İpek: Allah'ın cezası!

*Dingil Mafya kişisini Dingil Horozu olarak değiştirdiniz*

İpek: Dingil Horozu seni! Biliyordum işte senin yaptığını!

Dingil Horozu: Bana lakap takıp durma!

Dingil Horozu: Öyle demek istemedim dilim sürçtü.

İpek: Ay senin dilin mi sürçtmüş gerçekten mi?

İpek: Ay tamam o zaman sen yapmadıysan yapmamışsındır.

İpek: De git! Bari yaptığın şeyin arkasında dur be azıcık.

İpek: Birde mafyasın. Sözün eri ol be azıcık.

İpek: Sinirim geçene kadar yazdığını görmeyeyim!

Dingil Horozu:

Yazıyor...

İpek: Bir şey yazdığın an nokta dahil engellerim!

Dingil Horozu:

Çevrimiçi...

Çevrimdışı...

🕯

Dingil Horozu: Sinirin geçti mi? Konuşabilir miyiz artık?

Görüldü

Dingil Horozu: İpek??

İpek:

Çevrimiçi...

Dingil Horozu: Cevap vermeyecek misin, peki? Ben yine de anlatayım da ne zaman cevap vermek istersen o zaman konuşuruz.

Dingil Horozu: O ibne olacak yani pek bir hayırsever arkadaş Eyüp sana öyle davranınca içimde tanımsız bir öfke belirdi. O an ne yaptığımı ne düşündüğümü idrak edemeden kendimi onu döverken buldum. Bilmiyorum neden öyle yaptım. Herhangi bir kadına el kaldırmasının öfkesi değildi bu. Evet o da vardı fakat daha farklı bir şey daha vardı işte. Her neyse, yine olsa yine yaparım pişman değilim ama seninle böyle tartışmak ne bileyim içime oturdu. İpek ben galiba sana...

İpek: Pardon, siz kimsiniz? Eyüp kim?

İpek: Siz eşkıya mısınız?

Dingil Horozu: İpek.

İpek: İpek diye birini tanımıyorum beyefendi. Bu telefonun sahibi mi yoksa?

Dingil Horozu: İpek'in telefonu siz de ne işi var ve siz kimsiniz? Ne oluyor orada lan!

İpek: Merhaba ben Sanem. Bahsettiğiniz kişiyle telefon karışıklığı yaşadık ve kendisine dünden beri ulaşamıyorum. Acaba rica etsem arkadaşınız bilmiyorum ama ona ulaşırsanız beni aramasını söyler misiniz?

Dingil Horozu: Yine mi siktiğimin telefon karışıklığı! (Gönderilmedi)

Dingil Horozu: Şu telefonuna sahip çıksan şaşırırdım zaten. İlla kendine macera arayacaksın değil mi? (Gönderilmedi)

Alihan'a mesaj attım ardından.

Emin: Alihan, İpek nerede? Evde mi?

Alihan: Eve gelmedi abi. Dünden beri yok.

Emin: Ne demek yok lan!

Emin: Bunu bana şimdi söylersiniz, sikeyim!

Alihan: Abi, bana bilgi verirsen mesaj atma eve gel dedin ya, ben de eve doğru geliyordum şimdi.

Emin: Normalde mesaj atıp durursun şimdi mi emrime uyacak zamanı buldun lan?

Emin: İpek her neredeyse bul ve bulmadan dönme!

Alihan: Emredersin abi. Birkaç koruma yanıma alıp yengeyi bulup haber vereceğim sana.

Emin: Ne yengesi geri zekalı herif!

Alihan: Affedersin abi.

🕯

İpek: Merhaba ✋️

Görüldü

Emin: İpek?

İpek: Malesef o değilim. Telefonu ben de hala. Şey diyecektim arkadaşınıza ulaşabildiniz mi?

Emin: Telefonu onda değilken nasıl ulaşabilirim ki?

İpek: 0547** bu benim numaram. Ararsanız belki size açar telefonu.

Emin:

Yazıyor...

Çevrimiçi...

*İpek: 0547** bu benim numaram. Ararsanız belki size açar telefonu.*

Mesajı kendinizden sildiniz

🕯

Emin: Bir haber yok mu hala?

Alihan: Abi, bulduk yengeyi. Şehir dışına çıkmış.

Emin: 

Yazıyor...

Çevrimiçi...

Emin: Siktiğimin korumaları o sırada ne halta yarıyormuş?

Alihan: Şey abi. Yenge onları da atlatmış.

Emin: Bana o telefondan bir tane ayarla bir saat içinde elimde olsun. İpek'in de nerede kaldığını bana konumunu at.