Yeni Üyelik
4.
Bölüm
@saudadesisu

Merhabalar sevgili güzel okurlarım :)

 

Yine benn

 

Öhhöm öhhöm şuraya tarih alayım 👉🏻

 

Çok uzatmadan konuya gireyim umarım hoşunuza giden bir kurgu olur güzel yorumlarınızı ve düşüncelerini bekliyorum bölümleri oylamayı unutmayın.

Belli bir zamandan sonra bölümlere sınır koyacağım bunu da söyleyeyim ve son olarak keyifli okumalar 🤭🦋☺️💞

 

 

🗝️ 🗝️ 🗝️

 

Gamze'den

 

Dün akşam çok yorgun olduğum için üzerimi değişir değişmez uyuya kalmıştım. Abim ben gece uyurken kalan işlerini halletmeye gittiği için evde hala tektim.

 

Arel'in yazdığı mesaj biraz heyecanlanmama neden olmuştu. Gece hakkında çok olmasa da konuşmuştuk. Sarılma konusunu açmasın diye ne dualar ettim.

 

Her zamanki gibi kahvaltımı yapıp kitaplığımızın olduğu odaya geçtim. Evimizde benim isteğim üzerine bir misafir odasını kütüphane gibi kullanıyorduk.

 

Benim istediğim şekilde düzenlenmişti. Beyaz renginin için de o huzurla kitap okumak anlatılmaz yaşanır bir durumdu. Duvarlar L düzenin de kitaplıklar la çevriliydi son kısımda bir çalışma masası kalan karşı duvarda ise beyaz renklerinde bir koltuk vardı.

 

Odama girip abimin kitapların dan birini aldım. Abim de kitap okumayı seven biriydi. Onu da ben alıştırmıştım.

 

Bir gün kitap okurken kendimi fazla kaptırmışım abimin oda da olduğunu fark etmemişim. Yanıma gelip neye ağladığımı sormuştu. Bende elimdeki kitabı sinirle kucağına koyup ağlaya ağlaya karaktere sövmüştüm. Kitabı o gece bitirip bunun devamı nerde diye sormuştu.

 

Kitaplığımdan bir fantastik alıp koltuğuma geçtim normalde pek fantastik okumazdım ama bu kitap içimde merak uyandırıyordu. Ve tabii ki başrole aşık olmuştum.

 

Kitap ta Belladonna diye geçen bir meyve vardı. Ama bu meyve zehirli bir meyveydi. Olayların sürükleyici olması o kadar güzel di ki. Sanki başrol meyveyi yiyince ben de yemiş gibi oluyordum. Ama o ölmüyor çünkü onu koruyan bir ölüm var. Benim ise bebek gibi bir suratım ama nedeeen. Syls mı bulsam ata beraber binsek yoksa lord mu?

 

Gerçekten Signa ve Ölüm ün bölümlerine bayılıyordum. Bir süre sonra kitaba kendimi çok kaptırdığımı fark edip odadan çıktım. İlk yaptığım telefonumu kontrol etmek olmuştu.

 

Gelen bildirimlere baktığım da Ulaş'tan bir bildirim gördüm. Tıklayıp mesajlarını okudum.

 

Mesajlar*

 

Ulaş: Gamze nasılsın

 

Ulaş: Bugün buluşma

şansımız var mı?

 

Ulaş: Seninle konuşmam

gereken bir konu var

 

Ulaş: Müsait olunca dönüş yaparsan sevinirim

Görüldü✓✓

 

 

Siz: iyiyim teşekkürler

 

Siz: pek müsait değilim

aslında

 

Siz: Çok mu acil

 

Ulaş: Benim için acil

geç kalmak istemiyorum

 

Ulaş: Müsait değilsen

yarın da olabilir

 

Siz: Akşam sana yazarım

 

Ulaş: Peki o zaman

 

Siz:O zaman iyi günler

 

 

 

Ulaş: iyi günler Gamze

✓✓

 

Ulaşın bana karşı olan hislerini biliyordum ama onu sadece bir arkadaş olarak görüyordum. Fakültenin kantininde tanışmıştık. Aslında benim suçum değildi ama üzerine sıcak çayı dökmüştüm. Çok klasik bir tanışmaydı.

 

Ulaş saya söve kantine girmiş bir masaya doğru ilerliyordu. Biz de Selin le çay içelim diye kantine inmiştik. Ben nerden bileyim kuzeninin sevgilisi kuzenini aldatmış da sen gelip ağzına edeceksin çocuğun. Önüme birden çıkınca korkup irkildim.

 

Elimdeki çay da üzerine döküldü. Pek de iyi yerlere dökülmedi ama neyse bir de yanmanın sinirle beni bir itişi var korktum yani biraz. Sen git hem çocuğa sinirlen hem de yan çocuğun anasından emdiği sütü burnundan getirmişti.

 

İşte öyle bir tanıştık sohbet açıldı ama o kadar da yakın değiliz sonradan anladım benden hoşlandığını aslında Selin olayı anlayıp bana anlattı desem daha doğru olur.

 

Akşam yemeği hazırlamak için mutfağa geçtim. Abim yaprak sarması sevdiği için ikimize yetecek kadar sarıp yanına pilav ve et kızarttım.

 

Bulaşık Makinesindeki bulaşıkları yerlerine dizip kirlileri de makineye dizdim birkaç ütülenmesi gereken kıyafet vardı onları da ütüleyip son olarak sofrayı kurdum.

 

Abim gelmişti yemeğimizi yedik. Abi kardeş film gecesi yapalım dedik. Çay demleyip yanına da bir kaç atıştırmalık koydum. Telefonu sehpanın üzerine koyup bir film açtım.

 

Askerî film ve dizilere zaafım vardı. Dağ izliyorduk. Kapı çaldı kapıyı açmak için odadan çıktım. Kapıcı Sami amcaydı. Atılacak bir şey var mı yok mu diye sormaya gelmiş. İçeri geçtiğimde abimin bana olan sinirli bakışlarını gördüm.

 

"Noldu abi kapıyı açmaya gittim sadece"

 

Sinirle "sence şuan konu kapı mı. Kim lan bu Ulaş benim haberim olmadan iznim olmadan buluşuyorsun" dedi.

 

Neye uğradığımı şaşırdım. Ben zaten gidip gitmeyeceğime emin değildim. Bana bağırması çok gururumu incitmişti.

 

"Abi sana söylicektim zaten şuan yaptığın haksızlık nereden duydun gördün bilmiyorum" diyince elindeki telefonumu elime bıraktı ve sinirle konuşmaya devam etti.

 

"Benden hiç bir şey saklama dedim hiç bir şey ne olursa olsun ben senin yanında olurdum" dedi. Bu kadar büyütülecek ve sinirlenilecek bir şey yoktu.

 

Beni dinlemeden kapıyı çarpıp çıktı. Of ama sinir olmuştum. Hepsi o Ulaş yüzündendi.

 

Yarın bu konuşma işi bitsin diye görüşmeyi kabul edecektim.

 

 

 

Ulaş: Gamze güzelim

yarın müsait misin

haber verecektin (Yiğit'in gördüğü)

 

Siz: evet müsaitim

konum at yarın

öğleden sonra

orada olurum

 

Ulaş: peki güzelim

:)

 

Abim sinirle evden çıktıktan sonra Selini eve çağırmıştım. Çok geçmeden gelmişti. Ne olup bittiyse olduğu gibi ona anlattım. O da abimin verdiği tepkiye şaşırsada bir şey diyememişti. Kısacası film gecemizin içine edilmişti.

 

 

 

 

🗝️🗝️🗝️

 

Yiğit'den

 

Sinirle çıktım evden biraz abartı tepki verdiğimin farkındaydım ama sinirlenmiştim işte. Arel'in yanına gelmiştim. Kendimi sinirden işe kaptırdığımın farkında değildim.

 

İçeri Anıl'ın girmesiyle kendime geldim. "Ne işin var abi burda eve geçmiştin" dedi.

 

Arkasından gelen Arel'i yeni fark etmiştim. "Bişi yok kardeşim iyiyim öyle kafam dağılsın" dedim.

 

Arel sırıtarak yanıma geldi. "Aynen abicim ondan mı bu sinirin noldu söyle hadi" dedi. E ben şimdi bunu nasıl anlatacaktım. "Yok bişi oğlum işte işinize bakın" diye bağırdım. Ne deseydim bacım yarın partideki şerefsizle buluşacak onu öğrendim yanlışlıkla mı.

 

Arel eline omuzuma koydu. İşte şimdi işler ciddiydi. "Noldu" dedi.

 

Bıkmışkıkla ofladım. Ne olduysa harfi harfine anlattım. "Ne yani" dedi Anıl inanmaz bir ses tonuyla. "Şimdi Gamze o herifle mi görüşecek" dedi. Arel'in moreli iyice bozulmuştu.

 

Aklıma iyi bir fikir gelmişti. "Sen" dedim Arel'e bakışları bana döndü.

"Sevgilinin yanına gitsene" dedim.

 

Sonuçta o herif Arel'i sevgilisi biliyordu. Yerinde doğruldu. "Bunun iyi bir fikir olduğunu düşünmüyorum ben o beni sevsin isterken ya nefret etmesini sağlarsam" dedi.

 

Anıl araya girerek "Arel, abim haklı sanki, iki gün sonra kızın parmağına yüzüğü takmayacağı ne malûm bu Ulaş mıdır ne zıkkımsa onun" dedi.

 

Arel sinirle yerinden fırladı " Kim kime ne takıyor lan onun anasından emdiği sütü burnundan getiririm ben daha gidip elini tutamamışım kim yüzük takabilir" bu çocuk çok çabuk gaza geliyordu.

 

Bende Anıl'ı onayladım. "Şimdi Arel efendi sen adamlardan birini tak Gamze'nin peşine nereye gidiyorsa dakikası dakikasına haber versin sonrası Allah Kerim" dedim.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1010 kelime

 

Selammm

 

Bu bölümümüz nasıldı?

 

Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorummm

 

Yorumlarınız ne olursa olsun bu benim ilk kitabım amacım kendimi geliştirmek şimdiden teşekkürler ✨ 💞 🦋

 

 

Loading...
0%