Yeni Üyelik
30.
Bölüm

Vedalar

@saturnsring

 

 

 

merhabalar🩷

 

 

 

görüşmediğimiz süreçte umarım hayatınozda her şey yolunda gitmiştir🪷

 

 

 

yorum yapmayı unutmayın🪻

 

 

Vedalar

Planlı bir gidişte bile insanlar arkalarında bıraktıkları sevdiklerinin o buruk hüznünü üzerlerinde taşımaya devam ediyorlar. Yıllardır defalarca kez evimden ayrılmış birisi olarak her defasında annemin yüzündeki bu son olsun ifadesi hatrımda kalan son şey oluyordu.

Yine de bir gün buraya dönecek bile olsam o gün bugün değildi. Zamanın henüz gelmediğini hissediyordum.

Başarılı olmasının sevincini her saniye haykırarak kutlama yapmaya devam eden arkadaşımla beraber yolculuğumuza devam ederken artık geride bıraktıklarımdam kopup yeniden içine düşeceğim kaosu göre biliyordum. Programım da nefes aldırmayan bir doluluk vardı.

‘ Hakkımız da yazılanları okumak ilk defa bu kadar eğlenceli'

‘Seni bu kadar mutlu etmeside ilk defa olan bir şey'

‘ Ayşin bu arada deli gibi edit yapıyorlar senin ile aslancığa'

Dün geceden beri bana her editi atmamış olsa merak edebilirdim ama tüm gece eve döndüğüm andan beri gördüğü her fotoğraf karesini dahi bana atmıştı. Yorumlarda ki kaoslu hikaye örgüsünüde yüksek sesle anlatıp gülüp duruyordu.

Çılgınlar gibi eğlenen hali ile yan koltukta prenses hayatı yaşıyordu.

‘Rus çarı delirmiş olmalı şimdiye'

‘ Aramızda bir ilişki yok bu konu hakkında fikir belirtme hakkı da yok açıkça durumu ona anlattım. Çok ısrarcı olursa sonuçlarına katlanır'

‘ Yani aslancık kapar diyorsun'

‘ Hayır Kev ben yaparım yapacağımı'

‘ Gözümde ona yumruk attığın canlandı bir an'

‘Bunu yapabilirim Alp daha önce bana bunu öğretmişti'

‘ Adam resmen şov yapıyor'

Akan yoldan gözlerimi çekip ilgi ile telefonuna bakamaya devam eden arkadaşıma döndüğümde yüzüme asla bakmıyordu. Onun bu garip keyifli hallerine eşlik etmek istiyordum ama bu durumda onun avucuna düşeceğimden emindim.

‘ Yola bakmalısın beni korkutma'

‘ Direksiyonu kırıp seni uçurumdan atmak istiyorum bazen'

‘ Neyse ki yolumuzun üzerinde bir uçurum yok'

Onun sessiz kalması için müzik sesi artırdığımda dudaklarına hayali fermuar çekiyormuş gibi yapmasını görmezden geldim.

Yol gittikçe azalırken kendi evine bıraktığım arkadaşım halen aynı noktadaydı. Bir süre daha gündemimizin son bir kaç gün olacağı aşikardı. Neyse ki çekim takvimim onu bir süre görmeme engeldi. Kendi inziva köşeme çekilmek için yeniden yola düştüğümde aklımda ki karmaşık sorularda kendilerine fırsat arıyorlardı.

Sonunu göremediğim şeylerden rahatsız oluyordum. Bir kaç gündür kendime dair bir son göremiyor olmakta ayrı yorucuydu. Elimde pimi çekilmiş bir bomba ile yoluma devam ediyordum ve bu sefer bombada benim ile beraber hareket ediyordu.

Burada ki evinde kalacağına yüzde yüz emin olduğum adamın evinin hizasından geçerken orada olduğunu hissetmekten çok daha fazlası vardı aklımda. Bunu cevapsız sorularla bırakmayacağı açıkça oradaydı. İkimizin de eline bir son yazılıp verilmeliydi.

Telefonum bildirim sesleri ile yanıp sönerken kendi bahçeme girmiştim bile. Kendimi evde hissetmek için dağın başında ormanın içinde bir yerde ev almak seçimlerimden ne kadar uzaklaştığımı gösteriyordu.

Kapımın önündeki çiçekler annemin bahçesinin bir kopyasıydı. Kendi elleri ile bu bahçeyi de güzelleştirmişti. Evimin geniş antresine kavuştuğumda elimdeki bavulu bırakıp kendimi mermerlere bıraktım. Üzerime çöken yorgunluk omuzlarıma yığılırken hol boyunca yanan minik ışıkların aydınlattığı mermerlere baktığım sürede halen bildirim sesi gelen telefonuma baktım. En üstte durmadan video atan Kevin’in bildirimlerini görmezden gelip mesaj uygulamasına girdiğimde onun adını görmek halen alışamadığım bir durumdu.

Gönderen: Alp Arslan

Evine Hoşgeldin

Bir sorun olursa komşunun kapısını çalmayı unutma

Gerçekten de durmuyordu. Burada olduğunu zaten biliyordum ayrıca belli etmesine gerek var mıydı? Çalan zil ile oturduğum yerden hareketlenip ön kapının kamerasından baktım. Mesajını görmemin üzerinden üç saniye geçmiş miydi acaba.

Otomatik kapıyı açtığımda kapı önü karşılaması için evin kapısına çıktım. Daha koltuklarıma kavuşamadan onunla yüzleşmeme gerek var mıydı? Üzerindeki şortu ve basketbol tişörtü ile kokudan yeni gelen bir hali vardı. Yada evden koşarak çıkıp buraya geldi. İç sesim ile bana doğru gelen adamı süzmeye devam ettim. Siyah saçlarını dağınıklığı kumral tenini süslerken yüzündeki o hin gülümseme ile önümde durdu.

‘Hoş geldin'

‘Bunu söylemek için kapıma gelmene gerek var mıydı?’

Elindeki fark etmediğim kağıt poşeti havaya kaldırdığında anlamadığımı belli eden ifademi gizleyemedim.

‘Kevin normal şeyler yiye bildiğini söyledi. Yani izin aldım'

‘ Seninle yemek yiyeceğimi sana düşündüren nedir?’ onun bu rahat tavrına göz devirerek konuştuğumda aramızda ki mesafeyi azalttı. Bir kaç santim kala durup hemen yüzümün önüne tuttuğu pakette yeniden baktım.

‘En sevdiğin şey ile geldim. Bence beni içeri almalısın'

‘Nedir en sevdiğim'

‘Islak hamburger ve şu sevdiğin yerden vişneli çikolatalı tatlıdan aldım'

Paketi elinden aldığım da loş ışıkta mutfağa doğru ilerledim. Adımları beni takip ederken mutfaktaki masasının üzerine bıraktım paketi. Işıkları açmak yerine Kevin ile ortama sıcaklık katsın diye yaptığımız aplik aydınlatmaları yaktığımda kısık sarı ışıkların gölgesinde sandalyeye oturdu.

‘Senin bahçen daha güzelmiş' gözleri güneş enerjisi ile çalışan lambalar sayesinde görünen bahçede gezinirken raftan bardak alıyordum.

‘İtersen sana da dekorasyon önerisi verebilirim'

‘Olur tüm evimi dekore edebilirsin'

Önüne bıraktığım bardağın çıkardığı ses ile daldığı yerden irkilerek uyanır gibi olduğunda söylediği şeyi yeni fark ettiğini ifadesinden anlayabiliyordum.

‘Hala paketten yiyemiyorsun değil mi?’

Onun için çıkardığım tabağa aldığı hamburgerlerden dördünü bıraktığımda gözleri tabak ve benim aramda gidip geliyordu. Kendisi her şeyi hatırladığını söylerken sıkıntı yoktu ama biz belli edince şaşıp kalıyordu.

Karşısına oturduğumda hamburgerden önce tatlıdan bir kaşık aldığımda yüzündeki gülümsemeye ters bir bakış attım.

‘Hiç değişmiyorsun küçük bir kızken de önce tatlıların tadına bakıyordun'

‘Bazı alışkanlıklar geçmiyor kolay kolay’

‘ Aylin programında boşluk var mı?’

‘Neden soruyorsun?’

Isırdığım hamburgerden aldığım tat ile olduğum yerde keyiflice sallanmaya başladım. Gerçekten en güzel ıslak hamburgeri bu yer yapıyordu. Yüzüme yayılan gülümseme ile ona tabağını gösterdiğimde oda bir ısırık aldı.

Bir an için araya hiç boşluk girmemiş gibi hissediyordum. Sanki hep aynı şekilde devam etmiştik.

‘Belki uzun uzun konuşmamız için zaman yaratabilirsin? ‘

‘Gerçekten beni mi bekliyorsun?’

‘İkimizin arasında kararları her zaman sen vermiyor musun? İlk defa olan bir şey değil sonuçta Ayşin'

İkinci hamburgeri mi yerken söylediği şeyin doğru olduğunu içten içe kabul ettim. Gecenin uzun olacağını yüzündeki ifadeden anlayabiliyordum.

‘Ne sormak istiyorsun?’

‘Tam olarak senin tarafından dinlemek istiyorum olanı'

‘ Bu neyi değiştirecek?’

‘Ayşin'

Yılmış bir ses tonu ile geriye doğru yaslandığında gözlerimi tatlının pürüzsüz yüzeyine diktim. Yüzleşmek diyen iç sesim ile bakışlarımı ondan sakladım.

‘ O gece sızmadan önce sana söylediğim şeyi hatırlıyor musun?’ mezuniyet partisini onların mekanında yaptığımız için doğal olarak tüm kasaba davetliydi. Kafamın yerinde olmadığını net olarak şimdi bile hatırlıyordum. Babam kızmasın diye beni kendi evlerine götürdüğü anlarda, uykuya yenilmeden önce saçlarımı toplarken yaptığım aşk itirafımda o sabah tamamen aklımdaydı.

‘Demek sende hatırlıyorsun elime tutuşturduğun bombayı?’

‘Her şeyi hatırlıyorum. Cevap vermediğini hatırladığım gibi sabahın erken saatinde kuzenimle salonumuzda yaptığınız konuşmayı da hatırlıyorum. Sana elindeki oyuncak olduğumu söylemişti. Sen bunu hatırlıyor musun?’

O ses yeniden kulağıma dolarken yüzündeki o hayal kırıklığı ikimizi de yakıyordu.

‘ Ayık bir kafada değildin. O an cevap versem unutma ihtimalin beni korkutmuştu. Birde sahip olduğum çoğu şey sen demekle eş değerdi o yüzden böyle bir konuşmayı ayıkken yapmaya karar vermiştim' yüzüne yerleşen o minik tebessüm gamzesini gözler önüne seremezken bir an için gözlerini kapattı. Yeniden açtığında mavilerinin dalgalandığını görüyordum.

‘Sabah ilk iş bunu kuzenime anlattım. Dışardan bir göz korkularımı daha kolay yorumlaya bilirdi. O yüzden söylediği duyduğun şeyleri. Eğer duygularımdan emin değilsem yada sen bir anlık bir şey olarak bunu dile getirmiş sen kaybedeceğim şeyleri değerlendiriyorduk. Sen demek o zamanlar Alp için çok şeye eş değerdi en sevdiğim oyuncağı bile paylaşamayan benim nasıl birisi olduğumu tartışıyorduk. O yüzden senden bahsederken bunu söylemişti. Ama dinlememişsin tam olarak bunu duyup gitmiş olamazsın'

O günkü korkularım onun anlattıkları ile karşılıklı dururken gözlerinin dolduğunu gizlemek için mutfağımın tavanını izliyordu. Gerçekten de ikimize verdiğim zarar ortamızda büyüyordu.

‘Korkmuştum sen bir cevap vermemiştim ve beni duyduğundan emindim. Bu lanetli duygu ile orada kalamazdım. Çünkü karşılıksız olduğuna emindim'

‘Emindim yani benim yerime karar vermiştin.’ Öfkesi havada acı bir tat bırakırken boğazıma yapışan yumruğun varlığı ile nefesim kesilir gibi oldu. Gerçekten de onun yerine karar vermişti ama o zaman doğru olan buydu.

‘O zamanlar doğru gelmişti’

‘Yani kendi korkularından kaçtın ve bizi buna hapsettim gerçekten bu kadar basit mi? Yaşarken bana basit gelmedi Ayşin’

Göz kenarlarım yanmaya başlarken oturduğu yerden kalkıp bahçe kapısının önüne adımlamasını izledim. Kendi korkularımı aylayamayacağını düşünüyordum ama şimdi omuzları düşmüş bir şekilde bahçeyi izleyen adamın sırtına bakmak tamamen yanıldığımı gösteriyordu.

‘Bana da zordu'

‘Öle yansıtmadın ama intikam alır gibi hep gözümün önündeydin. Söylediğin her kelimede bana bir cevap var gibi hissediyordum'

İlk dönemler o anın öfkesi ile hareket ettiğim anlat aklımda dolaşıyordu. Saçlarını karıştıran eli öylece başının üstünde kaldığında ikimizin de söyleyecekleri bitmiş gibiydi. Omuzlarımdan hissettiğim hafifletme ile onda gördüğüm yorgunluk sürekli yer değiştirirken yeniden göz göze geldik.

‘Ama karşılıklıydı duyguların hatta belki de ben senden çok önce varmıştım o noktaya. Ama sen bunu fark edemeden beni bırakıp gittin. İtirafını hatırlamadığını düşünüyordum yıllardır. Onu da hatırlıyormuşsun Ayşin. Yıllardır beni görmüş olmanı bekledim ama görüyorum ki sen sadece kendini görmüşsün'

‘Alp şimdiki fikirlerimiz ile o anı değerlendiriyoruz ama o an gerçekten korkmuştum ve kaçmak tek çözüm gibi gelmişti’

Adımları yaslandığı cam kapıdan ayrılıp bana doğru hareketlendiğinde aramızdaki mesafenin fiziki olarak azalırken çoğaldığını hissediyordum. Çok kısa bir anda yüzlerimizi karşılıklı hale getirdiğinde dalgaları taşmak üzere olan mavileri ile soluğum kesildi.

‘Korktuğun her anda bana koşanda sendin'

‘Seni kaybetme ihtimalimde kime koşacaktım'

Yüzüne yayılan kahkaha ile geri çekildiğinde boğazımdaki yanma artıyordu.

‘Sırf bu yüzden demek. Peki sonuçta yine kaybetmiş olmadın mı?’

Oldum diyen iç sesim ile ona baktığımda cevabımı çoktan bildiğini biliyordum. Gözleri yüzümde gezinmeye devam ederken yutkunmak bile zor geliyordu. Yeniden bir kaç saniye önceki yakınlığımıza kavuştuğumuz da parmakları yanağımda gezindi. Farkında olmadığım yaşları silerken ikimizin de bu yeni bilgiler ile ne yapacağı belli değildi. Dudakları alnıma değerken dudaklarımı ısırmaya devam ettim.

‘Aramızda geçenin bir yanlış anlaşılma olduğunu anladık. Bu gece burada kapatalım sonrasını sonra konuşuruz olur mu?’

‘Sonrası?’

‘Duyguların Ayşin bir tart hangi duygulardasın diye emin olduğunda konuşalım gördüğüm kadarı ile emin değilsin çünkü. İyi geceler sana'

Emin değilsin çünkü duygularımdan emin olmadığımı söylüyordu öylece ortaya çıkan gerçekle beni bırakıp bu sefer kendisi gidiyordu. Gözlerim antrede ilerleyen adımlarını izlerken tırnaklarımı avuç içlerime bastırdım gerçekten bu böyle sürüp gidecek miydi?

Kapının sesini duyduğumda bedeni ele geçiren öfke ile ona doğru koşmaya başladım. Yanlış anlayan bendim kaçan bendim ama halen ona öfke duyuyordum. Aramızda bir kaç adım kala ayarlayamadığım sesim ile ona bağırdığımda şaşkınlık ile bana dönüşünü gözlerim görmüyordu.

‘Bu seferde sen kaçıyorsun. Ben kaçtığımda henüz sağlıklı karar alacak bir yol ayrımında bile değildim ama sen'

‘Ben devam et belli ki hazmetmem için bana zaman tanımayacaksın'

‘Sen benim duygularıma laf edemezsin Alp'

‘Neden edemiyorum dağa bir kaç gün önce başka bir adamla görüşüyordun belki yıllardır süren bu durum yüzünden ona hislerinin farkına varamamışsındır?’ yüzündeki ekşimiş ifade ile konuşmaya devam ettiğinde daha çok öfkelendiği mi hissediyordum.

‘Ben kendimi tanıyorum lanet olası duygularımı da yıllardır tanıyorum.’

Kapının önünde aramızda bir metrelik mesafe varken böyle bir çıkış planladığım bir şey değildi. Tıpkı onun vereceği tepkiyi planlamadığını bildiğim gibi. Hızla üzerime doğru gelip isyan eder gibi fısıldadığında dudaklarıma kapanmadan hemen önce ‘gerçekten' dediğini seçebilmiştim.

 

 

 

 

umarım keyif alarak okumuşsunuzdur🪇

 

 

 

Yeniden görüşene kadar hoş kalın🫶

 

 

 

iyi geceler 🪸

 

Loading...
0%