Yeni Üyelik
50.
Bölüm

50. Bölüm

@saturnsring

 

'Bana kalsa aile yemekleri gerçekten yük'

 

 

'Handan abla sen bir şey yapmıyorsun ki sadece tabak yerleştirme yapıyorsun arada'

 

 

'Alin sen benim düşmanım mısın ?'

 

 

'Kızlar kavga etmeyi bırakıp etleri mangalın başına götürseniz'

 

 

Meryem hanımın sözünü dinleyip ilk tepsi ile ilerleyen Alin'in peşinden burun kıvıran biricik doktorumuza baktım. Annesi bir kaç dakika önce Handan'dan olmaz diyerek ona verdiği sos işini eline alıp gitmişti. Tam bunun üzerinden yola çıkarak söylenmeye başlayan Handan tabiki de Efe'nin minyatürü gibi olan Alin'in dilinden kurtulamıyordu. Bahçeye kurulmuş olan masanın kar beyazı kumaşı hafif esinti ile havalanırken tabakları dizmeye devam ediyordum. Bir yandan da etraftaki cümbüş havasını izliyordum. Hava güzeldi keyifler yerindeydi ve Kurt ailesi kendi geleneksel yemeklerinden birini gerçekleştiriyordu. Etraftaki kalabalıkta halen yabancı gelen yüzler olsa da çoğu aile fertleriydi. Efe abinin en iyi mangalı ben yakarım adlı konuşması üzerine tüm gözler nu izlerken başarısız bir ateş yakma girişimi ile yerini Erkan'a bırakmıştı. Mete ise onların bu halini izleyip oturduğu yerden keyiflice soğuk içeceğin tadını çıkarıyordu. Meryem hanım yine bazı meyvelerin karışımından muhteşem bir içecek yapmıştı. Gözlerim onun bu rahat hallerine takılırken gerçekten de ailesi ile lan anlarda durgunlaşıp sakin bir hal alan ifadesini izlemek büyük bir keyifti.

 

 

'Sen gerçekten benim berbat kuzenimi seviyorsun'

 

 

'Sevdiğimi daha önce söylemiştim Handan'

 

 

'Kabul edemiyorsam'

 

 

'Hadi ama sende en çok onu seviyorsun'

 

 

'Maalesef doğru Kurt'lar içinde tek sevimli olan o'

 

 

'Ya bence Efe abide sevimli'

 

 

'Dostum hayır o kahır kahır '

 

 

'Handan kız sen öyle boş boş durup ne bekliyorsun kıza yardım etsene'

 

 

Sanki kendinden bahsettiğimizi anlamış gibi bize seslenen adam ile gülmemi tutamadım. Handan homurdanırken Efe abinin de güldüğünü görebiliyordum.

 

 

'Hayır bana diyorsun da sen becerip ateş yakamadın '

 

 

'Ben başka şeyler yakıyorum abim senin aklın almaz'

 

 

'Yenge Efe abim sanırım alem yapıyormuş'

 

 

Handan gıcık bir şekilde gülüp söylediği şeyi daha da abarta bilmek için bir kaç adım uzakta olan mutfağa giderken peşinden koşan adamı izledim. İnanılmaz komik bir ilişkileri vardı. Hiç durmadan bu şekilde devam ediyor oluşlarına hayrandım.

 

 

Mutfak masasına bırakılmış olan hazır mezeleri masaya götürürken bir yandan da Alin ile beraber sessiz bir şekilde hareket ediyorduk. Herkesin deli gibi sesli olduğu ortamda sadece ikimiz yan yana geldiğimizde susup kalıyorduk. Önceden okulda yaşadığı komik olayları anlatırdı ama artık birbirimize bakarken bile tedirgindik. Sanki o bağımız kopmuş gibi geliyordu bazen ama içten içe bir şekilde düzeleceğimizi hissediyordum. Mete'nin zihnime ilmek ilmek işlediği bu düzelecek masalına inanılmaz bir şekilde kapılıp gitmiştim. Terapilerde iyi gidiyordu bir şekilde günü kurtarıyordum. Hatta iki gün sonrası için Elif'e sergisi için yardım bile edecektim. Evet geçmişten gelen gerçek birileri de vardı hayatımda.

 

 

Masa tamamen hazır olduğunda herkes yavaş yavaş yerleşti. Hemen yan tarafımda duran Erkan ve onun çaprazında kalan Handan arasında gidip gelen gözlerim tabağıma bırakılan kızarmış et ile Mete'ye döndü. Gerçekten her seferinde önce benim tabağımı dolduruyordu. Bazen onun yüzünden yediğim yemekler sebebi ile midemin öleceğini hissediyordum zira kendisi ile aynı ebatlarda olduğumu düşündüğünü varsayıyordum.

 

 

'Bunu bitirdiğimde yenisini alırım Mete sadece et yemek istemiyorum'

 

 

'Ama o kadar çok et yok tabağında'

 

 

'porsiyon olarak iki günlük yemek ihtiyacım tüm bunlar '

 

 

Beni dinlemeyerek yeni bir dilim daha bıraktığında gerçekten de onunla baş edemediğimi hissediyordum. Bir kaç parça yiyerek bir kaç parçayı o konuşurken onu tabağına bırakarak kendime mezeler için alan açıyordum. Mor lahanadan yapılmış turşu ile aramda özel bir bağ oluşurken Mete'nin teyzesi ile göz göze geldim.

 

 

'Helincim istersen sana gizli sırrımı verebilirim'

 

 

'Gerçekten mi abla bunu bana bile söylemiyorsun'

 

 

Meryem hanım sitem eder gibi konuşurken bir yandan da bu durumdan keyif alıyordu. Gözlerim turşuda dolaşırken kadına gülümsedim.

 

 

'Mümkünse seve seve kabul edebilirim sanırım her öğün tüketebilirim bu turşuyu'

 

 

'Sonra sana anlatacağım baş başa kaldığımızda '

 

 

Bana göz kırpıp kız kardeşine baktığında yeniden tabağımda ki diğer mezelere baktım. Gerçekten de bu kadar güzel şeyler insanı seçim yapmak konusunda zorluyordu. Bir kaç parçayı daha Mete'nin tabağına bırakırken Efe abinin kıkırdaması ile ona baktım. Beni yakaladığını belli eder şekilde gülerken ona en sevimli gülümsemem ile baktım. Aramızın iyi olduğunu hissediyordum sırrımı saklayabilirdi.

 

 

'Helin sen bu soslu etlerden yedin mi abicim?'

 

 

Sesinin ilk defa gıcık geldiğini düşüyordum. Handan'a hak verirken onun bu dediğini havada kapan Mete tabağımdaki her şeyi kontrol edip abisinin haklı olduğuna karar vermiş olacak ki hemen o soslu etten de bir parçayı tabağıma bıraktı.

 

 

'Mete'

 

 

sesim yalvarır gibi çıkarken önümdeki koca tabağa hüzünlü gözlerle baktım. Efe abi bu durumdan keyif aldığını gizlemeden bize bakarken Handan ile ortak olup onu bitirmek istiyordum.

 

 

'Sana dedim Helin o gıcığın teki '

 

 

'Sanırım sana artık hak veriyorum.'

 

 

'Şükür aynı taraftayız Helin'

 

 

'Siz ikiniz benimle savaşa bileceğinizi sanıyorsunuz ve kazanma hayalleri kuruyorsunuz sanırım'

 

 

'Bizim kaybettiğimiz masa yok yalnız Efe abi'

 

 

Handan kendinden emin bir şekilde konuşurken bende kazandığımız masaları düşünüyordum ne zaman kazanmıştık ben neden hatırlamıyordum. Kendimden emin olamadığım kazanmış olduğumuz masalar hakkında burnunu dikmiş meydan okuyan Handan'a baktığımda bana gözleri ile destek diye bağırıyordu.

 

 

'Biz herkesi yeneriz Efe abi bence ikimizle düşman olmak istemezsin'

 

 

Handan beni onaylarken Efe abi ikimize gülemeye devam ediyordu. Resmen onu eğlendiriyorduk adamın eğlenmek için her zaman bir sebebi vardı onun bu ruh halinin yanında hemen yanımda oturan adamın sakin hali ikisinin kardeş olması imkansız gibi bir durum ortaya çıkarıyordu.

 

 

'Siz ikinizin meydan okumasını bekliyorum'

 

 

'Efe karımı rahat bırak'

 

 

'Ya sadece karını mı Handan kim zaten ben ne olacağım birinizde beni kurtarın şu gıcığın elinden'

 

 

'Handan'ı da rahat bırak sonra senin yüzünden hastalara takıyor'

 

 

'Vay beee kuzen dediğimiz kişilere bak'

 

 

'Mete'

 

 

'Söyle güzelim'

 

 

'Handan hastalarına gayet iyi davranıyor'

 

 

'En son gittiğimde beni böcek ezer gibi ezmişti'

 

 

Erkan'da bir şekilde Handan'a bulaşırken üç taraftan saldırı altında kalan arkadaşıma baktım sonra da hemen yanımda gülmeye başlamış olan adamın koluna vurdum.

 

 

'Kendine böcek demen beniz üzer Erkan sen daha çok karabasansın'

 

 

Dostum onun nefreti çok büyük diyen iç sesim ile Handan'ın yüzüne baktım gözleri Mete'ye dönerken istemsizce Mete'nin önüne doğru eğilip onu kapatmaya çalıştım. Efe abi yeni bir kahkaha atarken masanın geri kalanı da oldukça keyifli duruyordu. Saçlarımın arasında hissettiğim yüzle geri çekildiğimde halinden gayet memnun yüzleri izledim bir süre. Handan gıcık olmaları konusunda gerçekten haklıydı.

 

 

Aklımdan geçen meraklı ses ile etrafı izlerken bir yandan da sorup sormamak konusunda emin olamadığım konuyu düşünüyordum. Mete bendeki her şeyi fark ettiği için tabiki de bu hali de fark etmişti ir gözü soracak olduğum soruyu beklerken doğru anda olup olmadığımız düşünüyordum.

 

'Sor'

 

 

'Ama emin değilim'

 

 

'Benim duyacağım tonda sor o zaman'

 

 

'Mete Kemal Bey'in bahsettiği bahçe buradan güzel mi?'

 

 

Dudağımın kenarını ısırırken bir yandan da bunu neden birden bire merak ettiğimi düşünüyordum. Mete benden önce zihnimi çözmüş gibi gülümserken bana doğru eğildi.

 

 

'Bilmem henüz seninle beraber görmedim orayı kıyaslayamam o yüzden.'

 

 

Bir şekilde her yoldan yaptığı iltifatı karşısında yüzümün yandığını hissederken ona göz devirdim. Konuyu nasıl bir şekilde bana bağlıyordu henüz anlayamıyordum.

 

 

'Gerçek şu ki oranın başka bir hissiyatı var Helin bir gün giderken yüzüne vuran deniz havası ile seni izlemek muhteşem olur. O yüzden sanırım o bahçe daha güzel'

 

 

'Gerçekten'

 

 

'Merak ediyorsun o bölgenin fotoğraflarını gösteririm sana '

 

 

'Mete sence bu değişikliği hemen kabullenmeye çalışmam biraz fazla mı hızlı'

 

 

'Bence sen nasıl hissediyorsan doğrusu odur'

 

 

'Ama hiç fikrini belli etmiyorsun. Gerçekten gıcıksın ya'

 

 

'Çünkü sen istediğin gibi yap istiyorum güzelim ben zaten yanında olacağım kötü olursa da bir şekilde hallederiz'

 

 

Her zaman bu kadar olumlu olması sanırım Meryem hanımdan aldığı bir özellikti ve durup durup bunu söyleyerek içten içe bana da alıştırıyordu. Bu ara sık sık kendimi onun söylediği gibi hallediyoruz Helin derken buluyordum ve sanırım bu iyi bir şeydi. Hem sanırım Kemal Bey'i merak etmek ve en çok onun anlattığı hikayeye bir şekilde ikna olmuş olmamda belki de en doğrusuydu. O günkü konuşmadan sonra bir daha görmediğim annemin sessiz kalışı da bu tercihimi doğruluyordu. Onu görmek isteyen bir yanım olduğunu da hissediyordum bir şekilde içimde herkesle olan bu durumu çözüp sonunda sadece kendimle kalacağımı biliyordum bunun içinde onunla da yan yana olabileceğim anlar olmasına sebep olacaktı.

 

 

'Yine de fikir verebilirsin bazı konularda'

 

 

'Hmm o zaman bence beraber İspanya'ya gidip babanı görmeliyiz'

 

 

'Hemen mi?'

 

 

'Sen istediğinde'

 

 

Garip bir telaş içime dağılırken saçlarıma değen parmakları yüzüme düşün saçlarımı kulağımın ardına bıraktı. Yaptığım topuza uyum sağlamayan saçlarımın onun umut ettiği gibi kulağımın arkasında kalamayacağını biliyordum ama yine de onun bu hareketini izliyordum.

 

 

'Peki ben cesaret edip şu zaman demezsem'

 

 

'O zaman iş bana düşer ben doğru anı hissedip bizi oraya götürürüm'

 

 

'Tamam bu güzel bir anlaşma'

 

 

'O zaman şimdilik bu yeni durumu değerlendirip karar vereceğiz'

 

 

'Mete iyi ki varsın'

 

 

'Sende iyi varsın güzelim'

 

 

'Siz ikiniz koca masayı görmezden gelip ne fısıldıyorsunuz orada'

 

 

Gerçekten gıcık diye isyan eden esimle hemen Mete'nin yanında masanın başında oturan adama baktım gözlerindeki meraklı kıpırtılara gülümsedim.

 

 

'Mete'yi bizim tarafa çektim Handan ile olan ortaklığımda elimi güçlü tutmaya çalışıyorum'

 

 

Onun yaptığı gibi göz kırptığımda hemen yanımdan yükselen kahkaha ile hızlıca Mete'ye döndüm bu manzarayı kaçırmak vicdansızlık olurdu. Gözleri üzerimde gezinirken ona da göz kırpıp halen tabağımı süsleyen etlere baktım gerçekten de hiç azalmıyorlardı.

 

 

 

~~~~~~

 

 

Merhabalar 💜

 

 

Umarım okuyan herkesin hayatında olumlu şeyler oluyordur 🌌

 

 

 

 

 

 

 

 

Loading...
0%