının kim olduğunu düşünüyordum. Efe'nin uydurduğu kılıfa da çözüm olacak kadar güçlü birini tanımıyordum ki. Hemde amcamın korkacağı birisi.
' Kimseden korkmayan birisi o'
'Emin olma onunda korkacağı biri var hemde kendi eseri'
Kendi eseri mi? Kendi kendine kendinden daha güçlü bir düşman mı yaratmıştı. Böyle bir şeye asla göz yummazdı. Yüzümde ki ifadelerden düşüncelerimi okuduğuna emin olduğum için onun daha iyi anlaya bilmesi için yüz ifade mi gizlemedim.
'Ülke içinde değildi '
'Hepiniz ülke dışında güçlenip sonunda birleştiniz '
'Evet'
'Umarım sonunda sen haklı çıkarsın. Ama o zaman kadar burada kalamayız Mete. Alin bunu yaşamak zorunda değil Meryem hanımda '
'Toplu durmanız gerekiyor helin aynı anda on yeri korumaktansa tek noktayı korumak daha kolay.'
Gelde bunu yukarıda saatlerdir odasında oturan kıza anlat yada salonda halının desenini ezber edinmiş kadına anlat. Hepimizin hayatının içine edilmişti ve ne yapacağımızı bilmeden öylece savruluyorduk.
'Kaç gün'
'Babanın hareketleri netleştikten sonra bitecek amcan babamın davasına iki gün sonra çıkacak. Oradan da tutuklama kararı alacak ne yaparsa yapsın ömrünün sonuna kadar içeride'
'Meryem hanım ne zaman gerçeği öğrenecek'
'Ortalık yatışınca '
'Beklemek zorundayız'
'Evet'
Koltuğun diğer kenarına oturduğumda beni izliyordu. Beklemeye devam edelim bakalım kaç gün daha bekleyecektik. O sırada Alin'in önüne çıkmamaya özen göstermeliydim. Onun bizi görüp devamlı üzülmesini istemiyordum. Dizlerimi kendime doğru çekip başımı dizlerime yasladığımda Mete'nin yaptığı gibi onu izledim. Tüm bunların sonunda onun dediği gibi olurda halen yan yana kalabilirsek ona açıklamam gereken bir itiraf vardı. İçimdeki onca kuşku kırgınlık ve öfkenin arasında boğazımı yakan midemi kavuran aklımdan ayrılmayan bu hisleri ona anlatmalıydım.
'Sen yemek yemiyor musun Helin'
'Pek değil'
'Uyku durumu'
'Oda iyi durumda değil'
Ondan gelen bu soruları cevaplarken bir yandan da için için yandığımı hissediyordum. Sanki günlerce buzların arasında kalmışta ilk defa güneş ışığına çıkmışım gibi her hücrem bu ani sıcaklık ile cayır cayır yanıyordu.
'Önce yemek yiyelim'
'Canım istemiyor'
'Herkes bir aradayken canın ister'
'Mete daha bir kaç dakika önce ne konuştuk'
'Helin gün sonunda o sofraya oturmak zorundayız.'
'O gün bugün değil'
'O zaman bugün herkes kendi köşesinde yemeğini yesin'
'Ben burada kalsam olur mu?'
'Helin '
' Belki hepimizin farklı yerlerde olması süreci daha kolay hale getirir'
' Ben çıkacağım şimdi ve sen önce yemek yiyip sonrada üst katta uyuyacaksın. Alin ile aranız da düzelecek inan bana'
Bir kaç hafta önce istediği an Alın ile aramdaki bağı bitireceğini söyleyen adamın yerine karşıma geçmiş herşeyin düzelecek olmasına inanmamı bekleyen adama baktım. Sihirli bir değnek varsa ben göremiyordum. Oturduğum yerde rahat değildim ve ne yaparsam yapayım rahat edemeyecektim. Meryem hanıma oğlunun yaşadığını söylemek istiyordum çünkü ona bakarken onu kandırıyormuş gibi hissetmek berbattı ama şuan değildi. Mete'nin dediği gibi bekleyecektim. Hem günün sonunda kapımıza silahla dayanacak birilerinin olacağını bilmek gibi bir durum ile yüzleşmek zorundaydım.
'Helin'
' Tüm bunlar bittiğinde sana söylemek istediğim bir şey var'
' Ne ile ilgili'
' Zamanı geldiğinde öğrenirsin. Nasıl ben bekliyorsam sende beklemelisin'
' İntikam güdün çok tanıdık '
~~~~ 🦋⭐
|
0% |