@saturnsring
|
Bazı günler diğerlerinden daha iyi olacaktır. Bazı günlerse en kötüden bile daha kötü bu yüzden kendimi bir döngüde gibi hissetmekten çıkmalıydım. Bazı gerçeklerin su yüzüne çıkması gibi bazı kötü duygularında gün ışığına çıkmak gibi ihtiyaçları oluyordu.
Davetten sonra herşey bir şekilde daha iyi gidiyordu. Kendimi bu yeni ama garip olan duruma alışmış gibi hissediyordum ama bir yerde zihnim yeniden olumsuzluğun esiri olmuştu. İyi şeyler derin bir çukura düşerken aklım gittikçe kararıyordu.
Hemen önümde duran seramik hamuruna şekil vermiyor oluşumda bu yüzdendi. Evden çıkamıyordum içimde anlamsız bir korku baş vermişti ve evin içinde bile bazen bazı odalara girmek istemiyordum. Mete'nin vakit geçirmem için bulduğu fikirlerden biriside bu küçük çaplı seramik sanatıydı. Hem bir şeyler meşgul olan zihnim için iyi bir aktiviteydi. Ama bir eksiklik vardı zihnim pekte önümdeki hamurla ilgilenmiyordu. O çokta kendine bir yol bulmuş her ihtimali yaşayıp duruyordu. Defalarca kez gözümün önünde ölüyordu tüm sevdiklerim ama durmuyordu. Bu değişen ruh halim için bir kaç ilaç değişikliğim ve önerilen şeyler vardı ama şuan önerileri hatırlayamıyordum bile. İlaçlar ise Mete ile denetleniyordu. Benim iki gün sandığım süre bir hafta oluyordu mesela ama ben ne yaşamıştım ki her gün birbirinin aynısı gibiydi.
İçimde büyüyen onca duygunun en belirginin ait olma duygusunun bir türlü yerli yerine oturamamasıydı. Ondan kaynaklı sanırım evdeki güvenli alan sayım gittikçe azalıyordu. Bir kaç noktaya dönüşüyordu. Mete sadece bir kez Kemal bey ile görüşmeyi teklif etmişti ama daha fazla yeni şeyler öğrenmek istemiyordum. Bazen uğrayıp benimle vakit geçirmek isteyen Meryem hanımı yada Handan'ı bile bir süre sonra unutuyordum.
Böyle olmamın normal olduğu söylenmişti. Büyük bir kayıptı yaşadığım ve çok büyük bir yüktü aile soy bağının bir anda böylesi bir şekilde değişmesi diğer şeyler bunların gölgesinde büyüyordu. Tıpkı domino gibi biri devrilmeyi tetiklemişti ve bu devam ediyordu. Ortaya çıkacak resmi göremiyordum ama devrilmeye devam eden o sesi duyabiliyordum. Son yaklaşıyordu.
Delirmenin eşiğine gelmek gibiydi bence şuan ki halim tüm yaşanan herşey en ince detayı ile uykumda uyanıklığımda her yere saçılmış gibiydi. Bazen daha çok küçükken ki halimi görüyordum öylece duruyor bana bakıyordu bakışında bana değil de anne babasına baktığını görebiliyordum ama bu yaşımda o babanın babamız olmadığını söyleyemiyordum bile.
26 yıl sonra bir anda değişen babam gözlerimin önünde ölüp bambaşka birisi olduğu söylenen babam. Yıllarca beni sevsin diye aldığım yüksek notlar, zayıf kalabilmek için aç uyutulduğum geceler bazen hasta olup beni görmesi için uğraştığım babam ama hepsi boşuna oluyordu şimdi. Bir anda o haklı olmuştu bir yandan da en haksız oydu. Aklım bir onun yanında duruyor bir öylece bana bakan küçük kızın yanında.
Yine de değişik gelişmeler vardı amcam ömür boyu içerde kalacaktı. İdil yurtdışına çıkmıştı, Ferit abim ise direk Mete'lerle iş yapmamak için Kemal bey ile ortaklık sağlamıştı. Annem bile gitmişti kendini kafasını dinleyebileceği bir inzivaya çekmişti. Bana sende gel dememişti. Beni çantasından düşen her hangi bir eşya gibi geride bırakmıştı. Bu tavrı karşısında diğer herkes bir anda suçsuz oluyordu işte. Burnuma dolan koku ile yeniden önümdeki çamura baktım. Mete'nin mırıltıları kulağıma dolarken onun mutfakta olduğunu hatırladım. Sevdiği sakin bir şarkıyı açmıştı. Bize yemek hazırlıyordu beni oyalanmam için burada bırakmıştı. Oturduğum yerden ayaklanırken ellerimi yıkamak için alt kattaki lavaboya yöneldim.
Mutfaktan yayılan domates sosu kokusu ile içeriye girdiğimde Mete yaptığı sosun tadına bakıyordu. Gözleri anında beni fark ederken kaşığı bana doğru uzattı. Ona eşlik ederek bende tadına baktığımda damağıma dağılan domatesin baharatla yumuşamış tadı ile ona gülümsedim.
'Seveceğini biliyordum'
'Çok güzel '
'Pizzanın alt tabanı için yaptım bunu'
'Gerçekten her konuda yeteneklisin'
Benim aksime diyen o iç karartan ses ile gözlerim tepsinin içindeki kalp şeklindeki pizzalara değdi. Bakışlarımın değdiği yere bakıp muzipçe güldüğünde masanın yanındaki sandalyeye oturup onu izlemeye karar verdim.
'Bir yerde eşler birbirine benzer Helin bende senden bir kaç numara çaldım diyelim'
'Ben pizza yapmadım daha önce'
'Ama güzel yemekler yapıyorsun. Hem inanılmaz keyifli yemekler'
'Mete'
'Efendim güzelim'
'Sence bu ilaçlar kendim ile barışmamı sağlayabilecek mi? İnsanın kendi başarması gerekemez mi böyle bir şeyi?'
Elindeki tepsiyi fırına yerleştirip ayarlamaları yaparken onu izliyordum. Yüzünde ki ifadeyi hiç bozmadan bir süre etrafı toparladı sonunda yanıma gelip karşıma oturduğunda gözlerinin kısılan yerlerinde belli olan çizgilere baktım.
'Tabiki de senin de çabalaman lazım ama bazen insan yorulur Helin böyle durumlarda minik haplar yardımcı olabilir.'
'Sen bende olumlu bir değişiklik görüyor musun?'
'Karımın zihnindeki olumsuz minik harekete geçmiş belli ki. Sen değil ama o duysun iyi gidiyorsun bazı günler zor olsa da ilk tanıştığımız Helin seni görse tebrik ederdi.'
' Zihnim çok uzun süre boyunca olumsuza alıştı üzgünüm olumlu şeyleri fark etmem daha zor oluyor'
'O zaman ben sürekli tekrar ederim.'
'Yorulmaz mısın Mete. Annem bile '
Tamamlayamadığım cümle karşımda öylece dururken yüzüme uzanan eli topuzumdan dağılan tutamları geriye doğru attı. Yüzümün her yerine değen gözleri ile kendimi masaya bakarken buldum. Yüzümden açık açık okuduğu cümleyi biliyordum.
'Her zaman doğru insanlar evlat sahibi olmuyor maalesef. Hem eminim bir kaç aya bu durum silik bir anı olarak kalacak.'
'Küçükken babama kitap okuması için yalvardığımı çok net hatırlıyorum. Bana bakan boş bakışlarını bir süre durup beni izlemesini sonunda kalkıp evden çıkışını tek tek kare kare hatırlıyorum'
'Peki olumlu bir anı var mı o zamanlara dair '
Bir süre dediği şeyi düşünürken birbiri ardına gelen kötü anılar ile kendimi daha da çok zorladım illaki iyi bir şeyler olmalıydı bir yerlerde. Aklıma babaannem gelirken bir anda rahatladım.
'Babaannem bizi patene götürmüştü. Oradan dönüşte babam almıştı bizi hatırlıyorum benimle gurur duyduğunu söylemişti. Çünkü en iyi ben sürmüştüm pateni'
Hala baba dediğim adamın ne zaman zihnimde bir yabancıya dönüşeceğini bilemiyordum. Bunca zaman babam olduğunu hissetmemiştim ama zihnim bir şekilde onu kabul etmişti ve ben burada durmuş halen ona babam diyordum.
'Zamanla baban değil bir yabancı olacak. Hem demek patende de iyisin '
'Öyle şeylerde iyiyim çünkü bir süre bale yapmıştım. Belki de uslu bir kız olup baleye devam etmeliydim.'
Asla yapmak istemediğim bir etkinlikti baleye gitmek günlerce ağladığımı hatırlıyordum evdeki kilo dayatması orada da vardı ve bu sevdiğim her şeyi yememe engel oluyordu. Sırf bu yüzden kendi kendimi elemiştim baleden düşüp ayağımı kırmıştım ve bu sayede bale defteri kapanmış bende bir süreliğine nefes almıştım. Oysaki şimdi en çok özlediğim şey sanki oydu. Bir yanım kendini balerin olarak hayal ederken artık çok uzakta kalan yakın bir geçmişe baktığımı hissediyordum.
'Seyyah olacaktın yeni ülkeler yeni kültürler'
'Şuan onu yapacak kadar cesur değilim'
'Bazı yerlere beraber gideriz hem böylece ilk adımı da atmış olursun'
İlk adımı atmak şuan evin dışına bile adım atmak istemiyordum. Ülkenin dışına çıkmak nasıl olurdu. Ben düşünürken fırına bakıp olumlu tepkiler veren Mete bir yandan da masaya yaptığı salatayı bırakıyordu. Kendince bak salatada yiyorsun demenin bir şekliydi bu onun kendince bulduğu bu oyuna ayak uyduruyordum ama biliyordum ki yemek yemeyi bırakırsam her an bir yol bulup o yemeği bana bir şekilde yedirirdi. Kilo endeksim düşük çıkmıştı ve her konuda olduğu gibi bu konuda da fazla dikkatliydi. Önüme bırakılan pizza tabağı ile ona baktığım bana göz kırpıyordu. Yüzündeki sakin gülümseme ve dilimlenmiş pizzaları işaret eden hali ile ona gülümsedim. İnsana iyi gelen bir yanı olduğu doğruydu.
İlk pizza dilimi yerken beni izlemeye devam etti. Yediğim dilimden hoşnut olduğumu anlatmak için baş parmağımı kaldırdığımda gülümsemesi büyüdü. Yüzüne yayılan ee tabi yani ifadesi ile diğer dilime geçtim.
Yemekten sonra açtığı filmi izlerken hiçbir karakterin zihnime dolmadığını hissediyordum. Çölün ortasında koşturan adamlara boş bakışlar atarken bana uzattığı suyu alıp uykumu düzenlemek için verilen ilacı aldım. Hemen yanımda beni göğsüne yaslamış bir şekilde filmi izlerken bir süre sonra derin bir karanlığa çekileceğimi biliyordum. İlacın etki süresini aklımdan geçirirken Mete'nin sesi kulağıma doldu.
'Acaba Mısır'a mı gitsek'
'Neden '
'Çöl ve piramitler ilgi çekici'
'Ben daha çok kuzey ışıklarını merak ediyorum'
'O zaman bir liste yapalım belli aralıklar la gitmek için'
Başım ile onu onaylarken çölde çıkan tufanı izliyordum. İnsanların kum fırtınasından saklanmak için kaçtığı anlar gözümde küçülürken zihnimin karanlığa çekildiğini hissediyordum. Saçlarıma değen dudaklar ile iyice silikleşen tv ışığına veda ederken kulağımda silik bir ses olarak Mete'nin sesi vardı.
'İyi geceler güzelim'
~~~
|
0% |