@saudade47
|
O günden sonra bir daha yazmamış, engeli de kaldırmamıştı. Benim için iki dakikalık iş olsa da boş vermiştim. Çünkü daha mühim işlerim vardı ve bütün günümü o kadınla didişip durmak istemiyordum. Son kez aynadan kendime bakıp gömleğimin kollarını yukarıya doğru kaldırdığımda ellerimi saçlarıma götürüp iyice karıştırdım yana doğru. Sert bakışlarım bir an olsun değişmezken kaşlarımı çatıp komodinin üzerinden telefonu kaptığım gibi aşağıya indim. Kendi locama geçip etrafı tararken yanıma Sabri'nin metresi gelmişti. Kaşlarımı iyice çatıp içkimden yudumlamaya devam ettiğimde "Ne oldu, Sabri'den yüz bulamadın mı yine?" Diye soğuk bir şekilde sordum. "Sabri karısının yanında. O kadın hastaymış bugün beni ekti." "Sen de bu fırsat Benim yanıma mi geldin?" "Evet." Deyip elleri omuzlarıma gittiğinde ilk başta sakinliğimi korudum. Bu kadının derdi başkaydı. Git gide arsızlaşan elleri ensemi bulup boynuma doğru yöneliyordu ki sertçe ellerini tutup uzaklaştırdım. "Sakın!" Diyerek locanın koltuğundan diğer tarafına ittiğimde elindeki şırıngayı son anda fark etmiştim. Telefonumu zamanında sürekli çaldığı yetmiyormuş gibi şimdi de bu çıkmıştı başıma. "Ne işler peşindesin yine?" "Hiçbir şeyin." Diye umursamazca mırıldadığında telefonuma bir mesaj gelmişti. Hızlıca telefonu elime alıp ekranı kaydırdığımda mesaj gelmişti. Ondan önce ana ekrandaki fotoğrafa uzunca bir süre bakakaldığımda "Şimdi anlaşıldı nedeni?" Diye kulağımın dibinde imayla söylenmişti. Hızla ekranı kapatıp arka cebime atarken ters ters bakıp "Sen işine bak!" Diye bağırdım. Bir içki daha isteyip önüme döndüğüm sırada kapı girişinde tanıdık bir siluet belirdi. Yanında bir erkekle gülüşerek içeriye girdiklerinde elimdeki bardağı sıkmaktan elimi keser olmuştum farkında olmadan. Boş bir locaya geçtiklerinde onun gözlerinde bir tedirginlik sezdim ama saniyelikti. Hemen ardından neşeli haline dönünce elimdeki bardak elimi kanlar içinde bırakmıştı. Yani başımda bir çığlık işitsem de kıpırdamadan karşıdaki kadını izliyordum. "Manyak mısın sen? Canına kastın mı var senin?" Bir hışımla locadan kalkıp yukarıya çıktığım da elimi umursamadan gelen mesajı okudum. Eyüp: İpek, kaç gündür mesajlarıma dönmüyorsun. İstemeden bir hata mı yaptım sana karşı? İpek'in telefonu bende olduğu günden beri mesaj atıp duruyordu siktiğimin ibnesi. Mesajını komple silip rehberden de silince engeli de basmıştım. Artık bir daha yazmaya cesaret edemezdi. Emin: Dünya ne kadar küçük biliyor musun küçük hanın? Emin: Sen kaçmak istersin ama dönüp dolaşıp yine aynı noktaya varırsın. İpek: Ne diyorsun be sen? İpek: Ya ben senden kurtulamayacak mıyım mafya bey? Emin: Bir kere dünyama giren bir daha çıkamaz. İpek: Yok ya? Esir miyiz senin dünyanda da çıkamayalım? Emin: Esirlikten anladığın bu mu gerçekten? Emin: Direkt aklına bu mu geliyor yani senin kadın? İpek: Başka ne olacak ki mafya bozuntusu? Emin: Akıllı kadınsın şak diye anlarsın bence;) İpek: Ya sabır ya selamet ya imdat! İpek: Gitsene be başımdan. Emin: Bir mafyayla böyle konuşamazsın küçük hanım. İpek: Gözdağı mı vermeye çalışıyorsun aklınca sen bana? Emin: Neden olmasın;) İpek: O gözlerini bir gün oyacağım bekle (Gönderilmedi) İpek: Ne istiyorsun yine? Emin: Telefonunu geri istiyor musun? İpek: Manyak mısın tabi ki de istiyorum. Emin: Öyleyse locadan ayrıl ve yanında o sünepe olmadan. İpek: Yazıyor... Çevrimiçi... Yazıyor... Emin: Yorma sen kendini bu sefer ben yerini devralabilirim;) Emin: İMDAT İpek kisisini engellediniz* |
0% |