Yeni Üyelik
24.
Bölüm

24. BÖLÜM “YAŞANILMASI GÜÇ SEVDALAR”

@sedbus

Keyifli okumalar ♥️

Abisinden aldığı emirle karısını aldığı gibi hızla yengesinin yanına gitmek için evden çıktı Yasir.

"Yasir ne oluyor söyleyecek misin?"

Bade adamın gerginliğinin sebebini bilmediğinden daha çok korkuyordu.

"Bir şey olduğu yok güzelim, abim gelecek birazdan iş konuşacağız"

Karısının korkusunun farkındaydı, ama daha kendisi bile ne olduğunu bilmiyordu.

Araba durduğunda hızla inip eve ilerlediler. Kapıyı çaldıklarında ikisi de gergindi.

Merdanoğlu çalan telefonun açılmasını bekliyordu sabırsızlıkla.

Sonunda kulakları duymak istediği sese kavuştu.

"Sevgilim"

Yiğit Selim derin bir soluk verdi.

"Selim, orada mısın?"

Karısını daha fazla tedirgin etmek istemeyen adam konuştu.

"Buradayım yavrum. Nasılsın demek için aradım"

Hüma kıkırdadı.

"İyiyim hayatım. Sen nasılsın?"

"İyiyim güzelim. Birazdan eve geleceğim canın bir şey istiyor mu?"

Hüma biraz düşündü.

"Hayır hayatım istemiyor sen gel yeter"

"Tamam güzelim, birazdan evde olurum"

Merdanoğlu telefonu kapatıp Emire döndü.

"Ne demek oluyor lan bu?"

Emir başını iki yana salladı.

"Bilmiyorum abi. Kameraları inceleteceğim şimdi"

Yiğit Selim hızla şirketten çıkıp arabaya bindi. Hümayı endişelendirmek istemiyordu.

Bu olay çözülene kadar gözü kulağı kadında olmalıydı.

Arabayı hızla sürerken aklı bunu kimin yapabileceğine takılıp duruyordu.

Araba koca bahçeye girdiğinde aynı hızla arabadan inip eve girdi.

Salonda oturan Yasir ve Badede gezindi gözleri önce. Ardından bir diğer köşede oturan karısına baktı. Geldiğini fark etmemiş olacak ki hala Badeye bir şeyler anlatıyordu.

Yasir ayaklanıp adamın yanına geldi.

Hüma da adamın geldiğini fark edip kalktı.

Bir iki adımda adamın yanına gelip koluna dokundu

"Hoş geldin"

Merdanoğlu içinde ki savaşı kısa bir anlığına susturup karısına çevirdi bakışlarını

"Hoş buldum güzelim"

Yasire kaşlarıyla bahçeyi işaret edip tekrardan Hümaya baktı.

"Siz sohbetinize devam edin, bizim işle ilgili konuşacaklarımız var"

Hızla bahçeye çıkıp cebinden sigarasını çıkardı. Yasir hala olan bitenden bi haber olduğundan abisinin konuşmasını bekliyordu.

Merdanoğlu sigarasından aldığı üçüncü nefesten sonra ancak konuştu.

"Şirkete biri kargoyla bebek patiği göndermiş, altında da tehditvari not vardı"

Merdanoğlu başka bir şey dememişti.

"Ben de şirkete Emirin yanına geçeyim abi. Bir şey olursa ararız seni"

Yiğit Selim giden adamın ardından bir sigara daha yaktı. Aklına bin bir türlü şey geliyordu. Şimdiden olası her şeyi düşünmeliydi.

Bahçeye çıkan Hüma, uzaklara dalmış sigarasını içen adamın yanına yaklaştı.

"Selim"

Gelen sese doğru başını çeviren adam sigarasını küllükte söndürüp ayağa kalktı.

Kadına yaklaşmak istese de karısının sigara kokusuna olan hassasiyetini bildiğinden uzak kalmayı tercih etti.

"İçeriye geç güzelim, ben de üzerimi değiştirip inerim yanına"

İkisinin de yönü eve doğru dönmüştü. Bade Yasirle birlikte çıkmış eve gitmek istemişti. Ev tekrar bir saat önce ki sessizliğe bürünmüştü.

Adamın durgunluğu hayra alamet değildi.

Aradan geçen birkaç dakikanın ardından adam inmişti.

Merdanoğlu karısının yanına oturup kollarıyla sardı.

"Yemek yedin mi?"

Adam yukarı çıkarken ki ruh halinden arınmıştı.

"Yedim, sen aç mısın?"

"Değilim"

Merdanoğlu sehpanın üzerinde ki bilgisayarını alıp karısına döndü.

"Film izleyelim mi?"

Soru Hümanın beklemediği yerden gelmişti.

"İzleyelim"

Merdanoğlu karısının sorgu- sualinden kaçmak için bu yolu bulmuştu.

Karısı ne kadar sormasa o kadar iyiydi.

Film devam ederken Hüma çoktan kaptırmıştı kendini.

"Şu adamın yaptığına bakar mısın? Kız her şeyden vazgeçti onun için hala öldüreceğim kendimi diyor"

Yiğit Selim ise farklı düşünüyordu.

"Adam haklı. Herkes acıyarak bakıyor. Hem ne malum o kızın iki- üç gün sonra sıkıldım ben gideceğim demeyeceği?"

Hüma adamın bakış açısına şaşırdı.

Tam ağzını açacakken adamın çalan telefonu konuşmasına engel oldu.

Merdanoğlu telefonunu alıp bahçeye çıktı.

"Söyle Emir"

"Abi kameraların hepsine baktık. Şirkette aykırı bir durum yok. Zaten paket kargoyla gelmiş. Üzerinde ki adrese ve bilgilere de baktık hepsi sahte"

Adamın dişleri sıktıkça gıcırdıyordu.

"Tamam, o notta ki baş harflere benziyordu. Onu araştırın."

"Baktık şimdi ona da abi, daha önce bizimle iş yapan adamların ismiyle cismiyle uymuyor bir iki seçenek bulduk ama iyice sorduk soruşturduk onlarda değil"

Başını tek yöne eğip kıtlattı Merdanoğlu.

"Kim lan o zaman? Burnumuzun dibine kadar girmiş herif"

Belirsizlik herkesi geriyordu.

"Araştırıyoruz hala abi. Bir şeyler bulur bulmaz çökeriz ensesine"

Merdanoğlu daha fazla duymak istemediğinden telefonu kapattı.

Bahçede geçirdiği birkaç dakikanın ardından salona döndü. Hüma kocasının gelmesiyle kollarına sığınıp filmi tekrar başlattı.

Film bitmişti ama ikisi de hallerinden memnun bir şekilde oturmaya devam ediyorlardı.

Merdanoğlu sağ elini karısının karnında gezdirdi.

"Günden güne büyüyor"

Hüma da elini kocasının elinin üzerine koydu.

"Evet, hatta bir çok hareketimi kısıtlar oldu daha bu ufacık haliyle"

Hüma başını kaldırıp kocasına baktı.

"Bugün sende bir şeyler var, belli ki bazı şeyler yolunda değil. Anlat bana"

İşler rayına oturana kadar hiçbir şeyde bahsetmeme konusunda kararlıydı Merdanoğlu. Hatta mümkünse hiç bahsetmemeliydi.

"Yok yavrum, Yorgunum biraz. Düğündü, işti, güçtü derken dinlenemedim yorgunluk kaldı öyle üzerimde."

'Yemedik bu yalanı Hüma. Başka yalan bulsun'

Yemedik iç ses yemedikte, bu adam kendisi istemeden anlatır mı Allah aşkına?

Kendi içinde savaş veren adam karısının meraklı gözlerine baktı. anlatıp korkmasına izin veremezdi. Olay çözüldükten, bunu yapan herif geberdikten sonra çok isterse doğumdan sonra anlatırdı.

Şirkete gelen bebek patiğinin üzerinden geçen iki ayda bunu yapan adam bulunamamıştı. Merdanoğlu bulamamanın verdiği gerginliği üzerinden atamasa da adamın sessizliğinin sebebini de merak etmiyor değildi.

Sabah yine şirkete erken vakitte gelmişti. Telefonuna gelen bildirimle dikkatini verdiği işten çekip telefonu eline aldı.

Zaman hatırlatıcısı

Haftaya bugün 15:40 doğum uzmanına randevu

Haftaya bebeklerinin cinsiyeti için gideceklerdi. Her ne kadar Hümaya belli etmese de deli bir heyecan vardı Merdanoğlunda.

Belki öğrendiklerini öğreteceği, aynı yolda yürüyecek varisi bir erkek evlat.

Belki de annesi gibi nazlı mı nazlı Merdanoğlu kanını taşıyacak tek kız evlat.

İkisi de kanı, canı olacaktı.

Kendisi bunları düşünürken elinde ki telefon çaldı.

'Bilinmeyen Numara'

"Alo"

Karşıdan önce bir hışırtı sesinin ardından sert tonda bir erkek sesi duyuldu.

"Arayı fazla açtık Merdanoğlu, bu kadar sessizlik yeter"

Genel rahat tavrını sürdürdü Merdanoğlu

"Arayacak cesareti ancak topladın demek ki"

Telefonun öbür ucundan kahkaha sesi yükseldi.

"Yarın sabah göndereceğim adreste hesaplaşalım diyorum. Ha bu arada tek gelmene gerek yok. Emir ve Yasir de gelsin. Misafir severim ben"

Merdanoğlu soğuk, kısa bi kahkaha attı.

"Ulan madem bu kadar korkun var ne diye bana bulaştın? Tamam senin dediğin yer olsun yarın sabah bitsin bu iş"

Kapanan telefonu bir tur elinde çevirip masaya bıraktı.

"İki gram ağız tadımız var ya zehir edin anasını satayım"

Ceketini aldığı gibi çıktı odadan.

Eve giren araba sesini duyar duymaz kapıya ilerledi Hüma. Dördüncü ayına giren bebeğiyle zar zor ilerliyordu tabi o da ayrıydı.

Kapıyı açtığında karşısında ki adamı süzdü. Her zaman ki gibiydi. İşler yoğun olduğunda sabah özenle yaptığı saçları dağılmış bir vaziyette gelirdi eve, gömleğinin kolları onu ilk gördüğü andan beri dirseklerine kadar hep katlı olurdu.

Adamın manzarası da ayrı güzeldi tabii. karısının giydiği bej triko elbise büyüyen karnını sarmış tatlı tatlı duruyordu karşısında

"Biraz daha kalmak isterdim böyle ama esiyor biraz, üşütürsün yavrum"

Hüma kendisine gelip adama sarıldı.

Birlikte salona geçtiklerinde Sevda hanım yeni yeni kuruyordu sofrayı.

"Emir ve Yasirleri de çağırdım. Birlikte yeriz"

Hüma başıyla kocasını onaylayıp yanına oturdu.

"Fazla yormuşsun bugün kendini. Öyle gece yarılarına kadar çalışma odasında kalmak yok. Erken uyuyacağız bugün tamam mı?"

Kendisine ilgiyle yaklaşan kadına şefkatle baktı Merdanoğlu.

"Tamam yavrum, uyutursun koynunda"

Hüma ağzını açacaktı ki salonun girişinde Emir belirdi.

"En sevdiğim telefon 'akşam yemeğe gel' diye arandığım telefondur. Çok şükür bugün de aldık o telefonu"

Yasir yanında ki adama hayretle baktı.

"Lan daha dün bizdeydin, hatta ondan önceki ve ondan önce ki bir ay daha"

Emir Badeye döndü.

"Sen şu adamla ilgilenirsin badem şekeri ben çekemiyorum"

Yasir bir adım daha atıp dişlerinin arasından konuştu

"Karıma bir daha badem şekeri deme demedim mi lan ben?"

Emir ise sırıtmaya devam ediyordu. Yapmacık bi sesle konuştu

"ay pardon o sizin aranızda özel bi iltifat mıydı yoksa? Bak şimdi üzüldüm sana çakal Yasir"

Olay daha büyüyecekken Merdanoğlu öksürdü.

"Bitti mi kavganız?"

İki adam da kendini düzeltip masada ki yerlerine oturdu. yemek keyifle yenmiş, şimdi de bahçede sohbete devam ediliyordu. Sevda hanım bahçe kapısına gelip konuşan gençlere baktı.

"Ben çıkıyorum. Size iyi geceler"

Hüma ayaklanacakken Bade kolundan tutarak kaldırdı. Yaşlı kadın kalkma dese de Hüma Badenin yardımıyla kapıya kadar eşlik etti kadına.

Giden kadınların arkasından Merdanoğlu karşısında ki adamlara baktı.

"Şirkete kargo gönderen herif aradı, yarın sabah bi konum atacakmış oraya gelin dedi. Hepiniz hazırlıklı olun"

İki adam da kendisini onaylayınca asıl mevzuya geldi.

"Bi karar aldım"

Meraklı gözler kendisine çevrildiğinde aklından geçenleri anlattı.

Ayaklandığında Yasirin omuzuna elini yasladı.

"Badeye eve geçince söylersin. Ben de birazdan Hümayla konuşacağım. Bizim hayatımız böyle işte koçum. Adam gibi sevdalanmana bile izin vermezler"

Yasir ve Emir de ayaklandığında salona geçtiler.

"Müsaadenle biz kalkalım artık abi. Yarın çok iş var malum"

Kapıdan neşeyle giren iki adamın da yüzü sirke satıyordu.

"Neyin var aşkım? Geldiğimizde keyfin yerindeydi"

Yasir karısının avuç içini öptü

"Yorgunum sadece badem şekeri. Eve gidelim o güzel kokunla uyursam kalmaz bir şeyim"

Yatak odasında saçlarını bağlayan Hüma eline aldığı geceliğin altını giydi, üstü de başından geçirecekken kocası durdurdu. Eğilip çıplak karnını öptü, öptü, öptü. Sanki öptükçe hissediyordu bebeğini

Elinde ki geceliği karısının başından geçirip giydirdi, saçlarını askılı tişörtün içerisinden çıkarıp kokladı, boynunu öpüp karısının gözlerine baktı. mavi gözler parıl parıldı.

Kendisine bakan parlak mavi gözlere bakışlarını kilitleyip konuştu.

"Yarın sabah buradan gideceksiniz"

Kestiiikkk🎬
Ee ne diyorsunuz, nasıldı bölüm? Neler olacak sizce? Merdanoğlu niye ve nereye gönderiyor Hüma'yı?👀

Loading...
0%