Yeni Üyelik
2.
Bölüm

2.BÖLÜM “MİSAFİR”

@sedbus

Keyifli okumalar 👀

Bildirim ve duyurular için profilimi takip etmeyi unutmayın ❤️

Satır arası yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum 💫
________________________________

Bu adam ne dediğinin farkında mıydı?

"B-ben"

"Seni gebertmeden çabuk ol"

Hüma omzunda ki çantasını bırakıp adamlara yaklaştı.

"Ne zamandır bu haldeler"

İlyas konuya girdi.

"Yarım saat oluyor. Yalnızca tampon yaptık"

Koltuğa oturmuş sigarasını içen adama baktı Hüma

"Burada hiçbir şey yapamam. Hiçbir tıbbi malzeme yok"

Yiğit Selim sigarasından bir nefes daha alıp sırtını koltuğa yasladı.

Hüma adamın rahat tavrına karşı sinirlendi.

"Senin bu adamları iyileştirmeye niyetin yok anlaşılan. O zaman benim de burada durmama gerek kalmadı"

Hümanın iç sesi devreye girdi.

'cidden seni kaçırtıp, üstüne ölümle tehdit eden adama posta mı koydun Hüma?'

Hüma ayaklanıp çantasını aldı. Adamdan hala ses yoktu. Arkasını dönüp bir iki adım atmıştı ki arkasından duyduğu iki el silah sesiyle yerinden kımıldayamadı.

Adım sesleriyle adamın geldiğini anladı. Sol kulağına eğilen Merdanoğlu kısık ve dişlerinin arasından konuştu.

"üçüncü kurşun beynini deler geçer Doktor. O zaman seni kimse kurtarmaz. Bu adamları yaşatmaya mecbursun! biri dahi ölmeyecek"

Biliyordu genç kız. Biri bile ölse kendisi de onunla birlikte toprağın altına girerdi.

İlyasa dönüp bağırdı Yiğit Selim

"Yukarıdan Doktora lazım olacak zırzavatları getir"

Yukarıya çıkan adamın ardından salona tekrar döndü.

Titreyen elleriyle adamların gömleklerini yırtıp yaralarına baktı. Gelen malzemelere baktı. Hastane mi soymuştu bu adamlar?

Eline aldığı serumlarla iki adama damar yolu açtı.

"Bir Doktor daha kaçırsaydınız keşke ikisiyle aynı anda uğraşmak zor olacak"

Ama kime söylüyordu ki?

Hem burası steril bir ortam bile değildi.

"Burada hiçbir şey yapamam. Ortam steril değil."

İki adam gelip yere şeffaf muşamba serdi. Onlara göre şimdi steril ortam sağlanmıştı. Yaralı iki adamı yere yatırıp geri çekildiler.

aradan geçen saatlerin ardından sabahın ilk ışıkları evin salonuna dolmaya başladı. Böyle bir ortamda elinden geleni yapmıştı. Yeterli miydi bilmiyordu.

"Kurşunları çıkardım, ağrı kesici de verdim birkaç şimdilik riskli bir durum görünmüyor. Geçen yarım saatte yapılan tampon kan kaybını önlemiş Uyandıkları zaman aksi bir durum olursa legal yollardan Doktora gösterirsiniz"

Merdanoğlu kıza hiçbir şey söylemeden İlyas'a baktı.

"Doktoru odaya çıkarın."

Kendisi ile ilgili konuşuluyordu ama kendisiyle konuşulmuyordu.

"Odaya falan çıkmak istemiyorum. Dediğinizi yaptım. Evime gitmek istiyorum"

İlyas kızın yanına gelip kolunu tuttu.

Kolunu sıkı tutan elden kurtulmaya çalıştı Hüma.

"Tamam bırak dokunma, çıkacağım"

Bakışlarını tekrar Merdanoğluna çevirdi.

"iyileştir dedin yaptım. Şimdi ne demeye tutuyorsun beni?"

Merdanoğlu karşısında ki kadının gözlerine baktı.

"Kaç saattir uğraştın Doktor. Yorulmuşsundur. Bizde misafire saygısızlık edilmez. Hem adamlar daha uyanmadı. İyi oldukları kesinleşsin senin eve gitme işine bakarız."

Hiçbir şey demeden kendisini bekleyen İlyas'a doğru yürüdü.

Odanın önünde durup arkasında ki adama baktı.

"Odanın anahtarını verir misiniz?"

"Hayırdır Doktor hanım. Ne yapacaksınız anahtarı?"

Hüma derin iç çekip konuştu.

"Gördüğün gibi ben kapalı biriyim uyurken başörtümü çıkaracağım. Paldır küldür odaya dalıp beni o halde görmenizi istemiyorum. Şimdi ver anahtarı"

İlyas cebinden çıkardığı anahtarı kadına uzattı. Hüma adamın bu kadar çabuk ikna olmasına şaşırdı.

Odaya girip kapıyı kilitledi. Odada pencere yoktu. Bu demekti ki kaçamayacaktı. Odada yalnızca çift kişilik bir yatak, giyinme dolabı ve banyo vardı.

Yorgundu ama uyurken başına bir şey gelmeyeceğinden emin değildi.

Kapıyı bir kez daha kilitleyip yatağın üzerine oturdu.

Uykusu gelmesine rağmen uyumak istemiyordu, uyurken öldürülme ihtimali vardı.

Bir an şalını çıkarmayı düşünse de vazgeçti. Yatağa uzanıp sağına döndü. 2 gün nöbetten dolayı dün akşam da kaçırılmasından dolayı uyuyamamıştı. Biraz gözlerini dinlendirmesinden zarar gelmezdi.

Emir ve Yasir hala yerde yatıyor, Merdanoğlu bir an olsun oturduğu koltuktan kalkmamış gözleri yerde yatan iki kardeşindeydi. Merdivenlerden inen İlyasla bakışlarını onda sabitledi.

"Abi müsaade edersen bir şey söylemek istiyorum"

Merdanoğlu sıkılmıştı.

"Söyle aslanım"

"Abi işine karışmam, sen ne dersen doğrudur. Ama Doktoru gerçekten gönderecek miyiz? Ya polise giderse?"

Adam boynunu sağa sola yatırıp karşısında ki gence baktı.

"Oradan bakınca salak birine mi benziyorum İlyas?"

Genç adam telaşlandı.

"Yok abi estağfurullah. Öyle demek istemedim"

Adamın daha devam edeceğini anlayan Merdanoğlu elini kaldırarak susturdu.

"Doktor daha misafirimiz olacak. Kaçamayacağını biliyoruz. Gözünüzü bir dakika bile ayırmayın. Arada çık odasına kontrol et. Abilerin uyansın. Duruma bakacağız. Gerekirse gördüklerini unutturacağız"

Kaçmayacağını biliyoruz derken alttan alta tehdit ediyordu Merdanoğlu.

"Tamamdır abi. Odası temiz uyumak dışında yapabileceği bir şey yok. Boşalttık odayı."

Merdanoğlu başını hafifçe salladı.

"Abi bir şey daha var"

Derin nefes aldı genç adam. Başında ki dert tasa bitmiyordu.

"Kıvranma söyle o zaman İlyas!"

"İstediğin adamı da, yancılarını da bulduk abi. Şirketin alt katında ki depodalar"

Ayağa kalkıp merdivene yöneldi genç adam.

Bir yandan yürüyüp bir yandan da konuştu.

"Birazdan Sevda teyze gelir. O gelmeden ortalığı temizleyin."

Merdivenleri çıkıp Genç kızın olduğu odanın kapısının önünde durdu. Kapıya yaklaşıp içeriden ses gelip gelmediğine baktı. Ses yoktu.

Önce çalışma odasına gidip masasının üstünde ki kağıdı eline aldı. Doktorla ilgili bilgileri istemişti.

Hüma ERDEM

1997/İSTANBUL

Cerrahpaşa/TIP mezunu

ve gereksiz gördüğü birkaç bilgi daha

Çalışma odasından çıkıp kendi odasına girip direkt banyoya ilerledi. Kısa bir duşun altından üzerini değiştirip, beline silahını yerleştirdi. Merdivenlerden indiği sırada tekrar Hümanın kaldığı odaya göz ucuyla baktı.

Mutfaktan gelen sesler Sevda teyzenin geldiğini belli ediyordu.

"Günaydın Sevda hanım"

Sevda hanım gelen genç adama baktı. Öncesinde bu adamın anne-babasına çalışırken şimdi de oğullarına çalışıyordu.

"Günaydın oğlum. Gel kahvaltını hazırladım."

"Yok sevda teyze kahvaltı yapmayacağım. Çıkmam lazım"

Sevda hanım eline aldığı peçeteye bir dilim börek sardı.

"Olmaz öyle şey al bakalım ye bunu. Hem Yasirle Emir nerede? Çok sever onlar bu böreği"

Merdanoğlu elinde ki böreği masaya bırakıp kadına döndü.

"Onların işi vardı çıktılar."

Arkasından kendisiyle gelen kadınla kapıya geldi ceketini giydiği sırada yaşlı kadına baktı.

"Evde misafirimiz var Sevda teyze, birazdan uyanır, uyanmazsa da sen yarım saat sonra uyandır bir şeyler yesin"

Merdanoğlunun bir de o kızla uğraşacak takati yoktu.

Sevda hanım kapıdan çıkıp giden adamın ardından şaşkın şaşkın baktı. Bu eve misafir çağırmazdı Merdanoğlu.

kimdi bu misafir?

Alalım bakalım bölüm ve kitap hakkında ki düşüncelerinizi🌿

Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere ✨

Loading...
0%