@saturnsring
|
Helloooooo 🍪 Fikir ve görüşlerinizi belirtmeyi unutmayın 💙 Zamanın döngüsünün bükülebilen bir yanı vardı. Bir an için yıllar gibi gelen zamanın bir an için sanki daha dün gibi olduğunu görebiliyordun. Elinle tutamadığın ama her an hissedebildiğin bir döngü. Karşımda duran restorantta en son girdiğimde buradan gitmeden bir hafta önceydi sonralarda geri geldiğim zamanlarda bile özellikle uzak durduğum bir yerdi. Ama ne büyük tesadüf ki şimdi burada hemen önünde duruyordum. Dünün aksine şuan gizlenmiyordum o yüzden geri döndüğüm buradaki herkesin kulağına çoktan ulaşmıştı gizlice fotoğraflarımı çekip paylaşan insanlar bile vardı. Oysaki hepsini bir şekilde tanıyordum burada doğduğumu büyüdüğümü unutuyorlardı. Derin bir nefes alıp kapıyı açtığımda zamanın gerçekten de bir yansıma olduğunu hissettim. Burnuma dolan kızartma kokusu zihnimin gerilerinde kalan birkaç anıyı hatırlamak için ısrarcı olurken kendimi sakin olmaya odakladım. Sekiz yıldır yaptığım şeyin ikinci kimliğim olmaktan çok daha fazlası olduğunu böyle anlarda fark ediyordum. Yüzüme serptiğim hafif gülümseme ile çalışanlara gülümsedim. Gözlerim hemen en sonda bir masada oturmuş elindeki dergiyi kurcalayan kadına değdiğinde gerçekten pekte buraya uygun olmayan görüntüsüne güldüm. Adım seslerim benden önce ona ulaştığında beni gördüğü için sevindiğini belli eden hali ile bana doğru hareketlendi. Benden daha hızlı bir şekilde bana sarılan hali ile bende gülümsemeye devam ederek ona eşlik ettim. 'Gerçekten de çok uzun zaman olmuş Ayşin' 'Sekiz yıl kadar oldu sanırım' 'Ara ara geliyorsun duyuyorum ama hiç iletişim kuramadık' 'Kısa süreli geliyorum o yüzden.' 'Nasılsın' Oğluna miras bıraktığı mavileri ile beni izlerken oturduğum yerde gerildim. Aklımdan geçmemesi gereken şeylerin tamda böyle anlarda canlanmak gibi özellikleri olduğundan kendime telkinlerde bulunmaya devam ediyordum. 'İyiyim siz nasılsınız Nedret hanım. Arslan beni görmek istediğinizi söyleyince şaşırdım aslında' 'Ah Arslan' Söylememem gereken bir şeyi söylediğimi hissediyordum ama yine de emin değildim. Yüzünde ki gülümseme birkaç saniyeliğine karışık bir hal alırken gözlerinin bir noktaya kısacık değdiğini fark ettim. Onun baktığı yere bakmak için başımı çevirdiğimde kendini gizlemek için gerçekten de uzak bir noktaya park etmiş arabanın içinde ki adama hayret ediyordum. Aklından ne geçiyordu emin olamıyordum. 'Seni özlediğim için böyle bir şansım olur mu diye merak etmiştim sadece. Arslan'da sana denk gelirse ricada bulunabileceğini söylemişti.' Tamamen yalan olduğunu belli eden sözlere sadece gülümsedim. Durup dururken kadının beni özlemesi için bir sebep yoktu ayrıca uzun zamandır oldukça fazla yalan sohbetlere mahruz kalıyordum. O yüzden benden kaçma şansı yoktu. 'Sanırım size bir şey yapmamdan korkuyor' 'Bugün şoförlüğümü yapıyor diyelim' 'İlginç oysaki kolunda sıkıntı var ben dinlenir diye düşünmüştüm' ' Kolunda sıkıntı olduğunu nerden biliyorsun' 'Maçına gittim' Gizlice gitmeye çalışıp elimize bulaştırdığımıza göre açıkça söylemekte sıkıntı yoktu. Kevin'ın kızım sen akıllanmayacaksın diyen sesini duyabiliyordum ama yine de yapacak bir şey göremiyordum. Herkesin duyduğuna emin olduğum bir gerçeği gizlemeye gerek görmüyordum ayrıca ünlü mankenlerde dövüşe meraklı olabilirdi. 'Görüşmüyorsunuz sanıyordum?' 'Bu sabaha kadar görüşmüyorduk gerçi halen görüşmüyoruz' 'Küçükken her şey daha kolaydı sanırım büyüdükçe değişiyor insan' 'Kesinlikle sağlam olmayan bağlar yaş almayla beraber kopuyor. Önüne geçilemeyen bir durum bu ' 'Ben aranızın iyi olduğunu düşünüyordum.' Herkes aramızın iyi olduğunu düşünüyordu onun benden kopamayacağını söylüyorlardı. Nereye gitsem gölgem gibi peşimde olacağını söylüyorlardı ama gerçek ortadaydı bambaşka yerlere giden iki kişiydik en nihayetinde. 'Bence standart sadece herkes gibi arkadaşlardık' Herkes gibi, dilimin ucunu yakan kelime ile derince bir nefes aldığımda karşımdaki kadının gözleri yeniden oğluna değip bana döndü. Yüzünde ki garip ifade ile bir süre onu süzdükten sonra yeniden bana döndüğünde yüzünde yine aynı gülümseme vardı. Gerçekten amaçlarını asla anlayamıyordum ama ayak uydurmakta bir yoldu sonuçta. 'İnsanlar resmimizi çekiyor senin için sorun olur mu?' 'Sıkıntı olmaz en fazla çıkan teorilere bir yenisi daha eklenir ama Kayhan Bey ve marka imajı için sıkıntı olur derseniz kaldırta bilirim' 'Bizim için bir sıkıntı yok hem sen markaya tanınırlık katarsın neden rahatsız olsun' Önümüze bırakılan kahveler ile yeniden bir sessizlik hakim olduğunda gerçekten neden burada olduğumuzu daha da merak eder olmuştum. Annemin neden seninle görüşmek istiyormuş dediği kadarlık bir durum vardı ortada. Birde tez dönmem konusunda ki uzun metni vardı aklımda, telefonum titremeye başladığında peş peşe düşen bildirimlerle sabah benden kaçan arkadaşımın yeni gelişmeler için çığlıklar attığını tahmin edebiliyordum. 'Aslında burada buluşmaktansa beraber bir akşam yemeği yeriz diye düşünmüştüm.' 'Benimle konuşmak istediğiniz konu tam olarak nedir?' merakıma engel olmadan sorduğum soru ile gülümsemesi genişlerken aklımda akşam yemeği yesek senaryosu da dolaşıp duruyordu. 'Ayşin geri dönmek gibi bir planın var mı diye merak ediyordum?' 'Neden böyle bir konuyu merak ediyorsunuz' 'öylesine bir merak diyelim' Arslan'dan duyduğum sorunun bir farklısın yeniden sorulması ile gerildiğimi hissediyordum. Ayrıca bir işim vardı buraya dönüp ne yapacaktım. Döndüm diyelim Eğilmez ailesi için ne önemi vardı ki sorup duruyorlardı. 'Şuan için buraya dönme planım yok. Zaten uzun bir süre daha bu işi yapmayı düşünüyorum ve bu da uzun bir süre boyunca dönme şansımın olmadığını gösteriyor' 'Anlıyorum' 'Keşke aynı şeyi bende söyleyebilseydim? Açıkçası bunu merak etmenizi anlamlandıramadım. Benden bir konuda yardım isteyeceğinizi düşünmüştüm ama yanlış mı düşündüm' Açık konuşmanın her zaman işe yaradığına inanan birisi olarak daha fazla bu mideme kramp sokan durumun içinde kalamayacağımı biliyordum. O yüzden engel olamadığım hayretim ile biraz değiştirerek yeniden sorumu yeniledim 'Esas konuya gelmek için yolu uzatıyorum. Böyle konularda eşim daha iyidir ama ben direk konuya giremem. Açıkçası bu bölgenin tanıtımı için bir şeyler düşünüyoruz özelliklede yaz döneminde sende burada doğdun ve büyüdün bu yüzden bizi kırmazsın diye düşündüm kendi fikrim tamamen' 'Nasıl bir planınız var ' 'Birkaç etkinlik yapmayı düşünüyoruz belki büyük bir organizasyonu bu bölgeye çekmek olabilir ve senin bu tarz işlere ulaşma imkanın çok yüksek' Aslında kendilerinde ulaşması kolaydı. Bildiğim kadarıyla her ne kadar bu kasabada yaşamaya devam etseler de işleri ilerletmişti Kayhan bey ayrıca oğlunun tanınırlığı da fazlaydı neden böyle bir yardımı benden talep ettiklerini anlayamıyordum. Zihnimde ki şüpheci cin avını tartmaya başlamıştı bile. 'Bunu Arslan'da söyleyebilirdi.' 'İkinizin arasındaki bağların uzun süre önce koptuğunu söylemiştin' Gülümsemek bugün sık sık yaptığım bir eylem halini alırken Nedret hanımın gözlerime beklentiyle bakan haline sessiz kaldım bir süre. Bağlantılarımı kaçtığım yerin tanıtımı için kullanmak. Doğdum yer diyen iç sesim mantıklı bir yaklaşımda bulunmak isterken içimde bir yerde sızlamaya devam eden bir yer ama kaçtık buradan dönmedik. Hatta dönmeyeceğiz ne kadar zaman oldu hadi ama kızım günlerce ağladın Kevin aylarca seni normal görmek için uğraştı. Zihnimde dans eden çelişkiler ile bana bakan kadına gülümsedim. 'Nasıl bir bağlantı ' 'Gerçekten yardım edecek misin?' 'Kişisel problemlerim ile işimi uzun zamandır ayrı tutuyorum.' Ya da ayrı tutmaya çalışıyordum dün geceye kadar sanki yakalandığım an tüm gizlediğim şeyler ortaya dökülmüş gibi hissediyordum. 'Belki bir festival ama böyle büyük isimlerin olduğu' 'Bunun bir araştırmam gerekiyor tabi sizin de planladığınız şeylerle uyması gerekir bunu için iletişimde kalabiliriz. Yarın sabah dönüyorum birkaç kişiye fısıldarım' 'Ayşin teşekkür ederim' 'Sorun değil sonuçta bağlantısı olan kişilerin bunları faydalı şeyler için değerlendirmesi mantıklı' 'Bu bölgenin kalkınmaya ihtiyacı var bu yüzden de tanınırlığa ihtiyacımız' 'Hallederiz' Masanın üzerinde duran elimin üzerine bıraktığı sıcak elli ile bana yeninde gülümsediğinde aklımda bu bölgede yapılabilecek etkinlik ne olabilir sorulu bir panel açılmıştı bile. Gerçekten de kaçmak istediğimiz yere dönüyorsun Ayşin. Kısa süreliğine dönüyorum en azından temelli değil. Hem belki buraya bir fayda sağlamak içimde ki kırılan yerlere iyi gelir ve buraya her gelişimde içimde kopan fırtına biraz da olsun sakinler denemeden bilemeyiz. ' O zaman beraber çok vakit geçireceğiz' 'Beraber olabileceğimizi çok düşünmüyorum ama fırsat buldukça kendimde yardım etmeye çalışırım. Ben müsadenizi istesem birkaç işim daha var' 'Tabi ki beraber kalkalım' 'Olur ' Hızlıca hesabı ödemek için birkaç adım önden masadan ayrıldım. Hemen ardımdan gelen topuk sesleri bir an için kuliste gibi hissetmeme sebep olurken bu sıra çok fazla farklı anda olduğumu hissediyordum. Yeniden çalışanlara gülümseyip iyi bir gün diledikten sonra birkaç dakika önce durduğum yolun kenarına çıktığımda omuzlarımın çökmek için bir an kolladığını hissediyordum. Sağ tarafımda duran kadına yeniden gülümsediğimde önümüzde duran araba ile son kez sakin olmak için bir nefes aldım. 'Anne bitti mi konuşmanız' Yürüyerek devam etme kararı aldık dememek için kendimi zorladım. Gerçekten de tek eliyle arabayı sürdüğü yetmezmiş gibi birde aynı alanda hemen kişisel alanımda kendine bir yer bulabiliyordu. Derin bir nefes daha aldığımda uzun zamandır sadece bazı anlarda duyumsadığım parfüm kokusu içime dolduğunda bir adım geriye gittim. Bu iyi değildi hem de hiç iyi değildi. 'Şimdilik evet Arslan. Senide bırakalım mı Ayşin' 'Teşekkür ederim ama tamamen ters taraflarda kalıyoruz o yüzden ben kendim gitsem daha iyi olur hem biraz çevreye bakarım değişen şeyleri görmek için' 'Tamam o zaman öyle yapalım. Senden haber bekliyorum o zaman' 'En kısa zamanda' Yeniden bana sarıldığında sarılışına karşılık verdim. Gerçekten ne yapıyordum ben acaba yanımdan ayrılan anne oğlun peşinden baktığım bir anın sonunda yeniden evime doğru yöneldiğimde ne yaptığımı anlamaya çalışıyordum. İşin içinden çıkamadığın o anda yapılacak en iyi şey en yakın arkadaştan akıl almak olduğu için hızlıca Kevin'ı aradım. Belki o ne yaptığımı bana söyleyebilirdi. 'Dönüş yolunda olduğun için telefonuma bakmadığını düşünüyorum' Telefonu açabileceği en hızlı şekilde açıp en hızlı şekilde konuşmaya başladığında gerçekten de deli olduğuna ikna oldum. ' Aslında Arslan'ın annesi ile kahve içiyordum' 'Ne ' Kulağımı tırmalayan çığlık sesi ile adımlarımı yavaşlattığımda bende onun gibi çığlık atmak üzereydim. 'Sana mesaj atmıştım' ' Ben onu dalga geçmek için söyledin sandım. Hani vazgeçiyorduk Ayşin zirveden aile bağlarına karışmak nedir güzelim' 'Şöyle ki benden yardım istedi' 'Sende kabul etti' 'Ettim' 'Peki tam olarak hangi konuda. Anlaşmalı evlilik planladığını söyleme bana oraya gelip yakarım o sahil şeridini' Söylediği şey ile kahkahama engel olmazken onun bunu yaptığını hayal ettiğim bir an gözlerimin önünden akıp gitti. 'Bu bölgede bir organizasyon için yardım istedi' 'Neden kabul ettin yardım etmeyi peki hani sürekli kaçtığın bir yer ya orası ' 'Gördüğüm kadarı ile burayı geliştirmek istiyorlar biliyorsun onların zaten kendi içlerinde konumları iyi ama anladığım kadarı ile bölgeyi de tanıtmak ve herkese biraz faydaları olsun istiyorlar' 'Ve tabi ki de bunu iş kollarından birinin bağlantısını kullanarak yapmak yerine parlayan yıldız Ayşin ÖZTÜRK sayesinde yapmak istiyorlar. Sence mantıklı mı?' ''Bunu bende düşündüm Kevin ama bir noktada anlattığı şey mantıklı neden benden istemesinler ki' Kendi kendime yaptığım savunmayı ona da yapmaya başladığımda derin bir nefes aldı. Bana inanamadığını biliyordum. Muhtemelen çok fazla kızmıştı ve bunu maalesef ki gizlemeye çalışıyordu. 'Bilmem onun biricik oğluna aşık olduğun için delirme noktasına geldiğin bir anda oradan kaçtığını varsayarsak bence de senden istemeliler gibi duruyor' Sivri dili konuşmaya başladığında aldığım nefesin yetersiz gelemeye başladığını hissettim. Gerçekten de her şeyinizi bilen birisine yalan konuşmak lafı dolandırmak ihtimalleri değerlendirmek çok zordu. 'Yani kadın o kısmı bilmiyor hatta bence Arslan da bilmiyorum' 'Saçma sapan zihninde affetme eğilimleri görüyorum Ayşin hemen kendine geliyorsun ve buraya geri dönüyorsun yarın akşam bir çekimin var' 'Kevin gerçekten de yardım etmeyecek misin' 'Edeceğim lanet olsun ki arkadaşız tabi ki de edeceğim ama bu demek değil ki o adamı uçurumdan atmayacağım' Gözlerim hemen ardımda kalan sarp yamaçça değdiğinde bir an için Kevin'ın gerçekten de Arslanı oradan aşağıya ittiğini hayal ettim. Hemen peşinden sıraladığı kahkahası kulağıma dolarken olduğum yerde titredim. Gerçekten bunu yapacak potansiyeli olan birinden yardım almakta tam bana uygun bir adımdı. Ama yine de bana yardım edecek en doğru insan ondan başkası olamazdı. 'Buraya geldiğinde detaylıca konuşacağız ama burnuma değişik kokular geliyor' 'Bu sefer benimde şüphelerim var' 'Aaaaa kuşkucu Ayşin geri dönüyor demek. Neyse bunu burada bırakalım biricik aşkın küçük Rus çarı sana odayı kaplatacak kadar mavi çiçeklerden yollamış. Birde defilede üzerinde gördüğüm o mavi çiçekleri unutamadım tarzında uzun uzun bir şeyler yazıyor notunda' Rus çarı tabiri ile bir kahkaha attığımda onunda benimle beraber eğlendiğini biliyordum. Uzun zamandır Andrei'den gelen çiçekleri ve teklifleri reddetmekle meşguldüm ve bu durumda olan tek kişi değildim. Kevin'da aracı kurum gibi sürekli reddediyordu. Ama yılmayan biriyle karşı karşıyaydık. Son iki yıl boyunca sayısız denemesi olmuştu. 'Kabul etmedin dimi?' 'Ah ettim biliyor musun kabul ettiğim için pişmandım ama şimdi kararımın doğru olduğunu düşünüyorum. Sen buraya geldiğinde bu adamla yemeğe çıkıyorsun ve Arslan Bey her neyin peşindeyse elinde patlıyor' Sesinde ki o hin tın kulağıma dolarken boğazımdan yükselen acı tadı hissede biliyordum. Birkaç saniye önce duyduğum koku aklıma ve içeme yeniden dolarken gözlerimin sızladığını biliyordum. 'Böyle bir şey olmayacak delirme Kevin' 'Beni siz delirttiniz şimdi bunu diyemezsin' Sesinden taşan öfke ile geri adım atmaya karar verdim. Ayrıca o dedi diye yemek yemeyecektim yesem bile olumsuz olduğunu saklayamazdım karşımdaki insana değersiz hissettirmek istemiyordum. Boşuna umut vermek istemiyordum kalbini incitmek istemiyordum. Bana yapılanı bir başkasına yapacak değildim. Ama biliyordum ki yarın akşama o yemek masasına oturtacaktı beni hemde beni göz hapsinde tutarak. 'Bende öyle düşünmüştüm Ayşin' 'Ben bir şey demedim ama Kev' 'Ben hissettim ne yemek istersin durmadan soruyordu bir cevap verelim adama' 'Türk yemeği de ' 'Ah gerçekten Ruslara savaş açmıyorsun tatlım' 'Kev' ' Türk yemeği ayarlıyorum' 'Ayarlamasan' Yalvarır gibi çıkan sesim hoşuna gitmiş olacak ki keyifli bir nefes verdiğini duyuyordum. Ayrıca şimdi bu geceden dönmem gerekiyordu. Bir yanım yarını da burada geçirmek istiyordu. O cılız hissin neyin peşinde olduğunu biliyordum ama bu sefer ona izin vermeyecektim uzun zamandır buna engel olmak için çabalamıştım. Sadece iki kez karşı karşıya geldik diye yeniden hortlamasına benliğimi ele geçirmesine izin vermezdim. 'Kapatıyorum burada ol en kısa sürede' Emrin olur dememe fırsat vermeden kapanan telefon ile gözlerimi yerdeki eski parke taşlarında dolaştırdım. Gerçekten de bir anda neler oluyordu böyle. Gözlerim benden bağımsız bir şekilde yeniden yamaçlara tırmandığında kendimi oradan düşen küçük kız gibi hissediyordum. Ama bu sefer dizlerimin parçalanacağını önceden görebiliyordum. Bu duyguya engel olmalıydım. O cılız sessi hapsettiğim yerde bırakmalıydım. Yoksa bu hisler beni bir yerde bırakacaktı. ***** Annemin hoşnutsuzluğunu asla gizleyemediği itirazları arasında yeniden yola çıktığım da derin bir sessizliğe hapsolmamak için açtığım müziği duyamayacak kadar derinlerde bir yerdeydim. Soğuk hava benden uzaklaşırken bile halen sanki o deniz esintisindeydim. Aklımda bir kez daha karşılaşma şansımızın olduğunu söyleyen ses geri dönüyor olmaktan hiç mutlu değildi ama tam şuanda yeniden o zamanlarda ki Ayşin olamazdım. Beni görmeyen birini görerek yeterince zaman harcamıştım. Işıkları parıl parıl parlayan evime geldiğimde benden önce gelmiş olan kişinin Kevin olduğunu biliyordum. Bu gece sabaha kadar sormak istediklerini soracağını ön görebiliyordum ama hiç enerjim yoktu. Ayrıca başıma sardığı bir randevu varken biraz da olsun uyumak en iyi seçenekti. Evin içinden yayılan Rusça şarkı ile gözlerimi devirdim. Gerçekten de tam bir ruh hastasıydı salonumda oturmuş elindeki telefon ile bana bakan haline göz devirmemek için kendimi zor tutarken şarkının sesini artırmıştı etrafta ki güllere baktığımı fark ettiğinde yüzünde ki sırıtışın artığını fark ettim. Sanırım beni videoya alıyordu yoksa çoktan bir şeyler söylemiş olması gerekirdi. Oyununa ayak uydurmak için ilgisiz gözlerim ile çiçeklere baktım. Gerçekten de bu kadar gülle gerek var mıydı? 'Ait olduğun yere hoş geldin yıldızım' Neşeli sesi ile attığı kahkahasına göz devirdim. Bilerek yapıyordu. Yüzündeki hınzır sırıtış ile elimdeki telefonu işaret ettiğinde profiline girdim. Gerçekten de salona girişim ve çiçeklere olan hayret dolu bakışımı paylaşmıştı detayda ki rusça şarkı ile ağlayacak hale geldim. 'O yılan seni takip ediyorsa bunu da görecektir' 'Yılan' 'Aslan işte' 'Yalnız Arslan ' Onun beni düzelttiği gibi bende isminin doğru söylenişini söylediğimde göz deviren arkadaşıma baktım. Hoşnut değildi hem de hiç hoşnut değildi. 'İstersem komple yanlış söylerim bana onu savunma' 'Savunmadım. Asla öyle bir şey yapmadım' 'Peki görmezden geleceğim ölümlü. Ama kurtuluşun yok ayrıca yer ayırttı bile' 'Gerçekten yaptın mı bunu Kev' 'Açıkçası sevinç dolu sesini duyduktan sonra biraz pişman oldum ama zafere giden yolda her şey mübahtır' 'Ne zaferi' 'Senin kurtuluşun papatyam ' Ne kurtuluş ama bir adamla yemek yedim diye bitecek sanki bu lanetli duygu telefonumun deli gibi titremeye devam etmesi infilak eden bomba gibi hissettiriyordu. İnsanların çoktan bunu haber yaptığını biliyordum çünkü Andre her zaman hayranlığını dile getiriyordu. Sırf bu yüzden deli gibi onunla olmamı isteyen bir kitleye sahipti ve bir kaç dakika önce en yakın arkadaşım o rusça şarkı ile onlara fırsat vermişti. 'Gerçekten kariyerimi bitireceksin' 'İlişkin oldu diye kariyerinin biteceği eşiği geçtin. Ayrıca bu gün yemeye başlasan sendeki para ömrünce bitmez' 'Mali işlerden de anlıyorsun yani artık' 'Ayşin ne oldu ' 'Bilmiyorum yeniden lanetlendim sanırım' En yakın arkadaşların kötü bir huyu vardı ne kadar kavga çıkartıp odanıza kaçmaya çalışırsanız çalışın bir şekilde sizi sizden önce fark edebiliyorlardı. O yüzden deminden beri verdiğim savaşın yenilgisi ile koltuğa çöktüm. 'Sanırım beni takip ediyor yani anladığım bu ' 'Nerden anladın bunu' 'Onun için ima ettiğim bir şeyi bana sordu yetmezmiş gibi daha önce hem de yıllar önce dediğim şeyi bile hatırlıyor' ' Ve kafan karıştı' 'Lanetlendim dimi ben Kev' İlk defa bu duyguları fark ettiğimde elim kalbimde koşarak sahile gitmiştim saatlerce sahilde oturmuş ne yapıyorum ben demiştim. Şimdi tamda böyle bir çocukluk yapmak istiyordum sabah koşusuna çıkmış gibi yapıp saatlerce o sahilde yeniden bana laf atmasını beklemek istiyordum. Yıllarca uzak durduğum her şeyin bir anda böylesine sarmaş dolaş olup ellerimde kalması gerçekten de lanetten başka nasıl açıklanırdı. Bu duygu aşkı aşalı çok olmuştu. 'Ne olduğunu tam olarak anlatırsan belki bir çözüm bulabiliriz' 'Bulamayız maçlarını izlemeye gittiğimi biliyor. Hakkım da yapılan editleri de' 'Yani seni takip ediyor' 'Önüne düşüyormuş ' 'Kendi ile alakalı videolar o kadar çokken seni nasıl fark etmiş o akışta illaki bakmış olmalı' 'Deme bunu bana bu ihtimali düşünmeye başlarsak yıllardır susturmaya çalıştığım o cılız ses kendinde güç bulacak' 'Bunun için benim dile getirmeme ihtiyacın yok gibi duruyor' İçimde ki susmaya yakın o ses olduğu yerde sevinç naraları atarken gözlerim güllerin üzerinde dolaşıyordu. Şaka gibi onca zamandan sonra şuanda tam da bir şeyleri aşmaya başlamışken böylemi olacaktı. Tam bitiyorken yeniden hapsolacak mıydım ? Bu duygudan nasıl kaçıp gidecektim ben. Telefonumda ki bildirimler gittikçe artarken sessiz kalan arkadaşım ile gülleri izliyorduk. Annemlere haber vermek için yeniden dikkatimi telefonuma verdiğimde kayıtlı olmayan numaradan gelen mesajı gördüğümde yeniden Kevin'a baktım. Yüzümün nasıl bir görüntüye kavuştuğunu bilmiyordum ama oturduğu yerden kalkıp yanıma gelirken benden daha endişeli bir hali vardı. Elimdeki telefonu aldığında gördüğümün yanlış olduğunu söylemesini bekledim. 'Hadi siktir bu gerçekten yılan' 'Ben yanlış gördüm dimi ' 'Doğru gördün dağ çiçeği' Elime bıraktığı telefonumda açık olan mesaja yeniden baktığımda gözüm Alp Arslan Eğilmez yazısı üzerinde gezip duruyordu. Gönderen:0**** Mavi güllerden nefret ediyor gibisin gönderen seni tanımayan birisi sanırım ayrıca dönmüşsün yarın sabah rutinimi bozmama gerek yok sanırım. Ve numaranı annemden aldım Alp Arslan Eğilmez 'Neden numaramı almış ki' 'Bunu bana değil ona sormalısın ama bence sorma öylece kalsın yüzünün halinden hoşlanmadım.' 'Kev' 'Ses tonundan da hoşlanmadım gidip uyuyorsun ve yarın rus çarı ile olan buluşmana odaklanıyorsun böyle bir anda aklını karıştırmasına izin vermiyorsun. Hadi Ayşin' Beni oturduğum yerden kalmam için çekeleyen arkadaşımla göz göze gelmeye çalışıyordum ama o hiç benden tarafa bakmıyordu. Beni odama gönderirken de yüzüme bakmamıştı. Sanırım yüzümden söylediği şeylere ikna olmamış halimi okuyabiliyordu. Ayrıca konumuz Andre miydi? Şuan ellerim arasında bir bomba var gibi hissediyordum nasıl uyuyacaktım ben. ~~' Yıldız atmayı ve kendinize iyi davranmayı unutmayın 💙 ⭐
|
0% |