Yeni Üyelik
19.
Bölüm

19. BÖLÜM “DÖKÜLEN TAŞLAR”

@sedbus

 

Keyifli okumalar 🤍🧚🏻‍♀️

Merdanoğlu karısının tüm ısrarlarına rağmen baskınlığını yine konuşturmuş konuyu kapatmıştı.

Her ne kadar o yemekte bulunmak istese de adamın engeline takılan genç kadın elleri kolları bağlı oturuyordu.

Kendi kendine konuşmayı da ihmal etmiyordu tabii.

"Öyle olsun bakalım Selim bey. Ben elbet öğrenirim o kızın kim olduğunu"

Emir arabanın şoför koltuğunda arabayı son sürat sürerken yan koltuğunda ki adama bakmıyordu bile.

Her anlarını beraber yaşadığı yeri geldiğinde lokmasını paylaştığı adamın hayatına alacağı kişiyi ona söylememesi üstelik en son duyması onu üzmüştü.

Geldikleri mekanın önünde arabayı durdurup arabadan inip Merdanoğlunun kapısını açtı. Merdanoğlu ve Yasir mekana ilerlerken Emir tekrar şoför koltuğuna geçti. Arabanın kapısının sesini duyan Merdanoğlu arkasını dönüp arabaya baktı, adamın baktığı yöne bakan Yasir tekrardan Merdanoğluna döndü.

Arabaya gidecekken Merdanoğlu durdurdu.

Sert adımlarla arabaya gidip ön koltuğa oturdu.

Emir yan koltuğuna oturan adamla dikeldi.

"Hayırdır aslanım? Ne bu kadın tripi?"

Ya Emir anlatamıyordu ya anlattıkları anlamak istemiyordu.

"Hayatında ki mutluluğu benimle paylaşmayan adamın yanında mı olayım abi?"

Merdanoğlu elini adamın omuzuna koyup sıktı.

"Her ne olursa olsun aileyiz Emir. Sonra hesabını sorarsın ama şimdi birlikte o masaya oturacağız."

Aile altın kuraldı. Dağılmaz, sarsılmazdı. Emir, Merdanoğlu kurallarını bildiğinden arabadan inip mekana ilerledi.

Genç kız çoktan gelmiş kendisine ilerleyen adamla ayağa kalktı. Yasir kıza ilerleyip sarıldı. İkisinin de heyecanı ortaktı ama bu heyecanı dizginleyen taraf her zaman olduğu gibi Yasir'di.

Dışarıdan soğuk görünen adam karşısında ki kadın söz konusu olunca tüm duvarlarını yıkıyordu.

Mekanın kapısından iki adam da göründüğünde genç kızın heyecanı arttı. Adamın ailem dediği insanlarla tanışacaktı.

Yasir bugün için mekanı kapatmıştı. Öncellik güvenlikti.

Genç kız karşısında ki diğer iki adamla da selamlaşıp oturdu. Yasirin gözü abisine takıldı. Merdanoğlu kıza bakıp kafasında notunu vermişti.

Genç kız konunun nasıl ilerleyeceğinden emin olamadığından sessiz kaldı.

Merdanoğlu kıza döndü

"Okuyor musun Bade?"

Genç kız karşısında ki adamdan ilk andan beri korkmuştu. O Yasire soğuk diyordu ama karşısında ki adamın yanında Yasirin tavırları sıcacıktı.

"Hayır Yiğit bey. Hemşireyim ben"

Emir duyduğuyla gülmek istemese de kahkahasına engel olamadı. Merdanoğlu ve Yasirin aynı anda sinirli bakmasıyla açıklama yaptı.

"Bi sağlıkçı yenge daha. Bu gidişle fazla sürmez tabipler birliğini toplarız"

Bade anlamasa da gülümsedi. Merdanoğluna döndü tekrar

"Sizin eşiniz doktordu değil mi Yiğit Bey?"

Merdanoğlu başıyla onayladı.

"Evet doktor. Ayrıca bey demeye gerek yok. Abi yeterli"

Adamın söyledikleriyle daha da rahatladı.

Hüma tanışmaya giden adamların neler yaptığını merak ediyor, öğrenemedikçe de deliriyordu.

Aklına gelenle telefonunu çıkarıp Emiri aradı.

Ortamda çalan telefonla tüm konuşmalar susmuştu. Emir, yazan isimle müsaade isteyip kalktı.

"Efendim en sevdiğim yengem"

Hüma duyduklarıyla kıkırdadı.

"Ne o sevmedin mi kızı?"

Emir kadının neden aradığını bildiğinden rahattı. Ama yengesini delirtmeye de bayılıyordu.

"onu geçelim de sen ne için aramıştın?"

Anlaşılan o ki Emir kızın istediği şeyleri vermeyecekti.

"Ne için olacak Emir? Abin izin vermedi gelmeme haliyle merak ediyorum"

Emir kahkaha atıp cevap verdi.

"Merak etme patron gece kış bahçesinde ben sana her şeyi anlatırım. Ama şimdi kapatmam lazım konuşmaları kaçırırsam sana anlatamam"

Telefonu kapatıp tekrardan yerine döndü.

Kalktığı yere geri oturduğunda Yasir kendisine kırgın olan adamı gösterdi eliyle

"Emir de benim kardeşim. Birlikte büyüdük onunla her zorluğu birlikte atlattık"

Emir adamın söyledikleriyle kafasını salladı. Bugün yalnızca abisi için susacaktı.

"Öyle Yasirle birlikte büyüdük. Sizinle de tanıştığıma memnun oldum"

Daha fazla konuşmamıştı

Tanışma faslı bittiğinde Merdanoğlu Yasire döndü

"Sen Badeyi evine bırakıp eve gel"

Tek arabayla gelen adam kaşlarını çattı. Merdanoğlu gözlerini kısa süreli kapatıp başını salladı.

Hepsi çıktığında bahçede ki İlyası gördüğünde anladı Yasir.

Herkes arabalara yerleştiğinde rotaları belliydi.

Merdanoğlu kendisini aramayan karısıyla şaşırdı. Sürekli arar ne olduğunu sorar diye düşünmüştü. Tabii evde onu bekleyen tavırlı karısından haberi yoktu.

Eve giren adam direkt odasına çıktı. Karısı tahmin ettiği gibi odalarındaydı.

Giyinme odasında elbiselerini düzenleyen genç kadın önünde beliren siyah ayakkabıların sahibine kafasını kaldırıp bakmadı bile.

Madem o kendisini eve hapsetmişti Hüma da onunla konuşmazdı.

"Kolay gelsin"

Kadından cevap yoktu.

"Bitmiş neredeyse işin"

Kadından hala cevap yoktu.

Hüma son kalan kıyafetlerini de askıya geçirip kapıya doğru adımladı. Adımları adamın engeline takıldığında hala dönüp bakmıyordu yüzüne.

Adamın bir eli kadının kolunda, diğer eli karnındaydı.

"Küs müyüz?"

Hüma başını kaldırıp adama baktı

"Çocuk muyum ben Selim?"

Kadının onu kendi cümleleriyle vurmak istemesi güldürdü.

"Yok yavrum çocuk değilsin. Anne olacaksın sen"

Aklından hiç çıkmayan gerçekle hafif gülümsedi. Merdanoğlu kadının gülümsemesiyle biraz daha yakınlaştı.

Ama bu yakınlık Hümanın kalbine fazlaydı.

Hem kalbi niye bu kadar hızlı atıyordu ki? En son bu adama tavırlıydı.

Adamı hafifçe itti. Son kalan iradesini de boşa savurmuştu.

"Git biraz Selim. Konuşmuyorum ben seninle"

Adam daha da yakınlaştı.

"Ben senden uzak kalamıyorum ama"

Ay bu da kalpti canım

"Kalıyorsun bence Selim. Bak gittin dışarıda yemek yedin, Yasirin sevgilisiyle tanıştın. Ben yanında değildim. Gayette uzak kalabiliyormuşsun"

Kadının konuşması bitince Merdanoğlu Hümanın saçlarını öptü.

"İyileştiğin zaman gelir dedim ya güzelim"

Kadın hasta olmadığına inandıramıyordu.

"İyiyim diyorum Selim. Hasta değilim ben hamileyim sadece"

Merdanoğlu kadını yatağa sürükleyip göğsüne yasladı. Adamın göğsünde yatarken hiçbir şey demedi.

Merdanoğlu kadının aklında bir şeylerin olduğunu biliyordu yoksa bu sessizlik pek hayra alamet değildi.

"Sormayacak mısın?"

Akşam Emirden dedikoduları alacağı için rahattı.

"Hayır sormayacağım"

Adam da üstelemedi. İkili biraz sonrasında uyumuştu.

Akşamüzeri uyanan Hüma yatakta tekti.

Yatakta otur hale gelip saçlarını bağladı. Banyoda yüzünü yıkayıp odadan çıktı.

Merdivenin sonuna geldiğinde mutfakta yemek hazırlığında ki kadını gördü.

Yaşlı kadın elinde ki tabakla çıktığında Hümayı gördü

"Hadi gel kızım sofra hazır"

Salona baktığında kocası yoktu.

"Selim nerede?"

Kadından cevap beklerken kapıdan kocası girdi.

'biz bu adamı her gördüğümüzde tekrar tekrar aşık olacak mıyız Hüma? Bize de yazık'

Fazla haklısın iç ses.

Masaya geçtiklerinde yemek sessiz yenmişti. Yemekten hemen sonra Merdanoğlu çalışma odasına geçmişti.

Sabah olanları öğrenme hevesiyle daha fazla yerinde duramayıp telefonunu çıkarıp Emiri aradı. Tekte açılan telefon şaşırtmıştı. Selim olsa üç kere çalmadan açmazdı.

"Efendim yenge?"

"Çayı hazırlıyorum, sen de kış bahçesine geç"

Aklına abisi gelince gerildi

"Abim evde değil mi?"

Hüma merdivenleri kontrol edip konuştu

"Çalışma odasında o hadi çabuk"

Çayı termosa doldurup tezgahın üzerine koydu. Üzerine kalın ceketini geçirip salondan bahçeye açılan kapıdan çıktı.

Kış bahçesine geçtiğinde Emir çoktan gelmişti. Emirin önündekilere baktı

"Bunlar ne Emir?"

Emir elinde ki paketi açtığı yerde konuştu

"Cips, çekirdek, çikolata falan aldım. Kuru çayla gitmez"

Hüma adamın karşısına oturup çayları doldurdu.

"Hadi anlat Emir. Kimmiş bu kız?"

Emir çayından bi yudum aldı

"Adı Bade, 23 yaşında, hemşireymiş"

Hüma devamını anlat der gibi baktı

"E Emir başka?"

"Ortalama Türk kızı işte yenge, kumral, kahverengi gözlü, orta boylu"

Adam bir yandan çekirdeklerini çıtlatıyor bir yandan konuşuyordu.

"Bu çakal Yasir bu kızla evlenir. Kız temiz saf birine benziyor."

Hüma kocasının nasıl bir yaklaşımda bulunduğunu merak ediyordu.

"Selim bir şey demedi mi?"

Emir sırıttı

"Yok o çok bir şey demedi. Ama olumlu bakıyor o da"

Genç adam çayından bir yudum daha alıp yengesine baktı.

"O değil de yenge ben de sana bir şey soracağım"

Hüma elinde ki çikolatayı bıraktı

"Sor"

"Sen niye kocanla ilgili her şeyi bana soruyorsun? Adam yukarıda değil mi git ona sor"

Hüma çikolatasını yemeye devam ediyordu

"Sanki abin bana bu anlattıklarını anlatacaktı. Hiçbir şey anlatmıyor ki"

Kızla ilgili alacaklarını almıştı Hüma. Arkasına yaslanıp çayını içti

"Yasiri de evlendiriyoruz. Sen devam mı bekarlıktan?"

Bekarlık bir kaleyse bu kalenin muhafızı Emirdi.

"Bekarlıktan devam yenge. Ayrıca o çakal evleniyorsa da evlensin banane"

Yukarı kattan onları izleyen Merdanoğlu kızın neden bugün ile ilgili soru sormadığını anlamıştı.

Demek hanımefendi olan biteni Emirden öğreniyordu.

Genç kadın Emiri ajanı yapmıştı resmen.

Pencereden izlemeyi bırakıp kış bahçesine indi. Kendisine arkası dönük oturan adamın omzunu sertçe sıktı.

"Hayırdır gece gece?"

Emir abisine yakalanmanın verdiği gerginlikte yengesine baktı.

Ne diyeceklerdi şimdi?

"Ne olacak abi. Benim biraz boğazım ağrıyordu da ne ilaç kullanayım diye yengeme sordum"

Çevir kazı yanmasın Emir Aksoy!

Merdanoğlu masayı işaret etti.

"Abur cubur yerken mi?"

Emir tam konuşacakken Merdanoğlu sözüne devam etti

"Senin boğazın boş konuşmaktan ağrıyordur Emir. Karıma danışmana gerek yok, bana gel temiz bi dayakla hallolur o iş"

Hüma konunun daha fazla uzamasını istemediğinden ayağa kalktı

"Selim eve geçelim mi üşüdüm ben biraz"

Merdanoğlu dönen oyunun farkında olsa da ayak uydurup kalktı.

Hüma tekrardan Emire döndü

"Teşekkür ederim Emir. Boğazın için de antibiyotik içsen iyi olur ama önce doktoruna danışsan daha iyi"

Emir tek kalığında çayını içmeye devam etti. Yanında ki hareketliliğe dönüp bakmadı bile.

Yasir kardeşim dediği adamın yüzüne bile bakmamasıyla öksürüp dikkat çekmek istedi.

Emir çayının bitmesiyle ayağa kalkacakken Yasirin kolunu tutmasıyla adamın yüzüne baktı.

"Emir bitmedi mi oğlum tripin?"

Emir kolunu hızla çekip karşı tarafa oturdu.

"Biz kardeş değil miydik Yasir?"

Yasir kaşlarını çattı

"O ne demek lan? Hala öyleyiz?"

Emir gerçekten uzak gülümseyip adama baktı.

"Başkası olsa umurumda olmazdı Yasir. Ama sen kardeşimsin, her anını ilk gel benimle paylaş isterdim. Ulan yabancı mıyım ben? Çocuktuk bizim bizden başka kimsemiz yoktu. Dizin kanadı ben sardım, annen sokağa attığında seninle sokakta yattım, ulan anam öldü anam. Geldim omuzunda ağladım ben"

Yasir aklına geldiği anılarla nefesinin sıklaştığını hissetti. Ama Emirin susmaya niyeti yoktu.

"Her kötü anında yanında olmak için canımdan geçtim oğlum ben. Sen tek mutlu anında gelmedin yanıma"

Yasir yerinden kalkıp kardeşinin yanına oturdu.

"Bade korktu. Söylemek istemedi iki ayın sonunda ancak ikna ettim ikna eder etmez abimle sana söyledim. Benim seninle böyle küs olmaya gönlüm razı değil. Nasıl her kötü anda birbirimizin yanındaysak en iyi anlarımızda da beraberiz. Unutma"

Emir az da olsa yumuşamıştı. En azından eteğinde ki tüm taşları dökmüştü. karşısında ki adamın onu gayet iyi anladığından emindi.

"Özür dile düşünürüm barışmayı"

Çocukluğundan beri özür dilemeyi sevmeyen Yasir gülümsedi.

"Ben özür dilemem Emir"

Emir ayağa kalktı.

"İşine gelirse aslanım"

Yasir de adamın arkasından kalktı

"Anasını satayım senden önemli değil. Tamam Özür dilerim kardeşim"

Emir 28 yıllık hayatında ilk defa özür dileyen adama baktı

"Aferin adam ol böyle. Şimdi şurayı toplayalım bana gidelim belli senin çenen açılacak bu gece"

Yasir masayı toplayan adama yardım edip bahçeden çıktı.

İki adam da tek mutlulukla mutlu olmuşlardı. Olayın kimin başına geldiğinin bir önemi yoktu. İkisi de birbirinin mutluluğuyla mutlu oluyordu. Önemli olan da bu idi.

Bol bol yorum gelir mi dersiniz?
Fazla yorum yapıldığında yeni bölümü erkenden atacağım💐
Görüşlerinizi çok merak ediyorum👀
E o zaman hadi buyurun yoruma🧡

Loading...
0%