Yeni Üyelik
10.
Bölüm

10. Bölüm

@sedeffa

 

DÖNÜŞÜM

 

(Geçmişe Dönüş)

 

"Amelia nasılsın?"

"İyiyim."

Esmer ve güzel bir kızdı Amelia… David tarafından fark edilmiş ve Susan'ın yanında bulmuştu kendini. Bir melezdi, özel bir tür… Aklının ucundan geçmezdi bir melez bulacağı. Uzun yıllar geçmişti. Çünkü yaşatılmıyorlardı.
Eline geçen fırsatı değerlendirecek ve araştırmalara başlayacaktı.
Yıllar önce terk ettiği kızı için yapacaktı bunu.
Farkı sadece keskin vampir duyuları algılıyordu. Farklı kokuyorlardı. Bunu öğrendiği anda harekete geçti. Aklında tek soru vardı o an.
Dönüşüm gerçekleşirse açığa çıkacak sonuç. Bir insandan daha dayanıklıydı. Acı eşiği yüksekti.

"Testlerden sıkıldın biliyorum ve buna bir son vermek istiyorum."

Şefkat dolu bakışlarıyla kızın içini ısıtırken cana yakın gözüktü. Gözlerine uzun uzun baktı.
Amelia'nın gözlerinde bir ışıltı belirdi.

"Artık özgür müyüm?"

"Gitmek mi istiyorsun?"

Susan evini açmıştı bu kıza. Onunla ilgilenmiş ve güvenini kazanmıştı. Yanında kalmalıydı. Yardımcı olmalıydı.

"Gitmek istiyorum."

Bu söz Susan'ı hayal kırıklığına uğrattı. Susan’ın himayesi altında kendine bir yuva bulmuştu. Ancak özgürlük onun için her şeydi. Annesi onu korurken kaybetmişti hayatını. Güvenecek kimsesi yoktu Amelia'nın. Amelia'da bu şekilde kaçak bir hayat sürmeye başlamış ve David ile tanışana kadar bu yolda oldukça başarılı olmuştu.

"Korkmuyor musun peki? Seni bulan biz değil de senin türünü yok etmek isteyen biri olsaydı ne olacaktı?"

Amelia'nın bakışlarındaki hüzün, içsel bir savaşı yansıtıyordu.

"Korkunun ecele faydası yok." Derken, geçmişindeki travmalarını maskelemeye çalışıyordu.

Susan ona yaklaştı ve kollarını açıp sıkıca sarıldı ona. Kız ne olduğunu biliyordu ve kendini koruyordu. Peki ya kızı? Kafasında milyonlarca düşünce geçiyordu o an. Hata mı etmişti? Yoksa en doğrusu bu muydu? Ağır basan tarafı hata yaptığını düşündürmüyor ve kızının geleceği için en iyisi olduğunu söylüyordu.

"Kafan karışık biliyorum,"derken geriledi ve yeşil gözlerini kızın gözlerine çevirdi.

"Seni korumanın bir yolunu biliyorum."

Kızın kaşları çatılırken, koyu renk saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. Sonra hemen yanıbaşında olan David'e çevirdi bakışlarını. Göz göze geldiler.
David'in kahverengi gözleri yaramazlık ile ışıldarken dudağının bir kenarı tehlikeli bir şekilde yukarı kıvrıldı. Sabırsızlıkla sırasını bekliyordu.
Oynamayı seviyordu. Takıntısı sarışınlardı ama o her türlüsüyle oynamayı severdi.
Kızın kalp atışları hızlanırken David, onun hissettiği korkudan büyük bir haz alıyordu. Lanet olası vampir iç güdüleri, hepsi kontrollü olamıyordu.

"Düşündüğüm şey mi?"

Halâ David ile göz gözeydi.

"Zayıf hedef olmayacaksın Amelia. Kendini koruyabilecek kadar güçlü olacaksın. Seni yalnız bırakmayacağım."

Kızın bakışları Susan'a döndü.
Susan'ın tek amacı kesin bilgiler edinmekti. Bu tür hakkında tüm bilgileri öğrenme fırsatı geçmişti eline ve onu bırakamazdı. Ondan kimsenin haberi olamazdı. Risk alamazdı.

Ne pahasına olursa olsun, dönüşüm sonrası evrede ne gerçekleşecekti,öğrenmeliydi.

"Ben onun gibi olmak istemiyorum!"

İki adım gerileyerek sırtını duvara dayadı.

"Susan,bana bunu yapmazsın?"

"Bu senin için en iyi seçenek."

Amelia başını hayal kırıklığı ile sağa sola sallamaya başladı.

"David bunun için burada. Bana seçenek falan sunduğun yok!"

Acı içinde bir bağırış kopardı. Koşmak için ayağını kaldırdığı an David onu tuttu ve kollarıyla sıkıca kavrayıp kızın sırtını gövdesine bastırdı. Dudağı kızın kulağına soğuk nefesini üflüyordu.

"Sakin."

Amelia çırpınıp ondan kurtulmaya çalışırken bu sadece David'i eğlendirdi.
Kızın yanağına yanağını yasladı ve kızın ellerini saran ellerinin baskısı arttı. Amelia durulduğu anda o çaresiz bakışları Susan'ın yeşilliklerine kenetlendi. David kızla bir bütün olduğunda kızın kalp atışlarına odaklıydı. Damarlarında akan kanın sesini işitiyordu. Bir melez olmasaydı o ince boynuna dişlerini çoktan geçirmişti bile. Kan arzusu duymadan da kız yine ilgi çekiciydi.

"Sana güvendim ben. İnandım sana, sana sığındım!"

Gözyaşları akıyordu çaresizce. Öyle bir andı ki bu hislerin tarifi yoktu. Yıkıcı ve soluk kesici...

Susan bakışlarını boşluğa çevirdi.

"Üzgünüm."

Sonra hızlı adımlarla salonu terk edip ikisini yalnız bıraktı.

"Senden nefret ediyorum!"

Amelia'ın bu son haykırışı Susan'ın kulaklarında yankılandı.
Canı yandı ama çıkıp gitti. Araştırma için bir kobaydı o. Sadece kobay. Bağlanması yanlıştı. Duygusallığa yer yoktu.

Acı içinde debelenmeye başladı kız. Çaresizce tekrar ve tekrar denedi bu vampirin kollarından kurtulmak için.

"Bırak beni!"

Ama her çırpınışı onu daha çok nefessiz bırakıyordu. David onu öyle bir sıkıyordu ki biraz daha ileri gitse kemiklerinin kırılacağını biliyordu. Sonunda durdu.Nefesleri hızlanan Amelia ağlıyordu. Soluk almak için çırpınıyordu. David ise kızın duygularını içiyordu. Bir bütün olmuş ruhuna sızmıştı. Sert nefesler alırken kendinden geçmişti.
Duyguları yoğun bir şekilde hissederken haz keskin bir bıçak gibi saplanıyordu.
İçi tatlı bir heyecanla ürperiyordu ve David bu duyguya bayılıyordu.

"Bırak gideyim." Dediğinde,bu sözler sadece vampirin acımasız gücü karşısında boğulan bir çığlık gibiydi.

"Kaçamayacağını biliyorsun." derken başını kaldırdı ve geriledi ama kızı bırakmadı.

"Çek ellerini üstümden!"

Kızın saçlarına sürttü burnu. Kontrolünü kaybedemezdi. Kendine hâkim olmalıydı. Kızı bıraktı ve usulca geri çekildi.
Amelia çaresizce gerilerken bir an bile ayırmadı gözlerini.
Kız bir kaç adım gerileyip ona döndü. David'in kaşları havaya kalktı alayla.

Bakışları avına kenetlenmiş bir avcı gibiydi. Ürpertici derecede soğuk ve korkutucuydu.
O gözler bambaşkaydı. O gözler bir katilin gözleriydi.

Ruhsuz ama alay dolu, aynı zamanda oyuncu...

"Hadi kaç."

Dümdüz döküldü kelimeler dudaklarından. Amelia adım bile atamadı. Bırakmayacaktı. Kaçış yoktu. Gözlerini sımsıkı yumarken bir damla usul usul süzüldü yanağından boynuna doğru. İstediğini vermeyecekti bu vampire. Gözyaşlarını elinin tersiyle sildi ve gözleri o delici kahverengi gözlere kenetlendi. Kendini küçük düşürmeyecekti.
Elbet intikam vakti gelecekti ve elinden alınanacak olan insanlığının hesabını soracaktı. Bunu yapacaktı.

"Sana istediğini vermeyeceğim. Kendine eğlenecek başka bir oyuncak bul!"

O anda bedeni aniden havalandı ve sırtı duvara sertçe çarpıldı.
Ağzından bir inilti döküldüğünde kısa bir an nefesi kesildi.
Acıyla kapanan gözlerini araladığında o kahverengi gözler hemen dibindeydi. Kızın çenesini kavradı ve başını doğrulttu.
Burnu burnuna sürtülürken kızın sıcak nefesi yüzünü yalıyordu.
Kızın savunmasız oluşu ve ona karşı koyamayışı onu delirtiyordu.

Aklından çılgınca istekler geçerken bu kıza yapabileceklerinin hayalini kurdu bir an.
Kız kolları arasında acı içinde çırpınırken onun adını haykırmasını istiyordu.
Vücuduna attığı her kesikte, kırdığı her kemikte, akan her kanda...

"Demek öyle..."

Kızın boynuna değdirdi dudaklarını usulca. Minik bir buse kondurdu. Nabzı dudaklarındaydı.

"Demek öyle."

Kız çaresizce karşı koymaya çalıştı. Elleri bu vampiri uzaklaştırmak için hamleler yapıyor ama her vuruşu boşa çıkıyordu. Etkilenmiyordu. Çaresizlik canını yakarken içinde ki öfke artıyordu. Kıpırtısız kaldı. Onu öpen dudaklara karşı gelmedi.Sonra ağır ağır geri çekildi ve kızın irice açılmış öfkeli ama aynı zamanda çaresizlik içinde ışıldayan siyah gözlerine baktı.

"Beni hayal kırıklığına uğrattın. Karşı koyman işi daha eğlenceli yapacaktı. Bu üzücü." Yanağına bir öpücük daha kondurdu ve kızla arasına kısa bir mesafe koydu. İlerlerken kendini dizginlemeye çalıştı. Kanını değil, onu arzuluyordu. Kızın savunmasız yanı kışkırtıyordu onu. Duraksadı ve kol saatine baktı.

"Aslında düşündüm de,"

Göz göze geldiler.

"daha zamanımız var."

Masaya doğru ilerledi ve kendine bir bardak içki doldurdu. Elindeki dolu bardakla doğruldu ve bakışları Amelia ile tekrar buluştu.

"Bu eğlenceyi devam ettirebiliriz."
Kız titriyordu. Hem öfkeden, hem de çaresizlikten.
Bunu fark ettiğinde ellerini yumruk yaptı saklamak istercesine korkusunu. Öfkesi korkusunun önüne geçmeye başladığında yemin etti. Susan'ı ve David'i kendi elleriyle öldürecekti.

"Ruh hastası." diyebildi nefeslerinin arasından. Kalbi deli gibi çarpıyordu halâ. David alaylı bir şekilde gülümserken ikinci içkiyi doldurdu.

"Bana eşlik etmez misin?"

Bardağı havaya kaldırdı ve gülümseyerek dudaklarına götürdü.

"Hiç eğlenceli değilsin." derken boş bardağı masaya çarptı.

Duygu karmaşası ona iyi geliyordu. Bağımlı gibi hep daha fazlasını arzularken sınırda gezdiğini biliyordu.

"Sen manyağın tekisin!"

Dizleri ona ihanet edercesine titrerken David müzik açtı. Sonra bir eli havaya kalktı. O anda sevgilisine kur yapan bir çapkın gibiydi.
Sıradan bir tipti aslında. Siyaha çalan koyu kahve saçlar ve beyaz bir ten.
Kahverengi gözleri ise hafif çekikti ve bu farklı bir hava katıyordu ona.

Yakışıklıydı. Çoğu kızın kalbini çalacak kadar yakışıklı.

"Benimle dans et." İnsanlığının sonu yeni bir hayatın başlangıcı olacaktı. Peki ya sonu?

 

Loading...
0%