Yeni Üyelik
21.
Bölüm

21.BÖLÜM “GURUR”

@sedbus

Efsane güzel bir bölümle geldim❤️‍🔥

Hepinize keyifli okumalar 🧚🏻‍♀️

Dün gece verilen güzel haberin ardından sabaha dinlenmiş şekilde uyandı Hüma.

Banyodan çıkan kocasının ardından kendisi de banyoya girdi.

Yüzünü yıkayıp giyinme odasına geçtiğinde kocasının giyindiğini gördü. Adama yaklaşıp kollarını arkasından beline doladı.

"Günaydın sevgilim"

Merdanoğlu karısının ellerinden tutup önüne getirdi.

"Günaydın yavrum"

Hüma giyinmek için dolaba ilerlerken tekrardan adama döndü

"Bugün hastaneye gidelim mi? Bebeğimiz nasılmış öğreniriz"

Merdanoğlu bileğine yeni taktığı saate baktı.

"Tamam güzelim"

Bugün silah sevkiyatı yapacakları yeni ortaklarıyla toplantısı vardı. Karısı giyinirken Merdanoğlu çalışma odasına geçip Yasiri aradı.

"Buyur abi"

"Toplantıya eksiksiz girin. Hata istemiyorum"

Yasir komutu almış son detaylar için şirkette kalan işleri hallediyordu.

Merdanoğlu sanki birkaç saat sonra beli silahlı onlarca adamla silah ticareti yapmayacakmış gibi sakinlikle kahvaltısını yapıp karısını seyretti.

Önceliği daima küçük ailesinindi

Sevda Hanım dün öğrendiklerinden sonra kızın yediklerine dikkat ediyordu.

Kahvaltısını hızlı hızlı yapan Hüma ayağa kalktı.

"Hadi Selim çıkalım artık"

Kızın heyecanı beş köy uzaktan belli oluyordu.

"Gel bakalım yavrum gidelim"

Karısının ellerinden tutup arabaya ilerledi.

Hüma söyleyeceklerine adamın vereceği tepkiden korkuyordu.

"Selim"

Merdanoğlu camda olan bakışlarını karısına çevirdi

Sessiz kalan adam 'devam et' der gibiydi.

"Benim önceden çalıştığım hastaneye gitsek?"

Kaya aklına gelince gerildi adam

Gerginliğiyle kadına ters tepki vermek istemiyordu. Sessizliğine devam etmeyi tercih etti. Hüma kocasının ellerini tuttu

"Orada ki doğum doktorunu tanıyorum. En azından bildiğim biri"

Merdanoğlu aklında tartıyordu.

"Tamam yavrum gidelim"

Araba hastaneye ulaştığında Hüma özlediği binaya baktı. Zamanında doktor olarak girdiği binaya şimdi hasta olarak girecekti.

Merdanoğlu arabadan iner inmez karısının elini sıkı sıkı tuttu.

Hüma içeride ki hastanın çıkmasını bekliyordu. Duvarda ki tablolara baktı, hepsi çok tatlı bebeklerdi.

"Hüma"

Kendisine seslenen adamla kocasının bedeninin gerildiğini gördü.

Arkasını dönüp Kayaya baktı. Kendisinden önce kocası ayağa kalkmıştı ki Hüma hızlı davranıp Merdanoğlunun elini tuttu.

Kaya karşısında ki kadına baktı. Onun kaçırıldığı zaman evlerine polisle gittiğinde de aynı bu şekilde adamın elini tutmuştu.

Hüma sessizce yanında ki adamın kulağına doğru fısıldadı

"Lütfen bir sorun çıkmasın Selim"

Merdanoğlu karısının elini bırakıp Kayaya bir adım daha yaklaştı.

"Nasılsın doktor?"

Hüma adamın ne yapmaya çalıştığını bilmiyordu. Ama sorun çıkmaması için yaklaşamıyordu da.

"İyiyim"

Merdanoğlu başını 'iyi iyi' der gibi salladı.

Kaya hala kendisiyle bir kelime dahi etmeyen kadına baktı

Önünde ki adamı umursamadan konuştu

"Bir sorun yok ya Hüma?"

Genç kadın kocasının yüzünü göremese de baktı, ardından bakışlarını Kayaya çevirdi.

"Hayır bir sorun yok"

Bakışlarını biraz sonra gireceği kapıya çevirip tekrar Kayaya baktı.

"Gizemin yanına geldim, Hamileyim bebeğimizin durumunu öğrenmek istedik"

Merdanoğlunun yüzünde kazandığı zaferin tebessümü vardı.

İçeride ki hastanın çıkmasıyla kendisi çağırıldı.

"Hüma Merdanoğlu"

Merdanoğlu önden odaya giren karısının ardından tekrar Kayaya baktı.

"Seni de tutmayalım. Hastalar beklemez"

Arkasını dönüp karısının girdiği odaya girdi.

Kaya duyduklarıyla şaşırmıştı. Yıllarca Hümadan bir adım beklemişti ama kadın ona gelmemişti, şimdi ise bir başkasıyla sanki gözüne sokmak ister gibi bebeklerinin durumunu öğrenmeye gelmişlerdi.

Kendisine seslenen hemşireyle arkasını dönüp gitti.

Hüma önce arkadaşıyla ufak bir sarılmış ardından sedyeye uzanmıştı. Karşısında ki kadın şaşkın olsa da Hümanın kocası olarak tanıttığı adamdan korkmuş sormamıştı.

Karnına sürülen jel biraz irkitse de gözleri ekranda bekliyordu. Birkaç dakikanın ardından Gizem konuştu

"Her şey yolunda Hüma bebek gayet sağlıklı"

Sonrasında odayı dolduran minik bedenin kalp sesiyle Hümanın gözleri doldu, dolu gözlerle kocasına baktığında onunda tüm dikkatiyle ekrana baktığını gördü.

İki hafta sonrasına aldığı randevuyla çıktı hastaneden.

Merdanoğlu karısını eve bırakmak için yola çıktı. Tabii arkasında iki araba dolusu adamla.

Araba ilerlerken Merdanoğlu yanında ki kadına baktı. Yorulduğu belliydi.

Karısını göğsüne çekip dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu.

Araba durduğunda Hüma doğrulmuştu. İlyas kendisine kapıyı açtığında adamın kımıldamadığını gördü.

"Sen gelmiyor musun hayatım?"

Merdanoğlu karısının inmesine yardım etti.

"Yok güzelim benim toplantım var. Sen dinlen"

Kendisi eve girerken araba çoktan bahçeden çıkmıştı.

Merdanoğlu şirkete girdiğinde hızla odasına çıktı.

Yasir ve Emir abilerinin vekaletiyle toplantıyı yönetmiş, toplantı biter bitmez de abilerinin odasına geldiler.

İki adam da abilerine selam verip masanın ardında ki tekli koltuklara oturdular.

Yasir derin nefes aldı.

"İşlem tamamdır abi. Üç gün sonrasına on beş milyon dolarlık sevkiyatı imzaladılar"

Merdanoğlu aldığı haberle arkasına yaslandı.

"Tamamdır koçum, ayarlayın malları hataya yer yok"

İki adam da malların gidişatıyla yakinen ilgilenirken, Yasir abisine baktı.

"Abi müsaade varsa yarın akşam Bade ve yengemi tanıştırmak istiyorum"

Merdanoğlu karısının son zamanlarda evde sıkılmasını da göz önüne aldı

"Yarın akşam gelin aslanım"

Tufan kapıyı tıklatıp patronunun odasına girdi.

"Abi"

Arkası dönük adam kendisine döndüğünde elinde ki evrakları masaya bıraktı

"Sevkiyatta hiçbir sıkıntı yok abi, Merdanoğlu titizlikle yürütülmesini emretmiş"

Karşısında ki adamın sessizliğiyle devam etti.

"Abi yanlış anlamanı istemem ama on beş milyon dolar fazla değil mi? O kadar silaha ihtiyacımız yok"

Adam kendisine biraz yaklaştı.

"Merdanoğlundan alacağımın yanında on beş milyon dolar ne ki Tufan?"

Adam planını anlatmasa da Tufan emindi. Bu işin sonunda ya abisi öldürecek, ya Merdanaoğlu öldürecekti.

Ama silahların susmayacağı kesindi.

Emir limanda ki depoda malların yüklemesiyle ilgilenirken akşamı bulmuştu.

Abisi hata istememiş titizlikle yürütülmesini istemişti.

Yükleme işlemi tamamlanan kamyonlar üç gün sonrasında ki sevkiyata hazırdı.

Hüma odasında ki balkonda bahçeyi seyrederken gözü son yirmi dakikadır telefonla konuşan kocasındaydı. Adam bir eli cebinde bahçede yürüdüğü yerde telefonla konuşuyordu.

'Bu adam gecenin bu saatinde kiminle konuşuyor Hüma'

İçinde ki kuruntu bitmiyordu.

Sonunda adamın telefon konuşması bitmiş olacak ki telefonu kapatıp kendisini izleyen karısına baktı.

Adımlarını eve çevirip hızla odalarına çıktı. Balkonda ki karısının yanına oturdu.

"Kiminle konuşuyordun Selim?"

Merdanoğlu beklediği soruyla arkasına yaslandı

"Hesap sormanı sevmiyorum Hüma"

Hüma kocasına dönüp gözlerini kısarak baktı

"Öyle mi Selim bey? Ben de gecenin bu saatinde telefonla konuşmanı sevmiyorum"

Yiğit Selim her zaman ki rahat tavrıyla kadının sinirlerini oynatıyordu.

"Benimle iki cümle etmekten acizsin, artık bu saatte kiminle konuşuyorsan yirmi dakikadır susmadın"

Karşısında ki adam hala rahat tavrıyla oturuyordu. Merdanoğlu bakışlarını karısına çevirdi.

"Kiminle konuştuysam konuştum. Bana güvenmeyi öğreneceksin"

Hüma bazen karşısında ki adamı tanıyamıyordu. Bazen dokunuşlarıyla, bakışıyla dünyanın en şefkatli olan adamı, bazen öyle bir bakıyor ve konuşuyordu ki Hüma adamı tanıyamıyordu.

Adamın yanından kalkıp odaya girdi. Daha fazla konuşup sinirlenmek istemiyordu.

Yatağa uzanıp sırtını adamın tarafına döndü.

Merdanoğlu sevkiyatla ilgili Emirden bilgi almış, sevkiyatta hata istemediğinden de sürekli arayıp bilgi alıyordu.

Her anı titizlikle takip ettiği iş yüzünden karısını kırdığının da farkındaydı.

Kadının sanki kendisini aldatıyormuş gibi hesap sormasına sinirlenmişti.

Çıkardığı sigarasını içerken göz ucuyla odaya yatakta ki karısına baktı.

Uyumadığını biliyordu. Sigarasından son bir nefes alıp odaya girdi, üzerini değiştirip karısının yanına uzandı. Saçlarını öpüp karısını kendisine çevirip göğsüne yasladı. Hüma burnuna gelen kokuyla burnunu büzüştürüp geri çekildi.

"Sigara kokuyorsun Selim. Yaklaşma"

Merdanoğlu tişörtünü kokladı.

"Güzelim değiştirdim üzerimi"

Hüma biraz daha arkaya çekildi

"Üzerin değil, nefesin"

Adam uzandığı yerden kalkıp dişlerini fırçaladı ardından mentollü ağız bakım suyunu da kullanıp tekrar yatağa döndü.

Karısını tekrar göğsüne yasladı.

"Şimdi bahane bul bakalım"

Sessiz kalan Hüma itiraz etmedi.

"Yarın akşam Yasir Badeyi getirecek seninle tanıştırmak için"

Adamın söylediği dikkatini çekmiş olacak ki bakışlarını adama çevirdi.

"Ya Selim şimdi mi söylenir bu Allah aşkına?"

Adamın göğsünden kalkıp giyinme odasına geçti. Hamilelikle beraber günden güne aldığı kilolar yüzünden bazı kıyafetlerine sığmamaya başlamıştı.

Şimdiden kıyafet baksa ancak yarın akşama bulurdu. Kapıda onu izleyen adama döndü.

"Eğer yarın akşama kadar giyecek bir şey bulamazsam çok fena yapacağım seni"

Adam tekrar yatağa döndüğünde Hüma dolapta ki kıyafetlerine baktı. Yasir onları ailesi olarak görüyordu, Akşam ki yemek güzel geçmeliydi.

Aradan yaklaşık bir saat geçmişti ki Hüma hala bir şey bulamamıştı

Merdanoğlu hala ışığı açık olan odaya girip karısını kucağına aldı. Ani hareketle irkilen Hüma adamın koluna vurdu

"Ani hareket niye yapıyorsun ya korkuttun"

Cevap vermeyen adam karısını yatağa yatırıp yanına uzandı.

Zaten yorulan kadın çok geçmeden uyudu.

Sabah uyandıklarından beri telaş vardı. Üç adam da bugün işe gitmemiş evde olan biteni seyrediyorlardı.

Yaşlı kadın her ne kadar Hümaya geç otur dese de genç kız ev sahibi olarak her şeyde bulunmak istiyordu.

Masa hazır olduğunda Yasir Badeyi almak için evden çıktı.

Hüma giyinmek için odasına çıktı. Saten zümrüt yeşili eteği ve beyaz gömleğini giydi, yeşil başka bir tonda şalını da takınca hazırdı.

Odaya giren adam karısında göz gezdirip şalının üzerinden başını öptü.

"Çok güzel olmuşsun"

Kocasının yanağını öpüp konuştu Hüma

"Teşekkür ederim sevgilim"

Merdivenlerden el ele indiklerinde kapı çaldı. Sevda hanım kapıyı açtığında Yasir ve Bade gelmişti.

Kapının hemen yanında Hümanın isteği üzerine Kocası, Emir ve kendisi yan yana bekliyorlardı.

Bade içeriye girer girmez kapıda kendisini bekleyen ev üyelerine baktı. Sevda hanım da kızı süzüp konuştu

"Hoş geldin kızım"

Bade konuşan kadının elini öptü

"Hoş buldum"

Ardından elinde ki çiçeği kadına uzattı.

Hüma çekinen kıza elini uzattı

"Hoş geldin"

Genç kızın elleri titriyordu uzatılan eli sıkarken

"Hoş buldum"

Diğer iki adama da başıyla selam verip gösterilen odaya ilerledi.

Direkt kurulan masaya oturdu hepsi. Merdanoğlu masanın başında, Hüma adamın sağ tarafında, Emir Hümanın yanında oturuyordu. Merdanoğlunun sol tarafında Yasir, yanında da Bade oturuyordu.

Yemek sessizlikle başlamıştı.

Hüma kızın heyecanını bir nebze dizginlemek için konuştu

"Hemşireymişsin Bade"

Genç kız sorulan soruyla gülümsedi

"Evet Hüma hanım"

Hüma gülümseyip konuştu

"Hanım demeye gerek yok abla demen yeterli"

Bade, Kocasıyla aynı cevabı veren kadına gülümsedi.

"Nasıl tanıştınız peki?"

Bade Yasire bakıp gülümsedi.

"arkadaşlarımla gittiğim bi kafede gördük birbirimizi. Sonrasında onu görebilirim belki diye ara ara gidiyordum. En sonunda da yine karşılaştık, derken biraz biraz sohbet ettik. Sonrasında da buradayız işte"

Hüma anlatılanla gülümsedi. Kendileri Yasiri pek konuşmaz sanarken beyefendi saman altından dere yürütmüştü.

Emir yalnızca Hümanın duyacağı şekilde konuştu

"Görüyorsun çakalı değil mi yenge?"

Hüma Emire cevap verecekken Bade tekrar konuştu

"Siz Yiğit abiyle nasıl tanıştınız?"

Yemeğin başından beri sessiz sessiz önünde ki yemekle ilgilenen Merdanoğlu kaşlarının altından sertçe baktı. Emir de gelen soruyla Hümaya baktı.

Bade ortamda ki gerginlikle ve Merdanoğlunun ona sert bakışlarıyla gerilmişti.

"Özür dilerim yanlış bi soru sordum sanırım"

Bade, üç adamın da karanlık hayatını bilmiyordu, Yasirin ricası üzerine saklayabildikleri kadar saklayacaklardı

Hüma elinde ki bardağı masaya bırakıp gülümsedi

"Hayır yanlış değil tabii ki"

Kocasının elini tutup gülümsedi

"Emir ve Yasir hastalanmıştı, Beni de muayene için eve çağırdılar. Arada kontrol için gel-git derken bilgi için Selimle görüşüyorduk. Sonra benimle görüşmek istediğini söyledi kısa süre sonra da evlendik"

Kadının acılı zamanlarını bile bu şekilde anlatması Merdanoğlunun gurur duymasını sağlıyordu. O acıları kendisi yaşatmış olsa da karısı geçmişe çizgi çekmişti.

Elinin üzerinde ki eli öptü adam.

Bade adamın gözlerinde kadına olan hayranlığı görüyordu. Yanında ki adamla kendisinin de böyle büyük bir aşk yaşamasını istiyordu.

İlerleyen saatlerde Bade ayaklanmıştı. Genç kızı güzel ağırlamak için çabalayan Hüma fazlasıyla yorulmuştu.

Adamın bu durumdan hoşnut olduğu söylenemezdi.

Yatağa kendisini atan Hüma artık bayılmak üzereydi.

Odaya giren Merdanoğlu yatakta sere serpe yatan karısının yanına ilerleyip saçlarını öptü.

Bu gün karısıyla bir kez daha gurur duymuştu.

Saçlarından başlayan öpücük kadının yanağına doğru ilerledi. Hüma ellerini adamın boynuna sardı.

"Çok yorgunum Selim"

Ama adamın durmaya niyeti yoktu. Kadının dudaklarını öpüp geriye çekildi.

"Biliyorum güzelim, ben de yorgunluğunu alıyorum zaten"

Tekrardan kadının dudaklarına yaklaşan adamın itiraz kabul etmeyeceği belliydi, doğrusunu söylemek gerekirse Hümanın da pek itiraz etmeye gönlü yoktu.

Bölümde en sevdiğiniz kısım neresiydi?

Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere 🫶🏻

Loading...
0%