@sedbus
|
Vote ve yorumlarınızı bekliyorum 🌊 Keyifli okumalar ♥️ ___________________ Sabah erken kalkan Merdanoğlu dün gecenin sinirini taşıyordu. Kızın odasına gelmesi ayrı sinirlendirmiş, gelme sebebi ayrı sinirlendirmişti. Telefonunu çıkarıp İlyası aradı "Doktorun evine git. Kıyafet, kişisel eşya neyi varsa topla getir" ardından telefonu kapattı. Görünürde yoktu. İndiği merdivenleri tekrar çıkıp kızın kapısının önünde durdu. kapıyı birkaç defa tıklatmasının ardından içeriden kızın sesi duyuldu. "Kim o?" "Aç" Kapının kilidi iki defa dönüp açıldı. "Niye geldin sabah sabah?" "Birazdan eşyalarını getirirler. Hazırlan" Hüma nereye gideceklerini sormadı. Akşam yemeğine çıkacak halleri yoktu. Hiçbir şey demeden kapıyı kapatıp tekrar kilitledi. Derin bir nefes daha alıp sabır çekti Merdanoğlu. Kızla karşılaştıkları ilk andan beri kaçıncı sabırdı bilmiyordu. Tekrar kapının çalmasıyla ayaklandı genç kız, evin asıl kapısı bile bu kadar çalmıyordu. Karşısında küçük valiziyle duran adama baktı. "Yiğit abim gönderdi Doktor. Eşyaların" Hüma adamın elinden valizi alıp odaya geçti. Temiz kıyafetlerini görünce mutlu olmuştu. Odasında bulunan banyoya ilerleyip kısa duş aldı, ardından giyinip salona indi. Selimle konuşacakları vardı. Kahvaltı masasında yavaş yavaş kahvaltısını yapan adama baktı. "Kahvaltını yap. Çıkacağız." Adamın tam karşısına oturdu. Tabağına aldığı birkaç şeyi yemeye çalışırken artık konuya girmesi gerektiğinin farkındaydı. "Seninle bir şey konuşmak istiyorum" Merdanoğlu hiçbir şey demeden yalnızca kıza baktı. "Teklifini kabul ediyorum. Ama şartım olacak" hala konuşmayan adam, şartları bekliyordu. "Kayaya bir şey yapmayacaksın. Ondan sevgilin, aşığın diye bahsetmeni de istemiyorum" Merdanoğlu kızın gözlerine daha derin baktı. Ama bir kurnazlık, bir oyun göremedi. Başıyla onayladı. "İstifamı da hazırlayıp hastaneye götürmem lazım. Öyle hop kaçırdım bitti gitti olmuyor." "Oldu Doktor. Başka isteğin varsa söyle. Çekinme" Genç adam kaşlarını çattı. Hüma gelecek olan fırtınayı biliyordu. Adam konuşmasına devam etmeden o konuştu. "Seninle gidelim, yok gelemem dersen de sen kimi dersen onunla giderim. Yemin ederim oyun falan yok. Bunu yapmama izin ver" "Arabada bekliyorum" Hüma bu sözden adamın kabul ettiği düşünerek hızla kabanını giyip adamın arkasından çıktı. Arabaya bindiğinde karşı koltuğunda ki kalem ve kağıda baktı. Selim konuşmuyordu ama izin verdiğini buradan daha iyi anlamıştı. Eline aldığı kalemle bir şeyler yazıp. İstifasını hazırladı. İstemeye istemeye işinden de olmuştu. Arabanın durmasıyla çevresine baktı. Burası Emirin eviydi. Arabadan inip Selimi takip etti. Evin salonuna girdiklerinde daha 2 gün önce yerde kanlar içinde yatan adamların salonda maç izlediklerini gördü. "Keyfiniz yerinde herhalde koçum" Abilerinin sesini duyan genç adamlar ayaklandı. "Estağfurullah abi hoş geldin" Yasir durumu toparlayıp abisinin oturmasını bekledi. Kapının önünde duran kıza baktı iki genç adam. "Siz de buyurun Doktor hanım, ayakta kalmayın" Hüma bakışlarını Merdanoğlunun gözlerine çevirdi. Genç adam başıyla geç işareti yapınca oturdu. "Size de teşekkür etmemiz lazımdı. Hayatımızı kurtarmışsınız." Yasir de Hümaya bakıp konuştu. "Emir haklı Doktor hanım. Sağ olun" Hüma yalnızca başını sallayıp ayağa kalktı. "Şu koltuklara uzanın dikişlerinize bakayım" İki adamda abilerinden onay alıp koltuğa geçti. Hüma bir yandan dikişlere bakıp bir yandan da konuşuyordu. "İyi görünüyor bir iki güne dikişleri alabiliriz. Bu aralar zorlamayın yeter" Kızın işinin bittiğini anlayan Merdanoğlu ayağa kalktı. "Birkaç gün daha yatın. Sonrasında bu yatmaların acısını çıkarırım sizden" Hüma da ayaklanan adamın arkasından ilerledi. Arabaya binip gelip geçen yolu seyretti Hüma. Yol yavaş yavaş tanıdık hale gelmeye başlayınca hastaneye yaklaştıklarını anlamıştı. Eline aldığı istifa dilekçesine son kez baktı. Selimin bu isteğini geri çevirmemesi onu mutlu etmişti. "Yalnızca dilekçeyi verip çıkacağız Hüma. Kimseyle konuşmak, selam vermek yok. Tek bir yanlış harekette ne senin ne o Doktor Kayanın gözünün yaşına bakmam" "Tamam" diyebildi genç kız. Çünkü zaten bunları biliyordu. Arabanın kapısı açıldı. Hüma dönüp yanında ki adama baktı ve ardından indi. Kimseye bakmadan hızlıca ilerledi. Selimin yanında olması onu geriyordu. Başhekimin odasının önünde bulunan sekreterlik masasına geldi. Sekreter kız kendisini tanıyordu. "Hoş geldiniz Hüma hanım. Ben de bugün sizi arayacaktım. 2 gündür ulaşamıyoruz size." "Acelem var Yasemin, bu dilekçeyi baş hekime verirsin" daha fazla diyalog olmaması için yanında ki adama döndü "Gidelim" Çünkü durdukça daha kötü oluyordu. Hastanenin çıkış kapısının önüne geldiklerinde arkadan kendisine seslenen adama dönecekken Merdanoğlu elini kızın beline yerleştirip kendisine çekti. "Sakın döneyim deme! Şimdi hızlıca arabaya geç" Ama arkalarında ki ses durmuyordu. Kaya kaç gündür kızı aramış cevap alamayınca evine bile gitmişti ama kimse yoktu. 2 gündür aradığı kız şimdi karşısındaydı. Ona seslenmesine rağmen dönüp bakmamıştı. Arabaya bindiğinde derin nefes verdi Hüma. Yanında ki adamın sinirli olduğu belliydi. En iyisi susmaktı. Arabadan geçen birkaç dakikanın ardından şoför koltuğunda ki adam konuştu. "Abi, arkada bi araba var hastaneden beri peşimizde." "Emin misin?" Merdanoğlu düşündüğü şeyin olduğuna elbette ki emindi. "Eminim abi, yolun buradan sonrasında senin mülkler başlıyor. Peşimize düşmeyen adamın burada işi ne?" Hüma kafasını çevirip arkaya baktı. "Kaya" Merdanoğlu kızın ağzından çıkan isimle kaşlarını daha da çattı. "Hay ben böyle işin! Bi Kayamız eksikti. Hızlan!" Araba daha da hızlanmış Merdanoğlu malikanesinin bahçesine hızla girdi. Merdanoğlu yanında ki kızın beline elini geçirip yürümeye başladı. Hüma hızlı yürüyen adama zar zor yetişiyordu. Kapıda ki İlyasa baktı Merdanoğlu "Birazdan bi adam gelecek alın onu içeriye" Hüma Selimin aklından geçenleri anlayamıyordu. Eve girdiklerinde odasına çıkıp olaylar dinene kadar kaybolmak istiyordu. Ama belinde ki el buna müsaade etmiyordu. Salona geçip ikili koltuğa yan yana oturdular. Hüma sinirden deliren adama baktı. "Selim, yemin ederim benim bi suçum yok. Gördün ben kimseyle konuşmadım bile. Yanımdaydın" Selimin tersine gelmek istemiyordu. Kendisine oyun oynadığı düşünürse onu yaşatmazdı. "Biliyorum" dedi Merdanoğlu. Kapı sesiyle arkasına yaslandı genç adam. İlyas yanında Kayayla salona girdi. "Abi bu beyefendi Doktor hanımla görüşmek istedi" Hüma üç adamda da gözlerini gezdirdi. "Hayırdır, Ne görüşeceksin?" Kaya gelen soruyu cevaplamadan Hümaya döndü. "Kalk gidelim Hüma. Seni almaya geldim" Merdanoğlu kendisini görmezden gelen adama baktı. "Gelemez aslanım." Kaya dayanamayıp Merdanoğluna döndü "O nedenmiş lan!" İlyas aksi bir durum için tetikte bekliyordu. "İzin vermiyorum da ondan" Kaya karşısında ki adamın rahatlığıyla daha da gerildi. "Kim olarak?" Merdanoğlu İlyasa bakıp konuştu. "Beyefendinin gitme vakti geldi. Hastaları vardır. Hizmet beklemez. Kapıya kadar geçir" Kayanın gitmeye hiç niyeti yoktu. "Hümayı burda bırakmam. Hadi şimdi gönderdin diyelim. Bir daha gelmeyecek miyim sanıyorsun?" İlyasın adamın kollarından tutup götürmesiyle konu kapanmıştı. En azından şimdilik. Hüma gözlerini kapatıp başını koltuğun arkasına yasladı. Gözlerini açıp karşısında kendisine bakan adama baktı bir süre. Yakışıklı adamdı Merdanoğlu. Heybeti ve gücüne diyecek yoktu. İnkar etmiyordu Hüma. Adamdan etkilenmişti. Ama adamın siniri karşısında etkilenmiş olmasının bir önemi yoktu. Adamın bir bakışı bile bazen olacakların fragmanıydı. Sırf siniriyle karşılaşmamak için Kayanın yanında susmuştu. Bir süre daha adamla bakıştı. Bakışlarını çeken Merdanoğlu olmuştu. Kıza bakıyordu ama düşündüğü şey daha başkaydı. Doktor Kayanın durmayacağını biliyordu. Telefonunu çıkarıp Yasiri aradı. "Emiri da al gel" Hüma oturduğu yerden kalınca soru sorar gibi bakan adamı yanıtladı "Odaya çıkıyorum" Sabahtan beri genç kızın kendisiyle inatlaşmamasına şaşırıyordu genç adam. Hüma yavaş adımlarla merdivenleri çıkıp odaya girdi. Yorulmuştu. Yaşadıkları yormuştu. Elini yüzünü yıkayıp yatağa uzandı. Merdanoğlu salonda kardeş dediği adamlarla oturmuş bugün olan durumu anlatmıştı. "Anlayacağınız herif durmayacak. Sabaha kalmaz Polisle dayanır kapıya" Emir aklına gelen ilk şeyi söyledi "Sıkalım kafasına" Olumsuzca salladı kafasını Merdanoğlu. "Hümayla anlaşma yaptık. O burada bize çalışacak ben de o şerefsize dokunmayacağım" Yasir, abisine inanmaz gözlerle baktı. "Abi, Doktor hanımı her halükarda tutarız burda. Ne anlaşması? Sıkalım kafaya bitsin" Merdanoğlu ayağa kalkıp cüzdanından iki kimlik çıkardı. Onun hamlesi Kayanın "kim olarak?" lafından sonra çoktan hazırdı. Hüma Erdem. Yiğit Selim Merdanoğlu. Kimlikleri Yasire fırlatıp konuştu. "Öğleden sonraya nikah ayarlayın. İmamı da unutmayın" Ve bomba yerde bölüm biter👀 Alalım bakalım bölüm hakkında ki görüşlerinizi🌿 |
0% |