@saturnsring
|
"Alaz onu düştüğü gün gerçekten görmedin mi?"
Gözlerimi masanın yüzeyinde dolandırırken annem mutfağa sabahlığı ile girdi.
"Ay Efla nasıl özlemişim seni bizim mutfakta görmeyi."
"Ara ara geleyim o zaman Meral abla."
Anneme abla demesine göz devirirken annemin neşeli kahkahası kulaklarıma ulaştı. "Burası senin de evin Efla her zaman gelebilirsin."
"Biliyorum Meral abla huysuz burada değilken uğrarım."
Adım yerine huysuz demesine yeniden göz devirirken sonunda gözlerimin böyle kalacağı düşüncesi bir fısıltı gibi etrafımdaydı. Devirme gözlerini Alaz diye fısıldarken aynı zamanda rozetini çeviriyordum.
"Alaz'a bakma sen. Seni sevdiğinden huysuz o."
"Anne!" sesim bir isyan gibi araya karıştığında Efla annemin kahkahasına eşlik edip bana döndü.
"Biliyorum bana çok aşık."
"Nefret ediyorum senden."
"Ben daha çok Alaz. Meral abla bir akşam çıktığım sahneye onu da getirebilir miyim?"
"Gelmek istemiyorum."
"Tut kolundan zorla götür Efla yoksa o odanın duvarları arasında yok olup gidecek."
"Ben hiç bir yere gitmiyorum."
İkisi beni umursamadan sohbetlerine devam ederken hıncımı çıkarabileceğim bir şeyler aradım.
İkisinin sohbeti on beş dakika kadar sürdükten sonra uykusunu almak için yanımızdan ayrıldı. Annem ile karşılıklı kaldığımızda ona olan kızgınlığımı ortaya serdim.
"Onu sevmediğimi biliyorsun."
"Alaz onu ne kadar sevdiğini görüyorum asıl."
"Sevmiyorum sen beni tanımıyorsun bile."
"Babana benziyorsun sen kaçmak istediğim her şeyi nefret kılıfında saklıyorsun. Sevmesen o rozeti yüzüncü kez okşamazdın. Evet rozetin onun olduğunu biliyorum tıpkı kızımın sevgisini bildiğim gibi. Kendine bir şans ver."
"Sevmiyorum."
"Alaz küçükken bile kimse ile bir şeyini paylaşmayan senin elindeki her şeyi onunla paylaştığını görüyorum."
"Sevmiyorum."
"Bana inkâr et ama içinde ki o kıza yalan konuşma."
Oturduğum yerden sinirle kalkarken adımlarım ile zemini döverek odama ilerledim. Kapımı kapatıp kendimi yatağıma attığım da çığlığımı bastırmak için yastığımı ısırdım. Sevmiyordum bunu tüm dünyaya gösterecektim.
Sesimi boğduğum yastığımdan kalktığımda camımın karşına sandalyemi çekip onun camını izledim. Uyuduğunu bildiğim o perdenin arkasını görmeye çalışırken o cızırtı yeniden duyuldu. Camımı dinlemek için açarken duyacağım cümleleri bekledim.
"Ela ile kendime dair minik sırrımı ilk paylaştığım da kendimizi insanlar hakkında konuşurken bulmuştuk. Ona göre hepimiz korkak varlıklardık. Korkaklığımızı saklayacak kılıfların arkasına saklanıyorduk.
Bana birini sevmenin nasıl bir his olduğunu da ilk kez o anlatmıştı. Birini kaybetmekten korkmayı, birisi için savaşmak için can atmayı, sonucu ne olursa olsun korkusuz olmayı. O yüzdendir ki ona verdiğim sözü tutmak için daha korkusuz birisi olmaya çalışıyorum. Sevgiye adım atmaktan korkan her hücreme karşı korkusuz olmak için mücadele ediyorum. İzlediği yerden beni korkak olarak görmesini istemiyorum.
Ela ben savaşıyorum sistemin beni yutmaması için herkesleşmemek için senin yazdığın satırlarda ki o korkak kişi olmamak için baş kaldırıyorum.
Bugünden sonra her gün korkak olmamak için savaşmak istiyorum. Sevginin gücüne senin inandığın kadar inanmak istiyorum. Ve beni ikna etmeni istiyorum. Biliyorum burada yoksun ve buna sebep olan aramızda ellerini sallayarak, bazen kahkahalar atarak yürüyor ve biz buna izin veriyoruz.
Affetme bizi çünkü hepimizin elinde senin kanın var.
Korkak olmamak için saçmalamam gerekse bile korkusuz olacağım senin için sistemin yuttuğu olmayacağım."
Bir anda etrafı saran sesi gibi bir anda sessizliğe gömüldüğünde bahsedilen o korkaklardan biri olduğumu biliyordum.
Karşımdaki perdenin arkasında olan adama aşık olduğumu biliyordum. Onu deli gibi kıskanan tarafımı biliyordum. Bunca şeyi bilmeme rağmen ona adım atamayacak kadar korkaktım.
Hoparlörden yeniden bir cızırtı geldiğinde o ses yeniden duyuldu.
"Yan yana görmek istediğim o ikili için çalışıyorum bu parçayı . Cesur olalım özgür olmak için."
Sokağı saran The Strumbellas 'Spirits' ile seslenen kişinin bana bir mesaj gönderdiğini düşündüm. Belki de her şeye fazla anlamlar yükleyen yanım bu hikayeden kendine pay çıkarmak istiyordu.
Bilmiyorum ama tüm öğleden sonra sığındığım pijamalarım ile sokağa adımlarken ayağımdaki parmak arası terliklerin çıkarttığı sesi bastıran şarkıya kapıldım. Kendimi Meltem ablanın hayaletleri ile yaptığı dans gösterilerinden birine hapsederken elimi uzattığım yerde Ela bana gülümsüyordu. Tüm şarkı boyunca üzerinde ayıcıklı pijamalarım dağınık topuzum ve ağlamaktan kızarmış gözlerimi unutarak kendimi o anının satır aralarına hapsettim.
Müzik bittiğinde gözlerim elimi uzattığım boşluğa kayarken o gün ona engel olamadığım için kendime kızdım. Onunla daha fazla konuşmadığım için, ayrı yönlere giderken onunla aynı yöne dönmediğim için kendime kızdım.
O yok olurken onu fark edemediğim için sistemin içinde boğulduğum için ve daha niceleri için kendime kızdım. Yolun ortasında başım gökyüzüne dönükken gerçeği kendi kendime fısıldadım. Onu fark edemediğim için onun katillerinden biriside bendim.
~~~~~ Hello oooo🪽
|
0% |