3. BÖLÜM
ONAY
Tesisteki çalışma odamdaydım. Ferruh beyin onayı daha çıkmamıştı ama her şey hazırdı.
Kapım tıklandı "Gel!"diye bağırdım.
Ada içeri girdi.
"Yaz yemeğe neden gelmedin?" diye sordu. Annemle konuşmuştum bide onay çıkmasını beklemiştim.
"Onay çıkmasını bekliyorum, saatler oldu daha onay çıkmadı, diğer ekibini seçseydi haberimiz olurdu." dedim. Diğer ekip ne yaptı, nasıl sunum yaptı,planları ne, deli gibi merak ediyordum. Fırat birden içeri daldı ve "Yaz diğer ekip işi almak istemediğini söylemiş, sunumlarıda planlarıda yokmuş. Lale aradı Babam planını beğenmiş iş sende, yarın ART-MİM şirketine gidiyoruz"dedi sunumum olmamasına rağmen işi ben almıştım.
Yarın şirkete bir iç mimar ekibi gibi gidecektik.
"Onay çıktığına göre size ne yapmanız gerektiğini anlatan bir Mail atacağım" dedim, zaten hazırlamıştım. Her biri için ayrı ayrı açıklama yazmıştım.
Ada,"Harika, o zaman ben haber veririm diğerlerine" dedi ve odamdan çıktı
Fırat, "Yaz küçük bir işim var sende geliyorsun"dedi ne işiydi bu acaba "nereye gidiyoruz ve ne işi?" dedim "İş işte, Ormana gideceğiz. görünmemen gerek kamuflaj ol, Çelik yelek giy. Silahınıda al, eldiveni unutma, odamda bekliyorum."dedi, biraz aksiyon fena olmazdı. "Tamam giyiniyim geliyorum." dedim odamdan beraber çıktık,ben kapımı kilitlerken Fırat odasına gitti. Asansöre bindim ve odama geldim üstümü değiştirdim.Çelik yeleğimi giydim, silahımı belime taktım ,açık kumral saçlarımı sıkı bir at kuyruğu yaptım. Çantamı aldım ve asansöre bindim. Fıratın çalışma odasına gidiyordum. Asansör durdu indim ve odaya doğru yürüdüm kapıyı açtım,Fırat hazırdı telefonunu cebine koyuyordu. Elinde eldivenleri, belinde silahı ,kamuflaj olmuştu.
Fırat,"Hadi çıkalım otoparka ineceğiz" dedi ve bana maske uzattı,maskede mi takacaktık? uzattığı maskeyi aldım.
Beraber odadan çıktık Fırat kapısını kilitliyordu, kilitlemekten kastım kartını okutuyordu, tesiste üst düzey bir güvenlik sistemi vardı, odadan çıktığımızda yada girdiğimizde kartımızı tekrardan okuttuğumuzda kilitleniyordu aynı zamanda göz ve parmak izi taramaları vardı.
Fırat ile beraber asansöre doğru yürüdük Asansör kapısı açılınca bindik, otoparka indik.
Fırat Akif'den yani tesisin tüm araçlarının anahtarları koruyan kişiden kart sistemiyle kilitli kutuların içinde olan anahtarları alabiliyorduk, Tesiteki herkesin kartı vardı o kartlar bir çok kapıyı açıyordu, tabi Fırat ve Arajıların anahtarları Akif'de değildi.
Sanırım Fırat Akifin yanına gittiğine göre kendi arabasıyla gitmeyi düşünmüyordu, Akif ile bir şeyler konuştu sonrasında kartını okuttu ve her anahtarların olduğu gibi bir kutu açıldı, Fırat anahtarı aldı ve geldi, Motorların olduğu kısıma doğru yürümeye başladı bende onu takip ettim "Motorla mı gideceğiz neden?" dedim
Fırat, "Evet, fark edilmememiz lazım o yüzden motorla gidiyoruz. Yelek giydin mi?"dedi, başımla onu onayladım.
"Maskeni tak" dedi. Maskemi taktıktan sonra bana kask verdi kaskımı taktım. Aynı şekilde kendiside kaskını ve maskesini takmıştı.
Motora bindik ve Tesisten çıktık.
Kısa sürede orman yoluna çıkmıştık zaten Tesis şehirden uzaktı. Orman yolunda bir kulübenin yakınlarında durduk motordan indik. Kaskımı çıkarıp motorun üstüne bıraktım, tenha bir yerdi kulübenin ışıkları yanıyordu,gölgelerinden ve seslerinden ayırt edebildiğim kadarıyla dört kişiydiler.
Operasyon vardı, Fırat görev almıştı ve sanırım beraber bitirecektik. Abim operasyon olduğunda o gelmese bile ona söylememi isterdi ama aniden gelişmişti işimiz bittikten sonra söylerdim.
Fırat,"Galiba dört kişiler etkisiz hale getirelim yeter" dedi fısıltıyla, başımla onu onayladım.
"Aynı anda ateş edelim ikisini vururuz ,diğer ikisinide sonra vururuz"dedim fısıltıyla. Silahımı çıkardım Fırat'da silahını çıkardı gözlerine baktım başıyla onayladıktan sonra aynı anda tetiği çektik adamların gölgelerine baktım "üç deyince"dedim, beni onayladı "üç" dedim. Ben bir adamın kolunu vurdum Fırat ise diğer adamın bacağını vurduktan sonra benim az önce kolunu vurduğum adamın bacağına ateş etti. ikiside gölgelerinden anladığım kadarıyla yere düştü,
"ikisi gitti kaldı iki" dedim, arkama dönmem ile bir anda arkamda abimi gördüm
"Abi sen nereden ve ne zaman çıktın" dedim şaşkınlık içerisinde, Fırat abimin geleceği ile ilgili bilgi vermemişti.
Abim,"Zıvanadan çıktım Yaz! Az önce" dedi sinirliydi galiba, haber vermediğim içindi aman! sanki benim haberim vardı operasyona geleceğimden.
Fırat kulübenin yakınlarına gitmişti, gitmedende "sessiz olun" diye uyarıda bulunmuştu. Kulübenin kapısı gürültüyle açıldı iki adamda koşarak ormanın derinliklerine doğru gittiler ,bende koşmaya başladım,Abim peşimden geliyordu koşarak beni geçti ve sanırım bir adamı yakaladı "Öldürme! etkisiz hale getir" dedim cevap vermedi ormanın içinde koşuyordum. Fırat neredeydi bilmiyordum bile, arkamdan biri geldi ve silahını başıma dayadı silahın soğuk namlusunun ucundaydım, önümde Abim vardı silahını adama doğrultmuştu ama adamın umurunda bile değildi. Adam,"Beni bırakırsan kızı bırakırım aksi olursa kız ölür."dedi.
Abim,"O kıza bir şey olsun,seni kendi ellerimle öldürürüm."dedi kendinden emin bir ses tonuyla.
Adam,"Ben zaten öleceğim ama beni bırakırsan bu kızcağızda yaşamaya hak kazanacak"dedi. Ne demek kızcağız nasıl bir kelimeydi?
Abim,"Vazgeçtim. Öldürmeyeceğim seni süründüreceğim,öldürmem için yalvaracaksın" dedi, adam pis pis sırıtmaya başladı.
Abim ne konuşuyordu hemen beni kurtarması lazımdı.
Her şey bir anda oldu Fırat arkamdaki adamın elindeki silahı alıp hızla uzağa fırlattı, adamı yere yatırıp yumruklamaya başladı, adam sonunda bayılmak üzereyken Abim,"İçimde kalmasın"dedi ve adamın yüzüne bir yumruk daha inmesiyle adam bayılmıştı.
Şimdi anlamıştım Abimin neden bu kadar konuştuğunu, sakin kaldığını adamın dikkatini dağıtıyordu, çünkü Fıratı görmüştü.
Abim "iyi misin!" diye bağırdı evet söylenmeye başlayacaktı birazdan, aman! çokta umurumdaydı sanki benim haberim vardı
çatışmaya girip az daha rehin alınıcağımdan, işte kızım Yaz umursamazlık seviyen tam olarak bu olmalı.
"İyiyim bir şeyim yok hadi gidelim artık"dedim. Abim kendi kendine söyleniyordu.
Koşarken her tarafımız çamur olmuştu.
Fırat,"Abartma bu kadar Yağız, kızcağızın haberi yoktu operasyona geleceğinden" dedi. kızcağız ne ya?
"Yalnız kızcağız demezsek Fıratcım"dedim
Abim ile Fırat aynı anda "Sen sus" dediler. "Alın sustum oldu mu rahatladı mı içiniz" dedim ve önden önden yürümeye başladım.
Fırat,"Yağız, sen bu giden şeyle aynı evde yaşıyordun değil mi? Allah sana sabır versin" dedi.
Abim, "peki sen bu giden şeyle çalışıyorsun değil mi? ben senin aklına tüküreyim" dedi.
Benim dedikodumu yapmak favori aktiviteleriydi, sıkıldıkları zaman beni çekiştirirlerdi.
Onları geride bıraktım. Kaskımı taktım,motorun arkasına bindim.
Bir zahmet Fırat ve pek kıymetli pek sevgili Abiciğim teşrif ederse Tesise dönecektik, sanki
çiçek bahçesini geziyormuşçasına yürüyorlardı, kaplumbağa daha hızlı gelirdi yanıma.
Sonunda ikiside yanıma gelebildiler, Abimde motor ile gelmişti. Yol boyunca onu fark etmemiştim gerçi yolda uzak değildi acaba takip mi etmişti bizi? neyse kafamı yormayacaktım.
Fırat Telefonuyla konuşmaya başladı, operasyonun bittiğini söyledi, telefonu kapattı.
Kısa bir süre sonra bir araba yanaştı yanımıza arabadan dört adam indi. Tanımıyordum hiçbirini ama üstlerinde tesisin kartları vardı.
Fırat,"iki tanesi az ilerde diğer kalan ikiside kulübede, silah var yerde onuda alın." dedi adamlardan biri onu onayladı ve kulübeye doğru gittiler, işimiz bitmişti.
Abim,"Ben önden gidiyorum. Fırat sende benim pek sevgili pek kıymetli kardeşimi daha fazla tehlikeye sokmadan, çatışmanın içine sokmadan mümkünse rehin alınmadan Sağ Salim Tesise götür" dedi
Abime "korktun mu öleceğim için?" dedim.
Abim,"Sana bir şey olmaz sen hepimizi diri diri gömersin" dedi.
Fırat Abimin bu söylediğine gülüyordu komik olan neydi ki?
"Az önce pek sevgili pek kıymetli kardeşim diyordun ama çok uzun zaman önce değil az önce" dedim.
Fırat,"Tamam zaten Tesise dönüyoruz olmuş gecenin bilmem kaçı, başka bir aksiyona sokmam pek sevgili pek kıymetli kardeşini" dedi. Motora bindik.
Sonunda tesise yetişmiştik.
Fırat Anahtarı Akif'e bıraktı, yanıma geldi birlikte asansöre bindik ve 8. Katta yani çalışma katında ve ajanların ofisi olan katta asansör durdu.
Karşımızda çok acayip bir elbiseyle duran ve komik olan Gizem vardı.
Gizemin tarzı buydu ama hala alışamamıştım.
Gizem,"Bu haliniz ne her yeriniz çamur nereden geliyorsunuz siz?"dedi.
Fırat,"Asıl senin bu halin ne ve gecenin bu saatinde ofis katında ne işin var? Ayrıca ormandan geliyoruz Gizem"dedi.
Gizem,"Her zamanki güzelliğim tatlım, ben sizler gibi ajan olup operasyondan operasyona koşmuyorum oturduğum yerden araştırma yapıp bilgi topluyorum tatlım o yüzden ofis katında ve bu saatte olmam normal"diyerek açıklamada bulundu.
Fırat,"Anladım izninle odama çıkacağım Gizem"dedi.
Gizem,"Bir dakika bir dakika!"dedi. Bizi durdurdu yine ne diyecekti acaba?
Fırat sinirli bir şekilde "Gene ne var Gizem" dedi.
Gizem,"Asıl ormanda ve bu saatte sizin ne işiniz var?"diye sordu.
Gizemin çok meraklı olması tesisteki herkesi sinir ediyordu,buna Fırat'da dahildi.
Fırat,"Ava çıktık gizem avcıyız ya biz, otura otura sıkıldık dedik ki ava çıkalım iki geyik avladık geldik görmek ister misin kasabız ya biz o yüzden doğramadan gör istersen" dedi. Fıratın kurduğu cümle beni güldürürken, Gizem meraklı meraklı dinliyordu sonrasında Fırat'a ters ters bakmaya başladı.
Gizem ,"Alt tarafı bir soru sorduk yani"dedi. Fırat sanki mümkünmüş gibi dahada sinirlendi.
"Gizem az önce 'Ben sizin gibi operasyondan operasyona koşmuyorum' diyen ben miyim?" diye sordu
Gizem,"Hayır, ben söyledim"dedi. Fırat hala sinirli sinirli Gizeme bakıyordu.
Fırat,"Gizem biz ajanız ya hani"dedi çocuğa anlatırmışçasına.
Gizem,"Fırat tatlım, ben salak mıyım ajan olduğunuzu bilmiyor muyum? demin söyleyen kişi bendim zaten" dedi.
Fırat ve ben çıldıracaktık artık.
Fırat,"Az önce Ajan olduğumuzu söylediğini hatırlıyorsunda operasyondan operasyona koştuğumuzu söylediğini hatırlamıyor musun Gizem?
Hani biz ajanız ya görev veriliyor alıyoruz plan yapıyoruz operasyonlarımız oluyor"dedi, yine çocuğa anlatır gibi.
Gizem,"Ee yani ne işiniz vardı?" dedi. şaka mı yapıyordu?
Fırat sinirli bir şekilde bağırarak "Operasyondaydık Gizem oldu mu? rahatladın mı? görev geldi aldım ve operasyon oldu bitti, anladın mı?"dedi asansörün düğmesine bastı tam kapı kapanacakken Gizem kartını okutmasıyla açıldı.
Gizem,"Ee nasıldı aksiyon var mıydı?" dedi.
"Fırat hiç bitmeyecek gibi hissediyorum"dedim. Bi sus artık be kızım.
Fırat,"Gizem gece gece lütfen" dedi ve düğmeye bastı asansör kapıları kapanırken
"Çok şükür" diye bağırdım asansörün içinde. Fırat derin bir nefes aldı.
Asansör 20. Katta durdu uzun koridorda yürümeye başladık, odalarımıza doğru tarafa yürüdük sonunda odama geldim,kartımı okuttum ve içeri geçtim. Fırat'da benden sonra odasına geçti. Üstüm başım çamur olmuştu koşuştururken.
Hemen silahımı, eldivenleri yerine koydum. Yeleğimi çıkarıp dolaba astım ve hızlıca duşa girdim.
Duştan çıkınca pijama takımımı giyindim. Canım kahve istiyordu ama ben sürekli tesiste kalmadığım için kahvem yoktu.
Ama olan birini tanıyordum.
Terasımın kapısının kilidini açtım,bölmeden atladım ve artık Fıratın terasındaydım ama Terasının kapısı kapalıydı.
Kapıyı tıktıklamaya başladım, çok geçmeden Fırat sese geldi kapıyı açtı.
"Kahven var mı?"dedim. Gülümsedi "Var" dedi.
"Hadi yap içelim ,bilgisayarımı alıp geliyorum" dedim. Fıratın cevap vermesine fırsat vermeden odamın terasına atladım.
Bilgisayarımı aldığım gibi gene Fıratın terasına geçtim. Fırat içeri girmişti ama sorun değildi kahve yapmaya gitmişti galiba.
Terastaki masasına oturdum bilgisayarımı açtım herkes için ayrı ayrı yazdığım,içlerinde ne yapmaları gerektiğini görevlerini açıkça açıklayan yazılıları Mail atmaya başladım. Aslı gruba mesaj atmıştı
Aslı:Yaz Mailleri atmış yarın ART-MİM şirketine gidiyormuşuz. kesin bilgi,onay çıkmış yazılı belgeyi herkes sabah imzalasın.
Zaten sabah İmzalayacaktım. Fırat,"kahveler geldi" dedi. Kahvemi alıp yudumlamaya başladım.
Fırat,"Mailleri atmışsın herkese, gerçekten yarın gidiyor muyuz?" dedi. "Evet gideceğiz. Açıkça ne yapmanız gerektiğini yazdım zaten" dedim. İşleri basitti, zaten her operasyonda plan kiminse yönetici odur, yardımcı olarak Fırat ve Abimi seçmiştim.
Şirket kurmuşuz gibi, şirketin başında Abim ve Fırat vardı ve tabiki ben
Üç yönetici gibi gözükebilirdik, sonuçta Yağız ERDEM Abim, ben kardeşiyim
Fırat'da ortak olacaktı kafamdaki plan tam olarak bu yöndeydi.
Mail işini bitirmiştim. Bilgisayarımı kapatıp ayağa kalktım. "Ben uyumaya gidiyorum sabah erken kalkarsan uyandırırsın kahve bardağınıda alıyorum bir ara bırakırım" dedim.
Fırat,"Bir ara bırakırım diyerek aldığın kaçıncı bardağım saymıyorum bile." dedi. Daha öncede biraz bardak almış olabilirdim aman canım! sanki tesiste yaşıyoruz.
"İyi geceler" dedim ve bilgisayarımı alıp odama yöneldim arkamdan "İyi geceler bardak hırsızı" dedi, gülmeye başladım bu sitemi beni ilgilendirmiyordu.
Terasıma atladım ve kapımı kilitledim perdemide çektiğime göre artık uyuyabilirdim, kahvemden son yudumumu aldım bardağı masaya bıraktım, bardak dolabına bakınca ne kadar bardak aldığımı bir kez daha fark ettim.
Raflardaki bardaklardan sadece ikisi benimdi kalanı Fıratındı bir ara geri veririm diye düşünerek bilgisayarımıda masaya bıraktım.
Yarın şirkete sızacaktık, güzel bir uyku çekmem gerekiyordu yatağıma uzandım kısa sürede uyumayı planlıyordum gözlerimi kapattım....
___________________________________________
Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum!
Yeni bölümden andında haberdar olmak için sayfamı takip edebilirsiniz!