Yeni Üyelik
5.
Bölüm

Andrei

@saturnsring

Uykuya asla dalamadığım yüreğimin ağzımda attı bir gecenin sonunda beni karşılayan sabahı izlemekten başka bir şey yapamıyordum. Yüzümün uyku diye bağırdığını hissedebiliyordum ama şuandan itibaren oda çok mümkün değildi. Uykusuzluk midemdeki kramplar ve ne geldiğini bilememenin garip sanıcını duyuyordum.

Sabahın ilk ışığı ile uyandığına yüzde yüz emin olduğum arkadaşımın açtığı müzik sesi beynimde tepişirken merdivenleri inmek ayrı bir işkenceydi ama bugünde yaşanılacaktı sonuçta diyerek yaşamayı seçmiştim.

Koltuklarımın üstüne uzanmış sere serpe yatan kevin açtığı televizyonda asla bilmediğim bir programı izlerken bir yandan da müzik dinliyordu. Yaptığı şeyin mantıksızlığına yeniden göz attığımda gerçekten de bu ikisini yapıyor oluşuna hayret ettim. Ben gerçekten de bir deli ile arkadaştım.

'A günaydın Ayşin'

Yüzünde ki keyifli ifade ile bana baktığında müziği kapatmıştım. Yüzümü gördüğü ilk anda surat ifadesini korkmuş çocuklar gibi yapmasına göz devirmemeye çalıştım.

'Sana da günaydın Kev'

'Hiç uyumadın mı'

'Göz altlarım mor değil sadece uykusuzum ve şu korkunç ifadeyi yüzünden sil'

'Cevap vermedin dimi'

'Vermedim tabi ki de uyuyana kadar kapımı tıklatıp sakın yazma diye ikaz edip durdun'

Zaten uyuyamıyordum ama deli gibi on dakikada bir sakın yazma uyarısı aldığımı varsayarsak uyuma şansımda pek yoktu. Yüzünde ki keyifli ifade ile bana bakan halini görmezden geldim. Bu günün sonunu getiremeyeceğimi hissediyordum. Koltuğa çökmüş bir vaziyette oturduğum karşımda halen gülmeye devam eden haline küfür etmek üzereydim. Elinde ki telefonla oynuyormuş gibi yapıp alttan alttan beni izlemeye devam edişine bakıyordum.

'Ne düşünüyorsun sarı yılan'

'Bir kere ben esmerim Ayşin ayrıca diyorum ki bende mi gelsem seninle'

'Adamla akşam yemeği ayarlamışsın bir de gelip kenardan izlemeyi mi düşünüyorsun ayrıca bu akşam çıkacak kaosu nasıl önleyeceğim ben'

'İlişki yapabilirsin kimse buna kızmaz.'

'İlişki yapabilirim ama bu kişi sevdiğim birisi olmalı dimi'

'Yıllardır sevdiğin birisi var ne hamle yaptı.'

Söylediği şeyden emin olduğu zamanlardaki o gıcık ifadesi gelip yüzüne yerleştiğinde elimden gelen bir şey yoktu. Ne yazık ki haklıydı her zaman haklı olması insanı delirten bir detaydı. Midemin bu hisle daha da kasıldığını hissediyordum. Haklı olmasını istemediğim bir anda yine yeniden haklıydı. Gözlerimin uzun zaman sonra ilk defa bu kadar zorlandığını hissediyordum. Çünkü aptal duygularım o etrafımdayken ona belli etmese de umutla doluyor ve bana işkence ediyordu. İçimde devam eden geçişlerin yüzüme yansımıyor oluşu mükemmel bir kaçış yoluydu.

'Ne giyeceksin'

'Uyku tulumu nasıl bir fikir'

'Bence şöyle kan kırmızısı bir intikam elbisesi güzel olabilir'

'Kan kırmızısı'

'Evet hem soluk beyaz tenini cam gibi gözler önüne serer şimdiden yapılacak haberleri ve görselleri görebiliyorum'

'Hayır siyah elbise'

'Kırmızıda karar kıldık'

'Kevin'

'Ayşin bence beni dinle uzun zamandır tek yaptığın soluk bile almadan çalışmak daha fazla çalışmak ve sonsuz bir döngüde çalışmak. O ismi Aslan mı Kaplan mı belli olmayan adamı yeterince bekledin.'

'Onu beklemedim'

'Gerçekten mi?'

Gözlerinde ki bana inanmadığını belli eden ifadesi ile bana bakmaya devam ediyordu. Verecek bir cevabım olmadığını bildiği için yattığı kanepeden kalkıp mutfağa doğru hareket etti. Gerçekten de haklı olmasını istemiyordum. Yakın arkadaşa bu kadar açık olmamalıydım belki de beni açık bir kitap gibi kolayca okuyabiliyordu.

'Ayşin kahvaltı '

Sesin derin bir kuyudan gelir gibi bana ulaştığında oturduğum koltukta öylece onun yerine bakıyordum. Kendi hesaplaşmalarımı çok fazla geri plana atıyordum. Biraz önce onun geçtiği küçük holden geçip geniş mutfağa yaklaştım. Elinde ki smoothieyi bana doğru uzattığında gülümsedim. İyi yönleri her zaman daha fazlaydı.

'Hafif bir şey tüketmelisin diye düşündüm.'

'Andrei ile yemekte rahat olacağımı sanmıyorum o yüzden akşam benimle beraber diyet dışı bir şeyler yemek zorundasın'

'Olur ancak bir değerlendir Ayşin en ufak rahatsızlıkta olumsuz düşünmene bir şey demeyeceğim ama adam uzun zamandır deniyor en azından küçük bir şans hak ediyor'

'Sıkıntıda bu kısımda değil mi zaten aklımda birisi varken ona haksızlık yapmıyor muyum sence?'

'Bir kere bencil düşünüp hareket eder misin belki sonu güzel olacak?'

'Ediyorum işte gideceğim yemeğe dediğin gibi de bir deneyeceğim'

'Yani kırmızı elbise'

'Lanet olsun kırmızı elbise '

Beni ikna ettiği için zafer kazanmış ifadesini gizlemeden smoothiesini içmeye başladığında ona eşlik ettim. Tüm günün bu konu ile geçeceğini daha şimdiden tahmin ediyordum.

***

Son on on iki saati sadece bir şans vermelisin adlı konuşmayı dinleyerek geçirdiğim için artık beynimin içinde bir duman tütüyordu. Beynim adeta alev almış bir şekilde aynadan hemen arkamda durmuş son direktiflerini veren Kevin'a bakıyordum. Gözlerime asla bakmamasının sebebi tabi ki de görecek olduklarından korkmasıydı. Birde tabi ki de etrafta olmaya karar vermiş bir şekilde kendi de hazırlanıyordu. Dudağıma rujumu sürerken gerçekten de o kırmızı elbiseyi giydiğimi görmek bir kat daha rahatsız etti beni. İp askılı göğüs boşluğuna dökülür gibi bir dekolte ile desteklenmiş belimi kavrayan uzun bir elbiseydi tabiki de derin bir yırtmacı vardı ve sırtında da hoş bir dekoltesi vardı. Kevin'nın seçimlerine göre katliam elbisesiydi intikam alıyordum. Kimden alıyoruz sorusuna bir cevap yoktu içten içe onun da bir tepki beklediğini biliyordum. Çünkü yıllardır ilmek ilmek umut verilen tek kişi ben değildim yanımdaki insanlarda bu manzara şahitlerdi.

'Kaçmak istersen göz kırpman yeterli'

'Öylece kaçabilir miyim yani '

'Gerekli bir sebebin varsa yani adam katil, uyuşturucu mafyası, tacizci falansa evet'

'Kaba biriyse'

'Kaba birisi olsa çoktan bu kadar reddedilmeye farklı bir karşılık verirdi.'

'Sonuna kadar kalacağım yemeğini keyifle ye'

Neyse ki mekanda buluşacağız diyen iç sesim ile bize kapıyı açan şoföre gülümsedim. Evet arabada da beraberdik. Gideceğimiz yere kadar klasik müzik dinletisi ile devam ederken bir yandan da seni sakinleştirecek diyen arkadaşımı dinliyordum. Bir an bile vazgeçme şansı vermemeye çalışıyordu kendince. Sanki gözünü üstümden çekse kanat çırpıp kaçacaktım.

Mekanın önüne geldiğimizde açılan kapı ile derince bir nefes verdim. Kırışmaması için hareketsiz bir şekilde yolcuk yaptığım elbisemin eteğini düzelttiğimde hemen Kapının bir kaç adım ilerisinde duran adımla verdiğim nefesi geri adlım. Takım elbisenin üzerinden bile belli olan geniş omuzları ve uzun boyu ile elinde tuttuğu ayçiçeği buketi o kadar tezat bir görüntü oluşturuyordu ki. Her zaman görmeye alışkın olduğum zümrüt yeşili gözleri ve özenle taranmış saçları ile kaba biri olma fikrini çoktan listeden çıkarmıştı. Gözüme patlayan flash ile ifademi korumaya çalıştığımda ikimiz için kalkan görevi görmek için burda olan arkadaşımda kadraja girdi. Resmi bir ilişki olmadan tek görünmemizi istemediğini söylemişti. Kendince durumu yumuşatıyordu. Görüntü alan muhabirlere gülümseyip beni bekleyen adama doğru ilerledim kevin bir kaç açıklama yapmaya devam ederken bana uzatılan buketi gülümseyerek aldım.

'Hoş geldin Ayşin'

'Hoş bulduk. '

Önden geçmem için kibarca elini önümüze uzattığında zihnimde çoktan ikinci bir tik daha kazanmıştı. Neyse ki mekan sakindi bizim için ayrılmış olan masaya ilerlediğimizde bir gözünün Kevin'da olduğunu fark ettim. Arkadaşım kendince en iyi konum olan masaya yerleştiğinde onun bu haline gülümsedim. Oturmam için çekilen sandalyeye oturduğumda Kevin ile göz göze geldik yüzündeki centilmen işte ifadesine güldüğümde hemen karşıma oturan adama baktım.

Alışkın olduğum mavilere tezat bir yeşilin içine düşüren bakışları ile yeniden gülümsedim. Garson siparişleri çoktan adlığını belli eden bir şekilde servileri açarken gözlerim önümüze bırakılan yemeklerde geziniyordu. Gerçekten de ne sevdiğimi bilir gibi bir gülümseme ile bana baktığında etkinlendiğimi kabul ettim.

'Sanırım annen gibi '

Sözleri ile Kevin'ı kastettiğinde ne yiyeceğini karar vermeye çalışan arkadaşıma baktım. Yüzünde hoşnutsuz bir ifade ile menüyü değerlendiriyordu.

'Açıkçası bir önlem gibi düşünün sonuçta bazı haberlerin önüne geçmek için bir taktik'

'Anlıyorum ayrıca ona bir yemekte borcum var '

'Kevin'a mı?'

'Evet uzun zamandır uğraşıyorum ama tek seferde sizinle bir buluşma ayarladı.'

Yüzüne dağılan hoş gülümsemesi ile bana baktığında ne diyeceğimi bilemedim. Uzun zamandır uğraştığını böyle normal bir şekilde dile getiriyor oluşu garip bir histi. Önümdeki balık tabağından bir çatal adlığımda halen beni izlediğini biliyordum. Yüzümdeki ifadeyi kaçırmamak için beni izlediğini bilerek ilk tadımı yaptım. Damağıma dağılan hafif mayhoş tatlı ile şaşkınlığımı saklayamadım.

'İnanılmaz'

'Hoşunuza gideceğini tahmin etmiştim'

'Gerçekten çok hayret verici bir güzelliği var'

Memnuniyetim ile oda tabağına uzandığında yüzündeki gülümseme orada asılı kalmış gibi sakin bir hali vardı. Katil değil yani ilk izlenim olarak diye düşündüm.

'İtiraf etmek gerekirse bu tabağı ilk tattığımda aklımda siz vardınız hoşunuza gitmesi beni çok mutlu etti.'

'Aklınız da ben mi vardım?'

Hayretim sesime yansırken onun bir süre benden kaçmak için tabağını izlemesini izlemek zorunda kaldım.

'Evet geçen sene sene sonu defilesinden sonra buraya gelmiştim.'

Onu reddettiğimi hatırladığımda içime dolan mahcubiyet ile gerildiğimi hissettim. Gerçekten ne diyeceğimi bilemiyordum.

'Sahil kenarında büyüdüğünüz için balık sevdiğinizi biliyordum tamamen tesadüfen denediğim bir yemekti ama bugün buradayız'

'Doğru balık seviyorum ama sanırım sahil kenarında büyümesem de severdim gibi.'

'Haddimi aşmazsam diyetlere uygun diye mi?'

Kahkahama engel olmadığım için sorduğu soruya gülmekten geri kalamadım. Sıkı sıkıya yapılan diyetleri duymamış olması garip olurdu ama tamda böyle bir anda beklemediğim bir soru ve tepki olduğu için gülmekten geri kalamadım.

'Bu açıdan düşünmemiştim ama evet oda bir opsiyon'

'Uzun zamandır bu döngüde yaşamak zor olmalı'

'Keyifli yanları var ayrıca bir noktadan sonra işim bu'

'Hep göz önünde olmak sürekli belli standartlara uymak hiç vazgeçmek istediniz mi?'

'Aslında hangi açıdan baktığımız önemli benim için bir kaçış yolunda bulduğum yeni bir fırsattı ama her iş kendine zor değil mi? Mesela ben ünlü olmaya açık bir iş kolundayım ama siz bir şirket yönetirken de benim maruz kaldığım bir çok şeye maruz kalabiliyorsunuz'

'Doğru bizimde tanınırlılık konusunda bazen fazla ünümüz olabiliyor. Çok özel değilse nasıl bir durumdan kaçıyordunuz'

Çocukça bir duygudan aklıma bu masada otururken asla gelememesi gereken bir kişi hakkında düşünmek istemiyordum. Yeniden yemeğime devam ettiğimde kendimce zaman kazanıyordum. Şuan düşünmek yapacak olduğum en kötü şey olurdu.

'Çocukça bir şeydi uzun zaman oldu pek hatırlamıyorum.'

'Bende unutamadığınız bir şey olduğunu düşünmüştüm o yüzden gitmiyorsunuz sanıyordum memleketinize'

'Gidiyorum aslında ama ordayken mahremiyetim daha kolay elimde oluyor o yüzden peki haber olmuyor.'

Zihnimdeki olumlu yanların bir anda karabasan gibi karanlığa hapsoluyor oluşu ile yüzümü sabit tutmaya çalıştım. En ufak bir çatlak bulsa oradan odaya dalan ışık gibi zihnime mavileri dolarken karşımdaki adama duyduğum sempatinin eridiğini görebiliyordum. Lanetlenmiş bir ruh gibi hissediyordum ben bu lanetli duyguya hapsolmuşken karşımda duran herkesin özgür olması sinirimi bozuyordu. Bir süre onun uzun uzun anlattığı hayatını dinledim hem bu kendi kabuğuma çekilmemede olanak tanımıştı. Ailesi hayatı ve işi ile alakalı anlattığı şeyleri sakince dinleyip bir kaç yorumda bulundum.

Hemen hemen bir saati aşkın bir sürenin sonuna gelirken o kendini uzun uzun anlatmıştı benimse ona anlattığım pek bir şey yoktu. Sorduğu şeylere cevap vermiştim ama onun gibi kendimi anlatacak bir şey bulamıyordum. Ayrıca insanları anlattıklarından değil de beraberken geçirdiğimiz anılarda tanımayı seven birisi olduğum içinde bu tutumda olmam alışıldık bir durumdu.

Mekanın çıkışına kadar bana eşlik etmeye devam etmesi aslında çok güzel bir hareketti ama hemen kapının önündeki meraklı basın çalışanlarına verecek bir cevabımın olmaması pekte günü kurtaran bir eylem değildi.

'Yeniden görüşecek miyiz?'

'Açıkçası duygularımız karşılıklı değil ve umut vermeyi sevmem '

'Denemeye devam edebilir miyim?'

'Tabi ki de devam etmelisin Andrei kimin ne zaman duygularının değişeceğini bilemeyiz. Ayşin duygularını birine vermek konusunda ketumdur ama belki senin için bir ışık yanar'

Kevin göz kırparak verdiği cevap ile ilerlemeye devam ederken hemen yanımda duran adamında bu sözlerden memnun olduğunu hissediyordum. Ateş hattına çekilir gibi oluyordum. Elinde bana ait çiçekler ile arabaya binen arkadaşım ikimizi izlemeye devam ederken sadece gülümsemekle yetindim. Kameraların gözü önünde bir şeyler konuşmak her zaman kötü sonuçlar getirirdi. Buna anlayış gösterip sessizce bana uyum sağladığında beni bekleyen koltuğa yerleştim. Kapının kapanması ile hareket eden araç rahatlamama sebep olurken hemen yan tarafımdan beni izleyen gözleri oyma fikri aklıma düştü.

'Kev'

'Hemen kızma uzun süredir ilk defa bu kadar keyifli görünüyordun. Cesaret vermek için yaptım'

'Beni dinlemedi'

'Kendini anlatmayı sevmezsin sessizce durmaktansa kendini tanıtmıştır'

Kelimesi kelimesine doğru cümleleri her taraftan bana saldırırken ona göz devirdim. Gerçekten de keyifli mi görünüyordum. Kendime asla dışardan bakmayı beceremediğim için bu duruma hakim olamıyordum.

'Ayşin iyi birisi sanırım kötü olsaydı on dakika sürmezdi'

'İyi olduğunu zaten biliyorduk bence. Ayrıca iyi bir insan olmak hepimizin ortak güdüsü olmalı bir erkek iyi diye göklere çıkaramayız.'

'Başka birinin yanında deme bunu yoksa seni erkek düşmanı ilan edebilir.'

'Yarın programım yoğun ve konuları sürekli bir yerden bir yere değiştirmene yetişemiyorum.'

' Dergi çekimiydi dimi'

'Evet'

Telefonumda giyecek olduğum kıyafetleri incelerken en azından sessiz kalmış olmasına seviniyordum tek bir soru ile beni sokabileceği çıkmazları biliyordum. Elbiselere göz atarken bir yandan da hemen yanımda yüksek sesli bir şekilde akışında dolanan arkadaşımın müthiş keşfet seslerini dinliyordum. Muhtemelen en iyi editi arıyordu bir kaç saniye sonrasın da önüme sunmak için.

'Ayşin senle Aslan'ı çeken oldu mu ?'

'Arslan aslan değil Kevin ayrıca nasıl bir fotoğraf'

'Gece karanlığında çekilmiş bir fotoğraf kafanda seni gizlediğine inandığın bir şapka şort ve kapşonlu sweatshirt üçlüsü ile moda katliamı yapan bir halin var'

'Ne '

Gözlerimin önüne soktuğu telefonuna baktığımda gerçekten de birisinin bizi çektiğini fark ettim. Muhtemelen ondan imza almak için bir yerlerde bekleyen hayranlarıydı. Benim o sahilde pekte hayranım yoktu yani en azından bugüne kadar mahremiyetimin sergilenmemesinin sebebi buydu bence. Uzun uzun yazılmış hayal ürünü senaryoyu okurken hayret ediyordum. Tek kare fotoğraf ile neler düşünüyordu insanlar.

'Nasıl bir senaryo bu'

'Doğru kısımları var ama'

'Onu görmek için gittiğin ve aşık olduğun kısmı en azından doğru'

'Yıllar önce ayrılmış aşıklar hikayesi ile pek dokunaklı duruyoruz'

'Asıl önemli olan onun ne tepki vereceği Ayşin. Yazı onu seven kişiler tarafından oluşturulmuş ve gittikçe büyüyor.'

'Tepki vermez '

'Nasıl bu kadar emin oluyorsun'

'Tanıyorum Kev onu tanıyorum yıllarca beraber büyüdük insanların bizi deli gibi yakıştırdığı sevgili olduğumuz sandığı zamanlar oldu hiçbirinde çıkıp doğru yada yanlış demedi.'

Aklıma düşen anılar hız kazanırken her karede başka bir yere savrulduğumu hissediyordum. Özellikle lisenin son yıllarında insanların artık bizim birlikte olduğumuza emin olduğu sürekli bunu açıklamamızı istedikleri zamanlardı. Onun tek yaptığının bana umut vermek olduğunu o zamanlar anlamıyordum ama içten içe içime dağılan umut ile sürekli inkar etmemesi beni mutlu ediyordu. Bir anda çıkan başka bir ilişki haberi ile her şeyin tepe taklak olduğunu hissettiğim o ana kadar devam eden yalancı mutluluk. Ona ilk defa sorduğumda inkar edişi aklımda yeniden oynarken bu anları nasıl böylesine hatırlayabildiğimi bir türlü anlayamıyordum.

'Düşünme'

'Bu konuda tek yapabildiğim şey düşüne bilmek buna engel olma. Ayrıca şu etkinlik işi için ne düşünüyorsun'

'Bir şovu o bölgede yapabiliriz. Bir haftalık bir moda şovu bir çok kişiyi o bölgeye çekebilir.'

'Peki kimleri ikna edebiliriz bir hafta için yedi tasarımcıya ihtiyacımız var birde uygun mankenlere.'

' Ben bir kaç kişi ile görüştüm sabah haber bekliyorum şekillendikçe sana haber veririm. Ayrıca sezonun tam kapandığı bir dönemde herkesin böyle bir etkinliğe katılma şansı daha fazla'

'Teşekkür ederim.'

'Ne için'

'Bazen beni benden önce anlıyorsun ve her zaman yolumu kolaylaştırıyorsun'

'Biz buna dostluk diyoruz Ayşin'

'Biliyorum ama dostuma teşekkür edemez miyim.'

Yüzündeki gülümseme eşlik ederken omzunu hafifçe sıktım. Teşekkür etmem gereken çok şey olduğunu biliyordum o yüzden her fırsatta ona teşekkürler sunmaktan geri kalmayacaktım. Çünkü hayatımdaki sevdiğim insanlara değer vermekten vazgeçersem kendime ait en basit özelliğimi kaybedeceğimi biliyordum. Sevdiklerim tarafından şımartılmak en sevdiğim şey olsa da sevdiklerimi şımartmakta sevdiğim bir şeydi.

'Tatlı yiyelim ama yarın çekimimden sonra sana kendi ellerim ile bir tatlı yapacağım'

'Baklava'

'O kadar yetenekli olmadığımı biliyorsun ama hoşuna gidecek bir tatlı olacağından emin olabilirsin'

'Ayşin gittikçe büyüyor gibi bu durum '

' Rahatsız olursa tepki verebilir bundan önce yapılan hiçbir habere cevap vermedim böyle bir şeye cevap verirsem dikkat çeker.'

'Doğru ama şimdi iki gruba mı bölünecekler? Rus çarı Andrei ya da Boksör Arslan mı?'

~~~
Attığım bölümlerin akışa düşmemesi sorununa çözüm bulamıyorum 🌌

 

Loading...
0%