@saudade47
|
Evin terasında oturup kahve içerken kapı çaldı. Birkaç saniye sonra elinde kargoyla gelen yardımcıyla derin bir iç çektim. Yerimde doğrulup elinden kargoyu aldığım gibi çalışma odasına giderken kargoyu sinirle yırtıp içindeki telefonu elime aldım. Yollamıştı nihayet. Bütün her şeyin olduğu telefon elimdeydi. Rahatlamam gerekmiyor muydu? Onunkini daha postaya vermemistim. Adetim değildi fakat elim istemsizce galeriye gidip geliyordu ve resmine bakmadan duramıyordum. Emin: Telefonum elime ulaştı. (Gönderilmedi) Son anda ne yaptığımın farkına vardığımda mesajı silmiştim. Onda telefon yoktu ki? Sertçe başımı tutup derin nefesler alıp verirken masaya doğru bakıyordum. Ah, onu ilk günden öldürmem gerekirdi! Çok tolerans gösterdim ve sonucunda hiç iyi şeyler olmuyor? Mecburen telefonunu vermem gerekiyordu. Elimde tutmanın anlamı yoktu. "Alihan!" "Efendim abi?" İçeriye giren Alihan'la telefonu uzattım. Bana anlamayarak baktığında "Sana atacağım adrese kargolat." Dedim aceleyle. "Tamam abi." Diyerek elimdekini alıp odadan çıktı. 🕯 İpek: Akşam bir mekanda buluşalım. Arkadaşları da çağıralım. Baya sıkıldım evde. Eyüp: O iş halloldu bil. Yeni bir mekan keşfettim oraya gideriz. İpek: Olur, tamam. Konum atarsın. Mesajı yollayıp ardından odama geçerken kendime siyah bir elbise seçtim. Sabahleyin telefonuma kavuşmuştum nihayet. O mafya dingilinden de kurtulmamla bu gece eğlenesim vardı. Altına da topuklu ayakkabımı giyip evden çıktığım da Eyüp'le uzun zamandır böyle bir etkinlik yapmiyorduk. O şehir dışına çıktığından beri ortamlardan uzaklaşmıştım. Mekanın girişinde Eyüp ve bizimkileri gördüğüm gibi çığlık atarak yanlarına koştuğumda hepsine birden sarıldım. "Bizim kaçak sahalara döndü demek?" "Sorma ya, başıma aldığım belayı bir bilseniz?" "Hadi hadi içeriye geçelim de tüm detaylarıyla anlatırsın." Diyen Sinem'le içeriye geçtik. Baya gürültülü bir alandı. Sessiz olmasa bile djden en uzak yeri seçtiğimizde yüzümde geniş bir tebessüm oluştu. "Çok iyiymiş burası. Karoke de var." "Şarkısız mekan mı olurmuş güzellik. Tadını çıkar." Diyen Eyüp garsona el işareti yapıp yanımıza çağırmasıyla bakışlarım bir an yukarıyı buldu. O an gördüğüm kişiyle kaskatı kesilmemle yutkunamadım kafasına kapüşonu geçirmiş ellerini demirlere dayanmış bir şekilde bana bakıyordu. Kurtulamayacak mıydım ben bu dingilden ya? İmdat bin kere imdat. Bozuntuya vermeyerek arkama yaslandığımda Eyüp de yanaşmış kulağıma doğru bir şeyler fısıldayamadan alarmlar çaldı. Ne olduğunu anlayamadan herkes çığlık çığlığa bağırarak dışarıya akın ederken yukarıya baktım aceleyle. Orada duruyordu. Hareket bile etmeden gözlerini bana doğru dikerken yumruğunu sıktığını gördüm. Sinem bağırarak telaş yaparken Eyüp kolumdan tutup dışarıya çıkarmaya çalışırken ne olduğunu bilmiyordum. Telefonuma gelen mesajla Eyüp'ten kurtulurken ekranı kaydırdım. Dingil Mafya: Benden kurtulmak öyle kolay mı sandın küçük hanım. Bu ismi nerede öğrenmişti? Sertçe yutkunurken bir mesaj daha geldi. Telefon bana ulaşsa da numarasını kontrol etmemiştim. Vermeden önce değiştirmiş demek ki. Dingil Mafya: Sana güvenmediğimi söylemiştim. Peşini kolay kolay bırakmayacağım küçük hanım. Dingil Mafya: Bir cinayete şahit olmadınız belki de ama delillere şahit oldunuz. Dingil Mafya: Telefonumu bana yollamadan önce cihaza eklediğiniz takip uygulamasıyla beni yakalatmak istemen... Dingil Mafya: Sen gerçekten çok kurnazsın İpek. İMDATTTTT İpek: Yazıyor... Çevrimdışı... Dingil Mafya: Ama hayran kalmadığımı söylersem yalan söylemiş olurum. ;) |
0% |