@saudade47
|
"Ee, nereye gidiyoruz bakalım?" "Bir yere mi geçecektik ki?" Arabaya binen Emin bana kısa bir bakış attı. "Yardım edecek birileri lazımmış ya? Alihan'ın yardım etmesi için." "Ha o yardım. Gerek kalmadı ya?" Deyip emniyet kemerimi taktım. Emin hayretle beni izlerken ne der gibi başımı salladığımda onaylamazca kafasını iki yana doğru salladı. "O fındık kadar aklından ne geçiyorsa artık." "Sen de beni iyice fırıldak yaptın mafya bozuntusu!" "Değil misin?" "Yani tamam biraz olabilirim ama çok azcık. " masum bir şekilde elimle miktarını gösterince dudak kıvırır gibi oldu. "Alihan'ı tanımayı bırak, görmemişsindir sen? Tanımadığın birinden yardım mı alacaktın?" Aslında gördüm mayfa beycim. "Ama sen tanıyorsun ve güvenilir biri olmasa yanında ne işi var değil mi?" "Değil mi?" Diye imayla gözlerini üzerime dikerken bu bana yaptığı ikinci anlamsız imaydı. "Sen bana bir şey mi ima etmeye çalışıyorsun Emin?" Kaşlarımı çattım. "Öyle mi algılamama sebep oldum yoksa?" "Evet." Dedim dürüstçe. "Öyleyse yanlış anladın. Sana neden ima edeyim ki bir şeyleri?" "Açık konuşalım mı?" Diye sordum onun tarafına dönerken. "Konuşalım küçük hanım? Böylece birbirimizin huyunu iyice öğreniriz." "Değil mi? Öyleyse söyle bakalım, ben kendimce bir doğru olan şeyi yapsam ve bunun ucu sana dokunsa bile bundan vazgeçmesem bana hala güvenir misin?" Düşünmeden "Evet." Dedi. Bir saniye bile gecikmedi. Emin her şeyin farkındaydı bunu biliyorum. Çünkü hiç kimse durduk yere kendi doğruluğundan vazgeçmezdi ve vazgeçerse de bunun altında bir şey olduğunu anlardı da. "Ama..." dedi devamı var der gibi. "Hayal kırıklığına da uğrarım. Çünkü her ne kadar kötü de olsam sevdiğim kadın tarafından ifşa olmak büyük hayal kırıklığı verir bana." "Kötüler de hayal kırıklığına uğrayabilir yani?" "Kalbi olan her kimse Evet, hayal kırıklığına uğrayabilir ve eğer beni hayal kırıklığına uğratacaksan lütfen bunu bana belli etmeden yap." "İlk başta evet bunu çok kez yapmayı düşündüm, denedim de ama sonra bunu yapmaktan vazgeçecek raddeye geldim. Her ne kadar seni sevsem de kendi doğrumdan şaşmamam gerek değil mi?" "Şaşma Hatun. Bu benin için olsa da kendi doğrundan vazgeçme. Ben seni böyle sevdim. Sonunu bile bile sevmeye devam edeceğim." Bir eli yanağıma giderken hafifçe okşadı. Ardından dudaklarıma küçük küçük öpücükler bırakırken iç geçirdi. Benim elim de yanağımdaki elinin üzerine giderken yanağımı bastırdım üstüne. "Seni ifşa etsem bile mi?" "Beni ifşa etsen bile, hatun." "Peki bu, beni de kötü yapmaz mı?" "Yapmaz hatun." "Sevdiğine ihanet etmek de Kötülük değil midir?" "Doğru olanı yapıyorsa, değildir." "Sen de çok aptal bir şey çıktın ha." Deyip ortamın gerginliğini gülümseyerek bozup devam ettim. Kahkaha atarken. "Aşk, insanı aptallaştırır diye boşuna demiyorum." "Demek ki aptal olacak kadar kör kütük aşık olmuşsak, kalbimi mi şikayet etsem ne? Tüm suç onun." Göz kırpıp bir kere daha dudaklarımdan öpünce kaşlarımı çattım. "Şikayetçi misin yoksa?" "Haşa! Senin gibi bir hatun bulmuşum hiç şikayet eder miyim?" "İyi, aferin. Tuzak soruydu." "Sen biraz önce bana sevdiğini itiraf etmiştin değil mi?" Gözlerinde geçen yoğun duyguyla sertçe yutkunurken "Hee, yaptım öyle bir manyaklık değil mi?" Dedim yalan bir şaşkınlıkla. "Kaldığımız yerden devam edelim o vakit." Diye munzurca sırıtıp bana doğru yaklaştı. Neye diyemeden dudaklarıma saldırırken yine kuduruk hali gün yüzüne çıkmıştı. Elleri boynuma gittiğinde dudağını sertçe ısırdım. Acıyla inlerken hoşuna da gitmişti. Alt dudağımı ezercesine işkence ederken benim ellerim de omuzlarını bulmuştu. Gözleri daha fazlasını ister gibi bakınca kucağına geçtim. Anında beni kendine yapıştırıp belimi okşamaya başlayınca dudakları daha da hırslandı. Susuz kalmış gibi dudaklarımı kana kana içerken yetişemiyordum hızına. O sırada arabanın ön camı tıklatıldı ve o an gerçek dünyaya dönerken dudaklarımı onunkinden ayırmaya çalışsam da bırakmadı. Zorlukla göğsünden itip uzaklaştığımda ikimizde nefes nefeseydik. Bakışlarım ön camını bulurken bize huysuzca bakan Alihan'la göz göze geldik. Bizim özel anımızı böldüğün için sert bir kafa atmaz mıyım sana! Emin de Alihan'a öfkeyle bakarken bu anımızı bozduğu için ağır küfürler saydı. "Götüne o pamuğu bizzat ben sokmazsam ben de Emin değilim!" Kucağından hızla inip yan koltuğa geçerken emniyet kemerimi ne ara çözmüştüm hatırlamıyorum bile. Emin ön camı sonuna kadar açıp eliyle boğazını tutacaktı az kalsın. "Ne var ulan? Ne rahatsız ediyorsun?" Evet, belki özel bir an yaşıyoruz yancı herif! Seni sevmedim bilesin. "Abi, gitmediğini görünce bir sorun oldu sandım." Ardından Bakışları beni bulunca hazzetmediği bakışlarına yansımıştı. "Bir sorun varsa var siktiğimin herifi! Her an dibimde mi olacaksın!" Benden daha çok dibinde olduğu kesin. "Seni korumakla yükümlüyüm abi. Hazır gitmemişken beni bıraksan?" Deyişiyle gözlerim kocaman oldu. "Arkadaki araba ne sikime yarıyor Alihan?" "Onun içi dolu abi. Sıkış pıkış mı oturalım? Arkada yer var, oraya geçsem?" Emin derin bir nefes aldı. Almamayı çok istese de tam tersini yapıp arkayı gösterdi. "Geç lan arkaya!" Bunu Fırsat bilen Alihan hızla arkaya geçerken "Eyvallah abi." Dedi. Ardından bana dönüp "Merhaba yenge." Deyince "Merhaba." Dedim. "Yancı herif kuma bozması." Son dediğimi sadece Emin duymuştu. Bıyık altından onaylamaz bir şekilde başını iki yana doğru sallarken arkaya sert bir bakış attı. 🕯 İpek: Yancı herifin kuma bozması çıktı mafya bozuntusu. İpek: Seninle daha ileriye gidebilirdik belki ama o kuman hayallerimin içine bodoslama daldı. :( Emin: Yazıyor... Çevrimiçi.... Yazıyor... Emin: Arabadan atayım mı? Emin: Kaldığımız yerden devam ederiz. İpek: Kudurma hemen. Emin: Kudurmayıp da ne yapayım! Emin: Siktiğimin herifi en güzel anımızı içine etti. Emin: Atayım mı arabadan? İpek: Önüne dön mafya bozuntusu. Kaza yaptıracaksın bize. Emin: Atayım de, döneyim önüme. İpek: İnsan hiç ex aşkını arabadan atar mı? Emin: İpek! İpek: Dön önüne mafya bozuntusu. Beni şahit yapmak istemiyorsan dön önüne. Emin: Yazıyor... Çevrimiçi... Çevrimdışı.... |
0% |