@sedadmrl
|
1. BÖLÜM SON UÇUŞ Elimdeki bavulu sürükleye sürükleye ilerliyordum ayağımdaki topuklulara lanet okumayı da unutmuyordum tabi ki. Ne vardı spor ayakkabı giyinseydim? "Yeşim!" Dediğimde elimdeki bavulu bir kenara bırakıp hemen ona sarıldım. "Yaa çok özlemişim!" Dedim gülümseyerek. "Bende!" Dedi hızla. "Ama sanırım işinin tam da ortasında geldim" dediğinde arkama bıraktığım bavulumda ve üniformamdaydı bakışları. Haklıydı. "Evet ya bir uçuşum var ama merak etme sadece bir saat sürer hemen döneceğim" dedim uçak saatine bakarken. "Bari doğum gününü kutlasaydık, döndüğünde artık doğum günün olmayacak ki!" Dedi Yeşim. Evet döndüğümde artık saat on ikiyi geçmiş olacaktı bir dakika... Bugün 12 Haziran mıydı? Hızla saatimde yazan tarihe baktım evet sanırım doğum günümü unutmuş olabilirdim. "Unutmuş olamazsın Yosun!" Diye çıkıştı Yeşim. Sanki onun doğum gününü unutmuşum gibi üzülmüştü Yeşim, mahcup bir ifadeyle baktım ona. "İyi ki doğdun Yosun!" Dedi birden Yeşim. "Hosteslerin en güzeli!" Bu ses Poyraz'a aitti. "Uçakların kraliçesi" Bu ses de Araz'a. "Gönlümüzün sultanı!" Ve bu da Abartıların abartısı olan Ozan'a. "Doğum günü kızımıza!" Diye son noktayı koyan Nil'di sanırım. "Doğum günün kutlu olsun bitanem" bu ses de hayatımın Bitanesine, Ceyhun'a. "Sevgilim" dedi belime sarılarak. "Abla biraz abartmıyor musunuz?!" Diye bize çıkışan Poyraz'a sinirle baktım. İnsan erkek kardeşinin yanında sevgilisiyle doğum gününü de mi kutlamayacaktı? Sarılmasa mıydım yani Poyraz? Sırayla her birine sarıldığımda en sonunda sıra Nil'e geldiğinde Nil'in elinde bir pasta gördüğümde gülümsemem genişleyebilirmiş gibi daha da genişledi. Pastada şöyle yazıyordu... Dili çatallı eli maşalı iyi ki doğmuş gönlümüzün sultanı! Bu yazıyı Ozan ile Poyraz yazdırtmasıysa bende Yosun değildim! "Bu ne?!" Diye çıkıştım birden. Evet doğum günü kızı bensem yazıyı beğenmeme gibi bir hakka da sahip olabilirdim değil mi ama? "Ay Allah kahretmesin sizi! Böyle yazı mı olur millet de başka bir şey sanacak!" Dedim etrafıma bakınırken Nil ve Yeşim olduğundan fazla güldüğü için onlara baktığımda Yeşim, " Sen daha pankartları görmedin!" Dedi. "Ay sus sus!" Diye ekledi Nil. Etrafıma baktığımda kafamı biraz yukarı kaldırdığımda koskocaman bir fotoğrafım duruyordu karşımda üstelik üzerindeki yazıları saymıyordum bile! Çalmağı çakmadık mumlar seni görünce alev aldı Ne halin varsa gör dedik her halin müthiş Seni bu dünyada en çok kim sever biz tabi ki Dik başlı çünkü eğilince tacı düşüyor Dili çatallı eli maşalı ama gönlümüzün sultanı Pankarttakki yazıalar aynen böyleydi! Tamam, herkes doğum günü kutlamalarını severdi özellikle süprizli olanları ama iş yerime rezil olmak isteyen bir topluluk tanımıyordum! "Yeşim tam olarak şu an rezil oldum değil mi?" Dediğimde bakışlarımı kaldırıp etrafıma bakamıyordum. "Hayır Ablacım rezil filan olmadın" dedi utanmadan Poyraz. "Allah kahretmesin sizi Ozan!" Diye Ozan'a çıkıştığımda bana "Benim ne suçum var?" Diye çıkıştı. Tam bir kez daha bağıracağım sırada bir duyuru yapıldı maalesef bu benim uçağıma ait bir duyuruydu. "Yiaa" dedi Nil ona katıldı hızla Yeşim. Yapacak tek bir şey vardı selfie! Telefonumu çıkarıp kamerayı açtım, sırasıyla herkes kameraya girdiğinde tam olarak kadraja sığamadığımız için Ceyhun kendini feda ederek telefonu elimden aldı, ve Ozan'ı Araz'ı Poyraz'ı Nil'i Yeşim ve benim de içinde bulunduğum çok güzel bir fotoğraf çıkardı ortaya. "Çok güzel çıkmışız!" Dedim hızla. "Valla bende isterim o fotoğrafı!" Diye bağırmaya başladı Nil, kendisi ufak bir sosyal medya bağımlısı ve feneomeniydi de ondan. Her bir storysini sanki zorla para verdirilip koyduğunu zannedebilirdiniz ama maalesef hepsini bilinçli yapıyordu. "Tamam paylaşıyorum alırsın" dedim fotoğrafı paylaşıp altına da minik bir pasta emojisi ve kalp koyup paylaştım. Sadece beş dakika içinde uçakta olmazsam artık işimden olacaktım! "Artık gitmem gerek" dedim hüzünle. "Hostes uçak da gerek" diye saçma bir espri yaptı canım kardeşim Poyraz. "Hayır Poyrazcım doğrusu yolcu yolunda gerek!" Diye düzeltti onu Nil. "Nefret ediyorum şu sahneden" dedi Ozan. "Ucuz filmlerdeki ayrılık sahnesi mi çekiyoruz Abi" diye destekledi onu Poyraz. "Abartmayın, ucunda ölüm yok ya!" diye kahkaha attığımda, Araz, "Oğlum ucunda ölüm yok ya!" Diye destekledi beni. "Son uçuşum olacak değil ya!" Deyip onları alaya alıp güldüm. "Öyle deme sevgilim" dedi Ceyhun. "Ay evet öyle deme" diye çıkıştı Nil ve Yeşim bir ağızdan. Her birine bir o kadar hüzünlü bir o kadar umursamaz bakış atıp bana el sallamalarını izleyip uçağa doğru emin adımlarla yürüdüm bavulumun izin verdiği kadar havalı bir şekilde hem de. Tarihler 12 Haziranı gösteriyordu yani benim doğum günümü. Saatler ise tam olarak 00:00'yi gösteriyordu uçuş saati gelmişti.
|
0% |