Yeni Üyelik
35.
Bölüm
@saudade47

Buraya geliyordu hem de aklını kaçırmış bir şekilde. Kudurmuş resmen. Panikle balkondan içeriye geçtiğim sırada kapı sertçe çalmaya başladı. Yerimde korkuyla sıçrarken ağzından çıkanı duymuyordum.


"Ay kudurmuş köpek gibi çalıyor kapıyı. Komşuları başıma toplayacak dingil Horoz!" Daha fazla kapının ırzına geçmeden kapıyı açarken karşımda eli havada asılı duran Emin'le göz göze geldiğimde kaşlarımı çattım.


"Aklını mı kaçırdın sen gece gece? Ne kapıma dayanıyorsun bu saatte. Bilmiyor musun bu saatte genç kızın evine baskın yapılmaz."


içeriye doğru ilerlediginde geri geri gidiyordum. Öyle bir bakıyordu ki bana gerçekten aklını yitirmiş gibi.


İmdatlar olsun bu sefer gerçekten dediğini yapacak gibi. Mafya beycimm valla ben masumum, polise de gitmedim. Hem gitsem de elimde kanıt yok değil mi?

.

"Gelmesene üzerime üzerime aaa!" Kapıyı kapattığı gibi beni kendine doğru çekip kapıyla arasına sıkıştırdığında derin bir nefes almıştı.


"Beni delirtmeden önce düşünecektin."


"Benim delirtmeme yok ki sen zaten delisin mafya beycim. Hem de zır deli olanından." Deyip elimi delirmiş gibi sağa sola salladığımda yüzü yüzüme daha çok yaklaştı.


Kudurmuş bu herif valla billahi aklını kaçırmış.


"Deliyim ama sana." Diye mırıldandığında yutkunamadım. Ne dedi o ne dedi?


Bana mı delirmiş?


Ay aman deliymiş?


"Biraz uzaklaşır mısın nefes alamıyorum. Dalyan gibi vücudunu bana dayamışsın. Daraldım." Kendimden uzaklaştırmak istesem de bir milim kıpırdamadı dingil Mafya.


"Uzaklaşacağım ama dürüst olacaksın." Demesiyle yalandan alınmış gibi davrandım.


"Aşk olsun ben yalancı biri miyim?"


"Aşk olsun zaten." Diye kendi kendine fısıldayıp burnunu boynuma sürtecekti ki omuzlarına vurup çığlık attım.


"Ay uzaklaş benden kudurmuş mafya! İki iltifat bir itiraf ettin diye hayırdır?" Benden uzaklaşmasa da azıcık araya mesafe koyup munzur bir ifadeyle dudak kıvırıp göz kırptı.


O gözlerini mafya...


"Kudurdum yalan mı söyleyeceğim küçük hanım. "


Gözlerim kocaman oldu. "Tövbe bismillah senin içine bir şey kaçmadı değil mi? Hani üç harfli gibisinden?"


"İçime sen kaçtın İpek. Üç harfli dediğin şey de aşk."


"Senin ağzın da maşallah yani, iyi laf yürütüyor? Kaç kızı kandırdın bakayım sen bu laflarla?"


İmayla sırıtmaya devam etti. "Kıskandın mı sen?"


"Çokkk. Öyle böyle değil. En az senin kudurduğun kadar." Diye alay ettiğimde kaşlarını çatıp benden iyice uzaklaştı nihayet.


Bir şey demeden koltuğa yayılırken şükür dedim içimden. Biraz daha yakınımda dursa hiç iyi şeyler olmayacaktı.


Ben de karşı koltuğa oturacakken belimden tutup yanına çekerken hafif çığlık attım.


"Sen iyice delirdin ha?"


"Dedim zaten bir daha mı diyeyim İpek."


"Ay deme bugün yeterince demişsindir. Duan kabul oldu mafya bozuntusu. Bir şeyi 40 kere tekrar edersen gerçekleştirmiş."


"Öyleymişmiş..." derken gözleri dudaklarımı bulduğunda sevimlice sırıtıp yana doğru kaymaya çalıştım ama izin vermedi.


"Tabii. Kırk kere ben deliyim dediysen gerçekten delirmişsindir."


"Peki, kırk kere benim sevgilim olur musun dersem de kabul olur mu?"


Ne nee! Ne dedi o ne dedi. Benim kulaklarım sağır olmadı değil mi?


Tövbeler olsun imdatt.


Gözlerine şokla baktım. Tepki veremiyordum. Bu mafya bozuntusu herif ayarlarımı iyice bozmuştu.


Ay imdat niyeti bozdu bu adam! Helppp.


"Karşı cinste seviyorsa neden olmasın ki?"


"Seviyor musun?" Pat diye söyleyip beklenti içinde beklemeyi sürdüğünde ağzım açık kaldı. Bu kadar dürüst olmaz mısın acaba hani bendeki de kalp ya?


"Aa, sen iyice şey oldun başıma?" Gözlerimi kaçırdım. Onun tarafına bakmamaya çalışsam da ne diyeceğimi şaşırdım.


"Ney oldum?" Her bir kelimesinde bir adım daha atarken aklıma o an ilk ne geldiyse onu söyledim.


"Ay kuduruk işte! Bakmasana bana öyle öpecekmiş gibi?"


Öpse durdurur muydum? Kesinlikle yani bir mafyayla değil sevgili olmak öpüşmem de.


"İzin verirsen öpeceğim. Hala cevap alamadım?" Dediğinde kafamı iki yana doğru salladım.


"Neye?"


"Seviyor musun?"


"Neyi?"


"İpek sabahtan beri açık açık dile getiriyorum hala mı salağa bağlıyorsun?"


"Gece o gece."


"İpek!" Diye kızdığında derin bir nefes alıp onun tarafına döndüm. Ciddi bir ifadeye büründüğüm de "Öyle kolay değil benden o lafı almak mafya bey. Biraz daha sürün." Dedim.


"Yani sevgilimsin."


"Yoo, ağzımdan öyle bir şey çıkmadı."


"Öpmeme izin verdin o halde?"


Gözlerimi büyüttüm. "Ne münasebet canım! Ama yanağımdan öpmene izin verebil..." diyemeden beni kendine doğru çekip yanağımdan uzunca öperken hazırlıksız yakalamıştı beni dingil.


"Sen pabucu şeytana ters giydirirsin yemin ediyorum. İki saattir kıvrandırıp durdun beni. "


"Ee kolay mı sandınız mafya bey? Bana katlanan... bak yine unuttum sözün sonunu." Hüsranla iç çekerken bana derince bakıyordu. Kulağıma doğru eğilip "Bu sefer ben fesat algılayabilirim bu sözünden her an... ve zevkle dile getiririm." Dedi imayla göz kırparken.


Yanından kalksam ikimiz için de en iyisiydi. Mafya bozuntusu niyeti bozup da gelmiş zaten. Bari biri aklı başında dursun değil mi?


Ya da boş versene! Bana öyle derinden bakarken nasıl kayıtsız kalabilirdim ki?


Ceketinin yakasından tutup kendime doğru çektiğimde bana anlamayarak baktı. "Ya da boş ver gitsin. Dudaktan öpmek varken neden yanakla yetinesin değil mi?"


Dudaklarına ulaştığımda ilk başta ne olduğunu algılayamadı garibim. Sonradan kendine gelirken bir eli belime diğer eli de yanağımı bulunca o çok istedigi öpücük nihayet gerçekleşmişti.


Ve 40 kere dile getiremeden daha ilk dile getirişiyle duası kabul olmuştu.

Loading...
0%