Yeni Üyelik
10.
Bölüm

Dondurma

@saturnsring

💜merhabalar

Avakadolu dondurma fikri kimden çıktı merak ediyorum😄

Yorum ve yıldız bırakmayı unutmayın 💙

'Bunu yapmadığını söyle '

'Pratik olarak ben yapmadım ama teoride yardımım olabilir'

'Kevin'

İsyanıma engel olamadığım bir ses ile cılız bir direnişe kalkıştığımda karşımda duran manzara değişmiyordu. Her şeyin bu kadar normal başlamasından şüphelenmemek benim hatamdı. Nedret hanımın bizim için ayarladığı alanda etkinlik ekibi ile görüşecek ve ilerlemeler için Kevin'ın yapacağı toplantıya katılacaktım. Sosyal medyalarım için bir kaç tane duyuru görseli çekmek en büyük görevimdi. Ancak durduğum alandan etrafıma bakmaya devam ederken içimde tepinen birisi var gibi hissediyordum. Etraf mavinin tonlarında çiçeklerle kuşatılmıştı ve bizi gören herkesin bakışlarından bu çiçeklerin benimle alakalı olduğunu anlamamak aptallık olurdu. Birde ilk andan beri hemen yanımda keyiften keyife geçen bir gülümsemeye sahip arkadaşım varken.

'Şansını denemek isteyene taktik veririm ama bu kadarını beklemiyordum'

'Andrei mi yaptı bunu'

'Minik Rus çarımız çok havalı'

'Adama değişik lakaplar takma işini bırakıp düzgünce açıklama yapsan keşke'

Olumsuz bir ses çıkarıp hızla çiçeklerin en yoğun olduğu alana ilerlediğin de onu takip ettim. Saçlarımından dağılan tutamlar şimdiden ensemi deli gibi yakmaya başlamıştı. Gözlerim gittikçe çoğalan çiçeklerde dolaşırken yalnız olmadığımı fark ettim.

'Sanırım maviye takıntılı biri'

'Ah aralarında bir şifre bence'

Benden önce davranan arkadaşım sahip olduğu en gıcık ses tonu ile Arslan'a baktığında elinde ki kartı bana uzattı. İkisi arasında ki bakışmaya katılmak istemediğim için karta odaklanmak daha mantıklı geldiğinde hızlıca aldığım küçük zarfı okumak için hızlı hareketlerde bulundum.

'Bana seninle ilk yemeğe çıkma şansını getiren mavi çiçekli o defile elbisesiydi. Bu sefer sana şans getirmesi için oradalar. Andrei'

Beni izleyen ikili ile elimdeki kartı defalarca okuduğumda içimdeki suçluluk hissi ile yoğrulamaya başlamıştım bile. Şans vermemiştim ki gözlerim bana göz kırpan kahvelerle buluştuğunda ensemdeki yanma hissinin omurgama yayıldığını hissediyordum. Diğer yanımda duran maviler beni dikkatle izlerken elimde ki kağıttın sert yapısı diken gibi batıyordu.

'Gerçekten de aranızda bir şey olmalı yoksa deli mi bu adam her taraf çiçek olmuş işimizi yapamıyoruz'

Nick'in sesi üçümüzün arasına bomba gibi düşerken gözlerimde ki kızgın ifade ile en yakın arkadaşıma baktım. Yüzünde ki ifade hiç bozulmamış bir şekilde bana bakıyor olması ile yenilgimi kabul ettim. Omuzlarıma çöken bir yük ile çiçeklerin önünde olduğum yere çökerken patlayan flash ile gözlerimi kıstım. Gerçekten bir de kulis videosu vardı.

'Ayşin yorgun görünüyorsun'

' Sadece görünmüyorum Nick yorgunumda '

'Dinlenmelisin ayrıca güzel bir gülümseme ver hemen bana çiçeklerinin arasında çok güzel gözüküyorsun'

'Çiçeklerimin arasında'

Dediklerini tekrar ederken hemen arkamda kalan yığına tekrar baktım. Gerçekten de denemek bu oluyordu sanırım. İlk gördüğüm şey ile bu kadar dağılmamda bir olaydı zaten. Aklımda ki karışık düşünceler tek hizaya girmeye çalışırken buz mavileri ile çakıştım. Açık açık gördüğüm nefreti ile çiçeklerime bakarken bir yandan da hepimizi izliyordu. Çocukken de elinde ki oyuncağı paylaşmayı sevmezdi ve şu anda da aynı duyguda gibi duruyordu.

'Ayşin hadi ama bence bu kadar çiçek bir kahkaha hak ediyor'

'kahkaha için iyi bir şaka yapmalısın'

'Kevin espiri yap'

'Acaba ben soytarı mıyım?'

Yüzünde ki ifade gülmeme sebep olurken Nick ile anlaşamadığı için bizi bekleyen olaylı günleri düşündüm. En son beraber çalıştıklarından herkes kaçmak için kuliste bir nokta arıyordu. Kedi köpek gibi didişirken etraflarında ki herkese dünyayı dar etmeyi seviyorlardı. İşin sonunda her şey mükemmel oluyordu ama o süreci yaşayan bir daha yaşamak istemiyordu.

'Bu fotoğrafları gören Rus çarının kalbi durur vicdansız neden öyle güldün'

kevin'ın keyifli keyifli söylediği şeyler ile göz ucunda baktığı kişiden aldığı homurtu ile istediğini elde etmenin zaferi yayılıyordu yüzüne. Onun bu halleri ile iyi ki düşman değiliz diye düşündüm. Kevin laflarını gerekli mercilere iletmeye çalışırken yanıma oturan adama baktım elinde ki makineyi ortamıza bırakıp bana baktığında ne olduğunu anlayamadım.

'Diğer adam burada burada olmayan adam ise her yeri çiçeklerle donatmış neler oluyor Ayşin'

'Andrei hayranım Arslan eski arkadaşım yani bir şey olduğu yok'

'Yani diyorsun ki hiç bir şey olduğu yok'

'Yok'

'Bu kadar hızlı yalanladığına göre var ama bekleyip göreceğiz ayrıca Kevin'ın hin hin laf soktuğun da farkındayım'

'Nick gerçekten bir şey yok'

Ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdığında onun bu tatlı haline gülümsedim. Andrei'ye teşekkür etmek için telefonuma döndüğümde benden önce paylaşılan çiçeklerim çoktan dillere düşmeye başlamıştı bile. Bana hızlıca yönlendirdikleri resimlerimi galerime kaydederken hiç mesaj atmadığım numarayı açtım.

Alıcı: Andrei

Çiçekler için çok teşekkür ederim. Sorunsuz bir şekilde finale ulaşabildiğimizde senin için özel davetli kontenjanı ayarlayacağım. Görüşürüz.

Nick'ten gelen resimlerin olduğu dosyayı açtığımda gerçekten de çiçeklerin içinde mutlu durduğumu fark ettim. Burnuma dolan güzel kokuları ile yeniden gözlerim sonsuz mavi renklerinde gezindiğinde bu sefer midemde ki o cümbüş sakinlemişti. Bir resmi profilimde paylaştıktan sonra oturduğum yerden bir süren arkadaşlarımı izledim. Nedret hanıma detayları özetlerken Kevin'ın iş ciddiyetine geçtiğini göre biliyordum. Okyanus ve tabiat temalı bir defile düşünüyordu. Bu alanda çalışmak isteyen gençler içinde bir alan açmıştı kendini gösterme şansı yakalayan iki kişinin tasarımlarını podyumda taşıyacaktık. Bu yüzden kendi ekibi ile bir yarışma başlatmıştı bile Ecren bu kısımla ilgilendiği için burada rahat bir şekilde dekor ve geriye kalan şeylerin istediği gibi olması için bulunuyordu. Uzun zamandır göstermek istediği bir kaç parçası olduğunu biliyordum koleksiyonlarında yer bulamayan ama müthiş parçalar olan tasarımları görmüştüm. Onlarında böyle bir etkinlikte şansı olacaktı. Bir kaç tasarımcı arkadaşı da katılacaktı. Hemen hemen iki hafta boyunca bir moda şovunu bu bölgeye çekmek için her türlü taşı oynatıyordu.

Özelliklede onunla tanıştığımız andan beri onda en çok sevdiğim şey olan bu iş disiplini izleye bildiğim için yine şanslıydım. En yakın arkadaşım biraz fazla iyiydi sanırım. Bizi bitirmek için uğraşıyor diyen iç sesim ile onu izlemeye devam ettim.

'Ayşin hanım'

'Ah merhaba '

Yanımda duran genç kadına gülümsediğimde onun gergin bir şekilde Kevin'na baktığını gördüm. Ne kadar mükemmelse o kadar zordur.

'Kevin Bey'e bir şey sormamız gerekiyor ama emin olamadık'

'Hangi konuda '

'İstediği canlı çiçekler tedarikte sıkıntı var'

'Eminim alternatif çiçek listesi vardır. Ben onunla görüşüp size iletirim olur mu?'

'Çok seviniriz daha ilk andan kendisine bu tarz bir sorunu yansıtmaya çekindik aslında'

'Aslında tatlı biridir ama bazen herkes gibi gergin olabiliyor'

Söylediklerim ile rahatlayan ifadesine göz kırpıp en yakın arkadaşımın ilk andan insanları korkutmaması için yanına ilerledim. Nick ile ilk tartışmalarının alevlendiğini görebiliyordum. Hemen yanında durup omzuna dokunduğum da bana dönen gözleri anlık yumuşarken ona göz kırptım aramızda ki dili sadece ikimiz anladığı için sakinleşen arkadaşım ile ne hakkında konuştuklarını anlamak için ana sponsorumuz Nedret hanıma baktım.

'Evet sorununuz nedir ?'

'Kevin sahilde sahne istiyor ama bu gizliliği ayarlamak çok zor ayrıca çekim için mekanı benim seçmem daha mantıklı'

'Podyum alanını bence Kevin ayarlasın ama diğer çekim kısmını sen planlasan Nick hem aynı alanda olmazsınız.'

'Kulis görüntüsü vermek istiyoruz Ayşin ve maalesef ki arkadaşın en imkansızı kovalıyor'

'İmkansız falan değil Nick yağmur ihtimali yüzünden kapalı alan istiyorsun yoksa gayet açık alan defilesi yaptık seninle'

'Şovun ortasında yağmur yaparğa ne yapacağız peki Kevin'

Burnunu havaya kaldıran arkadaşım gözlerini kısıp küçük bir kahkaha attığında söyleyeceği şeyi tahmin edebiliyordum. Şovun temasına en uygun seçimi yaptığı için risk almaktan kaçınmayacaktı.

'Şova devam edeceğiz, ayrıca gizlilik kısmını nedret hanım hallede bileceğini söyledi'

Gözlerim ikisi arasında gidip gelen kadına döndüğünde başı ile Kevin'ı onayladı. Gizlilik konusunu halledebileceğini tahmin edebiliyordum. Ama yağan yağmurun altında yürüme fikri nasıl olurdu emin değildim.

'Tasarımları taşıyacak arkadaşlarında fikrini alalım bence'

'Bence de kevin, Nick bu konuda haklı ayrıca diğer tasarımcılar ile de görüşmen gerekir.'

'Ayşin temaya uygun ve görsel olarak bu bölgeyi anlatmak istiyorsak açık alan en iyi seçenek'

'Herkesin fikrini alalım diyorum ben'

'Bence de fikir alınabilir'

Nedret hanımın ılıman sesi en son noktayı koyarken huysuzluğunu üstüne geçirmiş olan arkadaşım yanımızdan ayrıldı. Onun bu haline homurtular çıkaran Nick taktik değiştirerek kendi ittifakını kurmak için Nedret hanım ile ikili diyaloga girdiğinde bir anda ortada kaldığımı hissettim. Gözlerim etrafımızdakilerin dağılması ile Arslan'la buluştuğunda yüzünde ki ifade halen aynı hoşnutsuzluktaydı. Takıldığı bir yer vardı ve çözmeden de düzelemiyordu. Bu hep böyleydi.

'Her zaman sınırları zorlar mı arkadaşın'

'En iyisini yapmak için uğraşıyor'

'Farkındayım ama bazen akışta bırakmak gerekebilir'

'Moda şovlarını akışa bırakamazsın Alp'

'Diğer şeyleri bırakabilir ama '

Gözlerim arkadaşımın çıktığı kapıya kayarken aramızdaki mesafeyi azalttığını fark edemedim. Hemen önümde ellerini ceplerine koymuş bir şekilde dikildiğinde aklıma iki gün içinde dövüşeceği geldi. Kolunun durumu ne kadar iyi olmuştu kestiremiyordum. Ayrıca gözlerini üzerime dikmiş beni süzerken yutkunmamak için konuyu değiştirmem gerekiyordu. Aklıma konuşabilecek tek kelime gelmezken bir süre birbirimizi izledik. Aramızda uzayıp kısalan ipler varmış gibi hissettiğim bir anda önüme düşen saçımı kulağımın ardına bıraktı elini geri çekmek yerine parmakları enseme değdiğinde ateşe çarpmış gibi irkildim. Beni gerçekten büyülüyordu sanırım. Bir adım geriye atarken ne kadar yakın olduğumuzu fark ettim hangi ara burnumun dibine girmişti emin değildim.

'Senin neden koruman yok Ayşin'

'İhtiyacım yok'

'Emin misin ? Duyduğuma göre genelde sizin sektörde yaygınmış?'

Emin olamaz gibi soran ifadesi ile yutkunduğum da gerçekten de merak ettiğini hissedebiliyordum.

' Organizasyonların korumaları var ama özellikle kendim için birini görevlendirmedim. Ayrıca başıma bir şey gelecekse zaten gelir diye düşünüyorum. Tek kişi buna engel olamaz ki?'

'Yine uzun uzun düşünülmüş bir durum yani'

'Kısa düşünmek bana pek faydalı gelmiyor '

'Bu Andrei konusunda da uzun uzun düşündün sanırım çiçekler onu gösteriyor'

Gözleri tiksinir bir ifade ile güzelim çiçeklere değdiğinde hayret ettim. İlk defa bu kadar açık bir şekilde duygularını belli eden ifadesi beni afallatırken kendime engel olamadım.

'Çiçeklerim çok güzel onlara böyle bakma'

' Baktığım da gördüğüm şey çiçekler değil maalesef '

'Alp neyin peşindesin?'

'Bence ikimizde bunu biliyoruz Ayşin.'

Yeniden aramızda ki mesafenin kısaldığını hissediyordum. Etrafımızda ki kişilerin anlık bize dönen gözlerine göz atıp yeniden ona baktığımda kokusunun çoktan etrafımda ikinci bir kişi gibi bana sarıldığını hissedebiliyordum. Genzime dolan koku ile nefesim kesilir gibi olduğumda gözlerinin halen bana kitlenmiş olması midemi kasıyordu.

'İnan ki hiçbir fikrim yok'

'Fikrin yok demek, maçıma gelecek misin? Bilet ayarlamakta sıkıntı yaşarsan arkadaşın ve senin için yer ayarlarım'

'Bunu neden yapasın'

'Burada yaptığım her maçta beni izliyor olmana alıştım sanırım, orada bir yerlerde beni izlemen fikri hoş'

' Her maçına gelmiyorum'

'Ekibim öyle demiyor '

'Ekibine yeni birilerini almalısın bazılarının görme kaybı var ayrıca omuzunu neden bu kadar zorluyorsun.'

Çenemin bağına diye girmek istediğim bir küfürle dudağımı dişlediğimde yüzünde ki zafer ifadesi ile genişçe gülümsedi. Çenesinde beliren çukuru uzun zaman sonra yeniden görmek içimde ki dengeleri iyice bozarken aklımın köşesinde bir yerde kalan mantığımı arıyordum. Bir yerlerde olmalıydı. Ben kendi arayışıma odaklanmaya çalışırken yeniden mavileri ile kesiştim. İçime soğukluk yayması gereken buz mavisinin böylesine yakıcı olması da adaletli değildi.

'Nefes al Ayşin.'

Tuttuğumun farkında olmadığım nefesim onun komutunu bekler gibi özgürlüğüne kavuştuğunda bana yaptığı şeyi anlamaya çalışıyordum. Kevin'ın neden unutamıyorsun dediği etkiyi ensemde duyumsamaya başladığımda ağlama isteğim gelip boğazıma yumru gibi çöktü. Geçmişi hatırla kızım cılız bir sesten beynime ulaşmaya çalışan sözleri duymakta zorlanıyordum.

'Omuzum iyi sıkıntı yok sen ve arkadaşın için iki koltuğum var hatta üç şu fotoğrafçı diğerinden daha iyi onunla gelin'

'Gelmeyi düşünmüyorum'

'Rakip yüzünden mi?'

'Rakip'

Demek istediği şeyi anlayamadığım için ona bakmayı sürdürdüm. Gözleri bir süre daha beni yanıtsız bıraktıktan sonra ilginç bir şey keşfetmiş gibi kısıldı.

'Andrei sponsoru rakibimin biliyorsun sanıyordum'

Zihnimde çalan alarm sesleri ile söylediğini anlamaya çalışırken bir yandan da Andrei ile gittiğim yemekte bana anlattıklarını düşünüyordum. Hiç bu tarz bir şeyden bahsetmemişti. Tesadüflere inanan birisi olmadığım için ilk fırsatta ortaya çıkan şüpheci sesim çokta komplo teorisi üretmeye başlamıştı bile.

'Bilmiyordum'

'Görüşüyorsunuz sanıyordum'

' Alp'

'Efendim'

'Sen kuşkulandın mı bu tesadüften'

Zihnimde ki ihtimaller arasında bir yerde bilerek seçilmiş olduğu fikri yanıp sönüyordu. Bunun için detaylı düşünmeyi planlamıyordum ama yine de değerlendirebilirdim.

'Tesadüf değilse bile ringe çakıldığında öğrenir bunu'

'Rakibini küçümsüyorsun şuan'

' Hayır onu karşıma çıkaranı küçümsüyorum ikisi farklı şeyler'

'Andrei sakin ve standart bir adam Alp'

'Sesin hiç inandırıcı değil ama '

Gözlerimi devirmemek için kendimi sıkarken hemen etrafımızda devam eden karmaşaya göz attım. Kevin ve hemen yanında onu ikna etmeye çalışan Nick yeni bir kaosu aktif etmek üzereydi. Elimizde ki bu büyük sorumluluk dışında bir şeyi düşünmek istemiyordum. Özelliklede hakkımda iddialara konu olan adamın dolaylı yoldan rakip olmasını düşünmeyi planlamıyordum. Ama içten içe beni kemirmeye başlayan duygunun farkındaydım.

'Bazen geçmişi özlüyorum'

Sesi söylediği şeyi destekler gibi kısıldığında gözlerinin bakarken daldığını görebiliyordum. Aklından geçenleri tahmin etmek dışında pekte ihtimalim yoktu. Kendimin de ona hak verdiğini hissedebiliyordum. Bazen bir kaç metre ilerde sesini duyabileceğim sahili çok özlüyordum.

'Geçmişe dönme şansın yok o yüzden geleceğini iyileştir diyor uzmanlar'

'Ya iyileşme şansımız geçmişteyse uzmanların bunun için bir fikri var mı?'

Kıstığı gözleri yüzümün her santiminde gezinirken önüme düşen saçlarıma şükrettim en azından aramıza bir pervane olabiliyorlardı. Kendi kendine fısıldarken aramızdaki mesafenin yakınlığından onu duyabilmiştim.

'Biraz daha uzadıklarında saçlarını örebilir miyim?'

'Ne' Söylediği şeyi fark ettiğimi anladığında gözlerini kaçırıp bir kaç adım geriledi. İçimde ki mızıkçı küçük kız ortaya çıkmaya can atıyordu.

'Hiç bir şey'

Onun bu kaçışına kahkaha attığımda yeniden göz göze geldik. Sıkıştığı zamanlarda yaptığı bu taktiğin halen aynı olması inanılır gibi değildi. Korkak diyen iç sesim ile ona bakmayı sürdürdüğümde onunda benim gibi çelişkilerle dolu olduğunu görebiliyordum.

'Ayşin'

'Söylediğin şeylerin arkasında halen duramıyorsun '

'Ayşin'

'Üzgünüm Alp bu sefer bu karmaşa ile uğraşmak gibi düşüncelerim yok. Sana da tavsiyem bu göze alamadığın şeyler varken yanlış anlaşılacak hamleler yapma.'

Cevap vermesini bekleyecek enerjiye sahip olmadığımı hissettiğim için bana şaşkınlık ve kırgınlık ile bakan gözlerine karşılık vermedim. Onu ardımda bırakıp birbirini öldürmek üzere olan arkadaşlarımın yanına ilerledim. Nick davasında haklı olduğunu söyleyip ortamdan ayrıldığında Kevin ile baş başa kaldık. Onun gerginliğini hissedebiliyordum. Kendince bu kadar mükemmeliyetçi olmasının onu ne kadar zorladığını biliyordum.

'Bir şeyler mi içsek'

'Hı'

Daldığı dehlizden çıkmış gibi bir şaşkınlık ile bana baktığında ona göz kırptım. İkimizin de birazcık bu alandan ayrılması gerekiyordu. Bu daha ilk gündü ve sonrasını şimdiden düşünmek istemiyordum bile. Koluna girip onun benimle beraber sürüklediğimde aklımdan geçen listeyi düşünüyordum. İçecekten vazgeçip dondurmada karar kıldığımda akşam yiyeceğim şeyleri düşünüyordum. Defile öncesi bir santimlik değişiklik bile sıkıntı olabilirdi.

'Ne diyordu aslancık sana canını sıkmış belli ki?'

'Sen kavga ederken beni mi izliyordun?' Gözlerini hadi ama der gibi bir ima ile kıstığında sağ tarafına eğdi başı ile bana bakıyordu.

'İmalarda bulundu sadece ama önceden alışkınım seviyor altı boş sözlerle beni yanında tutmayı'

'Acaba birbirinizi yanlış anlıyor olabilir misiniz ? ' Yanlış anladığım doğruydu ama buna sebep olan onun dengesiz hareketleriydi. Durmadan ümit verip bir şeyler olacak gibi yapıp başkasına kapılarını açanda oydu. Bunların hiçbirini ben yapmamıştım. Uzaktan izlemek zorunda kaldığımda bile sessizce beklemiştim isyan bile etmemiştim. Şimdi onca zaman sonra aynı saçma durumun içine girmek gibi fikirlerim yoktu. Geldiğimiz dondurmacının önünde durduğum da homurdayan arkadaşıma baktım.

'Elbisenin ölçüsünde oynama yapmam Ayşin'

'Sıkıntı yok tek dondurma ile kilo almam'

'Annenin yemekleri de etkenlerden birisi ' Sabah yaptığımız kahvaltı aklıma gelirken yiyemediğim kızartmalar ile yüzümün düşmesine engel olamadım. Deli arkadaşım canlı çiçeklerden oluşan bir tasarım düşünüyordu ve benim milim değişmemem lazımdı. En ufak bir değişim tasarımda da değişim demekti ve bu aynı zamanda uçurumdan atlamak ile eş değerdi.

'Hadi ama söz bundan sonra kaçamak yok ayrıca ikimizin de şuan bu tatlı yiyeceğe ihtiyacı var'

Göz kırpıp en masum ifademi takınmaya çalıştığımda gözlerini kısıp bir süre beni izledi. Dondurma standının başında bekleyen çocuk ikimizi süzerken birazdan bizi kovma ihtimalini düşünüyordum.

'Ayşin hanım için limon karamel ve çilek üç top külahta olsun limon en altta olacak' Ensemde ki tüyleri hareketlendiren ses ikimizin arasından geçip çocuğa ulaştığında dondurmayı hazırlamaya başlayan çocuğun ellerini

'Sizin sevdikleriniz hangisi Kevin Bey'

Göz göze geldiğim arkadaşım afallamış halime üzgün bir bakış attığında benim için hazırlanan dondurmayı benden önce alıp bana uzattı. Ellerimin titrediğini hissediyordum resmen her yerden çıkamaya devam ediyordu. Bana uzatılan dondurmayı alıp ona baktığımda yüzünde ki hafif gülümsemeye eşlik eden gamzeleri ile birde su alıp bana verdi. Hipnoz olmuş bir şekilde onu izlediğimi biliyordum ama böyle anlarda oturup ağlamak dışında içimden başka bir şey gelmiyordu. Durup durup beni tanıdığını hatırlatıyordu. Geçmişteki beni ezbere bildiğini söyler gibi bir hali vardı ve ben bu durum yüzünden nefes alamaz bir haldeydim ,daha en başındaydık.

'Kevin sizi maçıma davet ettim Nick'e de söylersin beraber gelin'

'Boks maçına mı ?'

'Kickboks aslında '

Arkadaşımın gözleri benimle onun arasında gidip gelirken elimdeki eriyen dondurmama döndüm. Benim inat edip gitmeyeceğimi bildiği için kendince yaptığı hamleyi izliyordum.

'Olur geliriz bize de değişiklik olur. ' Kafasına göre her çeşit dondurma ile külahına bir dağ oluşmasına sebep olan arkadaşım keyifle onayladığında onunda yüzüne yansıyan gülümsemeye yumruk atmak istedim.

'O zaman görüşürüz'

'Görüşürüz Arslan Bey'

Anlık bir rüzgarın esmesi gibi göz göze geldiğimizde yeniden dondurmama döndüm hesabı bizim yerimize ödeyip yanımızdan ayrıldığında durum değerlendirmesi için hızla dondurmasını sömüren arkadaşıma baktım.

'Ben diyorum sizin aranızda ki gerilim beni öldürüyor'

'Beni de öldürüyor. Sonunda boğazına yapışma ile yüzüne yumruk atmak arasında bir yer de bulacağım kendimi '

'Öyleli diyorsun'

'Kevin'

'Ayşin net bir şekilde söylüyorum bu adam sürekli bu şekilde seni senden iyi tanıdığını göstermeye devam ederse senin o yalancıktan olan duvarların yerlerde sürünür'

'Duvarlarım sağlam'

'Dışardan öyle görünmüyor '

İçerden de öyle görünmüyordu. Hatırladığını belli ettiği her detay ile acabalar kuşkular çoktan konuşmaya başlamıştı ve kesinlikle susacak gibi değildiler. Yıllardır bu günü bekleyen tüm düşünceler bir bir yuvalarından çıkıp bana göz kırpıyordu. Ağır bir yenilgi yaşıyormuş gibiydim ama bu sefer ona bunu belli etmemek için her şeyi yapmaya razıydım.

Güzel bir pazar olsun yıldız ışıkları 🌌

 

Loading...
0%