@saudade47
|
Son mesajdan sonra bir daha ona ulaşamamın üzerinden iki hafta geçmişti. İki haftadır ne sesi çıkıyordu ne de arkama taktığı koruma görünüyordu. Galiba peşimi bırakmıştı. Kolay kolay bırakmaz sanıyordum aslında ama gidişat öyle gözüküyordu.
Boşluğa düşmüş gibi hissetmem normal miydi? Gözüm sürekli telefon ekranına kayıyordu. Bir mesajına muhtaç kalmışım gibi...
Onunla mesajlaşmaya öyle bir kaptırmışım ki kendimi bir bahane arıyordum onunla konuşmak için.
Hissettiğim duygular umarım aşk değildir çünkü bir mafyaya aşık olacak kadar daha kafayı yememiştim. Evet evet sadece mesajlaşmak hoşuna gitti. Her ne olursa olsun. Başka bir sebebi yok.
Olamaz da...
"İpekkk! Kime sesleniyorum sabahtan beri ya. Aklın nerede senin ha güzellik?"
Kendimi silkeleyip Eyüp'e döndüğümde zorlukla gülümserken "Dalmışım." Dedim hızlıca.
Kuşkuyla gözlerime bakarken inanmayan bir bakış attı. Omuz silkip arkama yaslandığımda içeceğimden birkaç yudum aldım.
"Var sen de bir şeyler de neyse. Çıkar kokusu yakında."
"Benim gibi masumun günahını almasana aaa!"
"Yorgun düşmüşüm sadece o kadar."
"Bu bakışları tanıyorum İpek. Hem de çok iyi." Demesiyle göz devirip konuyu değiştirecekken en sevdiğim müzik çalmasıyla ayaklandım ve piste doğru ilerledigim gibi kendimi dansın kollarına bıraktım.
Dansı o kadar çok seviyordum ki nerede müzik çalsa kalkıp oynardım o derece.
Bir o yana bir o yana sallanırken Eyüp'e gelmesi için işaret verdim. Fakat Eyüp gelmek istemeyip içeceğinden birkaç yudum almakla yetinmişti.
O kadar çok eğleniyordum ki kafamın içindekiler sessizleşmişti. Coşkuyla saçlarımı öne doğru sallayıp arkama attığımda karşı locadaki tanıdık gözlere denk gelişimle dans edişim durdu ve bedenim donakaldı. Yine kapüşonu üzerindeydi..
Gözlerini direkt bana dikmiş bir şekilde beni izlerken kaç dakikadır oradaydı hesap yapmaya çalışıyordum. İşin ilginç yanı kalbim onu gördüğü an korkuyla hızlandı.
Daha sonra bir şey oldu. Ayağa hızla kalkıp piste doğru ilerlerken bakışları anlık locadaki Eyüp'ü buldu ve ona öfkeyle bakıp burun kemerini sıktığında Eyüp hiçbir şeyin farkında değildi. Çünkü odağı tamamen başka yere kaymıştı.
Sertçe yukunup adımlarının bana gelişini izlerken tam dibinde durdu ve o güzel sesini bahşetti bana.
"Bir dansta benimle eder misin küçük hanım?" Elini bana uzatmış keskin gözleriyle bana bakarken onay bekliyordu. Kapüşonu başına geçirmiş gizemli haline bürünmüşken içimdeki ses bir kez daha çığlık attı.
İmdatttt.
Yüzüne dikkat kesildiğimde bir iki morlukla karşılaştım. Bunu gizlemek için belki de böyle giyinmiş olabilirdi. Fakat geçen karşılaşmamızda da aynı kapüşonu giyiyordu.
Karşımda olması bedenimi titremesine neden olması gerekmez miydi? Peki neden korkuya dahil bir şey hissetmiyorum?
Zorlukla yutkunup cevap verdim. "Benim katillerle edecek bir dansım yok." Diyerek yanından ayrılıp locaya geri dönecekken arkamdan kızgın bir hırıltı yükseldi.
Allah'ın cezası İpek! Yüzüne yüzüne denir mi öyle? Ya herkesin içinde seni doğrarsa... yapar mı gerçekten öyle bir şey?
Bin kere imdatlar olsun. Hemen buradan çıkmamız gerekiyordu!
Eyüp'ün kolundan tuttuğum gibi kaldırırken ne olduğunu anlayamadan kendini çekiştirirken buldu.
"Ne oluyor ya?"
"Soru sormayı bırak da yürü. Buradan acilen çıkmamız gerek!"
Çekiştirmeye devam ediyordum. Çünkü Eyüp hala şoktaydı.
"Neden?"
Arkama baktım hızlıca. Hala orada bize daha doğrusu Eyüp'ün kolundaki elime öfkeyle bakıyordu. Aldırmadım.
İçeriden çıktığımız gibi beni durdurup merakla yüzüme baktı.
"İpek ne olduğunu anlatacak mısın?" Sabırsızdı.
Telefonum birkaç kere titredi o an.
"Kavga çıkacaktı araya kaynamayalım diye çıkalım dedim. Baya bir büyük kavga çıkacak." Dediğimde bana inanmadı.
"İpek bana doğruyu söyle? İçerde onu mu gördün yoksa?" Demesiyle başımı hızlıca salladım yalan söyleyerek.
Mafya bozuntusunun orada olduğunu söyleyemezdim ne de olsa.
Öfkeyle kaşları çatıldı. İçeriye geçmek için adım atacakken hızla durdurdum.
"Ne yapıyorsun gel şuraya!"
"Bırak İpek! Hangi yüzle hala buraya gelebilir? Hesap soracağım." Kolundan zorla tutup engellemeye çalışsam da durduramıyordum bir türlü.
Ah İpek başka yalan bulamadın mı söyleyecek!
"Ya bırak! Bir de onunla mı konuşacaksın! Sanki laftan anlıyor da. İşler kızışmadan geri dönelim. Hem ben yoruldum eve geçmek istiyorum."
Nihayet durmuştu. Derin bir iç çekerken göz göze geldik ve deminden beri sakladığım yalanı gün yüzüne sundu.
"Peki o kapüşonlu adam kimdi? Neden sana elini uzattı?"
"Ne?"
"O adam kimdi?" Diye sordu. Sesi bu sefer delirmiş biri çıktı ve kolumu sıktığının farkında değildi.
Yüzümü ekşittim. Ne saçmalıyordu bu geri zekalı?
"Ne diyorsun be sen salak?"
"Yanına gelen adam kimdi?" Dedi yine bozuk plak takılı kalmış gibi.
Kolumu hızla ondan çekip yüzüne bir tane kafa attım. Acıyla geriye çekilirken burnumdan soluyordum.
"Sana ne be? Ayrıca seni ne ilgilendirir kendine gel geri zekalı! Sana hesap vermek mi zorundayım?"
Ne yaptığını sonradan idrak etmiş gibi kendine gelirken gözlerinde pişmanlık oluştu.
"İpek ben özür dilerim... Ben..."
"Sen ne geri zekalı herif! Bana bak bir daha hayatıma müdahale edersen tek bir yumrukla yetinmem anladın mı? Yüzünü yamuturum oğlum senin!"
Sinirle çığlık atasım vardı? Eyüp böyle yapacak biri değildi halbuki? Ne oluyordu bu hayvana?
O sırada aklıma telefonum gelince Eyüp'ü aldırmadan mesajları açtım.
Dingil Mafya: Çok güzel dans ediyordun. Keşke benim teklifi kabul etseydin de dans nasıl edilirmiş görseydin.
Dingil Mafya: O şerefsizin elini dünya aleme siktirmesem ben de Emin değilim!
Dingil Mafya: Canını yaktı mı?
Dingil Mafya: Geliyorum.
Dingil Mafya: Sen bir tane kafa atmış olabilirsin ama benim elimden bir tane kafa atmayla kurtulamayacak. O elini sikeceğim.
İpek: Ah işte bir deli de burada!
İpek: Siz benim başıma bela mısınız be!
İpek: Gelmiyorsun ayrıca Eyüp'e de dokunmayacaksın!
İpek: Canımı da düşünürmüş Dingil Mafya. Kesin aşık (Gönderilmedi)
Dingil Mafya: Ne demek dokunmayacaksın! O elini kırmadan uyku haram bana.
İpek: Kır hadi kır da ben de polise gideyim! Elimde kanıt da var bu sefer. Silemezsin de.
Dingil Mafya:
Yazıyor...
Çevrimiçi...
Yazıyor...
İpek: Hiç kudurmuş köpek gibi horozlanma oradan. Benim canımı sıkmayın ikinizi de kafa yumruğuna tutarım!
İpek: Şimdi ben eve geçiyorum ve sen de direkt evine tıpışlıyorsun.
İpek: Hangi cehennemdeysen tekrar inine in.
İpek: Ay imdat ya billahi de imdat vallahi de!
Dingil Mafya:
Yazıyor...
Çevrimiçi...
Yazıyor...
İpek: O Yazıyor imgesini Çevrimdışı olarak düzelt.
İpek: Çevrimiçi olduğunu görmeyeyim!
Dingil Mafya:
Çevrimdışı... |
0% |