Yeni Üyelik
2.
Bölüm
@saudadesisu

Selamm ben geldim ,)

Instagram hesabı: saudade_sisu

Başlama tarihi alabilir miyim şuracıkta 🤭 ---->

Bölüm şarkısı: indila love story

Medya temsili: Gamze & Arel

 

Mezuniyet

 

Bölüm sınırı şimdilik yoktur.

 

🎓🎓🎓

 

Gece pek uyuyamamıştım. Heyecandan kalbim pır pır atıyordu. Uyuyordum çok bir zaman geçmeden yine uyanıyordum.

 

Sonra aklımda bir anı canlandı yüzümde buruk bir gülümseme...

 

Ne çok isterdim yanımda olmasını.

 

Arel...

 

Arel benim yetimhanede iken en yakın arkadaşımdı. Belki de daha fazlası. Her şey den çok değer verirdim ona ne güzel anılarımız vardı.

 

Kim bilir şuan ne yapıyordur...

Geçmiş

Arel hadi ya lütfen sen de gel bizimle parka lütfen" diye yalvarıyordu küçük Gamze. Tabi Arel de her zaman ki gıcık halleriyle inat ediyordu. "Kızım ben büyüdüm koca adam oldum. Koca adam parka mı gidermiş" diye Gamze'ye isyan ediyordu. Gamze sinirle bağırmaya başladı "Gelmezsen gelme bende salıncağımı sallayacak başka birini bulur onunla oynarım" Arel'in tüm bedenini sinir ve kıskançlık kaplamıştı. Gamze'nin salıncağına ondan başka kimse dokunmamalıydı. Ayrıca Gamze teşekkür amaçlı hep yanağından öperdi. Ya bu bir başkası olsaydı. "Tamam tamam geliyorum bekle" diyerek yere çömelip ayakkabılarını giydi. Arel yine Gamze'nin sözünden çıkamamıştı.

Ah şu küçük kız.

 

Neden gelmişti o şimdi aklıma. Şükür ki gün aymaya başlamışdı. Gidip abim'i ve Selin'i uyandırdım. Biz kahvaltı hazırlarken abim'i ekmek almaya yollamıştık.

 

Yumurtaları haşlamak için suya koydum. Çay suyu da kaynamak üzereydi. Selin "Ben şimdi ciddi ciddi Abinle mi gidiyorum?" Diye sordu.

 

Gülümseyerek ona döndüm. "Bu senin için sıkıntıysa söylerim gelmez." Dedim.

 

Hemen "yok yok, gelsin o yüzden demedim."dedi. "Selin" dedim. "Efendim" dedi. "Abimden hoşlandığının farkındayım." dediğimde korkuyla bana döndü.

 

"N-ne zamandır farkındasın, Gamzem bak biliyorum düşüncelerim çok yanlış arkadaşımın abisine aşık olmamalıydım ama oldum. Çok özür dilerim gerçekten. Kendimi ihanet etmişim gibi hissediyorum." Neden böyle düşünüyordu ki?

 

"Yok güzelim onun için söylemiyorum bu Abimle senin aranda. Onunda sende gönlü varsa ben çok mutlu olurum." Dedim. Gözlerinin içi güldüğünde bende tabessüm ettim. "Gerçekten mi?" dediğin de o minnoş tatlı halleriyle bana bakıyordu. "Gerçekten"

 

Kapının açılıp kapanma sesi geldi. Abim gelmişti. Mutfağa girdiğinde elinde iki demet papatya vardı.

 

Ekmeği masaya bırakıp bir demeti bana bir demeti de Selin'e verdi.

 

Biz mal mal abime bakarken "ikinizide tebrik ederim hanımlar benden güzel iltifatlar beklemeyin beceremem ama ikinizden de çok güzel öğretmen olacağına eminim" dediğinde Gözlerim dolmaya başlamıştı.

 

Selin koşup abimin boynuna atladı. "Ben diyorum bunda bir haltlar var kim yonttu bu odunu" demesiyle kahkaha attım.

 

"Aşk olsun Selin ben gayet beyefendi bir kişiliğim ayıp ediyorsun." Dedi abim. Selin abime "Ya ne demezsin" dediğinde didişeceklerini anlayıp "Hadi kahvaltınızı yapın daha hazırlamamız lazım." Dedim.

 

Sessiz sedasız hızlı bir kahvaltının ardından biz hazırlanmak için benim odama, abim'de kendi odasına geçti.

 

Üzerimize elbiseleri giyinme'den önce ilk saç ve makyajı halletmiş tik. Ben saçlarımı açık bırakmak istediğim için sadece önden iki tutam alıp arkadan başlamıştım. Selin ise enseden bir topuz yapmıştı. Hafif de bir makyaj yapmıştık abartıya ne gerek vardı zaten.

 

En son da elbiselerimizi giyinip aldığımız takıları takıp odadan çıktık. Portmanto'nun yanına gittik ve abim'i beklemeye başladık.

 

Abimin odasının kapısı açıldığında ilimizin de gözü o tarafa kaydı.

 

Aynı anda ağzımızdan "oha!" Kelimesi çıktı. Bu benim abim miydi. Ben bu çocuğu niye ilk defa böyle görüyordum. Üzerinde ona yakışan çok güzel siyah bir takım vardı. Ona çok yakışmıştı.

 

(Merak etmeyin bölümün sonuna eklicem tüm kombinleri)

 

Aklımda çok güzel bir fikir vardı belki bu ikisine bir yardımım dokunurdu. "Abi gidip üzerini değişir misin böyle dışarı çıkamazsın." Dedim. Abim yüzüme aval aval baktı. Sen mağara adamıysan ben de senin kardeşinim.

 

"Sebep?"dedi. "İlla bir sebep olmak zorunda değil ama sen illa bir sebep olsun diyorsan çok yakışıklı olmuşsun ondan yanına yaklaşanı yolarım." Dediğimde canım kankam da bana destek çıktı. "Hep beraber kanka" diyerek.

 

Şimdi tam zamanıydı oynayalım bakalım. "Ama abiciğim sen diyorsan ki ben bununla geleceğim o zaman Selin seni sevgilisi olarak tanıtacak." Dedim tek kaşımı kaldırarak. (Nihahahah kötü kadın kahkahasını unutmayalım)

 

İkisininde ağzı beş karış açıktı. "Niye ya!" Diye cırladı Selin kulağımın dibinde. Abim ise "benim kısmetimle oynama Gamze belki biri çıkacak karşıma" demesiyle Selin'in abime dönmesi bir oldu.

 

Ama benim planım bu değildi ki. Kalbi kırıldı şimdi kızın. Of cidden odun bu çocuk ya cidden odun.

 

"Bencede gerek yok Gamze" dedi Selin. Of abi! Davar ayı öküz mal!!

Kız seni yanlış anladı işte.

 

"Ben size sorduğumu hatırlamıyorum." Diyerek inat ettiğimi ikisine de gösterdim. Ben inat edersem istediğim şey olana kadar durmayacağımı bildikleri için ikisi de el mecbur kabul etti.

 

Hemen ayakkabılarımızı giyinip sitenin asansörüne bindik. Siteden çıktığımızda BMW siyah sedan bir araba kapıda duruyordu. Şoför koltuğundan abimin dün yanında gördüğümüz adam indi.

 

Abimle aynı renk giyinmişti. Onun da üzerinde siyah kısa kollu vücudunu baya belli eden bir takım vardı.

 

"Size söylemeyi unuttum Arel de bizimle geliyor maksat kafa dağıtmak olsun." Dedi abim.

 

Ama benim aklımda tek bir kelime yankılandı.

 

Arel..

 

Bu bir şaka mıydı?

 

Anılar gözümün önünde bir şerit halinde geçti.

 

Abim bizim için arabanın arka kapısını açtı. Selin ile binip sus pus oturmaya başladık. Onun da benim de keyfim kaçmıştı.

 

Arel sessizlikten rahatsız olmuş olacak ki radyoyu açtı. Çıkan şarkı... Allah'ım bu gerçekten şaka mı sen bana sabır ver.

 

Radyoda son arzum çalıyordu. Bizim yetimhanede dinlemeyi sevdiğimiz şarkı. Camdan Arel in yüzünü gördüm. Buruk bir gülümseme geçti yüzünden. Gözlerinde geçmişin yaraları pişmanlığı vardı sanki.

 

Şarkı çok canımı yakıyordu. Onu çok özlemiştim. Neden bu bugün gelmişti ki aklıma tam da zamanıydı. Dayanamayıp "şarkıyı değiştirir misiniz?"dedim net bir sesle abim şaşırmış olacak ki kafasını çevirip bana baktı. Arel kanalı değiştirip başka bir kanal açtı.

 

İşte bu şarkı tam bizlikti. Modum yükseldi gerçekten. Şarkı Hande Yener in Sopa şarkısıydı. Selin bana gülerek döndü ve bağırarak eşlik etmeye başladık.

 

Her günahın bedeli var

Bunu zaten ödedim

Her delinin bir sebebi var

Bunu zaten söyledim

 

İçindeki yanlışın zinciri kopa kopa durur

Ama aşk böyledir

Önce sevdirir

Sonra sopa sopa vurur

 

Günaydın; geç uyandın, ama bitti

Aslında geç bile kaldım

Zor uyandım, ama geçti

İlacın etkisi yok

Günaydın; geç uyandın, ama bitti

Aslında geç bile kaldım

Zor uyandım, ama geçti

İlacın etkisi yok

 

Biz şarkıyı söylerken abim gülerek aynadan bizi izliyordu. En sonunda fakülteye gelmiştik.

 

Fakültenin arka bahçesi büyük olduğu için balo orada olacaktı. Hatta müzik seslerini duyuyordum.

 

Arka bahçeye koyulan yuvarlak uzun ayaklı masalardan birine geçtik. Gelen geçenin abimlere bakmasının dışında pek bir problem yoktu.

 

Ulan bende Gamzeysem abim'i size yar etmem. Abimle Selinin arkasına geçip abimin elini Selin'in beline yerleştirdim. İkiside bir gerildi sanki:)

 

Arel, abime imalı imalı bakıp gülmeye başladı. Biraz yakınlaşıp onun duyabileceği şekilde "Komik olan ne?" diye sordum. O da bana biraz yakınlaşıp "sence de çok yakışmıyorlar mı" dediğinde heyecanla başımı aşağı yukarı salladım.

 

Biz gülerken masaya bir kaç arkadaşımız gelip selam verdi.

Eda kulağıma yaklaşarak "kanka bu Seline sarılan kim biraz fazla mı iyi" dedi. Sakinim ben şuan. Eda ya yakınlaşıp "benim abim Selin'in de sevgilisi" dedim. "Hmm Allah mesut etsin" diyip gitti. Amin amin çok amin. Rabbim bana hala olmayı nasip etsin inşallah.

 

Kendi kendine gelin güvey olma Gamze bunlar daha sevgili bile değil sen, hala olacağım diyorsun

 

Ay sen bir karışma kafamın içinde ki abuk subuk ses

 

Abim ve Selin beklediğim den fazla iyiye gidiyordu sanki şuan sohbet edip gülüşüyorlardı.

 

Masaya bu sefer Ulaş geldi. Yanıma gelip "nasılsın?" Diye sordu. "İyiyim Ulaş sen" diye sorduğumda abimin ve Arel in bakışlarını üzerimde hissettim.

 

"İyiyim şey bu arada çok güzel olmuşsun" dedi. "Teşekkür ederim" dedim. Yanımdaki Arel e dönerek "abin mi" diye sordu. Abim ve Arel bir kaç kaş göz hareketiyle ne konuştularsa Arel'in eli belimi sardı ve beni kendine fazlasıyla yakınlaştırdı.

 

"Sevgilisiyim" dediğin de şok içerisinde başımı bir abime bir Arel'e birde Ulaş'a çevirmekten başım dönmüştü.

 

Ulaş biraz kıskançlık ile gözlerini Arel in gözlerine sabitledi. "Baya büyük duruyorsun seni abisi sandım" dedi.

 

Arel in cevabı gecikmedi. "Abisi ben değilim" diyip işaret parmağıyla Selin'in yanındaki abim'i gösterdi. "O" dedi. Abim ukala bir gülümseme ile Ulaş a baktı.

 

Ulaş abime de selam verip gittiğin de Arel'den uzaklaşmaya çalıştım.

Yüzüme baktı "Rahat dur Gamze" dedi. Pardon ama bana sarılmış olan oydu bu çok rahatsız ediciydi.

 

Abim sinirle "Eğer ben burada Selin'in sevgilisi gibi davranıyorsam sende Arel in sevgilisi gibi davranacaksın ha dersen ki yok olmaz o ulaş mıdır her ne haltsa onu gördüğüm yerde eşek sudan gelene kadar benzetirim benim güzel kardeşim anlaşıldı mı" dediğin de abime sadece sinirle bakmakla yetindim.

 

Selin'in pis bakışları beni daha çok sinir ederken yanıma gelip "lavaboya gidelim" dedi. Bende onu onayladım.

 

"Salağa bak ya sanki zorla gel sevgilim ol dedim!" Dedi sinirle. En az bende onun kadar sinirliydim. Lavaboya gelmiştik ellerimi mermere yaslayıp aynaya bakmaya başladım. Çok sıcaktı ensemi biraz ıslattım.

 

"Gamze" dedi Selin sessizliği bozarak.

"Efendim?" dediğimde onunda bana meraklı bakışlarını gördüm.

 

"Bu Arel senin anlattığın Arel olabir mi. Yani ne alaka dersen Arel Türkiye de kaç tane var ki? Yani ben çok duymadım bu ismi ondan diyorum acaba o mu?" Dediğinde bende bunu düşünüyordum.

 

"Bende öyle düşündüm gözleri çok tanıdık geldi. Çocuktuk kim bilir nasıl değişmiştir?" Diye düşüncelerimi belirttim.

 

Selin'de başını aşağı yukarı sallayarak beni onayladı."Neyse biran önce bittsin şu gün yoksa abinin katili olacağımı belirtmek isterim" dedi. Bende gülerek "Eti senin kemiği benim tepe tepe kullan" dedim.

 

Abimler'in yanına masaya gittik. İçecek bir şeyler getirmişlerdi. İçtik sohbet ettik bir Vals müziği çalmaya başladı. Abim Selin'in önünde eğilip "Güzel bayan bu dansı bana lütfeder misiniz?" Diye sordu. Selin kuşkuyla bana baktı ve onayını alınca elini abimin elinin içine koydu. Dans eden diğer öğrencilere karıştılar.

 

Arel bir bana dönüyor bir önüne dönüyor bir şey soracak ama çekiniyormuş gibi davranıyordu.

 

"Bir şey mi soracaksın" diyerek konuyu ben açtım. Gözleri ilk defa gözlerimde bu kadar uzun duruyordu. "Dans etmeyi biliyor musun" diye sordu. "Yani, niye sordun?" Diye bir soru yönelttim.

 

"Bunlar yaptıklarına Vals mı diyorlar sadece dönüp dönüp duruyorlar" Durdu biraz düşündü "Bak ne diyeceğim bunlara dans nasıl edilir göstermeye var mısın?"

 

İlk önce ne tepki vereceğimi bilemedim. Elini uzattı "Hadi" dedi.

Gerçekten sadece birbirlerinin etrafında dönüp duruyorlardı.

 

"Varım" diyerek elimi elinin üzerine koydum. Ve bizde abimler'in olduğu tarafa ilerlemeye başladık.

 

Arel abime sırıtarak pis bir bakış attı abim de aynı tepkiyle karşılık verdi.

 

İlk adımlarımızı attık. Uyumlu adımlar atıyor bir yandan da dönüyorduk. Aynılarını aynı anda abim ve Selin de yapıyor du çoğu dansı bırakmış bizi izliyordu. Arel beni kendi etrafımda döndürüp belimden tutarak geriye eğdi.

 

Anlatmayacağım kadar güzel ve büyülü bir an dı. O an sadece abim, Selin, ben ve Arel kalmıştık. Tabi Ulaş'ın bakışları bizi azıcık yiyip bitirmişti.

 

Dansı bitirip masaya geçtik. Bir kaç kişi masaya gelip çok güzel dans ettiğimizi söyleyerek tebrik edip gittiler. Abime dönüp "abi sen ders mi aldın" diye sordum. Abim yüzüme mal mal bakıp "yoo" dedi biraz uzatarak. Selin şaşkınlıkla "senden beklenmeyecek şeyler yapıyorsun garip geliyor kıza normal" dedi.

 

Acaba bir bana mı garip geliyordu.

 

Şimdi ise kepleri atmak için hazırlanıyorduk. Gün bitmek üzereydi. Bir daha ne zaman böyle bir gün yaşardım kim bilir.

 

Hepimiz hazırdık şimdi ayakta duruyor ve yemin etmeye hazırlanıyorduk.

 

Okulumuzun müdürü Fatih hoca konuşmaya başladı. Şükür ki konuşmasını bitirebilmişti.

 

Fatih hoca yüksek sesle bağırarak "Rahat! ... Hazır ol!" Diyerek yemini başlatmıştı. Şimdi herkes yüksek sesle fatih hocayı tekrar etmeye başladı.

 

"Türkiye Cumhuriyeti anayasası'na Atatürk inkılap ve ilkelerine anayasada ifadesini bulan Türk milliyetçiliğine sadakat ile bağlı kalacağıma Türkiye Cumhuriyeti kanunlarını tarafsız ve eşitlik ilkelerine bağlı kalarak uygulayacağıma namusum ve şerefim üzerine yemin ederim." Diyerek hep bir ağızdan bağırdık.

(Çok uzundu bir videodan alıntı kısaltılmış hali arkadaşlar:))

 

Fatih hoca son kez konuştu "şimdi değerli mezunlar size soruyorum güçlü bir cevap verin... Mezunlar hazır mısınız! " Diye bağırdığın'da hep beraber "hazırız" diye bağırıp kepleri havaya fırlattık.

 

Abimin o gururlu bakışları olduğumdan daha mutlu olmamı sağlamıştı. Hemen abimin yanına gittim ve boynuna sarıldım.

 

"Aferin benim fıstığıma seninle gurur duyuyorum güzelim" diyip sol omuzumu öptü.

 

Biraz daha orada kalıp dağıldık. Arel önce Selin'i sonra da bizi eve bıraktı.

 

Hayatımın en güzel ve en yorucu günüydü.

 

Uykum ağır bastığı için hemen üzerime pijamalarımı giyinip yatağa girdim.

 

Bir yeni mesaj*

 

0538*: Bugün ki dans için teşekkürler

 

1912 kelime 🦋

 

Umarım hoşunuza giderrr✨🦋💗

       

 

🖤🖤🖤

Yiğit'in

 

Arel'in

​​​​

 

 

 

Bölüm sonu!

Loading...
0%