@sedbus
|
Yeni bölümle hepinize merhaba✨ Satır arası yorumlarınızı ve votelerinizi bekliyorum 💫 Keyifli okumalar ❤️ _____________________ Hüma gözlerini dinlendirmek maksadıyla uzandığı yataktan 3 saat uyumuş bir şekilde açtı gözlerini. Kol saatine bakınca saatin henüz sabah 09.00 olduğunu gördü. Karnı acıkmış ve susamıştı ama ne yapacağını bilmiyordu. Odanın köşesinde duran çantasına görmesiyle hızla çantasının yanına gitti. Üstü başı kan olduğundan çantasından kıyafetlerini çıkardı. Nerdeyse nöbete kaldığına şükredecekti. Çantasında telefon, kimlik hiçbir şeyi yoktu. Üzerini değiştirip Şalını düzeltti. Kapının kilidini açıp etrafına baktı. Görünürde kimse yoktu. Merdivenlerden inip salona baktı. Sabah kan revan içerisinde olan salondan eser yoktu. Yerde yatan adamlar da yoktu. Salona boş boş baktığı sırada arkasından duyduğu ayak sesiyle kafasını çevirdi. Takım elbiseli adamlardan birini bekleyen genç kız karşısında gördüğü yaşlı kadınla şaşırdı. Tek şaşıran Hüma değildi. Sevda hanım da karşısına gördüğü kızla şaşırdı. Merdanoğlunun kast ettiği misafir bu kız olmalıydı. "Günaydın kızım" "Günaydın" Sevda hanım etrafa tuhaf tuhaf bakan kıza biraz daha yaklaştı. "Gel güzel kızım kahvaltı hazırladım. Ben de seni uyandırmaya gelecektim. Yiğit oğlum söylemişti" Hüma karşısında ki kadına baktı. Ona söylese yardım eder miydi? Kadının peşinden masaya geçip oturdu. "Adın ne güzel kızım?" Hüma ağzına aldığı lokmayı bitirip konuştu. "Hüma" "Kaç yaşındasın" "25" "Ne iş yapıyorsun?" "Doktorum" Soru yağmuru bitti sanarken Sevda hanımın sorduğu soruyla içtiği çayı püskürttü Hüma "Yiğit oğlumla ne zamandır sevgilisiniz?" Öksürmesini zar zor dizginleyip kadına baktı. "Kimsenin sevgilisi değilim ben!" Sevda hanımın uzattığı suyu içti. Anlaşılan yaşlı kadının olan bitenden haberi yoktu. Hem Yiğit Kimdi? "Kusura bakma kızım ben Yiğit oğlum misafir var diyince e buraya da öyle misafir çağırmaz. Seni sevgilisi sandım" Kahvaltı boyunca kadınla konuşmuş merak ettiklerini sormuştu. Yiğit Selim Merdanoğlu... Kendisini kaçıran adamın adını öğrenmişti. Başta yaşlı kadının o adamın annesi olduğunu düşünse de durum farklıydı. Yaşlı kadın uzun yıllardır Merdanoğullarına çalışıyordu. Sevda teyze Merdanoğlunun kardeşi gibi sevdiği iki adamdan da bahsetmişti. Emir ve Yasir... Ama Hüma onların Kim olduğunu anlamamıştı. Çünkü bu evde bir çok adam vardı. Kahvaltının ardından ortalarda çok görünmek istemese de yaşlı kadının ısrarı üzerine sabah saatlerine kadar korkuyla karışık ter döktüğü salonda kahve içmeye başladı. Merdanoğlu kardeşlerini vuran adamı önce temiz dövüp ardından gözünün yaşına bakmadan öldürmüştü. Ellerini yıkayıp, cebinden telefonunu çıkardı. Evin korunmasıyla sorumlu olan adamlardan birini aradı. "Abilerin uyandı mı?" "Şimdi kontrol ettik abi, yavaş yavaş kendilerine geliyorlar" "Eve geliyorum. Sen de doktoru da al Emirin eve geç" Telefonu kapatıp arabaya bindi. "Emirin eve sür!" Kahveler içilmiş sohbet öyle böyle edilmişti. Ama Sevda hanım hala bu kızın neden bu evde olduğunu anlayamamıştı. Eve giren adamla gülümsedi Sevda hanım. "Bir şey mi oldu oğlum?" "Yok Sevda ana. Doktor hanımla az bi' işimiz var" Hüma korkarak adama baktı. Onunla ne gibi bir işi olabilirdi ki? Ayağa kalkıp adamın önüne geçti. "Ne işi?" "Bir arkadaş hastalandı da Doktor hanım bi' bakarsanız seviniriz" Adamın bakışlarından ne olduğunu anlayıp başıyla onayladı. "Kim hastalandı oğlum?" Sevda hanım da endişelenmişti. "Buradan biri değil Sevda ana. Başka bir arkadaş" Hüma ilerleyen adamı takip etti. Evin dışına çıkıp arabaya bindiler. Arabayla gidilen 5 dakikanın ardından araba durdu. Çok uzaklaşmamışlardı. Dün akşam gördüğü evden biraz daha küçük bir eve gelmişlerdi. İçeriye girip üst kata çıktılar. Girdiği odada yatakta yatan adama baktı. Demek ki adamları bu eve getirmişlerdi. "Yasir abim de diğer odada Doktor, Önce Emir abime bak sonra diğer odaya geçeriz" Yattığı yerde inleyen adama yaklaştı Hüma. Yarasını kontrol edip bir ağrı kesici yaptı. Emir yavaş yavaş kendine gelip elini refleks olarak vurulduğu yere götürdü. Kapının açılmasıyla Merdanoğlu içeriye girdi. İçeriye giren abisini görünce doğrulmak istedi Emir. Hüma duruma müdahale edip uzanmasını sağladı. "Ani hareketler yapma! Dikişler açılabilir" Merdanoğlu yatağa yaklaşıp adama baktı "İyi misin aslanım?" "İyiyim abi sağ ol. Toplarım 3 güne" Hafifçe güldü Merdanoğlu. Hüma adamın ilk defa mimik oynatmasına şaşırmıştı. "Eyvallah, bir daha bu yaptığını yapıp postu deldirme uğraştırma beni." "Bir daha olsa bir daha yaparım abi, biliyorsun Genç kız neyden bahsedildiğini anlamıyordu. Ayaklanıp kapıya yöneldi. "Nereye Doktor?" Merdanoğlunun sesini duyunca olduğu yerde durdu Hüma. "Diğer yaralıya bakacağım" Merdanoğlu da kalkıp kızla beraber çıktı odadan. Yasirin kaldığı odaya geldiklerinde onun çoktan uyandığını gördüler. Hüma onunda yarasına bakıp ağrı kesici yaptı. Genç adam da aynı konuşmayı Yasire yapıp çıktı. Merdivenlerden inecekken önüne gelen küçük bedenle durdu. "Kardeşlerin uyandı. İkisi de iyi. Gitmek istiyorum artık" Yiğit Selim karşısında ki kızın mavi gözlerine bakıp konuştu. "Eve geçelim konuşuruz." Sanki her şey normaldi de hasta ziyareti yapıp eve döneceklerdi. 'Ne diyorsun Hüma? Adam seni öldürecek.' dedi iç sesi. Haklıydı. Hiçbir şey demeden adamın önünden merdivenleri indi. Kapının önünde ki siyah arabaya bindiler. Hüma karşı koltuğunda oturan adama baktı. Elinde ki telefonda bir şeylere bakıyordu. Bu sayede adamı daha rahat inceledi. Geniş omuzlu uzun bir adamdı. Gerçi Dünya üzerinde ki bir çok insan Hümadan uzundu. Karşısında ki adam 180 üstüydü o kesindi. Kahverengi gözleri, kolları katlı beyaz gömleği, gördüğü ilk andan beri özenli duran saçları. Ve rahatlığından ödün vermeyen oturuşu. "Çok beğendin herhalde Hüma hanım" Hüma adama bakıp gözlerini devirdi. "Ne beğeneceğim seni be! Zorba" Kesinlikle dilinin ayarı yoktu. "Ne dedin?" Lafı çevir Hüma, lafı çevir. "Zor be dedim. Yani seni beğenmem zor be manasında" Merdanoğlu karşısında ki kadına baktı. Ciddi miydi bu kız? "Uslu dur Doktor. Benim canımı sıkma." Giderken 5 dakika süren yol, 1 saat gibi gelmişti. En sonunda duran arabadan hızla indi. Evin kapısında bekleyen Sevda teyzeyi görünce gülümsedi. Sevda hanım kendisine yaklaşan ikiliye baktı. Belli aralarında bir şey yoktu. Ama böyle bir geline de hayatta hayır demezdi. Eve giren Merdanoğlu adımlarını merdivene yönlendirdi. "Konuşacaktık!" diye bağırdı arkasından Hüma. "Gel" Komutu alır almaz adamın yavaş yavaş çıktığı merdivenleri koşarak çıktı Hüma. Akşama eğitimi vardı ve orada olmalıydı. Şimdi çıksa ancak valizini hazırlayıp yetişebilirdi. En üst katta merdivenin karşısında ki odaya giren adamın ardından odaya girdi. Anladığı kadarıyla Çalışma odasıydı. Ahşap masa, taht sayılabilecek koltuk ve masanın arka duvarını kaplayan kitaplık. Bu ihtişamlı hayatı tek bir şey açılıyordu. Bu adam kesinlikle Paşa soyundan geliyordu. Yiğit Selim koltuğuna oturup karşısında ki kıza baktı. "Otur Doktor" Masanın diğer tarafında ki koltuklardan birine oturdu genç kız. "Evet Doktor. Dinliyorum" Hüma sabır çekti. Kaç kere aynı şeyi söylemişti. Ama adam sanki hiç duymamış gibiydi. "Gitmek istiyorum artık. Hem arkadaşlarım bana ulaşamayınca panik yapmıştır. Bu akşam da bir eğitime gitmem lazım. Bırakın artık beni" Merdanoğlu derin nefes alıp boynunu kütletti. "Bitti mi?" "Bitmedi!" Diyerek ayağa kalktı Hüma. Masanın üzerinde ki şaha kalkmış at biblosunu alıp duvara fırlattı. "Sana beni bırak diyorum Allahın cezası" Merdanoğlu da ayaklanmış kızın karşısında duruyordu. Sağ eliyle kızın çenesini kavrayıp sıktı. "O duvara fırlattığın biblo gibi parçalara ayırırım seni Hüma!" Adamın kavradığı çenesi ağrıdan sızlıyordu. "Bırak beni" Dedi zar zor genç kız. Elini kızın çenesinden çekip biraz daha yaklaştı kıza. "Bir daha bana bağır! Bağır bakalım ne oluyor Hüma hanım." Bir iki adım geriye çekildi genç kız "Tamam. Özür dilerim. Bırak artık beni" Suyuna gitmekte fayda vardı. Sesini biraz daha kıstı genç kız "Söz veriyorum kimseye bir şey demeyeceğim." Merdanoğlu sinsice gülümsedi. "Gördüklerini unutman gerekecek Doktor." Suyuna gitmek işe yarıyordu. "Unuttum, unuttum bile. Gitmeme izin ver artık Selim" Merdanoğlu belinde ki silahı çıkardı ardından emniyetini açıp kıza doğrulttu. "Gördüklerini ancak ölünce unutacağını ikimiz de biliyoruz Doktor" Hüma bir kendisine doğrultulan silaha bir de Merdanoğluna baktı. Baştan beri tehdit edildiği üçüncü kurşun demek ki şimdi delip geçecekti kendisini. Nasıl buldunuz bölümü? 👀 Bir sonra ki bölümde görüşmek üzere 🌿 |
0% |