@saturnsring
|
Merhabalar 🌻 Gitmeyen bildirimler varmış açıkçası bildirimler nasıl şekilleniyor henüz çözemedim 🥺 Ek olarak yorumlarınıza ikinci kez dönmek istediğinde yorum yapamıyorum bunuda çözemedim ama zamanla hallolur gibi geliyor😿
Şenlikli sofralar bol kahkahalı toplantılar. Gözlerinin içi gülen aile fertleri sevgi yumağı gibi hissettiren anlar. Hapsolmuş bir ruha ne kadar iyi gelirdi emin değildim. Kendime bir ayna tutamıyordum uzun zamandır ama bu akışa alışmıştım. Saçlarıma dokunan parmaklara yüzüme kondurulan iyi uykular öpücüğüne sürekli aldığım iltifatlara alışmıştım yeni normalim olmaları çok uzun sürmemişti. İnsan zihni gerçekten de yirmi bir günde sürekli dillendirdiği düşünceye ait oluyordu sanırım. Yoksa şuan ki halimi açıklayacak başka bir şey bulamıyordum.
Bir zamanlar oturduğum o masalar şimdilerde çok uzak geliyordu. Önümde uzayıp giden yolu izlerken bir yandan da gerçekten bunu yapıyor oluşumu düşünüyordum evet o gün gelmişti annem ile görüşecektim. O bana gelmek istemiyordu ama ben artık zihnimde birileri ile yaşamak istemiyordum. Beni doğurduğu için illa ki bana annelik yapmak zorunda olmadığını kabullenmiştim. Bunu ona da söylemek istiyordum belki bu düşünce ona da yardımcı olurdu.
İşte tamda bu düşünce yüzünden sabahın erken saatinde sessizce yola çıkmıştım. Bir kaç saatlik bir mesafeye gittiğini biliyordum o yüzden öncelikle bir an bu kadar uzak mesafe fikri beni korkutsa da aklımda duracağına yapmak daha mantıklı geldiğinden yola çıkmıştım.
Karşımda uzayıp giden yol ve bitmek bilmeyen yeşillikler denizi ile keyfim oldukça yerindeydi. Bir yerlerden başlıyordum Mete düşündüğüm serayı yaptırma kararı almıştı. Ayrıca bu sera fikri ile benim ile Kemal Bey arasında bir yol çiziyordu ondan tüyolar alabileceğimi söylüyordu bende bu fikrine hayır demeyip görüşmüştüm Kemal Bey ile. Bana öncelikle her konuda yardım edebileceğini söylemişti hatta seram için yönlendirecek bir kaç uzmanda önermişti. Birde onun bağlarını görmek isteyip istemediğimi sormuştu. Sanırım bu adımın devamının o bağların arasında gezinmek olduğunu hissediyordu. İşin gerçeği bana da öyle geliyordu evet sonunda kabul ettiğim bu yeni bağı geliştirmek için en azından bir kaç kez şans vermek gerekiyordu hem bir kardeş fikri beni heyecanlandıran bir durumdu.
Konumdan gelen ses ile iyice yaklaştığım evin bir kaç metre gerisinde arabamı park edip geniş bahçeyi yürüyerek ilerledim her tarafı süsleyen bitkilerin arasında saklı bir yere giriyormuşum gibi bir his veren kapıya ulaştığımda tek katlı binayı süzdüm. Demek onun kaçış noktası buraydı. Çaldığım kapı açılana kadar etraftaki çiçekleri izlemeye devam ettim. Kapının açılış sesini takip eden şaşkınlık dolu ses ile uzun bir aradan sonra annem ile göz göze geldim.
'Helin'
'Anne'
Beni beklemediği her halinden belli olan kadın bana içeriyi gösterdiğinde açtığı yoldan eve girdim. Onun yönlendirmesi ile salona geçtiğimde etraftaki bir kaç parça eşya dışında oldukça sade olan salona şaşkınlık ile baktım. Genelde gösterişli şeyler seven Hülya hanım için oldukça sade seçimlerdi. Ben odayı izlerken önüme bırakılan çay ve kurabiye ile anneme baktım. İkimizin sözsüz anlaşması devam ederken yüzünün doğal hali yorgunluğunu gözler önüne seriyordu. Onun bu halini ilk kez gördüğüm için içimde sızlayan o yer ona koşmak istiyordu ama yine de yerimde kalıp ikram ettiği çayı aldım. Gözlerim en sevdiğim elmalı kurabiyenin üzerinde gezinirken yüzüme yayılan gülümseme ile çayımdan bir yudum aldım.
'Gelirsin diye sürekli yapıyordum'
'Demek geleceğimi biliyordun'
'Sen benim kızımsın Helin sonunda buraya geleceğini biliyordum'
'Doğru'
Çayımı yudumlamaya devam ederken benim için yapılmış olan kurabiyeleri izlemek durumumuzu garip paradoksa sokuyordu. Garip hisler ile baktığım kurabiyelerden kopup anneme baktım. İkimizde çok uzun zaman sonra karşılaşan iki insan gibiydik.
'Üzgünüm Helin bunca şeye en başından benim verdiğim karar sebep oldu. Ama bu kadarını bende tahmin etmiyordum'
'Biliyorum sen kendince doğru olduğunu düşündüğün şeyi yaptın ama anne bir noktada acaba yanlış yer mi diye düşünmedin mi?'
'O zaman artık her şey için çok geçti'
Bahadır'ın nasıl bir insan olduğunu hatırlayan zihnim onun bu dediğinde haklı olduğunu kabul ediyordu. Gözlerinin sulanmış hali ile ilk defa ikimizin de bu kadar gerçek ve yalın bir anda olduğumuzu biliyordum.
'Aslında bu seçimin ikimiz içinde en iyisi olduğunu sanmıştım ama yanılmışım. Yine de Bahadır'ın katil olması benimde beklediğim bir şey değildi. Zor bir adamdı ama cani olmak bambaşka bir şey'
'Sevilmediğin yerde yıllarını harcadın anne'
'En kötüsü de sanırım bu bende sevgisiz birine dönüştüm. İnsan kolay alışan kolay kopyalayan bir varlık Helin ona benzemişim zaman beni onunla aynı insan yapmış '
' O bir cani anne sen hataların olsa da halen insansın'
'Bana öyle gelmiyor. O yüzden buraya geldim seninle karşılaşmamak için tüm bunlar benim suçum en başında kemal'le güvenseydim bambaşka bir hayatın olurdu. O gün doğru söyledin Helin ama bunu benim anlamam yıllar sürdü fark ettiğimde de artık geri dönemiyordum.'
'Belki de böyle olması gerekiyordur.'
'Buna gerçekten inanıyor musun?'
Buraya gelirken söylemeyi düşündüğüm onca kelime vardı ama onun bu yorgun ve vazgeçmiş hali ile karşılaşmak kelimelerimi geldikleri yere geri yolluyordu. Sessizce onu izlemeye devam ettim. Bir kaç dakika süren bu sessizlikten sonra elma kurabiyelerinden bir tane aldım. Beni izlediğini bilerek bir ısırık aldığım kurabiye ile hıçkırığım serbest kaldı. Onunda sessiz göz yaşları akarken oturduğum yerde batıyormuş gibi hissediyordum. Bana sarılan annem ile zorlanarak ta olsa kurabiyeyi yemeye devam ettim.
İkimizin de durmadan devam eden gözyaşları arasında zaman akıp giderken ilk sakinleşen o oldu. Elleri ile saçlarımı yüzümden çekerken ona baktım gerçekten de tek bir yanlış kararın ikimizi de bu hale getirmesi adil miydi?
'Bir şansım olsaydı en başından başlasaydım tüm yaşananların farklı olması için herşeyi yapardım Helin. Özür dilerim'
'Ama buradayız işte ikimizde eksik insanlarız dimi'
' Hayır Helin sen eksik değilsin gözlerin ışıldıyor artık, sana iyi gelmişler küçüklükten beri gördüğüm o gözlerinin ilk defa böylesine parladığına şahit oluyorum. Bunu benim yapmış olmam gerekirdi ama işte buradasın Mete ve ailesi sana iyi gelmiş.'
'Beni seviyor'
Bunu inanamaz gibi bir halde söylediğimde yüzüne yayılan gülümseme ile yeniden yüzümü okşadı. Onun kendi içinde verdiği savaşın bir kaç saniye önce dilinden dökülüşüne şahit olmuştum içi yanar gibi kurduğu cümleye rağmen benim söylediğim şey ile başını olumluca sallıyordu.
'Sevmeyip ne yapacaktı. En çok seni sevmeli '
'Bana kıymetli bir şey mişim gibi davranıyor. Bazen beraber bir yerlerde bulunuyoruz ben bir şeyler anlatırken durup uzun uzun gülümseyerek beni izliyor anne alışkın değilim ama öyle anlarda göz göze geldiğimizde ne yapacağımı bilemiyorum.'
'Helin'
'Anne sence bir gün bu duygular değişir mi?'
'Kendin için mi soruyorsun bu soruyu'
'Hayır Mete bana daha öncesinde bir kere doğru kişiyi bulursan artık başka bir yol bulamayacağını anlatmıştı ama ben buna inanamıyorum.'
'O kadar uzun zaman boyunca bunun tam tersini gördüğün için inanmıyorsun ama Mete doğru söylüyor.'
'Zaten hep doğru söylüyor'
'Bu iyi bir şey peki diğerleri ile nasılsın'
'Beni seviyorlar anne bir şekilde ailedenim ama biliyor musun? Utanıyorum bazen bu yaşımda alışmaya çalıştığım bu sevgi bana inandırıcı gelmiyor ama hiç belli etmiyorum. Senin öğrettiğin gibi gülümseyip duruyorum.'
'Helin'
'Anne bizde onlar gibi olamaz mıyız? Biliyorum kimse sırf doğurduğu için birini sevemez sevmek öyle ani bir duygu işte ama hakkım olmadığı halde onları izlerken kıskanıyorum bende öyle olmak istiyorum. Bir yola gireceğim zaman benimde etrafımda benimle gurur duyan beni seven insanlar olsun istiyorum eve Mete var ailesi var ama işte bilmiyorum'
'Affet Helin ben bu kadar kötü gittiğini fark edemedim. Kocaman insanlarız sözde ama sonuçta aciz kalıyoruz hatalarımız karşısında. Ama istersen bundan sonra beraber doğru bir yol bulalım.'
'Sen ister misin ki ? Senin için bir hata olmaktan çıkıp kızın olabilir miyim ki? Bunu yapamayacaksan hiç denemeyelim anne çünkü ben sanırım sandığın kadar güçlü bir kız değilim.'
'Sen çok güçlü bir kızsın'
Kulağıma çok eskiden söylenen bir ninniyi andıran ses ile daha çok ağlamaya başladığımda. Annem ile bambaşka bir koltukta karşılıklı oturuyorduk okuldaki çocuklar benimle dalga geçmişlerdi ve bende bunun karşısında salya sümük ağlayarak anneme anlatıyordum. Karşımda oturan kadın için saçma gelen cümleler o zamanlar benim için gerçekten en kötü sözlerdi. Ellerimi tutuyor saçlarımı topluyor ve gözlerimin içine bakıp sen çok güçlü bir kızsın ağlamak sana yakışmıyor diyor. Sırf bu yüzden uzun sürü bir daha ağlayamıyorum sırf güçlü olduğuma inanmak için buna kendimi inandırmak için.
'Belki de değilimdir. Ama sanırım insanların bu konuda ortak bir görüşü var'
'Çünkü öylesin benim gördüğümü diğer insanlarda görüyor demek '
Çaylar tazelenmişti bir kaç kurabiye daha yenmiş ve ikimizde sakinleşmiş bir şekilde karşımızdaki camın ardından gözüken bahçeye bakıyorduk. Dönmek için yola çıkmam gerektiğini biliyordum ama halen yanmaya devam eden gözlerim ile biraz daha oturmaya devam ettim sonunda ayaklandığımda ikimizde sessizce arabama kadar yürüdük. Anneme sarıldığımda ilk defa bu kadar rahatlamış gibiydim onunda bana sarılan kolları eskiye göre daha güçlüydü.
'Ne zaman döneceksin'
'Bir süre burada kalacağım ama seni görmek için gelirim Helin'
'Tamam görüşürüz anne'
'Görüşürüz. Kendine dikkat et '
'Sende'
Arabanın koltuğuna yerleşirken bir kaç adım uzaklaşıp beni izleyen kadına gülümseyip el salladım. Onu ardımda bırakıp yeniden yola çıktığımda gittikçe küçülen silüetinden uzaklaşmamı izledim. Orada öylece yok olup gidiyordu. Etrafım yeniden sadece yoldan oluşana kadar ara ara gözlerim dikiz aynasından ardıma bakıyordu. Yol uzayıp giderken iyice çöken karanlığın ardından eve gelebilmiştim.
Asansörden inip evin kapısına geldiğimde kapıya ulaşamadan açılan kapı ile irkildiğimde bana sarılan Mete ile unuttuğum telefonum aklıma geldi.
'Neredesin Helin'
'Anneme gittim'
Çatalaşmış sesim ile cevap verirken geriye çekilip beniz süzdü. İyi olduğumu kanıtlamak ister gibi gülümsediğimde yüzümün halinin pekte iç açıcı olmadığı ortadaydı.
'Biraz zor bir gündü. Üzgünüm telefonumu unuttum'
'Bir daha lütfen o telefona bak'
'Söz'
yeniden etrafıma dolanan kolların arasında ağlamak isteyen gözlerime inat öylece durdum. Beraber eve geçip ben duşa girene kadar etrafımda endişe ile dolaşan Mete'yi izledim bir süre. Duştan çıktığımda alt kattan gelen sesler ile merdivenleri hızla indiğimde mutfak tarafında şıngırdayan bardaklar ile oraya yöneldim. Yerdeki bardak parçalarını toplayan Mete'yi fark ettiğimde ona doğru ilerledim.
'Orda kal Helin bir yerin kesilmesin'
'Nasıl oldu'
'Fazla sıcakmış tahminimden fazla '
'Makineyi getirmeme gerek var mı'
'Hayır'
masanın kenarında sandalyeye çöktüğümde oda işini bitirip bana döndü yüzündeki o endişeli hal dağılmıştı ve beni süzüyordu. Aklından geçenleri okumak istediğim bir anın daha içindeydik.
'Annen nasıldı'
'Biraz kötüydü ama sanırım şuan ikimizde daha iyiyiz'
'İyi misin'
'Biliyorum berbat bir halde geldim ama gerçekten iyiyim rahatlamış hissediyorum ayrıca mutlu'
'Mutlu musun'
'Evet. Ama Mete gerçekten üzgünüm telefonumu duymadığım için seni biraz endişelendirdim.'
'Normalde sorun yapmam Helin ama bir süredir tek başına evden çıkamıyordun o yüzden aklıma bambaşka şeyler geldi.'
'Biliyorum ama bugün bir şey hissettim ve kendimi yolda buldum'
'Nasıl geçti yolculuğun'
'Oda iyiydi. Sen aç mısın Mete bir şeyler yemek ister misin?'
'Sanırım öncesinde biraz sakinleşmem lazım.'
'Sakinleşmen için ne yapmalıyız.'
Karşımda oturmuş bir şekilde beni izlerken oturduğum yerden kalkıp yanına gittim boynuna sardığım kollarım ile başını kendime yaslarken bana sürekli yaptığı gibi saçlarından öptüm. Kıkırdar gibi çıkan sesi ile buna devam ettiğimde belime dolanan kolları ile ona daha sıkı sarıldım. Beni kucağına çektiğinde onun açtığı boşluğa oturup saçlarını sevmeye devam ettim.
'İyi ol güzelim lütfen kötü şeyler de düşünme'
'Düşünmüyorum bu ara sadece seninle beraber babamın yanına gitmeyi düşünüyorum o da yeterince kötü değil bence'
'Demek gitmeye karar verdin'
'Sonunda bunun olacağını ikimizde biliyorduk bence'
'Bence de '
Yerlerimizi değişmiş gibi bu sefer o benim saçlarımı öperken dudaklarımdan kaçan kahkaha ile dönüp bana baktığında ondan kopyaladığım bir hareket olan göz kırpmamı ona sundum. Yüzünde ki gergin ifade iyice yok olurken yüzüne yayılan gülümsemeyi izledim. Gerçekten mutluydum.
~~~~~
Yorum ve yıldız birakmayi unutmayın 💙
Kendinize iyi davranın bir kaç bölüm daha atacağım bugün 🦋
|
0% |