Yeni Üyelik
1.
Bölüm

1. Bölüm

@sedadmrl

1. BÖLÜM

MÜKEMMELLİYET

Alarm çalıyordu, saatler 06:30 gösterirken Mira ATASOY uyanmıştı.

Her sabah yaptığı gibi büyük terasını açtı ve oda denilemeyecek kadar büyüklükteki alana temiz havanın geçmesine izin verdi.

Gözlerini kapatıp nefesini düzene soktuğunda artık güne başlayabileceğine inandı.

Yatağının dağılmış olan sağ tarafını hızla topladı.

Ardından her sabah yaptığı cilt bakım rutinini halletti.

Giyinme odasına doğru emin adımlarıyla yürüdü, işte burada kendisini daha iyi hissediyordu.

Bugün ATASOY Aile şirketine önemli birinin geleceğini biliyordu ama kendinden önemli olmadığını düşünüp Hira gibi hazırlık filan yapmayı düşünmüyordu.

||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||

Ben Mira ATASOY Namıdiğer mükemmel kişilik. İnsanlar tarafından böyle bilinirdim. Dedem, Annem ve Babama benzediğimi söylerdi.

Parmaklarım kıyafetlerin askıların üzerinde gezindi.

Gözlerimle aynı koyulukta olan kahverengi sırt dekolteli boyun kısmından bağlamalı ,diz kapaklarımın bir karış üstünde biten mini bir elbise seçtim.

Üzerimdeki kıyafetleri seçtiğim elbiseyle değiştirdim aynada elbiseme baktığımda beyaz bir deri blazer ceketimin uyacağını düşündüm. Askılardan beyaz deri blazer ceketimi alıp pufun üstüne bıraktım. Hangi ayakkabı uyar diye ayakkabılarımın dizili olduğu raflara bakıyordum.Ceketimle aynı renk beyaz deri topuklu çizmelerimi seçtim.

Takı masama baktığımda kalın M harfi olan dedemin bana özel tasarımı olan kolyemi çıkarttım.

Kolyeyi boynuma taktığımda ona zıt ince zincirli kolyeyi boynumda düzeltip taktığımda iki kolyede birbirlerine uyum sağlamıştı. Gözlerim yüzük kutularına kaydığında sade ama kendini belli eden eklem yüzüklerimi taktım, beyaz ojeli uzun tırnaklarımla güzel görünüyordu.

kol saatimi taktım.

Kıyafetlerime son bir bakış atıp giyinme odamdan çıkıp makyaj masama oturdum.

Normal hali ince tutamlarım bile kıvır kıvır iken şu an saçlarım kalın buklelerleydi.

Dalgalı saçımı hızla elimle geriye attım.

Kahverengi rimelim ile zaten doğal kıvrık olan kirpiklerimi yeniden kıvırdım, kahverengi göz kalemimle göz rengimi ortaya çıkarttım. Gözümle ilgili işlemlerim bitince dudağıma kendi ruj markamın kırmızı rujunu sürdüm.

Ceketimi puftan alıp üzerime geçirdim önündeki düğmeler sadece süsten ibaretti.

Çanta rafıma bakarken üstte duran beyaz üstünde M.A. yazan yani kendi adımın baş harflerimin bulunduğu beyaz deri çantamı aldım.

Araba anahtarım cüzdanım ve gerekli eşyalarımı çantama koyduğumda odamdan çıktım.

Uzun koridorda Ateş ile karşılaştım.

Her zamanki takımlarından bir tanesini giyinmişti normalde bir iş insanı olsa da üzerindeki takım onda haylaz bir liseli gibi duruyordu tabi yakışıklı kişiliğini katmazsak.

"Günaydın Mira ATASOY bugün nasılsınız? Acaba güne hangi mükemmel cümlelerinizle giriş yapmak istersiniz?" dedi Ateş magazincileri taklit ediyordu.

"Günaydın Ateş " dedim.

"Kuzen bugün yine fazlasıyla mükemmel gözükerek şirketimize mükemmelik katacaksın" dedi.

Beraber büyük salona giriş yaptığımızda kahvaltı masasına ilerliyorduk.

Dedem masanın baş köşesine kurulmuş bizi bekliyordu.

"Günaydın dedem" diye bağırdığımda ona arkasından kocaman sarıldım.

Büyük bir sevgiyle bana sarıldığında gözüm sandalyelere takıldı Sinan ve Hira yoktu.

"Günaydın cici kızım günaydın" dedi anında dedem küçüklüğümden beri böyle derdi hep cici kızım diye seslenirdi bu asla vazgeçilmeyen bir alışkanlıktı.

Masada dedemin hemen sol yanındaki yerini aldığımda dedem Ateş'e üstüne başına çeki düzen vermesiyle ilgili rutin konuşmasını yapıyordu bu cümlelerinde gizli anlamları da vardı tabii örneğin her gece Sinan tarafından mekanlardan toplanması gibi. Ateş tam bir eğlence insanıydı.

"Dedecim Sinan ve Hira neredeler?" dediğimde dedemin yüzünde sıkıntılı bir ifade oluşmuştu.

"Cici kızım," dedi tedirgin bir ses tonuyla dedem daha önce bana hiç bu tonda seslenmezdi.

"Dedem," dedim tok bir sesle.

"Bugün gitmesen şirkete seninle tekne turu yapsak yine" dedi dedemle düzenli aralıklarda tekne turlarına çıkardık hem ona hem ban iyi gelirdi dedem benim için olmayan Annem olmayan Babam olmuştu.

Her ne kadar onu kırmak istemesem de bugün şirkette olmalıydım.

"Dedem, bugün olmaz ki cumartesi gitsek? " dedim ona yüzündeki ifade değişmemişti.

Ortamın eğlencesi olan Ateş hemen konuştu "Ya Dedem ben gelirim seninle tura ne yapacaksın sen Mira'yı ?" dedi yapay bir kıskançlıkla.

"Sen ilk önce ayık kalmayı öğren haylaz! " dedi dedem Ateş'e olan dün geceki sinirini çıkarırken.

Ateş bana ters ters bakarken bu bakışların kuzen ve Ateş ATASOY dilinde "Konuyu değiştir" demek olduğunu biliyordum öyle de yaptım.

"Dedem nerede bu senin torunlar ya bu ne saygısızlık " dedim yapay kızgınlık ve sitemle

"Erken çıkmışlar cici kızım zaten akşam yemeğinde öğreteceğim ben onlara saygıyı, sen üzme kendini cici kızım" dedi dedem büyük bir ilgiyle.

Ateş rahatlamış bir ifadeyle bana baktığında ona gözlerimi kısıp baktım buda kuzen dilinde "ödeştik" anlamına geliyordu diğer bir değişle bizim dilimizde.

Tabağıma kahvaltılıklardan bir kaç tanesini aldım o sırada Ateş dedemle arabalar hakkında küçük bir tartışma içerisindeydi.

Kol saatime baktığımda hızlıca ayağa kalktım.

"Cici kızım nereye daha erken" dedi dedem ben çantamı alırken.

"Dedem seninle oturup güzel güzel sohbet etmek isterdim ama şirket beni bekler" dedim.

"Sinan orda cici kızım gitme bugün" çok ısrarcı davranıyordu bir şeyler normal gitmiyordu.

"Dedem, söylemek istediğin bir şey var mı?" dedim bir şey vardı gizliyorlardı. Ateş su bardağını masaya bıraktı öyle bir bakış attı ki bir şeyler bildiğine emindim.

"Dedem, zaten öğrenecek senden duysun" dedi Ateş.

"Ateş ben bu konuşmanın içerisindeyim bana dışındaymışım gibi davranma!" diye bağırdım Ateş'e
Dedem, "Cici kızım, bak şimdi" dedi panikle.

"Ateş söyle neyi batırdınız yine ! " dedim sinirle.

"Bu sefer yemin ederim sorunun ben değilim Mira"

"Sorun ne ?" dedim artık sabrım kalmamıştı.

"Ateş?"

"Emir gelmiş" dedi birden.

Emir...

Geçmişim

Ailem

Çocukluğum

Yarım kalan hayatımın diğer yarısı...

Ne hakla, ne hakla yeniden gelebilirdi?

Dedem ve Ateş kendince bir şeyler anlatmaya çalışıyorlardı ama duyamıyordum.

Yıllar önce gitmişken gelemezdi.

Yapamazdı.

Yeniden olmazdı.

Olmamalıydı.

Ben Mira ATASOY.

On iki yaşıma geri dönmek istemeyen küçük kız çocuğu.

Dengemi sağlamışken olamazdı.

Çantamla beraber hızla dış kapıyı açtım.

 

Loading...
0%