Yeni Üyelik
46.
Bölüm

46. Bölüm

@saturnsring

 

Heloooooo 🦋

 

 

Öncelikle Helin'in bölümde giyindigi elbiseyinin medyasını hemen burada görmek isteyenler için bıraktım.🌻

 

 

Bölüm içinde fikirlerinizi belirtirseniz çok sevinirim 🌌

 

 

Handan'ın kaçmak adına kapattığı konuya ona ayak uydurup bende sessiz kaldım. Aralarında ki bu karmaşık durumu çözebilecek kadar şey bilmiyordum. Belki Erkan ile konuşmak bazı noktaları netleştirirdi. Ama bunu yapmaya cesaret edemiyordum Handan ve vereceği tepkiler pek tahmin edilir değildi.

 

 

Koskoca apartmanda ikimizin olduğu anlarda can sağlığımı düşündüğümden bu konudan bir süreliğine uzaklaşmıştım. Gözlerim Meryem hanımın evinin kapısında durakladığında bir süre daha boş kalacak daireye baktım. Oğlu ile vakit geçirmek için diğer evdeydiler ben ve Mete ise işler yüzünden buraya geri dönmüştük. Etrafta ki sessizlikten hiç hoşlanmıyordum ama bir süre daha tek ses kaynağı kendimdi.

 

 

Evin kapısını kapatırken bir yandan da önümüzdeki daveti düşünüyordum. Katılmak istemediğim onca davet olmuştu ama ilk defa bu duygu diğer hepsinden üstündü. Meryem hanım katılmamız gerektiğini katılmazsak suçlular gibi kaçtığımızın söyleneceğini düşünüyordu o sebepten onun onaylamıştım. Ama başımıza gelecekleri görebiliyordum. Yengemlerde orda olacaktı. Eski yengemler diye düzelten iç sesim ile aynaya baktım. Evet değişen bağlar ve onları konumlandırma sürecim tam gaz devam ediyordu.

 

 

Giyeceğim şeyleri hazırlamış olmanın ilk defa bir işe yaradığını düşünüyordum. Oturduğum yerde yeniden dağıtılan kartları düşünürken bir yandan da yeni gelişmeleri bir süzgeçten geçiriyordum. Amcam şimdilik sessizdi. Ferit abim ki kendisi sanırım koparamayacağım tek bağ gibi gözüküyordu. Efe abi ile el altından ortaklardı ve bu durumda onları batan durumdan normale çevirmişti. Kemal bey vardı en yakın zamanda beraber oturmam gereken birisiydi. Bunca yıl yaşadıktan sonra yeniden babam ile tanışacak olmak sanırım yaşadığım en garip şeylerin başını çekiyordu. Birde annem vardı bir yerlerde inzivaya çekilmişti. Bekliyordu ona gideceğim günü ama ben öyle bir gün göremiyordum.

 

 

'Kaç kişiler '

 

 

Hemen ensemin üstüne bastırılan dudaklar ile oturduğum yerde irkilirken bu halimden keyif alan adama baktım. Yanıma oturup bir kaç dakikadır baktığım yere bakarken öylece açık bir şekilde duran televizyonu fark ettim.

 

 

'Kim kaç kişi'

 

 

'Zihninde birilerini cezalandırıyor gibiydin'

 

 

'Liste uzun'

 

 

'Araya abimi de ekle'

 

 

'Ya neden hepiniz Efe abiye bu kadar gıcık oluyorsunuz'

 

 

'O doğuştan gıcık Helin'

 

 

Yüzümde ki saçları geri iterken söylediği şeyi onaylar gibi başını sallayıp duruyordu. Gerçekten de dışarıdan birisi tüm bunları duysa birbirlerinden nefret ettikleri sanırdı. Ama gerçek bambaşkaydı resmen bir birlerine ölüp bitiyorlardı. Aile bağlarının böylesine güzel olması da ara ara durup kendimi sorgulama sebep oluyordu.

 

 

'Mete sence bu akşamdan sağ çıkma oranım nedir?'

 

 

'Hemen ardında durup sürekli sen desteklediğimi var sayarsak yüzde yüz'

 

 

'Tek başıma olsam '

 

 

'O ihtimal konumuz dahilinde değil ama tekte olsan sen kazanırdın. Arada gösterdiğin agrasif tavırları hatırlıyorum'

 

 

'Ben mi ?'

 

 

şaşkınlığımı gizleyemediğim bir anda hangi anda dediği gibi bir tavır takındığımı düşünüyordum. Yanağıma değen dudakları ile yüzüne yayılan keyifli ifadeye göz devirdim. Yeni normalimizin bu olması gerçekten sıra dışıydı. Bir şekilde her türlü temas halindeydik ve bu durumdan deli gibi memnundu.

 

 

'Bir keresinde erkeklerin üstünlüğü ile alakalı bir şey tartışıyorlardı. Sen gıcık bir şekilde gülüp erkeklerin üstün olduğu tek bir konu bile yok boş yere onlara konumlar verip yücelten sizlersiniz demiştin. Hemen arkandaki masadaydım söyleyen kişinin sen olmanı beklemiyordum ama gayet kendinden emin bir şekilde kadınların yüceltilmesi ile alakalı uzun bir konuşma yapmıştın.'

 

 

'Evet hatırlıyorum sonrasında aykırı fikirlerim yerle bir edilmişti'

 

 

'Ama bence çok havalıydı. Hatta kendi kendime durup haklı demiştim'

 

 

'Haklıyım zaten Mete en basiti tüm evrenin devamlılığı için bile kadınların önemi en üst seviyede'

 

 

'Doğru o yüzden benim içinde en üst seviyede sen varsın'

 

 

Söylediği şey ile aramıza biraz mesafe koyup yüzüne baktım. Gözlerini kısmış bir şekilde bana bakıyordu ve bu bakışın söylediği şeyleri artık benden önce fark ediyordu bu kalp denen organ. Deli gibi atmaya başlayan ritmi ile bir anlığına gözlerimi kapattım. Tek yapman gereken kan pompalamak diye isyan etmemek için direndim.

 

 

'yani durumlarımız eşit bu durumda'

 

 

'Helin hanım'

 

 

'Efendim'

 

 

'Bugün sizi pek yüce gönüllü gördüm benim gibi bir erkek bireyi en üst seviyeye konumlandırmak. Ne sevap işledim acaba bunun için'

 

 

'Liste uzun Mete bey ama en üst seviyeye mantıklı yanımla yerleştirmedim sizi. Gerçi şuan rakibinde yok her alanda en üst seviyedesin'

 

 

'Biliyordum'

 

 

'Tam olarak hangi konuyu'

 

 

'Rakipsiz biri olduğumu.'

 

 

'Mete'

 

 

Yapay bir kızgınlıkla söylediğim şeyi ciddiye almazken bir yandan da saçlarımla oynuyordu. Bu iki günde emin olduğum bir kaç şeyden birisi saçlarım ile arasında bir bağ olduğuydu. Benim uyuduğumu sandığı anlarda dahil sürekli olarak bir şekilde saçlarım ile temas ediyordu. Bir şekilde tüm alanımı işgal ediyordu ve ben bunun farkında bile olmadan onun bu işgaline fırsat veriyordum.

 

 

' Sarı rengi neden sevmiyorsun sen?'

 

 

Uzun zamandır merak ettiğim soru hiç alakasız bir anda dudaklarımdan döküldüğünde derince bir nefes aldı. Altından bir aldatılma hikayesi çıkmazdı umarım. Birde bunu düşünüp üzülmek istemiyordum birinin onun canını yakması fikri hoşlandığım bir şey değildi.

 

 

'Gülmeyeceksen anlatırım'

 

 

'Komikse nasıl gülmem Mete'

 

 

'Yaşarken komik değildi ama.'

 

 

Küçük bir çocuk gibi çıkan sesi ile iyice meraklandığımda cidden gelecek olan hikaye ile ilgili saçma teorilerim yüklenmeye başlamıştı.

 

 

'Küçükken benden küçük iki kız tarafından dövülmüştüm. En net hatırladığım şey sarı elbiseleri o yüzden sevmiyorum bu rengi'

 

 

Kendimi tutamadan kahkahamı serbest bıraktığımda hoşnutsuz bir ifade ile kollarını bağlayıp televizyona döndü. Onun bu çocuksu tavrı ile daha da gülmeye başladığımda gözlerimin önüne gelen iki küçük kızın onu dövdüğü fikri ile bir süre daha gülmeye devam ettim. Sakinleşip ciddi bir hal alamaya çalıştığımda oda beni izlemeye devam ediyordu.

 

 

'Ama fark ettim ki sana sarı çok yakışıyor Helin o yüzden senin üzerinde görme fikri bana sarıyı sevdirebilir'

 

 

'O zaman bu akşama sarı bir elbisemi alsam '

 

 

' Uğraşma şimdi sonra bakarsın'

 

 

'Gerçekten tahmin edilemez bir adamsın'

 

 

'Ama bu iyi bir şey ilişkimiz hep heyecanlı olur.'

 

 

'Bir süre sadece sakinlik istiyorum'

 

 

'Oda bana ait bir özellik Helin'

 

 

Kendince yaptığı gizli şeye gülmeye devam ederken bu şekilde dediğim herşey olmaya çalışıyor olmasının bende uyandırdığı hissin o garip duygusu ile ona bakıyordum. Hayatım da ilk defa birisi ben ne istersem o olmaya çalışıyordu ama bundan şikayetçi değildi. Zihnimde bu durumun garip bir mutluluğunu yaşayan taraf ile benim için kalıplara girmemesi gerektiğini savunan mantıklı taraf kendilerince bu durumu değerlendirirken halinden memnun bir şekilde duran adamı izledim. Gerçekten de bizim için sonun böyle olması beklenmedikti.

 

 

'Olduğun kişi olarak kal ben o Mete'yi seviyorum'

 

 

'Aklından geçen tüm Mete ihtimalleri de her koşulda seni seviyor Helin'

 

 

Sanırım onca şeye katlanmış olmam sevilmemiş olmama beni seven birilerinin fark edememiş olmam bunların hepsi beni bugüne hazırlıyordu. Karşımda durmuş her koşulda parmak uçları bana temas etmek için can atan, bir şekilde özürler dileyen, ihtiyacım olan şeyleri benden önce fark eden, bana iyi gelmek için uğraşan, en basiti yeme düzenime bile bir şekilde karışıp beni normale yakınlaştırmaya çalışan bu adama denk gelmek içindi sanırım tüm o sevilmeyişler. Bir yerlerde karşılaşma ihtimalimizin olmaması fikri aklıma her düştüğünde Mete'nin babasının dilinden anlattığı aşk fikri zihnime doluyordu o beni bulurdu yada ben onu bulurdum bir şekilde denk gelirdik. Bu denk gelişin her karşılaşmada aynı olamayacağını biliyordum belkide çok sevilerek şımartılarak büyümüş olsaydım karşımda duran bu adam şuan ki değerde olmayacaktı gözümde. O yüzden sanırım lanetim olan onca şey Mete'yi değerli kılmıştı. İlk defa geçmişime dönüp teşekkür edecek gibiydim.

 

 

********

 

 

Üzerimdeki ten rengi astarın üzeri yeşil tülden kaplanmış elbisenin göğüs kulpunu düzeltirken bir yandan da kollarımda düşük bir şekilde gözükmesi gereken ince tülü düzeltiyordum. Saçımı açık bırakmış kenarlarından tutturduğum tokalar ile elbisenin üzerindeki incili küçük süsleri tamamlamıştım. Hareket ettikçe çift renk gibi duran elbiseme son kez bakıp alt kata bir yerlerde beni bekleyen Mete'nin yanına doğru harekete geçtim.

 

 

Bu akşamın kolayca akıp gitmesi için içimden bir sürü totem dua ederken bir yandan da telefonumdaki bildirimlere göz atıyordum. Dünyadan uzaklaştığım günlerin sonunda yeniden içine girmek zorunda olduğum o kalabalık hakkında yeni bir şeyler arıyordum. Onlar bana saldırırken benimde karşılık verebilmem gerekirdi.

 

 

'Düşüncemin arkasındayım güzelliğini böyle süslemen haksızlık'

 

 

Mete'ni direk bana yaptığı iltifat ile ona gülümsediğimde üzerimdekilerden bağımsız bir şekilde güzel olduğumu vurgulamak için seçtiği yönteme hazırlıksız yakaladım.

 

 

'teşekkür ederim. Bir noktada annem ile benzerim sanırım onun stil önderliğinde seçimler yapıyorum.'

 

 

Ona iltifat etmek isteyen yanım ve aldığım iltifatı hazmetmeye çalışan yanım arasında gidip gelirken benim için açtığı kapıdan evden çıktım. Bir şekilde katılmak istemediğim yere omzuma dokundurulmuş kuş tüyü ile ilerliyordum şimdi.

 

 

Arabaya yerleşirken bir yandan da eteğimi kontrol edip etrafımızda görmeyi beklediğim yüzün eksiliğini arıyordum. Kadir halen dönmemişti ne zaman döneceğini bilmiyordum. Mete iyi olduğunu söylemişti ama ortalarda yoktu. Bir şekilde beni daha az üzmek için tercih ettiği bu yola saygı duyuyordum ama Kadir'i görmemek benim vicdanımda bir savaş alarmı gibiydi benim yüzünden ona bir şeyler olmuştu boyutunu bilmiyordum ama ortalarda olmayışı büyük bir sonuçtu. Yeniden merakımı gidermek için Mete'ye döndüğümde garajdan çıkıyorduk.

 

 

'Kadir ne zaman dönecek Mete'

 

 

'Yakında dönecek '

 

 

'Ne kadar yakında'

 

 

'O iyi Helin biraz izin kullanmayı hak ettiğini düşünüyorum o yüzden bir süre dinleniyor.'

 

 

'O kadar ciddi mi yarası'

 

 

Böyle şeyleri benden gizlemesini onaylamıyordum ama içten içe beni kitap gibi okuduğundan böyle bir tutum sergilediğini biliyordum. Benim yüzümdeki ifadeden anladığı üzere bir süre oflayıp en sonunda merakımı giderdi.

 

 

'İki haftaya dönecek yarası biraz ciddiydi ama şuan iyi '

 

 

'İki haftaya '

 

 

'Evet inan ki şuan bile çalışmak istiyor ama ben dinlenmesi için zorluyorum .'

 

 

Mete'ye duyduğu saygı ve sevgiden dolayı işe hızlıca başlamak istiyor oluşu fikri doğru geliyordu. Bir şekilde ikisi arasında ki denge abi kardeş gibi duruyordu ama resmiyet bunu gölgeliyordu. İki hafta diye içimden geçirip kendimce durum analizimi sonlandırırken radyodan yayılan sakin müzik eşliğinde davetin yapılacağı mekana ilerledik.

 

 

Önünde durduğumu merdivenlere bakarken aklımdan geçen düşünceler durmuş gibiydi. Benim için açılan kapıdan Mete'nin yönlendirmesi ile inerken yan yana durduğumuzda yeniden merdivenlere baktım. Elimi tutan el ile hemen yanımda bana bakan Mete'ye gülümsedim.

 

 

Hadi bakalım Helin içeride bekleyen sırtlanlarla yüzleşme vakti.

 

~~

 

Umarım keyif alarak okumuşsunuzdur 😻

 

Kendinize iyi davranın 🌻

 

 

Loading...
0%