@saudade47
|
İpek: Emin bey sokağın başına gelemem bence siz de gitmeyin. İpek: Gelmeyin yani. Ne gerek var canım? Dingil Mafya: Hala idrak edemiyorsun değil mi? Nasıl bir ateşin içine düştüğünün. Dingil Mafya: Konuşacağız sadece. Eğer hala gelmek istemesen de ben gelirim. İpek: Aslında bir bilsen nasıl bir ateşteyim.... (Gönderilmedi) İpek: Tamam. Geleceğim. 🕯 Dudağımı kemirmekten yara bere içinde kalmıştı. Stresten ne yaptığımı ne düşüneceğimi bilmiyordum. Bir bankta oturmuş gelmesini bekliyordum. Yanıma bir gölge düşünce dalgınlıktan çığlık atacaktım az kalsın. Bir bacağını diğer bacağının üzerine atıp gözlüklerini çıkarmadan karşıya bakıp durduğunda "Peşimi hiç mi bırakmayacaksın?" Diye sordum usanmışlıkla. Gerçekten usanmıştım bu durumdan. Yandan bir bakış atarken gözlüklerin altından bile bir cazibesi olduğu anlaşılıyordu. Sertçe yutkunurken arkama yaslandım. "Kendin kaşındın." Diye meydan okumamla tek kaşını hayretle yukarıya kaldırınca afalladığını sevebiliyordum. "Karınca gibiyim. Üç dakikadan fazla aynı yerde duramam, yorulursun takipte. Bence vazgeç daha yolun başındayken." Anlaşmalı bir yaklaşım sergilemeye çalışırken kararlı durmaya çalışıyordum. "Yorulmam." Deyişiyle öyle bir etki bırakıyordu ki üzerime. Bakışlarımı kaçırmaya çalışıyordum. "Beni yorabileceğini, pes ettireceğini mi sanıyorsun küçük hanım?" Şey... içimdeki dürtü bunun fesat bir ima olarak algıladığını beynime sinyal verirken kendime kızdım. "Böyle bir şeyi bir sen fesat olarak anlardın zaten deli bozma seni." "Kendi kendine ne mırıldanıp duruyorsun? Söyle de bilelim?" Şirinlikle gülümsedim. "Hiç. Havadan sudan öyle." "Havadan sudan?" Dedi tekrar edercesine inanmayarak. "Olamaz mı aaa, sende yani? Neyse ya ben gidiyorum. Neden geldiysem? Sen yoluna ben yoluma." Deyip ayağa kalkacakken dengemin şaşmasıyla arkaya düşüyordum ki biri belimden tutup yakaladı. Onunla göz göze geldiğimizde nefesim kesiliyordu. Ellerim omuzlarında taht kurarken gözleri bir duyguyla yoğunlaştı. Gözleri ilk önce gözlerimi sonra da aşağıya doğru inince boğazından yukarıya doğru bir yutkunma sesi çıktı. Daha sonra ondan hızla uzaklaşırken "Sen de hemen fırsatı değerlendirmek niyetindesin anlamadık sanki." Dememle şaşkınlıkla bana baktı. "Ne?" "Yok bir şey Mafya bey. Ben gidiyorum. Madem beni görmek için bahanelere sığınıyorsunuz..." sözüm bitmeden bir kere daha "Ne?" Dediğinde gülmemeye çalıştım. "Sen de bir ne, ne aaa. Bozuk plak gibi takılı kaldın." 🕯 Dingil Mafya: Senin benim aklımla ne zorun var? İpek: Tövbe! Ben masumum. Bir şey yapmadım ki? 👉👈 Dingil Mafya: Konuşacağız, demiştim. İpek: Ee, konuşmadık mı zaten? Konuştuk ya, sen beni takip edecekmişsin... Öyle diyordun? İpek: Kendin kaşındın dedim ben de. İpek: Senin hafızan da mefta vah vah. İpek: Doktora gitmek ister misin? Tanıdık biridir de bak? Öyle herkese torpil yapmam da ha. Seninle bir hukukumuz oldu ne de olsa. Dingil Mafya: Yazıyor... Çevrimdışı... İpek: Madem takip ettireceksin ilk işini veriyorum sana. İpek: Beni karakola bırak. Görüldü Dingil Mafya: Yazıyor... Çevrimiçi... Yazıyor... Dingil Mafya: ... |
0% |