

hello Ooooo🪇
yorum ve yıldız bırakmayı unutmayın🪼
‘Kevin neden öyle bakıyor bizimkilere’
‘Hiçbir fikrim yok’
Arkadaşımın burnunu kırıştırma şeklinden bile rakip eler halinin anlamını biliyordum. Ama açık açık dile getirecek olursam yansımalarını görebiliyordum. Beraber yanlarına ulaştığımızda bana başı ile bu mudur ifadesi takınan Kevin bir nalığına kahkaha atmama sebep olacaktı.
‘Yarın ekipler gelip tadilata başlayacak’
‘Buralardayım bir süre Oğuz’
‘Alp sıkıntı olmasın’ sıkıntı benim ile olan korumacılık masalıydı sanırım.Belimdeki kol daha da sıkılaşırken timsah yeşili gözlerdeki küçümsemeye baktım. Benden önce öksürük krizine giren arkadaşım yeniden ilgili odağı olurken ellerini havaya kaldırdı.
‘Bu kadar aleni olmasını beklememiştim şaşkınlığımı mazur gör Ay’
‘Ona Ay demiyorsun’
‘Aslancık konumuz bu mu?’
Homurtuları birbirine karışırken Daphne’nin yüzündeki gülümsemeye karşılık verdim. Aklından geçenleri merak ediyordum açıkçası Oğuz’un onunla bir şeyleri paylaştığına emindim ama henüz ona açılabilecek kadar bir diyalog yoktu aramızda. Başıma yaslanan başı ile arkadaşımı kışkırtmaktan vazgeçişi aynı anda olmuştu. İs kokusu boğazıma dolmaya devam ederken etrafta gezinen kişileri izlemek dışında elimizden pek bir şey gelmiyordu. Oğuz ve Alp yanımızdan ayrılıp planlama için görüşecekleri kişilerle mekana ilerlediğinde kalan çekirdek kaosa baktım.
‘Gelmezsin diye tahmin etmiştim’
‘Benim hakkımda tahminler mi yürütüyorsun?’ kısılan gözlerine tehditkar bakışlarımı attığımda benim tarafımdan oluşturulacak bir boşluğu beklediğini yeniden gözler önüne seriyordu.
‘İsmin nedir tatlım?’
Kev’in sesi tatsız bir yemek yedikten sonraki ifadesi ile süslendiğinde kızları süzmeye devam ediyordu.
‘Blake’
‘Blake durman gereken yerleri bilmiyorsun sanırım’ yanımdaki küçük sırtlan gülümsemesi sadece birkaç kişinin bildiği minik bir maskelemeydi ve burcu burada olsa çoktan Blake için üzülmeye başlardı.
‘Anlamadım’
‘Diyor ki dolaştığın yer senin alanın değil ceza kesilmesin boşuna’ açıkça geri durması gerektiğini bağıran yüzüme rağmen cümlelerimi kibarlaştırmıştım.
‘Beni tehdit mi ediyorsunuz?’
‘Anlamana şaşırdım tatlım dikkatli ol diyoruz sadece’
‘İkinizin arasında ki tuhaf ilişki iddiaları gerçek sanırım’ tuhaf ilişki iddiaları sözü beynimde dolaşırken boynumda atmaya başlayan damarı hissedebiliyordum. Üzerine doğru attığım adımlarla gerilediğinde koluma uzanan eli ittim.
‘Durması gereken yeri bilmeyen insanlardan nefret ederim. Ama daha çok nefret ettiğim ne var biliyor musun? Boş zihinleri ile insanları itham edenler’
Arkadaşlığın ne demek olduğunu anlayamayan insanlara tahammülüm yoktu hele ki belden aşağıya vuranlara karşı aramızdaki mesafe birkaç solukluk boşluğa indiğinde aramıza uzanan elin sahibine döndüm. Daphne yüzünde sürekli asılı duran gülümsemesi ile bize bakmaya devam ediyordu.
‘Sakin olmalısınız?’
‘Arkadaşına ne konuşması gerektiğini öğretmeni tavsiye ediyorum. Bir başka sefer bu kadar sakin kalmam. Ayrıca gözlerini bana ait olandan da çek insanların anlattığı gibi en sakin ve tatlı manken kız değilim’ Yüzünde ki gülümsemenin tuzla buz olmasının sarsıcı zevki içime dağılırken bir adım geriye çekildim. İkisinin yüzündeki o karamsar hal baştan beri duran yapay gülümsemeden daha gerçekti.
‘Ayşin’
‘Kevin’ sesim normale dönerken arkadaşımın telefonunda bana doğrulttuğu habere baktım. Gerçekten bela geliyorum diyerek gelmişti. Elle ile bugün ki çekimlerin araka planından sızdırılmış gibi duran fotoğrafa baktım. İkimizin de gergin olduğunu detaylandıran haberi az çok tahmin edebiliyordum. Birilerinin bu kaostan faydalanmak istemesi normaldi. Ama açık hedef haline gelmem için atılan adımlarında ilki buydu. Demek ki başlamıştı insanlar önce zayıf anlarında yanlarında olanlara acımıyordu gerçekten.
‘Demek bunu kastediyordu.’
‘İnsanlar inanmamış’
‘Birkaç kere aynı tür haber olursa inanmaya başlarlar. Kazandığım şeyleri geri verme gibi bir planım yok Kev ’
‘Ne yapmayı planlıyorsun?’ yanımızda duran ikiliye baktım bir süre gerçektende üst üstte geliyordu her şey arkamda bir enkaz vardı hemen yanımda rakip telefonun ucunda bana düşman birisi ve tüm bunların yanında çözemediğimiz birde suç sinsilemiz vardı.
Kavuştun ama lanet etrafınıza saçıldı diyen iç sesim gömüldüğü karanlıktan geri dönerken. Yıllardır beklediği şeyi söyler gibi bir egoya sahipti kendi iç sessim bana saldırıyordu. Onun içimdeki kırılgan kişi olduğunu biliyordum. Affetmediğim her şeyin biriktiği o köşe tamda böyle bir an bekliyordu.
‘Kulis günlüğü yayınlayacağım’
‘Ne ?’
‘Gerekirse adım adım yaptığımız her şeyi yayınlayacağım’
‘Açık adres olacaksın yani’ Düşman dediğimiz kişiler çoktan ne zaman nerde olacağımızı biliyorlardı. Açık açık paylaşmam ile değişen tek şey zorba olma ihtimalimin önünü kesmemi sağlardı.
‘Zaten açık adressiz’
‘Ayşin’
‘Kevin atak geldi’
‘Çözüm bu mu?’
‘Daha iyi bir yöntemin var mı?’
Sessizliği onunda benim kadar plansız olduğunu fısıldıyordu. Üşüdüğümü hissetmeye başladığımda arabama yöneldim. Arka koltukta olması gereken poları almak için hareketlendiğimde oda benimle beraber yürüyordu. Koltukta beni bekleyen çiçek ile ikimizde birbirimize baktığımızda birinin arabama ulaşacak kadar yakınımızda olduğunun açık kanıtıydı. Japonların ölüm çiçeği efsanesinin ince yaprakları ve kızıllığı tek dal halinde bana göz kırparken bunu bırakan kişinin çiçeklere yüklediğim anlamları da bildiği açıktı.
‘Kırmızı örümcek Zambak’ı mı?’
‘Aslında iki anlamı var’ Budizm’e göre , öteki dünyayla bu dünyayı ayıran bir nehir olduğuna ve nehrin kenarında cennet çiçeği adını taşıyan bu çiçeğin olduğuna inanılıyordu oysaki ben daha gerçekçi olanı anlamına inanıyordum.Mezarlıkları ve tapınakları süsleyen bu kızıllığın ölüm anlamına inanıyordum.
‘Ayşin’
‘Birisi bunu arabama koyacak kadar yakınımda ve biz farkında değiliz sence de şuan ki durumda her şeyi yayınlamak en azından bunun önüne geçemez mi?’ Umut diye fısıldayan iç sesim ile ona baktığımda yüzündeki ifadenin dağılan korku parçalarını fark etmek yüzüme bir tokat gibi iniyordu.
‘Kev hem yeniden doğuşu da temsil ediyor ‘
‘İkimizde hangi anlamda olduğunu biliyoruz’
‘Sakin olmalıyız’
Parmaklarıma değen incecik kırmızların nasıl bir zehir sakladığını biliyordum. İnsanları felç bırakabilecek kadar güçlü bir çiçeğin tuhaf güzelliğine gülümsedim. Geri adım atmak mı asla diyen iç sesim ile arkadaşıma döndüm.
‘Bana onunla bir fotoğraf çek’
‘Ne’
‘Kevin fotoğrafımızı çek’ Telefonumu ona uzattığımda yüzündeki ifade dahada sancılı bir hal aldı. Birkaç adımda karanlık bir köşe bulduğumuzda ona çiçeği gösterdim.İstediğim gibi birkaç fotoğraf çektiğinde elimdeki çiçeği yere attım. Üzerine basarken aslında ezmek istediğim burnumun dibindeki düşmandı.
Fotoğrafları genişçe güldüğüm kareden,podyumdaki donuk bakışlarımın süslediği kareye doğru sıralı paylaştığımda çiçeği bulduğumu ve meydan okumasını kabul ettiğimi anlamasını istiyordum. Paylaşımım saniyeler içinde iki kişi tarafından karşılık alırken Andrei ve Elle isminin yan yana duruşuna baktım. İkisi de Rus diye fısıldayan iç sesim mesajımın ulaştığını fısıldıyordu. Elimdeki telefonda bildirimler değişmeye devm ederken beynimin içinde açılmış yeni sekmede Rus çarı ve Elle karşılıklı duruyordu. Andrei çiçekleri sevdiğimi en net bilen isimlerden birisiydi hayranım olduğunu varsayarsak uzak doğu kültürünü takip ettiğimi de biliyordu. Ama açıkça belli eder miydi.
‘Sence bir düşman açık açık kendini belli eder mi?’
‘Kim kendini ifşalamak ister ki’
‘İşte bu yüzden oynuyor ‘
‘Kim oynuyor Ayşin’
Telefonum titremeye devam ederken bir anlığına gördüğüm mesajı aramak için mesaj kutuma girdim. Kimliği belirsiz anonim bir sürü mesajın arasında ki örümcek ve kahkaha atan bal kabağı emojisine tıkladım.
'🕷🎃' gördüğüm anda yeni bir mesaj geldiğinde midemden yükselen o korku hissinin yanması sırtıma dağıldı.
‘Sobe’
~~~~~
İyi geceler herkese umarım bu günlerde iyisinizdir 🪽
Hikayenin gidişatı hakkındaki fikirlerinizi merak ediyorum yazmayı unutmayın🪈
güzel günlere uyanmak inancı ile
hoşkalın🪼
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 6.04k Okunma |
474 Oy |
0 Takip |
47 Bölümlü Kitap |