İpek: Ömrümden üç saat gitti sayende. Tam üç saattir nezarethanede kaldım.

İpek: Tabi senin tuzun kuru, anında polisleri ikna edip çıkmayı başardın.

İpek: Olan bana oldu imdat. Ama telefonumu hala alabilmiş değilim.

İpek: Üç saat yattığıma deyseydi bari mafya bozuntusu.

Emin: Damarıma basmamayı öğrenirsin artık, değil mi?

İpek: Dur sen ben senin damarına öyle bir basacağım ki bu yanında ufak kalacak dingil herif. (Gönderilmedi)

İpek: Senin amacın ne?

İpek: Cidden soruyorum? Ne yapmaya çalışıyorsun?

İpek: Telefonumu vermek istememendeki amacın ne?

Emin: Dürüst olayım mı?

İpek: Lütfen.

Emin: Bir amacım yok aslında.

Emin: Neden vermek istemediğimi bilmiyorum.

İpek: Gerçekten çok dürüst oldu.

İpek: Gözlerime inanamıyorum şu an aaa.

Emin: 

Yazıyor...

Çevrimiçi...

İpek: Bana aşık mı oldun yoksa?

Emin:

Yazıyor...

Çevrimiçi...

Yazıyor...

Çevrimdışı...

İpek: Has... Sen ciddisin!

İpek: Sen bana ciddi ciddi âşık mı oldun gerçekten?

İpek:

Yazıyor...

Çevrimiçi...

Yazıyor...

Görüldü