Yeni Üyelik
20.
Bölüm

20. BÖLÜM “KARANLIĞI AYDINLIĞA ÇIKARACAK MÜJDE”

@sedbus

Keyifli okumalar 🤍🧚🏻‍♀️

Merdanoğlu karısını kendi katlarında ki balkona çıkardı.

"Dökül bakalım Hüma hanım"

Hüma anlamamazlığa vuruyordu

"anlamadım sevgilim?"

Sabır çekmekten taş olmuştu Merdanoğlu.

"O zibidiyle ne işin vardı bahçede?"

Hüma hesap sormak için kollarını sıvayan adama baktı.

"Anlattık ya orada Selim"

Merdanoğlu kıza yaklaşıp çenesini tuttu hafifçe

"Pembe de olsa beyaz da olsa bana asla yalan söyleme Hüma"

Adamın her şeyi bildiğini anlamıştı Hüma.

"Sen de söylemek zorunda bırakma"

Yalanın hiçbir rengine tahammülü yoktu adamın.

Hüma daha fazla uzatmak istemiyordu. Akşama kadar uyuduğu için uykusu yoktu. Balkonda koltukta kocasının yanına oturup kollarına girip göğü izlemeye başladı.

Kafasını gökyüzünden indirip kocasının yüzünü izledi. Elleri yolunu belirleyip kocasının sakallarını okşuyordu.

Tam da bu anda kalmak istedi Hüma.

Kocasını seyre dalmışken gelen mide bulantısıyla koşarak banyoya gitti.

Midesini boşalttıktan sonra kapıda kendisini bekleyen adamın yanına gitti. Kollarını boynuna sarıp derince kokusunu soludu.

Adamın sıcak kolları ve kokusu iyi geliyordu.

"Bebeğimiz ben de buradayım demek istedi galiba"

Karısını daha fazla yormak istemeyen adam kadını yatağa taşıdı.

Hüma kendisini biraz daha iyi hissedince adama doğru döndü.

"Selim, yarın Yasir ve Badeyi yemeğe çağıralım mı?"

Merdanoğlu kaşlarını çatarak baktı

"Sen kızın adının Bade olduğunu nereden öğrendin?"

Hüma kırdığı potun farkına vardığında hemen savunmaya geçti

"Ay sanki anlamadın Selim. Cin gibi adamsın sen"

Merdanoğlu kıza yaklaşıp boynunu öptü.

"Demek cin gibi ha? Dikkat et bu cin çarpmasın seni"

Konuyu değiştirmeye çalışan adama kanmayacaktı.

"Konuyu değiştirme Selim. Yarın gelsin ben de tanışayım"

Yiğit Selim ise başka bir noktadaydı. Kadının alnını öpüp kollarına aldı.

"Merakını anlıyorum yavrum. Ama daha bugün tanıdık kızı, bi bakalım, bi görelim. Daha bugün tanıdığımız kızı hemen eve çağıramayız. Yasirle yarın konuşurum müsait bir günde gelirler"

Kelimelerini dikkatli seçmeye çalışıyordu. Karısı her an her şeye alınabiliyordu çünkü.

Hüma da onayladı adamı

"Tamam sevgilim"

Uykusu yok dense de adamın saçlarını okşayan eli onu uykuya sürüklüyordu.

Günden güne bedeninde varlığına alıştığı bebeği kendisini yoruyordu.

Sabah uyandığında kocası yanında yoktu. Saate baktığında öğlene geldiğini gördü. Geç kalkmayı sevmiyordu Hüma.

Hem kocasını görememişti, hem de günün yarısı bitmişti bile.

Elini karnına koydu.

"Keşke hemen doğsan miniğim. Baban gidince tek başıma sıkılıyorum ben"

Banyoda işlerini bitirip üzerine bir şeyler geçirip çıktı odadan. Mutfakta hazır olan sofayı görse de canı bugün bir şeyler yemek istemiyordu. Mutfakta Sevda teyzeyi göremeyince kurulan masayı toplayıp dolaptan meyve çıkardı.

Güzelce yıkadığı meyvelerle 3. Katta ki oturma odasına çıktı. Odada ki sallanan sandalyeye oturup meyvesini yemeye başladı. Aklında gezinen düşüncelerle biten tabağını alıp tekrar mutfağa indi.

Aradığı malzemeleri bulduğunda hamuru yoğurmaya başladı.

Sevda hanım mutfağa girdiğinde elinde ki sepeti masanın üzerine bırakıp kadına doğru adımladı.

"Kızım ne yapıyorsun?"

Genç kadın sesin sahibine döndü

"Kurabiye istedi canım. Onu yapıyorum"

Yaşlı kadın ellerini yıkadı

"Söyleseydin ya kızım ben yapardım"

Hüma yoğurduğu yerde konuşuyordu.

"Yok Sevda teyze yaparım ben"

Aradan geçen yaklaşık iki saatin sonunda hem elmalı hem çikolatalı kurabiye yapmıştı genç kadın.

Zaten uyandığında öğlen olan saat kurabiyeyle geçen zamanla akşamı bulmuştu.

Akşam yemeğini de yaşlı kadın hazırlamış, sofra kurulmuştu.

Bahçeden gelen araba sesleriyle kapıyı açtı. Arabadan inen kocasını baştan sona inceledi.

Kendisine adım adım yaklaşan adamla gülümsemesi genişledi.

Adam eve girdiğinde kapıyı kapatıp karısına baktı.

"Ne o Hüma Hanım? Fazla özlem seziyorum"

Adama cevap vermeden sıkıca sarıldı.

"Hoş geldin sevgilim"

Karısının şalının üzerinden başını öptü Merdanoğlu.

"Hoş buldum güzelim"

Adamın ellerini yıkamasının ardından yemeğe oturdular.

Yemek sessizce yenirken Hüma elinde ki kaşığı bırakıp adama döndü

"Sevgilim"

Merdanoğlu karısına dönüp konuşmanın devamını bekledi

"Çocukları arar mısın hazır Sevda teyze de çıkmamışken gelsinler güzel haberi verelim"

Merdanoğlu peçeteyle ağzını silip karısına baktı.

"Eşek kadar heriflere de çocuk diyorsun ya yavrum. Tamam ararım gelirler"

Hüma kalkan adamın ardından yaşlı kadınla hızla masayı topladı.

Yaşlı kadın çay yaparken Hüma da yaptığı kurabiyeleri tabağa koyuyordu.

Bahçeye kurdukları çay masası hazır sayılırdı.

"Ben çıkayım artık kızım"

Hüma yaşlı kadının yanına gidip sarıldı

"Biraz daha kal şimdi Yasir ve Emir de gelecek konuşmamız gereken şeyler var"

Yaşlı kadın kızın ellerini tuttu

"Kötü bir şey yok değil mi Hüma?"

Kadını endişelendirmek istemiyordu.

"Hayır hayır kötü bir şey yok"

Bahçeye giren kocası kadınların karşı koltuğuna oturdu.

"Aradım şimdi, gelirler birazdan"

Hümanın heyecanı fazlaydı, heyecanın yanında da çekiniyordu tabii.

İlyas kendilerine doğru gelip önce Merdanoğluna baktı.

"Abi müsaadenle"

Sevda hanıma döndü

"Sevda ana bi' bakıver sana zahmet"

Sevda hanım İlyasla beraber çıktığında Hüma kalkıp kocasının yanına oturdu. Eline aldığı elmalı kurabiyeyi kocasının ağzına yaklaştırdı

"Ben yaptım bak bakalım nasıl olmuş"

Adamın aldığı ilk ısırıktan sonra dudağında kalan pudra şekerini temizleyip beklentiyle baktı Hüma.

Kadının elinde ki kalan kurabiyeyi de ağzına attı Merdanoğlu.

"Eline sağlık yavrum. Çok güzel olmuş"

Bahçeye giren adamlara baktı Hüma. Birbirlerine takıla takıla gelen ikili koltuğa oturdu.

Emir abisine baktı

"İyi akşamlar abi"

Merdanoğlu iki adamda da göz gezdirdi belli aralarında ki buzlar erimişti.

"İyi akşamlar"

Sevda hanımın da gelmesiyle çayları doldurdular. Hüma dün Emirle içtiği çaydan dolayı bugün içmeyecekti. Konu havadan sudan devam ederken Sevda hanım Hümaya baktı.

"Kızım konuşacaklarımız var dedin? Hayır olsun"

Hüma Merdanoğluna baktı. ardından kendisine bakan üçlüye döndü.

"Biz iki gün kadar önce bir şey öğrendik"

Karşısında ki gözlerde ki merak artmıştı.

Elini karnına koydu

"Hastalandığım zaman hastaneye gittiğimizde hamile olduğumu öğrendik"

Sevda hanım dolan gözleriyle kalkıp genç kadına sıkıca sarıldı.

"Hayırlı olsun güzel kızım"

Hüma da karşısında ki kadına aynı samimiyetle karşılık verdi.

"Teşekkür ederim"

Arkasını döndüğünde Emir ve Yasirin de kocasını tebrik ettiklerini gördü.

İki adam da Hümaya döndü. Lafa giren ilk Emirdi.

"Hayırlı olsun yenge"

Ardından Yasir konuştu

"Hayırlı olsun yenge"

Hüma iki adamın da tebriklerini kabul etti.

Sevda hanım Merdanoğlunun yanına gitti.

"Hayırlı olsun Yiğidim. Allah analı babalı büyütsün"

Çocukluğundan beri yanında olan adamın şimdi baba olacağını öğrenmek yaşlı kadını çok duygulandırmıştı.

Merdanoğlu kadının gözlerinde ki duyguyu anlayabiliyordu.

Emir oturduğu koltukta arkaya yaslandı

"Yeğenimin en sevdiği amcası ben olacağım"

Laf direkt Yasire atılmıştı.

"Göreceğiz bakalım Emir efendi"

Daha ortada hiçbir şey bile yokken kavga edebiliyorlardı.

Saatin ilerlemesiyle Sevda Hanım evine gitmişti.

Hüma Yasire baktı.

"Hayırlı olsun Yasir"

Yasir yengesine baktı. Ufakta olsa kinaye seziyordu

"Teşekkür ederim yenge"

Hüma Emire kısa bir bakış attı.

"Emir en son benim haberim oldu diye söyleniyordu ama. Bana hiç söylenmedi"

Yasir ikinci bir tavıra hazır değildi.

"Hay bu konuyu açan dilimi. Yenge Allah aşkına bir tavırda sen alma bana"

Hüma elinde ki sudan bir yudum aldı.

"Ne tavırı canım, düğününe de abin ve Emir gelir"

Yasirin isyan etmesine az kalmıştı. Bi evleneyim demişti, başına taş yağmadığı kalmıştı.

"Yapma yenge, ben daha kız burada yalnız kalmaz sen onun arkadaşı olursun diye düşünüyordum"

Hüma tavır alacak değildi tabii ki ama Yasirin üzerine gitmek istiyordu.

"Kızı tanımıyorum tanışalım bakalım bakarız sonrasına"

Yasir artık emindi. Hüma, abisinin yanında kala kala huyundan suyundan iyice ona benzemişti.

"Tamam yenge müsait zamanda gelir"

Bebek müjdesi herkesi çok mutlu etmişti. Sanki yıllardır beklenen haber, karanlığı aydınlığa kavuşturacak müjde buydu.

Merdanoğlu bahçesinde şen şakrak muhabbet sürerken İstanbulun başka bir köşesinde camdan şehiri izleyen bir çift ela göz elinde ki dosyaya baktı.

Yanında ki adama döndü.

"Yavaş yavaş ilerleyeceğiz. Aceleye getirip ayrıntıları atlamak istemiyorum."

adam komutu alıp çıktı odadan.

yalnız kalan adam kahvesinden bir yudum aldı.

"Az kaldı Merdanoğlu. Hayatının dönüm noktasını yaşamana az kaldı"

Evet bir bölümün daha sonuna geldik. Hepinizden bir tane de olsa yorum almak istiyorum. Neler düşünüyorsunuz merak ediyorum mesela en sevdiğiniz kısım neresiydi?👀❤️
Ne kadar çok yorum ve vote gelirse bölüm o kadar etken gelecektir💖

Loading...
0%