Yeni Üyelik
8.
Bölüm

8. Bölüm

@saturnsring

O gece keşke peşine takılsaydım. Belki o zaman seninde kendimin de katili olmazdım.

~~

Yüzüme vuran sıcaklığı elimle kapattım. Sırtımda hissettiğim rahatsız his halen bahçede olduğumu ve sabah olduğunu hatırlatıyordu. Bahçe kapısından gelen hareketli sesler ile kendimi zorlayarak uzandığım yerden kalktım. Gerçekten sabahın bu erken saatinde neden bağırışıyorlardı.

 

Olduğum yerden çıkıp tüm aile fertlerime baktığımda herkes beni görünce bir kaç saniye afalladı.

 

'Neler oluyor'

 

'Nerdesin sen'

 

' Burdayım '

 

Babamın sinirli yüzüne bakmak yerine diğerlerine döndüğümde Ferit'in geldiğim yere bakan gözleri ile istemsizce bende yeniden oraya döndüm.

 

'Sende bir hata yaptın sandık güzel torunum'

 

Amcamın sesi ikimizide daldığı o derinlikten çıkarırken nasıl bir hata yaptığımı düşündüklerine emin değildim.

 

'Ne hatası '

 

' Çalışanlar Doğan ile kavga ettiğinizi söylediler bir sorun yok dimi'

 

' Ne kavgası '

 

Demek ki geri dönüp cevap vermemiş olmam hemen rapor edilmişti. Annemin dalgın bir şekilde bakan gözlerine baktım. Onun söylemediği şaşkın ve dalgın halinden belli oluyordu. O zaman korumalar konuşuyordu. Ne güzel ensemdeki nefes sayısı yine artıyordu.

 

' Sorun yoksa hadi kahvaltı vakti'

 

Herkes arka bahçeye geçerken annem ile ikimiz geride kalmıştık.onun dalgın bir şekilde izlediği zemin taşlarına baktım. Desenleri ezberler gibi duran halinden rahatsız oldum.

 

' Anne bir sorun yok dimi'

 

Ona yaklaşıp söylediğim sözle beraber irkilirken bir kaç saniye önceki halinden sıyrılıp yeniden eski soğuk haline geri döndü.

 

'Helin'

 

'Bir sorun yok dimi'

 

'Senden kaynaklı bir sorun çıkmadıysa bir sorun yok Helincim '

 

Muhtemelen dün geceye birebir şahit olduğu için diğerleri gibi bana inanmamıştı.

 

' Sorun yok'

 

En azından şimdilik diyen iç sesim ile annemi izledim. önümden ilerleyip kurulmuş olan kahvaltı masasına oturduğunda bana bırakılan boş sandalyeye yerleştim.

 

' Helincim sende gidiyorsun dimi akşam '

 

Yengemin gülümseyerek söylediği şey ile acaba yine neyi kaçırdım diye düşünüyordum.

 

'Tam olarak nereye '

 

' Sude'lerin doğum günü organizasyonu '

 

Sude ve ikizini Serap'ın kıvırcık saçlı halleri gözümün önüne gelirken. İdil'in ayıplayan bakışlarına baktım.

 

' Yoksa hatırlamıyor musun? Gençler arasında bir eğlence olacak beraber gidecektik.'

 

' Bugün olduğunu unutmuşum yoksa doğum günleri olduğunu hatırlıyorum '

 

' Akşam sizi gelip alırım '

 

Ferit masadan kalkmış bir halde ikimiz arasında dönen muhabbette karıştığında onun onayladı İdil.

 

'Erkekler de geliyor yani pek kız kıza bir organizasyon değil '

 

' Aslında kızlar kız kıza olalım istemişler ama abileri bizde varız diyip organizasyonu büyüttüler onlar pek bize karışmayacaklar ama aynı mekanda olacağız '

 

Detaylar detaylar diye konuşan iç sesim ile önümdeki çayımdan yudumladım. Dünün acısını çıkarmak ister gibi yediğim minik pankekler her ne kadar annemi memnun etmesede yoluma devam ediyordum.

 

' Doğan da gelecek mi Helin'

 

Annemin sorması gereken soruyu soran yengeme baktım. Hemen yanımda oturan annemin devam eden garip haline bir kaç saniye bakıp omuzlarını silktim. Nerde ne yaptığını merak etmediğim birinin gelip gelmeyeceğini bilemezdim tabikide.

 

' AA konuşmadınız mı?'

 

' Açıkçası kızların doğum gününden önemli şeyler var ikimiz içinde o yüzden özellikle konuşmadık. Eğer işlerini hallederse katılır muhtemelen '

 

Yengemin gülümseyen yüzüne atmak istediğim pankeki mideme yollarken olayı iyi çevirdiğimi kendime söylemek ile meşguldüm.

 

Uzun süren bir bahçe kahvaltısından sonra İdil'in hazırlanması gerektiğini söyleyip ayaklanmasını izledim saat daha sabah ondu. Kuaförünü banada yönlendireceğini söyleyip ilerlediğinde annem ile ikimiz baş başa kalmıştık.

 

'Helincim'

 

Uzun zamandır duymadığım sakin ve yumuşak sesi ile ona döndüğümde bana bakan gözlerini gördüm.

 

' Efendim' gayri ihtiyarı ağzımdan dökülen kelime ile ikimizde bir süre sessiz kaldık.

 

' doğan ile evlenmek istiyor musun?'

 

Anlamsız sorusu ile ona baktığımda beni izleyen gözlerinde bir karmaşa hakimdi. Duyguları birbirine karışmış gibiydi.

 

' O gece istemediğini söylediğinde seni bu duruma zorunlu bıraktık ama şuan ne düşünüyorsun bilmiyorum.'

 

' Ne düşündüğümün önemi var mı ? Senin için tek önemli şey görselim diye hatırlıyorum '

 

Söylediğim şey onu gererken gözlerini önümüzdeki bahçede gezdirdi. O gece babam ve amcama karşı çıkarken koltuğunda oturup hiç bir şey söylememişti. Şimdi neden bunu merak ediyordu ki.

 

' Belki bir cehennemden kurtulursun diye düşünmüştüm. Ama dün gece gördüğüm başka bir cehennemin kapısında durduğundu.'

 

' Sonuçta cehennem cehennem dimi burda yada orda olmasının senin için bir önemi olmamalı anne. Sonuçta yengemi alt ettin kızın ormanın kralı ile beraber bundan memnun olman gerekmiyor mu?'

 

Gözüm artık orman olmuş ağaçlara değdiğinde Doğan'ı gerçekten tanımadığımı bir kez daha fark ettim. Annemin nasıl bir cehennem gördüğünü bilmiyordum. ikimizinde sessizliğe büründüğü uzun anların sonunda yeniden bana döndü.

 

'Siyah saten bir elbise giy bu akşam uzun zamandır giymediğin bir tarz hem'

 

Başımı salladığımda yanımdan ayrılan orta yaşlarını çoktan geride bırakmış olan kadının ardından baktım. Çok uzun zamandır duygu belirtisi olmayan yeşil gözlerinin kararsızlığını bahçe kapısından eve girerken düşen omuzlarını ve gittikçe güçsüz düşen halini izlemek içimde bir yerleri ezerken acaba dedim acaba bana cehennem olan bu ev ona cennet miydi ? Tabikide cennet değil diyen iç sesime rağmen bir yerlerde cennet olmasini istiyordum. Kabul edilmiş bir cehennemde yaşamış olmasını istemiyordum. Kendimde o cehhenme koşarken ne güzel dileklerdi bunalar.

 

Yinede onu dinleyip giysi dolabımda ki saten elbiselere baktım. Ayak bileğimin onbeş santim üzerinde eteğinin sol kısmı derin bir yırtmacı olan ince askılı hafif göğüs dekolteli olana karar verip duşa girdim.

 

İdil'in kuaförü bizim eve gelene kadar bornozumla beraber odamın içinde annemi düşünüyordum. Onunda kendi içinde verdiği savaşlar varmıydı ilk kez bugün gördüğüm o yanını nasıl bir yere çekmem gerektiğine bir türlü karar veremiyordum. Aklımdan geçen bir kaç ihtimal vardı ama her zaman sevdiği adam ile evlendiğini söyleyen o kadına hiçbiri uymuyordu.

 

Odamın kapısı tıklatıldığın oturduğum yerde doğrulup gelmesini söyledim. Aynı yaşlarda olduğumuzu düşündüğüm genç bir kadın bizim kızlarla içeri girdiğinde kibarca gülümsedim.

 

Kızların hazırladığı aynalı masaya eşyalarını bırakırken sakin haline yeniden gülümsedim.

 

'Acaba elbisenizi görmem mümkün müdür?'

 

Sorusuna gülümseyip giyinmek için hazırda beklettiğim elbisemi giyinme odasından alıp yatağımın üzerine bıraktım.

 

' Sade birşeyler istiyorum zaten arkadaş arası bir organizasyon anladığım kadarıyla bir eğlence mekanında o yüzden böyle çok göze batmayan ama elbise ilede uyumlu bir şeyler yaparsan harika olur'

 

' Tabiki'

 

Aynanın önünde bana ayrılan yere oturduğumda yüzümde gezmeye başlayan elleri ile gözlerimi kapattım. Yüzümde hafif dokunuşlarla yaptığı makyajı hissederken hapsolmaya çalıştığım karanlığın içinde beliren Doğan ile onu atamadığımı hatırladım. Ona bu davete gelip gelmeyeceğini sormayı bir anlığına planlamıştım ama aklımdan tamamen uçmuş olduğunu şuan fark ediyordum.

 

En azından haber vermem gerektiğini biliyordum. Birbirimizden bu kadar habersiz olmamız iyi bir izlenim değildi. O yüzden en azından makyajının ardından mesaj atacaktım.

 

' Saçınızı çok sıkı olmayan ama cokda dağınık olmayan bir topuz yapacağım. Şöyle biraz enzenize yakın toplayıp bir kaç teli serbest bırakacağım. Hem temiz hemde şık bir görüntü olur uygun müdür?'

 

Yüzümden çekilen ellerden soran duyduğum ses ile gözlerimi açıp yüzümdeki makyaja baktım Kore tarzında yapmış olduğu hafif ama yüzüme ışık veren makyajına gülümserken anlattığı saç modelini zihnimde oturtmaya çalıştım. Sanırım işini iyi yapan insanlara karışmamak gerekiyordu. Hem olmazsa değiştirirdim.

 

'Olur ancak bir beş dakikanı alacağım bir telefonuma bakmam gerekiyor'

 

Oturduğum yerden kalkıp giyinme odamda bıraktığım telefonumun yanına gittimde nasıl bir mesaj yazmam gerektiğini düşünüyordum. Sanırım çok düşünmeden direk yazmak en mantıklısıydı.

 

Alıcı:Doğan Mete Kurt

 

Merhaba Doğan bu akşamki doğum günü organizasyonunda haberin var mı bilemiyorum ancak benim katılacağım kesin. Eğer katılmayacaksan bana haber verirsen en azından birbirimizden haberi olan bir çift gibi davrana bilirim.

 

Üzerine fazla düşünmeden mesajı attığımda çok uzun uzun açıkladığımı düşünüyordum. Ama yinede geri alamayacağıma göre gidip saçımı yaptırmak daha iyiydi.

 

Yeniden aynanın karşına oturduğumda elimdeki telefonu dizlerimin uzerine bıraktım. Oturmam ile hemen saç yapımına geçen kıza gülümsedim. İdil'in standartına göre çok sakin kalan kızın bu hali hoşuma gitmişti. Demekki kuzenim hazırlık aşamasında sakinlik seviyordu.

 

Saçımı analttigi gibi toplaması bitirdiğinde dediği hkadar güzel oldugunu düşünüyordum.

 

' Gerçekten tamda istediğim gibi oldu ellerine sağlık '

 

'Rica ederim'

 

Masadaki eşyalarını toplarken bir kaç kere titremiş olan telefonuma baktım.

 

Gönderen:Doğan Mete Kurt

 

Kimin doğum günü

Hakan'ın kardeşlerininmiş

Doğum günü gece kulübündeymiş Helin

 

Peş peşe yazdığı mesajaları anlayamadım. Yani gece kulübünde olması ile ilgili düşüncemi mi merak ediyordu. Neden direk soruma cevap vermiyordu ki

 

Gönderen:Helin

 

Gerçekten sorduğum soruya yanıtın bu mu?

Hem gece kulübünde olmasının konumuz ile alakası.

 

Yazdığım cevap anında görüldü olurken odamdan çıkmak üzere olan kıza iyi günler dileyip ödeme kısmını halletim.

 

Gönderen: Doğan Mete Kurt

 

Geleceğim lanet olsun ki geleceğim.

Tabikide seni tek başına bırakmam hoş karşılanmaz.

 

Yazdıkları hoşuma gitmediğinde yeni bir tartışmanın yakın olduğunu anladım. Belki sürekli tartışırsak bu işten kurtulurdum.

 

Ona cevap vermek yerine elbisemi giymeyi seçtim. Siyah stilettolarımıda giydiğim de hazırdım. En azından görünüşümden memnundum. Biraz daha mekana uygun olsun diye üzerime bir deri ceket aldığımda ceketi giyinmeden odamdan çıktım. Annemin yanına gidip onun seçimini göstermek istediğimde onu ilk kez oturma salonunda değil mutfakta kek yaparken buldum. Bir şeyler oluyor diyen iç sesimi onaylarken karşısına geçtim. Topuklu sesini çok sonra fark ettiğinde beni izledi. Yüzünde elbisemden duyduğu hoşnut gülümsemesi ilk defa yorgun duruyordu.

 

' Güzel olmuşsun '

 

' Teşekkür ederim stilettolarımdan çok emin değilim ama sanırım güzel oldu.'

 

' çok güzel olmuş . Ferit kapıdaydı şimdiden iyi eğlenceler.'

 

Gözleri yeniden karıştırdığı kek hamuruna döndüğünde annemin ilk defa şahit olduğum bu hali beni ürküttü. Yinede herkese kolay gelsin diyip kapıya yöneldim. Annemin dediği gibi kapının önünde bekleyen Ferit telefonu ile uğraşıyordu. İdil'in yan taraftan gelen topuk sesi ile onu çokta bekletmediğimi anladım.

 

'Selam' Seslenişim ile telefonundan uzaklaşan kuzenim kafası ile selamımı aldı.

 

' Hazırsanız gidelim'

 

Hazır olmasak burdamı oluruz diyen iç sesime rağmen sessiz kalıp arka kapıya doğru yöneldim ama İdil konuşmayı seçmişti.

 

' Hazır olmasak odamızda olurduk sanırım abi'

 

Ferit abi gozlerini devirirken hepimiz yerlerimize yerleştik. İdil'in aynadan bana bakan gözleri eşliğinde mekana geldiğimizde araçtan inip Ferit'in yönlendirmesi ile içeriye girdik. Gerçekten burda olmak istiyor muyum diye düşünme fırsatı bulmadan kalabalığın içine düştük çalan yüksek sesli müzik ve durmadan dans eden insanları geçtiğimizde Ferit bizden ayrılacağını söyleyip erkeklerin takılacağı alanı eli ile gösterirken onu ilgisizce onayladım. Gerçekten erkeklerin hiçbiri şuan umrumda değildi.

 

Sude ve serap için sectigim hediyeleri verdiğimde kızların sarılışlarına karşılık verdim. Muhteşem olmayan bağlarımıza rağmen her etkinlikte beraber takıldığımız kızların yanına oturduğumuz da İdil kendi yakın olduğu kişilerle otururken ben en azından selamlaşma kısmında olduğum bir kaç kişi ile oturmuştum.

 

Masaya bırakılan içecekler anında boşalmaya başlarken mekanı saran doğum günü şarkısı ile ikizleri büyük bir pastanın önüne çağırdılar. Dev gibi mantıksızlık akan bir kaç konuşmadan sonra alkışlar eşliğinde pastaa kesildiğinde. İdil yanıma gelmişti.

 

'Dans mı etsek'

 

' Benim ile mi kankaların diğer kısımda '

 

'Hadi ama Helin biz kuzeniz'

 

İçki yüzünden peltelemeye başlayan sesine güldüm. Bir saatte kalmadan muhtemelen sızacak gibi duran hali bana Dilara'yı hatırlatırken onların arasında ilk defa bir benzerlik görüyordum. Onu kırmayıp sahneye adımladığımda yoldan geçerken bir bardak içkiyi daha kafama dikmiştim.

Gittikçe yükselen müzik sesi içinde boşluk bile olmayan sahneden kızlarla beraber dans ederken zihnimin ilk defa bir anda kaldığını düşünüyordum. İdil'in durmadan elime uzanıp benim etrafımda dönen haline gülerken Sude'nin İdil'i daha çok gaza getiren sesine kahkaha attım. İyice kararan ışıklar arasında kendi aramizda sürdürdüğümüz dans gittikçe dağılmaya başlamıştı ayaklarımın sızlamaya başladığını hissettiğimde ekipten ayrılan ilk kişi olarak bize ayrılan masaya hareketlendim. Sahneden ayrılıp masaya ilerlerken bir anda belime uzanan el ile geri adım attım.

 

'Sakin benim' kulağımın hemen yanından gelen ses ile gözlerimi Doğan'ın sinirli yüzüne çevirdim.

 

'Sakin demek yerine karşımdan gelsen korkmam '

 

' Diğer sefer öyle yaparım ' üzerinde duran takım elbise ile her an işten gelmiş gibi duran haline göz devirdim.

 

'Ne oldu' sorduğu soruya cevap vermezken onun yönlendirmesi ile biraz daha ilerledik.

 

' İşten direk mi geldin'

 

' Yoo evden geldin'

 

' ilginç halin koştur koştur gelmiş gibi duruyor'

 

'Neden takım elbise kötü mü duruyor' bir adım geri gidip onu süzdüm üzerindeki lacivert takım yüzünden mi yoksa mekanın ışıklarından mı kaynaklı emin olmadığım bir şekilde daha koyu bir maviye dönen gözlerine baktığımda. Demin ki alevler yanan gözleri daha sakindi.

 

' Yo takım elbiseler tam sana uyan bir kıyafet türü ama belki biraz daha spor olabilirdin hem tüm gün bu tarz giydikten sonra sanada iyi gelebilirdi.'

 

Sakin sakin kendi fikrimi açıklayan halim hoşuna gitmiş olacak ki bu halime gülümsediğinde ona gülümsedim.

 

' Bu arada ne zaman geldin'

 

'En başından beri burdayım Helin sen fark etmedin ama seni izliyordum.' Gözlerim erkekler için ayrılmış olan kısma döndüğünde gerçektente herkesin burada olduğunu fark ettim.

 

' Sorumluluk alan nişanlı imajı diyorsun'

 

'Sende dağıtan nişanlı mi oluyorsun bu durumda.'

 

Ona sataşan halime eşlik ettiğinde dağıtmış halimin bu olmadığını söylemek için hazırlandım. O halimi görse muhtemelen koşarak kaçardı. Ama zaten kaçsın istiyordum yada kaçmasın.

 

'Emin ol dağıtmadım.'

 

'Sahnede dans ederken baya dağıtmıştın saçlarında beni doğrular gibi.'

 

' Saçlarım mı?'

 

' Çok mu kötü oldular' ellerimi saçıma uzatacakken iki elimide tutup buna engel oldu.

 

' Daha kötü yapacaksın dur.'

 

' Sen neden hiç güzel bir laf söylemiyorsun ya'

 

İsyan eder gibi söylediğim şey ile kahkaha attığında kahkahasını engellemek istedim. Yanımızdan geçen garsonun elindeki tepsiden yeni bir içecek aldığımda beni izleyen gözleri elimde ki bardağa uzandı.

 

'Biraz yavaş git ayık olman daha iyi olur. Hem nasıl bir güzel laf istiyorsun'

 

' Ismarlama iltifat mı alacağım '

 

'Helin bu halini sabah hatırlayacak mısın?'

 

'İnanki bundan daha fazlasını içtiğim halde unutmuyorum'

 

Boynuma sarılan kollar ile İdil'in eş zamanlı sesini duydum.

 

'Hoşgeldin Doğan '

 

Boynuma sarıldı halde dik durmaya çalışan kıza bakan Doğan bir kaç saniye ikimizi izledi.Onun bakışlarını daha fazla görmemek için masamıza yöneldim. İdil'i oturtmayı başardığımda diğer elimde duran bardağı hızlıca alıp içti.

 

' Çok şanslısın Helin' diye sayıklar gibi konuştuğunda neyden bahsettiğini anlamamıştım yada anlamak istemiyordum. Şans diye nitelendirdiği şeyin Doğan olduğunu hissediyordum.

 

' Helin'

 

'Efendim'

 

'Ne düşünüyorsun '

 

' Ne konuda'

 

Masaya dönen kızların gürültüsü ile uyanır gibi olan İdil'le baktım. Sanırım Ferit'i çağırmalıydım. Gözlerim yeniden erkeklerin olduğu kısma döndüğünde kuzenimi aradım Fatih ile yan yana duran sarışın adamı gördüğümde oraya gitmek içimden gelmedi.

 

'Ben Ferit'i çağırıyorum kardeşini eve götürsün. Sen benimle dönersin '

 

Cevabımı beklmeden giden adamı izlerken hızlıca masaya varıp bir kaç kişiye bir şeyler söyledikten sonra Ferit ile döndü. Ferit kardeşini uzanıp kucağına aldığında İdil boynuna sarıldı. Onları takip edip dışarıya çıktığımızda arabanın kapısını açtım. Ferit kardeşini koltuğa yerleştirdiğinde eşyalarını yanına bıraktım.

 

'Helin benimle 'diyen adamın sesi bir kaç adım gerimden gelirken Ferit'i başımla onayladım.

 

Onlar uzaklaşırken yanımda duran adama döndüm.

 

' Gidiyor muyuz yoksa eğlenmeye devam mı edeceksin'

 

' Kızlara iyi geceler diyip geliyorum '

 

Onu beklmeden hızla içeri girip masaya ulaştım kızlara kısaca durumu anlatıp kendi eşyalarımı aldım. Mekandan çıkarken zihnimde devam eden müzik sesi ile beni bekleyen Doğan'ın yanına geldim. Önümüzde duran aracına yerleştik.

 

Şehrin ışıkları hafif müzik ve sessizlik içinde geçen yolculuk dün akşamı aklıma getirirken bu ara her akşamın aynı durumda son bulacağını hissediyordum.

Sessizlikten rahatsız olduğum için şehrin siluetini izlerken onunla konuşmak için bir şeyler düşündüm.

 

'Gelmezsin diye düşünmüştüm '

 

Bir anda sorduğum sor ile şaşırırken bir anlığına bana dönüp yeniden yola odaklandı.

 

' Aslında gelme fikrim yoktu. Ama tek kalman hoş olmazdı.'

 

'Neden'

 

Gerilen elleri direksiyonu sıkarken neden hoş olmayacağını düşünüyordum. Sonuçta akbabaların belli yaş üstü dedikoducu ekibi yoktu gençlerde kendinden geçmişti.

Sorumu yanıtsız bıraktığında onunda verebilecek bir cevabı olmadığını düşündüm.

 

'Helin '

 

'Efendim'

 

'Pek becerebildiğim bir şey değil iltifat etmek ama yinede çok güzel gözüktüğünü söylemek istedim.'

 

'Güzel mi görünüyorum'

 

Alakasız bir anda gelen itiraf gibi iltifat ile şaşkınlığımı gizleyemezken ona baktım. Çenesini sikip sol elinin işaret parmağı ile kasının kenarını kaşıdı.

 

' Aslında her zaman güzelsin doğru kelime güzelliğini güzel süslemişsin demek olur sanırım. Yani yüzün öylece dururkende güzel, güzel bir makyaj yada kıyafet ancak süs eklemiş oluyor sana'

 

Söylediği şeyi anlamaya çalışırken durduğu araba ile bahçeye baktım.

Arabayı durduğu halde önüne bakan adama baktım. Ciddi manada gergin duran yüzüne güldüm. Benim gülümseme döndüğünde gözlerini kısmış haline daha çok güldüm.

 

' acemi olsada iltifatın için teşekkürler .'

 

 

Herkese iyi geceler🌌🖤

 

Loading...
0%