Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Vazgeçilmesi Zor Duygular

@saturnsring

Merhabalar 💜
Yorum ve yıldız bırakmayı unutmayın 💙

Uzun zamandır hayatta en keyif aldığım şey makyaj için oturduğum koltukta yüzüme sanatını yansıtan insanları sessizce izlemek. Normal zamanlarda yapılan makyajların yerine defile zamanı ya da konsept çekimleri için yapılan makyajlar kendimi sanatçının elindeki tablo gibi hissetmeme sebep oluyor.

Ama bu gün pekte bu duygulara sahip olamıyordum. Hemen yan tarafımda işlerin çığırından çıktığını iddaa eden Ecren ile pekte kolay bir gün olmuyordu. Fahri menajerim dün geceden beri gittikçe büyüyen haber ağına yetişemediği için isyanlardaydı. Tabi ki tüm bu kaosa sebep olan en yakın arkadaşım ben hiçbir şey yapmadım diyerek kendi köşesine çekilmiş ve sabahtan beri yaptığı tek şey güneşin tadını çıkarırken bana resimler atmaktı. Birde keyif aldığını asla gizlemiyor olması aşırı sinir bozucu gözüküyordu en azından Ecren açısından.

'Ayşin ne yapacağız'

'Hangisini'

Sorum makyajımı yapan genç kızı gülümsettiğinde onunda dedikoduları merak ettiğini fark ettim. Arka tarafta gördüğüm bir kaç kişinin de gözleri bizim üzerimizde gezinirken herkesin gerçekten de meraklı gözüktüğünü fark ettim. Aklım bulanmış gibi dolanıyordum bir süredir o yüzden etrafımdaki her şeyi bir adım sonra fark edebiliyordum ve bu durum gerçekten ciddi bir hal almaya başlıyordu.

'Ayşin bir açıklama yayınlasan '

'Yayınlamayacağım ortada bir ilişkim yok eğer olursa onu yayınlarım zaten farklı bir gündem patlar yakında unutulur.'

'Gerçekten mi?'

'Bence sıkıntı yok ayrıca beni örnek alan sevenlerim aynı anda iki kişi ile görüşmediğimi biliyordur.'

Gözlerim hemen önümde duran genç kıza döndüğünde dediğim şeyi onaylar gibi başını sallıyordu. Fotoğrafçının hazır olduğunun haberi ile çekim alanına doğru hareketlendim. Ecren'in hemen ardımdan devam eden telaşlı adımları ile kapalı mekanın dekor ile döşenmiş alanına ilerledim.

'Nasılsın Ayşin'

'Müthiş hissediyorum sizde iyisinizdir umarım.'

İğneler tonda sorduğu sorusuna oldukça sakin bir şekilde karşılık verdikten sonra türlü çiçeklerle dolu alanın ortasına ilerledim. Yeni gündemde olan bir markanın bir dergi için olan çekimiydi ve hayatımda görmediğim çiçek türlerini görüyordum. Yüzüme yapıştırılmış canlı çiçekler ile adeta dekora ait bir parça gibi duruyordum. Yüzüme oturttuğum en soğuk ifadem ile kameraya döndüğümde artık o adımı atmıştım.

Bir kaç farklı poz önerisi ve kıyafetleri sürekli düzelten modacı ile ilk etabı tamamladığımızda yüzümdeki çiçekleri boncuklarla değiştiren kıza alan tanıyordum. Deniz efekti vermek için su ile doldurdukları cam tankı zeminden bir kaç nota yükselten ekibi izliyordum. Tam olarak o su dolu camın altında uzanacaktım son kısımda ayrıca suyun içine de girmem gerekiyordu. Aklımda o yükseltilerin cam tankı taşıma endeksi dönerken yüzümdeki makyajı bitmişti bile.

Hemen üzerimde duran tank ve onun üstünden beni çekmek için yükselmiş olan fotoğrafçının kamerasına bakarken kalbimin atışını sırtımda hissediyordum. Zihnim sürekli hesaplamalar yapıyordu. Suya bırakılan mor turuncu çiçeklerin arasından yansıtılan ışık ile son kısma geldiğimin fark ettim.

'Son elbiseyi hazırlayın'

O tok ses kulağımda çınlarken olduğum yerden çıktım. Gelinliği andıran beyaz tül elbiseyi giyinirken bir yandan da uzandığım için dağılan saçımı toparlıyorlardı. Hazırlıklar tamamlandığında üzerimdeki elbise ile bir an için aynada karşı karşıya kaldım. Boynumu saran tüller bellimden aşağılara dökülürken üzerindeki minik ışıltıların olduğu incilere dokundum.

'Evet suya giriyoruz'

Teorik olarak sadece ben giriyordum ama sanki tüm ekip suda duruyorduk. Elbisenin etek kısmını suya sokup dağıttıklarında istedikleri açılarda gözükmesi için iki taraftan da şekil veren kişiler ile beraber suyun içinde dik bir konumda kameraya bakıyordum.

'Ayşin yok olmuşsun gibi bir his bırakmalısın yüzüne o ifadeyi düşür. Gözlerin kapalı olabilir'

Gözlerim kapalı olabilir iyice suya battıktan sonra içimden saymaya başlamadan önce ellerimi tüllerin arkasına sakladım. Sadece elbisenin göründüğü bir mavilik hissi için başımı yan çevirip saniyeleri saymaya başladım. Ölmemek için yeterli süreyi ve nefes tutma hızımı ayarlıyordum.

'Evet bitti'

Yükselen alkış sesi ile beraber kendimi serbest bıraktığımda yüzeye çıkıp aldığım nefes ile bir kahkaha bıraktım. Bir an için hiç bitmeyecek gibi gelmişti. Beni bekleyen havluya sarılıp içeriye doğru ilerlerken ekibe alkışta eşlik ediyordum. Herkesin gün sonunda mutlu olduğu bir iş olması en önemli şeydi.

'Çok soğuk çok soğuk'

Sayıklar gibi zıplayarak kulise girdiğimde üzerimdeki elbisenin düzgün bir şekilde çıkarılması için bekledim. Bir kaç saniye sonra sıcak kıyafetlerim ile kavuştuğumda üzerime aldığım hırkaya daha çok sarıldım. Saçımda ki havlu ile makyaj masasına ilerledim. Yüzümdeki inciler ve yapıştırılmış olan parçalar çıkarıldığında elime makyaj temizleme mendili ve suyu alarak ayağa kalktım.

'Gerisini ben hallederim hepimiz çok yorulduk sende biraz dinlen'

'Teşekkür ederim Ayşin hanım'

Elimdeki mendil ile yüzümdeki makyajı silmeye devam ederken bir yandan da çektiğimiz fotoğrafları tekrar gözden geçirildiği alana ilerledim.

'Ayşin şu çok iyi olmuş iki üç kare var kapak konusunda kararsız kaldık.'

'Bence seçimi modacı yapmalı hangi parçanın göz önünde olmasını istediğini o bilir Nick'

Asla seçemediğim için çoğunlukla kaçtığım taktiği devreye soktuğumda Nick'te kafasını olumlu anlamada salladı.

'Gerçekten tahminimden kısa sürdü sen iyi misin'

'Suyu sıcak seçebilirdin ama onun dışında iyiyim'

'Suyu soğuk seçme sebebime yakından bakmak ister misin'

Gözleri ile monitörü gösterdiğinde yüzümdeki beyazlığın suyun içinde gittikçe silik görüntüsüne baktım. Yüzünde ki memnun ifade ile bana baktığında onu onayladım.

' Sadece elbise ön planda nasıl ama'

'Mükemmel görünüyorlar'

'Kesinlikle modacı bir kaç görseli şimdiden çekim esnasında paylaştı ve gelen tepkilerde bunu doğruluyor.'

'İnsanlar sevdiyse pek bizim yorumumuza ihtiyaç kalmamış demektir.'

'Katılıyorum'

Beraber bir kaç fotoğrafın daha üstünden geçerken yüzümdeki makyajı çıkarmıştım bile ayaklarımda ki yumuşak çoraplardan yayılan sıcaklık yavaş yavaş bedenimi sararken Ecren'in kulis arasından yanıma doğru geldiğini gördüm.

'Gidebiliriz araç hazır'

'O zaman bir sonraki çekime kadar herkes kendine iyi baksın hoşça kalın'

Birbirimizi tekrardan alkışlayıp alandan Ecren ile beraber ayrıldığımızda gözlerinin vızır vızır ekranda dolaştığını fark ettim. Evet dedikoduyu sadece hayranlar arasında bırakacak yeni gündemimiz ortaya düştü demek.

'Elis'in hamile olduğunu söylüyorlar'

'Nasıl daha kaç gün önce defiledeydik şişkinlik yoktu vücudunda'

'Ayşin üç günlük diyelim karnı hemen belli olur mu'

'Üç günde hamile olduğu anlaşılır mı?'

'Bilmiyorum daha önce hamile kalmadım. Kariyeri için sıkıntı ama bir çok işbirliği var bence planlı bir gebelik değil'

Evet gebeliklerde, evliliklerde hatta bazen boşanmalar bile belli planlar dahilinde yapılıyordu. Ecren'in kariyeri için sıkıntı olabileceğini söyleyerek devam etmesini dinlerken bir yandan da ilişkisi olmadığını düşündüğüm birinin hayatında birisinin varlığına şaşkınlık duyuyordum. Bu kız bu durumu nasıl saklamıştı ben dün gece her şeyim ile ortadaydım.

'Ben neden bu gizli işleri beceremiyorum Ecren'

Arabanın arka koltuğuna adeta atladığımda bana göz deviren haline gülümsedim. Yüzünden bir anlığına oluşan düşünür gibi hali hemen silinirken gelecek olanı bekledim.

'Çünkü sevenin kadar nefret edeninde var ve illaki kusur arayanlar her yerde'

'Doğru sevmeyenlerim de var '

Tıpkı bizi hiç tanımadan sevenler gibi hiç tanımadan nefret edenlerde çoğunluktaydı. Herkesin her durum için olan önyargıları göz önünde ki meslek grupları için çoğu kesimden daha fazlaydı. Ve tamda bu kesimin önüne atılmış yeni bir arkadaşımız vardı. İnsanların daha doğmamış doğacağı belli bile olmayan bir bebek için şimdiden yazacakları ve yapacakları şeyleri göre biliyordum. Ama insan beyninin bir mucizesi vardı eğer pozitifi görmek istersek orda bizi bekleyen binlerce güzel dilekte vardı.

Arabanın sallantısı bir beşik gibi hissettirirken gözlerimin gittikçe ağırlaştığını hissedebiliyordum. Bir açılıp bir kapanan göz kapaklarım ile nihayet eve geldiğimde Ecren'e hoşça kal dedikten sonra adeta koşarak evime girdim. İçerdeki sessizlik ile bir soluk aldığımda önce sıcak bir duş için neredeyse koşarak odama gittim.

***

Sıcak bir duş ve hafif bir tatlının dünya üzerinde çözemediği bir kaç şey vardı sanırım yada daha fazlası bilemiyorum. Tam olarak şuan koltuğumda oturmuş kaşıkladığım tatlı ile bomboş duvarı izlerken iyi şeyler hissediyordum. Zihnimin durduğu nefes aldığı ve yorgun olmasına rağmen keyifli olduğu anların tadını çıkarması oldukça sevdiğim bir şeydi. Telefonumdan gelen titreşimler ile muhtemelen Kevin'ın inanılmaz eğlendiği parti fotoğraflarına hazırladım kendimi. Ama asla beklediği fotoğraflar gelmemişti.

Gönderen: Alp Arslan Eğilmez

İyi geceler Ayşin haberlerden yeni haberim oldu. Erkek arkadaşın ve senin için umarım sorun olmamıştır. Hemen bir yalan idda olduğuna dair bir açıklama yapacağım.

Erkek arkadaşım hangi erkek arkadaşım hemen kafasında karar verdiği senaryoya göz devirirken artık keyif almaktan çok uzak olduğum tatlıyı yanıma bıraktım. Hemen açıklama yapacakmış Kevin kıskanır belki bir adım atar dediği adımlara bak sen .

Gönderen: Ayşin

İyi geceler Alp. Resmi bir erkek arkadaşım olmadığı için olmayan birisi açısından sorun olmaz diye düşünüyorum. Ayrıca kendin için açıklama yapabilirsin düşüncen için teşekkürler ama benim tarafımda bir sıkıntı yok zaten çoktan unutulmaya başladı.

Bu kadar detaylı açıklamaya gerçekten gerek var mıydı? Ayrıca olur yazmak varken neden uzun tuttum ben bu mesajı. Hızla bir kaşık daha tatlı alıp ağzıma attım kesinlikle aklım duruyordu başka açıklaması olamazdı bu durumun.

Gönderen: Alp Arslan Eğilmez

Gerçekten de bu kadar hızlı unutuluyor mu böyle haberler? O zaman açıklama yapmıyorum.

Karar vermiyormuş gibi duran tavrına göz devirdim. Sanki yüzümü görüyordu da göz deviriyordum. Öncelikle sakin olmalıydım. Ters bir an değildi beni düşünüp hareket etmiş sıkıntı yok.

Gönderen: Ayşin

Daha büyük bir haber düştü forumlara o yüzden kendi kemik kitlemde bir kaç edit olarak kalır merak etme.

Sabaha kadar acıklı müzikler eşliğinde yapılan videoları izleyip kurulan senaryoları izlemeye kendimi hazırlamalıydım. Bir kaç gün boyunca bu süreç gerçekten de tek gündemim olacak gibi hissediyordum.

Gönderen: Alp Arslan Eğilmez

Bu durumda şu Rus arkadaş sevgilin değil mi?

Gönderen: Ayşin

Henüz değil diyelim

Gönderen: Alp Arslan Eğilmez

İhtimali var demek oluyor sanırım bu

Gönderen: Ayşin

Bu ara çok fazla meraklı gözüküyorsun Alp star dedikodusu sevdiğini bilmiyordum.

Gönderen: Alp Arslan Eğilmez

İlgimi çeken dedikodulara meraklıyımdır.

Gönderen: Ayşin

O zaman profilimden takip edebilirsin. Çünkü dediğin gibi olursa ilk oradan öğrenebilirsin diğer herkes gibi.

Ben dursam içimdeki intikam isteyen o kız durmuyordu. Hiç düşünmeden konuşmamın sorumlusu da oydu yani yine bendim ama benim Alp'e özel versiyonum diyebilirdim. Elimdeki telefon ile tatlıma devam etmeye çalıştım. Bir kaç dakikanın sonunda konuşmanın bittiğini anlamam için gelmeyen mesaj gayet net bir cevaptı. Ama içten içe sayıp sövmek istiyordum ne var ne yoksa ortaya dökecek olan o küçük kız ile tatlıma devam ettim. Hatta birini bitirip ikincisine de devam ettim. Kendimce yaptığım bu küçük isyan ile dakikalarca koltuk ve mutfak arasında gezindim. Zihnimde onunla en son yakın olduğumuz an vardı. Hiçbir zaman en yakın arkadaş olmamıştık ama ona göre yakındık işte. Yakın değiliz dediğim her an yanımda bitip yakınız diyordu. Sonrasın da bir gün bu söylediğine ben inandığımda o söylediği şeyden vazgeçmişti belki de süre gelen bu karşılıklı zıtlaşmamızın sonunda yorulmuştu emin değildim. İkimizde o kişiler değildik o zamanlar sevdiğim bir çok değişmişti mesela ama işte tamda burada duruyordum. Değişmeyen tek öfke ve sevgi kaynağım ile elimdeki telefona bakıyordum. Cevap vermeyeceği zamanları bildiğim halde haksız çıkmak istiyordum.

Uyku saatimin gözüktüğü ekrana bakarken bu hafta ikinci kez uykusuz kalacağımı biliyordum ama yine de yatağa gittim. Yorganıma sarılırken de perdenin aralığından gözüken minik ışıkları da izlerken bilerek sesini açık bıraktığım telefonumdan bildirim sesi bekliyordum. Ama istediğim bildirimin.

Gelmeyeceğini bile bile birilerinin gelme ihtimalini düşlemeyi bırakalı uzun zaman olmuştu. Hayatımda bir çok şey değişmişti. Hiç bir zaman ayrılamam dediğim yerden bir gecede tek bir karar ile ayrılmıştım. Şimdi olsa o günü daha kontrollü idare edeceğimi biliyordum. Bunu zamanla öğrenmiştim. Burnuma sokulan kameralar insanlar bana sabit kalmayı öğretmişti. Bir kaya gibi durmayı tepkisiz öylece izlemeyi ama benimde çocuk olduğum anlar vardı. Onu her gördüğümde sarsılmama sebep olan şeyin bu çocukça durumlar olduğunu biliyordum. Biri için hissedilen hiç bir duyguya çocukça diyebilecek bir insan değildim o yüzden çocukça durumlar daha uygundu bu lanete.

Dehlizlere esir edilmiş mahkumlar gibi içeriye sızan her ışıkta umut doluyordum. Günün sonunda karanlığın gelecek olduğunu bildiğim halde içimdeki çıkmazı ve bu duyguları en iyi anlatan döngüde bu duruma benziyordu. O yüzden onu izlemeye gittiğim günlerde her zaman zemini döven emin adımlarım tökezliyordu. Bir kaç gün öncesine kadar o kadar karanlıkta kalmıştım ki bu duruma alıştığımı sanıyordum ama işte o umut içeriye girmişti ve ben ilk defa görüyormuş gibi hemen yanılmıştım.

İçten içe bu umudun kaynağının her zaman hissettiğim sevgisi olduğunu biliyordum. Çünkü elimde tamda bunları destekleyen onlarca anı vardı ama bir gün her şey değişmişti sanki iki ayrı noktaya çekilmiştik hem de ben henüz fark edemeden.

Onun benden aldığı onca şey vardı ama en kötüsü bana bıraktığı bu lanetti sanırım. Durmadan çoşan bir deniz gibi sürekli yükseliyordu işte şimdi şimdi bizim zamanımız der gibi. Ama hiç bir zaman o zamanın gelmeyeceğini kanıtlıyordu gelen her bildirim.

Gözlerimin yeniden uykuya sevgi ile kucak açacağı anı kovalarken yorgunluğun bir bedene bürünüp beni sarmasını bekledim. Saattin gittikçe ilerlediğini biliyordum. Bunu karşımda duran aralıktan görünen manzara fısıldıyordu ama yine de tek damla uyku için direnen küçük çocuk gibi hemen yanımda duran ekrana göz atıyordum.

Bekledim beklemekler yetmedi. Karanlığın ağırlığı zihnimi sustururken son hatırladığım bu sözdü.

Sabahın erken saatlerinde uyandığım da hissettiğim o dinçliği asla hissedemediğim bir şekilde uyanmıştım. Oysaki daha yeni uyumuştum aklımdan programımı geçirirken hiç bir şey zihnimde uyanmadı tamamen boş olmanın verdiği mutluluk ile yeniden yatağıma uzandığımda uzun zamandır çalışmanın verdiği o lüksü değerlendirdiğimi biliyordum. Artık yapacağım işleri seçiyordum ve programım en azından normal bir düzeydeydi. Elim yatağımın içinde kaybolmuş telefonumu bulmak için turlarken bir yandan da ne yapmalıyım soruları geziniyordu. Boş gün ne yapmalıyım. Tenime değen sert şey ile telefonumu bulduğumu anlayıp hemen ekranına ulaştım. Kevin'ın onlarca mesaj attığının bildirimine bakarken saatin henüz daha dokuz olması ne gibi bir olay oldu da bu kadar mesaj attı sorusunu zihnime attı.

Bildirimleri ekrandan silerken kendimce vakit öldürmeye devam ediyordum taa ki o bildirime kadar mesajıma cevap gelmişti. Muhtemelen zihnimin zorla girdiği derin uyku sırlarında beklediğim o mesajı almıştım ama içeriğine bakamıyordum. Derin nefesler ile bildirime tıkladığımda gözüm önce kendi yazdığım son mesajda takıldı. Gerçekten de bunu yazmıştım.

Gönderen: Alp Arslan Eğilmez

Dediğini yaptım .

Hangi dediğimi yaptın diyen iç sesim ve benimi takip etti yoksa diyen diğer ses birbirine bakarken hemen onun üstünde duran diğer mesaja girdim.

Gönderen: KevKev

Ayşin hemen neler oluyor bana anlatıyorsun.

Telefonumu neden açmıyorsun.

ortaya bombayı bırak kaç

benden kaçamazsın

Birbiri ardına aynı mesajın türevleri olan onlarca şey yazmış arkadaşımın mesajlarını okurken ne yaptığını da anlamış oldum. Gidip gerçekten de profilim takip etmişti. İçimde o ışığı deli gibi bekleyen taraf çoktan eğlenmeye başlamışken ben yatağımın ortasında nefes almaya çalışıyordum. Gidip sadece ailesini takip ettiği profilinden beni takip etmişti. Aklımda oluşan onlarca senaryo ile hesabıma girdiğimde bildirimlerimin alt üst olduğunu görüyordum. Benim yerime onun beni takip ettiği anın resmini atmış onlarca fotoğraf önümde dururken çığlık atma isteğime karşı koyamadım. Ne oluyordu böyle neden ben hiçbir şeyi bu kadar takip edemez olmuştum.

Gönderen: Ayşin

Gerçekten de bunu yapmış olamazsın dimi. İma edilen şeyleri kabul etmiş gibi oldun.

İçimi saran bunu neden yaptı ki düşünceleri ve gerçekten bunu yapmış diyen onlarca düşünce arasında elimdeki telefona bakıyordum. Delirmem için bir saniye kalmış gibi bir his içimi sararken dakikaları sayıyordum. Gelen bildirim sesi ile saydığım dakikalar omzuma yüklendi. Aklıma bir an için halen cevap vermediğim arkadaşım geldiğinde biraz daha bekleyebilir diye düşündüm. En azından ben ne olduğunu anlayana kadar.

Gönderen: Alp Arslan Eğilmez

Sana da günaydın Ayşin ne güzel sabah dimi. Seni dinledim merak ettiğim şeyleri öğrenmek için profilindeyim.

Bu şuan gerçekten yaşanıyordu. Gitmiş beni takip etmiş birde bu aklı benden aldığını söylüyordu ben gerçekten ne yapıyordum. Her an ensendeyim hissi veren mesajına boş gözlerim ile bakarken aklımın çoktan bambaşka yerlere gittiğini biliyordum.

Gönderen: Ayşin

Gerçekten sadece aileni takip ettiğin profilden bunu yapmana gerek var mıydı?

Gönderen: Alp Arslan Eğilmez

Gerek varmış ki takip ettim.

~~~~~~

Umarım keyifli vakit geçirmişsinizdir.⭐

Okuyan Herkese iyi geceler diliyorum🌌

 

Loading...
0%