Yeni Üyelik
41.
Bölüm

41. Bölüm

@saturnsring

 

Merhabalar 🌻

 

Yorum ve beğeni atmayı unutmayın 💐🦋

 

 

'Baba ihanet etmedim'

 

Sesime eş zamanlı kulağıma dolan silah sesi ile gözlerimi kaplayan karanlığa sığındım. Vücudumun her hangi bir yerinden yayılmasını beklediğim sızı bir türlü beni sarmazken beklediğim acının yerini başka sesler aldı. Karalığa kitlenmiş zihnim kendini yeniden olduğumuz ana getirirken önce hiç tanımadığım bir sesi duydum. Küfür ederek ilerliyordu

 

'Kızıma dokunma demiştim'

 

Kim kimin kızına dokundu diyen iç sesim ile yeniden gözlerimi araladığımda etrafımı saran kolların sesi kulağıma ulaştı.

 

'Yetiştik güzelim'

 

Mete'nin sesi kulağıma dolarken ne zamandır tutuğum yaşların özgürlüğe kavuştuğunu hissettim beni saran kollara iyice sığınırken bir yandan da o silahın kime patladığını merak ediyordum. Ama bir kaç saniye daha bu kolların arasında güvende olmaya ihtiyacım vardı. Bir süre daha kendimi sakinleştirmeye çalıştıktan sonra Mete'den ayrılıp onun arkasına baktım önce Erkan'ı fark ettim ikimize bakan yüzü rahatlamış gibiydi onun gerisinde öfkesi adeta vücut bulmuş bir adam daha fark ettiğimde onu tanımıyordum. Bana bakan yüzünde oluşan yumuşamaya rağmen yinede öfkesinden tam sıyrılamıyor gibiydi. Bir inleme duyduğumda korkarak o tarafa baktım. Babamın biraz önce boğuştuğumuz çimenlerin arasında uzanan halini anlayamadım. Bir kaç saniye sonra gördüğüm kızıllığın onun kanı olduğunu anladığımda Mete'den ayrıldım. Ona doğru ilerlemeye çalışırken bir yandan da kendime engel olamıyordum.

 

'Baba '

 

zorlanarak çıkan sesim bir feryat gibi kulağıma dolduğunda yerde yatan bedenine ulaştım. Ona doğru uzanacak gibi olduğumda aklıma bana doğrulttuğu silah gözlerimin önüne geldi. Gözleri benim yüzümde dolaşırken nefes alamıyordum. Neden demek istiyordum ama dilimden düşmüyordu kelimeler. Zorlanarakta olsa bir elini bana doğru uzattığında kendime engel olamadım bir kaç dakika önce beni öldürecek olan adama doğru eğildim.

 

'Helin'

 

kulağıma dolan hırıltılı ses ile yeniden ona baktığımda gözlerine yayılmış olan rahatlama ile ona baktım. Huzur bulmuş gibi gülümserken kendimi neden diye sayıklarken buldum. Yüzündeki gülümseme silinmezken yeniden zorlanarakta olsa konuştu.

 

'İhanet insanı canavar yapar Helin'

 

'Baba '

 

'Baba '

 

söylediğim şeyi tekrar ederken bahsettiği ihanettin ben olmadığımı anladım. Bir kez daha Helin dediğinde artık gözleri bakmıyordu. Ellerim onu dürterken bir yandan da nefes alıyor mu diye bakıyordum. Kollarımın arasında duran adamın yüzü bir an babam bir an katilim olurken bir anda ölü bir adam oluyordu. Kulağımda Helin sesi yankılanırken onunla beraber uzaklaşıyor gibi hissediyordum.

 

Ne zaman olduğunu hatırlamadığım bir anda kollarımın arasından alınan babama baktım sağlık görevlileri onu ambulansa alırken nefes almadığını biliyordum. Hemen arkamda bana sarılmış olan bedenin kolları arasında benden uzaklaşmasını izliyordum. O öylece giderken zihnimde ki çarkların aktif olduğunu hissediyordum.

 

'Babama kim ihanet etti Mete'

 

'Helin şimdi değil güzelim'

 

'Ne zaman Mete '

 

'Helin iyi değilsin eve gidelim biraz dinlen sonra konuşalım olur mu?'

 

'Olmaz burada anlat '

 

'Helin'

 

'Burada anlat Mete bir an öleceğim bu yeşilliklerin nasıl onun katili olduğunu öğrenmek istiyorum. Tüm bunlara neden olan şeyi merak ediyorum'

 

Boyun boşluğuna yasladığı başımı hafifçe hareket ettirirken gözlerim babam ile boğuştuğum yerin üzerinde duruyordu. Öğrenmek için yeterince şeyimi kaybetmiştim. En yakınım dediğim arkadaşımı, berbatta olsa ailem dediğim insanları ve şimdide kendime veda ediyor gibiydim.

 

'Annen anlatsın istiyorum'

 

'Ondan duymak istemiyorum'

 

gözlerim karşımda duran orta yaşların üzerindeki adamın yüzünde gezinirken onda gördüğüm tanıdık şeyler midemi bulandırıyordu. Gözlerinin koyu yeşili hafif kırışıklıkları ve kumral rengi saçları ile beni olduğum yerde germeye yetiyordu. Onu duymuştum babama kızıma dokunma demiştim diyen kişi oydu. Zihnim zaten çoktan çözdüğü gerçeği kabul etmek istemezken beni izleyen gözlerden kendimi saklamak için Mete'ye döndüm. Ona sığınırken onunda en başından beri bunu biliyor olması içimi buruyordu.

 

'Ne zamandır biliyorsun?'

 

'Çok uzun zamandır o yüzden seni o evden çıkardım'

 

'Sakladığın detay o muydu?'

 

'Evet güzelim'

 

Babamların yaptığı anlaşmanın çok öncesinde yapılmış olan bir plandan söz ediyordu. Zihnim olanları anlamak istemiyordu. Aklım halen bir an o silahtan kaçıyor bir an yerde yatan bedene ulaşmaya çalışıyordu. Aklımın gerilerinde benimle sonsuzluğa gidecek bir söz vardı artık. 'İhanet insanı canavar yapar Helin'. Annemi sevdiğini söylemişti ondan öğrenmek istediğim o hikayeyi artık hiç anlatamayacağını biliyordum. Bir yanım onun için üzülmeme öfke doluyken içimdeki o alışkan duygu onun babam olduğunu söylüyordu.

 

'Helin dalma o derinlere'

 

Suyun altında olduğumda dışardaki seslerin gelişi gibi kulağıma dolan Mete'nin sesi ile daldığım o suda uzunca süre kalacağımı hissediyordum. Oturduğumuz yerden kalkarken de beni kucağında arabaya yerleştirirken de aklım gidip geliyordu o anlara. Kapanan kapının ardında o adamla bir şeyler konuştuktan sonra yeniden arabaya bindiğinde bu gün ikinci kez aynı gökyüzünün altında ilerliyordum. Ama bu sefer gökyüzü karanlıktı. Yıldızsız gecede orada olduğunu bildiğim gökyüzüne bakarken içime dağılan parçaları toplamaya çalışıyordum.

 

bir kaç ay önce bahçesinden kovulduğum evin önüne yaklaşan araba ile kapıda beliren bedenlere baktım.

 

'Çocuklar iyi mi?'

 

'İyiler'

 

Yalandı yada gerçekti emin değilim illaki birileri ölmüştü ama şuan için beni kandırmasına izin verdim. Açılan kapıdan zorla inerken bana doğru gelen annem ile geriye bir adım attım. Bana uzattığı kollarından kaçarken kendimi Mete'nin arkasına attım. Hareketlerime anlam vermeyen kişilere bakarken bende onlar kadar kendimi anlayamıyordum. Mete elini arkaya uzatıp bana güvenli alana oluştururken bana bakan insanların yüzünde gördüğüm dehşet ile iyice sindim o sırtın ardına . Onu takip ederek girdiğim evde yine onu takip ederek üst kata çıktım. Beraber girdiğimiz odada ancak onun ardından çıkabildiğimde yüzündeki anlayışlı ifadeye baktım.

 

'Duş almak iyi gelir'

 

Onun dediğine sadece olumlu anlamda başımı sallarken gözüm geniş odada dolaşıyordu. Gözlerim geniş camın önünde duran Beyaz açelyaya takıldığında onunda benim baktığım yere baktığını hissettim.

 

'Bir süre burada kalacağız o çiçeğin sana iyi geleceğini düşündüm.'

 

Beyaz açelya beni yeniden bir ağlama krizine sürüklerken o çiçeğe yüklediğim anlamı ancak fark edebiliyordum. O eve ait olduğumu hissettiğim için güvende olduğumu düşündüğüm için almıştım onu şimdi burada duran güzel yaprakları yine güvende olduğumu söylerken Mete beni duşa yönlendirdi.

 

'Kapının önündeyim bir kaç dakika yalnız kalmana izin veriyorum ama en ufak bir seste içeri girerim'

 

Onu kapının ardında bırakıp kendimi suyun altına bıraktığımda vücudumda akan suların götürdüğü pisliği izledim belki çamur akmıyordu üzerimden ama ben akıp giden suyun içinde pislik görüyordum. Sıcak suyun altında nefes almakta daha da zorlanırken kendimde kalmaya çalışıyordum. Yarın yeni bir gündü. Aklımı bu düşüncede tutmaya çalışırken üzerime sardığım havlu ile kurulanmaya çalıştım. Lavabo mermeri üzerindeki eşyaları giydiğimde üzerimdeki pijamalardan bile rahatsız oluyordum.

 

Odaya yeniden çıktığımda Mete'nin de üzerini değiştirmiş olduğunu fark ettim. Saçlarıma sardığı havlu ile onları kuruturken aklıma gelen görüntüler yeniden boğazıma yapışıyordu.

 

'Helin'

 

daldığım görüntülerden irkilerek koptuğumda bana bakan endişeli gözlere iyi olduğumu söylemedim. Beni yeniden kucağına çekip üzerimize bataniyeyi çektiğinde ne zaman yatağın içine oturduğumu anımsayamadım. Beni yeniden göğsüne yaslarken kuruttuğu saçlarımı okşuyordu. Bir yandan da bir şeyler söylüyordu ama bazılarını duyamıyordum bile gözlerim karanlığın içindeki cılız ışıkların görüntüsünde oyalanırken sırtımda ki elin beni sakinleştirmesine izin verdim.

 

~~~~~~~~~~~~

 

Gözlerimin içine cam kırıkları batıyor gibi hissederek uyandığımda gözlerimin önünde inip kalkan göğüs ile olduğum yerde doğruldum. Elimi yasladığımda elime dolan sızı ile sağ avucuma baktığımda beni karşılan sargı ile bir an neler olduğunu anımsayamadım.

 

Sonra zihnimi dolduran anıların arasında babamdan kurtulmak için uğraşırken camın elimi kestiği anı hatırladım. Yeniden aynı ana giderken aklıma düşen sözler ile olduğum yerde irkildim. Yataktan hızla çıkarken kenarda duran komidine çarptığım için bir anlığına dursam da yine de hızla alt kata indim.

 

Salonda oturan dört kişinin endişeli yüzü bana dönerken bir anlığına kendimi durdurmak istedim ama içimdeki o yer buna izin vermiyordu.

 

'Benim babam kim?'

 

Soru dudaklarımdan çıkarken emin değildim ama sorum can bulup kulağıma dolduğunda artık kan bağım olduğunu sandığım insanlarla bir bağımın olmadığına emindim.

 

'Helin'

 

'Hülya hanım benim babam kim?'

 

'Helin bunu sakinken konuşsak'

 

'Sen bana ne yaptığını biliyor musun? o adam yani Bahadır benim babam değil ?'

 

'Helin'

 

'Yeter ismimi sürekli tekrarlayıp durma'

 

zihnime yeniden o adamın sesi dolarken artık onu koyduğum onumun sahibi olmadığını fark ediyordum. Yıllardır beni sevsin diye beklediğim kişi babam değildi. Yıllardır her günümü zehir eden insanlar ailem bile değildi ve ben şuan durmuş ona üzülüyordum. Söylediği şeyler teker teker anlam kazanırken almak istediği intikamın da ihanetinde benimle alakalı olmadığını ancak görebiliyordum. Ben piyondum o o adamdan intikam almak istiyordu. Etrafımı saran kollar ve enseme yaslanan baş ile geri gitmeye çalışsam da Mete'ni kıskacına girdim.

 

'Titriyorsun Helin'

 

'Gerçekleri istiyorum'

 

'Alacaksın sadece biraz oturalım olur mu?'

 

'Hala karşımda duruyor ama gerçeği anlatmıyor sen anlat Mete'

 

'Tamam ben anlatacağım ama önce emin olmalıyım iyi olduğundan lütfen birazcık oturalım şu titremen geçsin'

 

Onu ikna etmek ister gibi gösterilen koltuğa oturduğumda aklıma bir gün önce oturduğum koltuk geldi. Yeniden odadakileri süzdüğümde bir kaç küçük sıyrık dışında kimsede ciddi bir şey görünmüyordu.

 

'Alin bacağın'

 

Alin ona sorduğum soru ile bir anlığına afalladığında yüzüne yayılan tebessüm ile bana baktı. Elini bacağına vururken iyi olduğunu anlamıştım.

 

'İyiyim Helin abla'

 

'Sevindim'

 

Meryem hanım beni hüzünlü gözlerle süzerken ondan kaçındım. Yanıma oturan Mete bana bir bardak uzatırken ona baktım. Gözleri itiraz kabul etmez gibi bir ifade ile süslüyken ona ayak uydurdum. parmaklarıma dolaşan sıcaklık ile içime bitkilerin kokusunu çektim. Gözlerimin önüne yeniden o yeşillikler gelirken zihnimin düşüncelerini dile dökmeme engel olmadım.

 

 

'Ona ihanet ettiğin için beni öldürmek istedi. Senin yüzünden tüm çocukluğum sevgisiz geçti Hülya hanım'

 

~~~

 

Ve hoşkalın🦋

 

Loading...
0%