Yeni Üyelik
4.
Bölüm

3. Bölüm

@sedeffa

 

ANTRENMAN

 

(Geçmişe Dönüş)

Diz kapağına tersten indirdiğim tekme ile yere yığıldı.

"Bence bu kadarı yeterli."

Kendini sırt üstü yere attığında soluk soluğa kalmıştı.

"İyisin Güneş, bayağı iyisin ve öğrenme hızın etkileyici."

Nefes alışverişlerimiz hala hızlıydı. Nemli saçlarını eliyle geriye atarken oturur vaziyete geçti. Usulca yanına yaklaştım. Sağ ayağımı kaldırıp omzuna dokunarak tekrar yere serdim onu.
"Sen de fena değilsin." derken gülümsüyordum.

Nefesimi düzene sokmaya çalışırken ellerimi dizlerime dayayıp eğildim.

"Bu ilkti." dedi olduğu yerden doğrulurken.

Gözlerimi kaldırıp ona baktım. O bakışlardaki neydi öyle hayranlık mı?

"İlk olan neydi?"

"Benimle ringe çıkıp, beni yere seren ilk kız."

"Daha önce kızlarla da girdin ringe yani?"

"Birkaç kez."

Çıplak teninden bir damla ter usul usul süzüldü.

"O kadar iyiydim yani?"

Doğruldum.

"Evet. Muhteşem bir şeysin."

Yaklaştı. Bakışları dudaklarıma dokunurken nemli saçlarını karıştırıp geriye ittim onu. Dudaklarını ıslatıp birbirine bastırırken hafifçe gülümsedi.

"Antrenmanlar iyi geliyor. Sanki bunun için yaratılmışım gibi hissediyorum."

İşittiğimiz tok sesle loş ışık yerini aydınlığa bıraktı. Sonra alkışlama sesi duyuldu. Bakışlarımız sesin geldiği yöne doğru döndü.

"Güzel bir gösteriydi."

Bizi tek başına alkışlayan 30'lu yaşlarının başında, esmer, kirli sakallı adama ters ters baktım. Gri gözleri gözlerime kenetlenmişti. Oldukça iri bir bedeni vardı.

"İyisin…" sırıtarak devam etti. "Timuçin'i alt etmen baya hoşuma gitti."

Birkaç gülüş sesi ile bakışlarımız siyahlar içindeki beş kişilik gruba değdi. Başlarına kapüşonlarının şapkalarını geçirmişler, ellerinde ise sırt çantaları vardı. Bu iri adam kadar iri olmasalar da kaslı, atletik ve uzun boyluydular.

"Kes sesini Varol."

Önce Timuçin indi ringden. Hemen ardından ben…

"Nasıllar?"

Bakışları Timuçin'i buldu. Biz ise gruba baktık. İçlerinden biri kibirli bir sırıtışla öne atıldı. Yaramaz kahverengi gözler önce bana, sonra Timuçin'e odaklandı.

"Ondan daha iyiyimdir."

Timuçin'e bir meydan okumaydı bu.

Varol bu sözler ile keyifle sırıtırken, iri kaslı kollarını gövdesinde birleştirdi.
Timuçin, 20'li yaşlarının başında ve ondan beş santim kadar uzun olan çocuğa doğru ilerledi. Kafa kafaya geldiklerinde Varol'un gri gözleri bana döndü. Oldukça da keyifli görünüyordu p.ç herif ve ben bu adamı hiç ama hiç sevmemiştim.

"Görelim o zaman."

Timi, tehditvari bir şekilde sırıtırken, çocukta aynı şekilde karşılık verdi.

Usulca geri çekildi Timi. Çocuk çantasını yere atıp kapüşonunu çıkardı. Ardından ringe doğru ilerleyen Timi'nin peşinden adımladı.

Yanımdan geçmeden kolunu kavradım.

"Yorgunsun durum eşit değil."

"Dersini almalı."

Göz kırptı bu iş bende der gibi ardından ringe çıktı.

Timuçin'den daha kalıplı olabilirdi ama ağırlıkta kazananı belirleyen şey değildi. Dudağımın bir kenarı yukarı kıvrılırken keyifliydim.
Bu çocuğu yere sermesini ve Varol'un tepeden bakan bakışlarını hayal kırıklığı ile söndürmesini istiyordum.

Bir havlu alıp yüzümü ve boynumu kuruladım. Ardından ringe yakın bir sandalye çekip oturdum. O sırada gözlerim Varol'a döndü. Bileğindeki tokayı çıkarıp ensesine inen koyu renk saçlarını topladı. Ben de geriye yaslanıp rahat bir şekilde yerimi aldım sandalyede.

"Beni eğlendir Timuçin!"

Başını sağa sola sallayıp sırıtırken oldukça tatlı gözüktü gözüme. Sonra yumruklarını sıkıp pozisyonunu aldı. Aklını benden uzaklaştırıp rakibine odaklandığını değişen bakışlarından anladım.

...

Dövüş sert geçiyordu. İzci, ona karşı çeviklik ve atletizmle öne çıkarken, Timi darbelere karşı dayanıklılığı ile göz dolduruyordu. Her yumruk, her hareket salonun içindeki gerilimi tırmandırıyordu.

Hemen yanımda Varol durmuş, sol tarafımdaysa dört kişilik ekip heyecanla dövüşü izliyordu. İçlerinden birisi bir sandalye çekip yakınında yer bulduğunda rahatsız edici gözlerini üzerime dikti. Ters bir bakışın ardından onunla bir daha göz göze gelmedim.

...

Dakikalar geçerken İzci tükenmiş bir vaziyetteydi. Timuçin adeta onu dans eder gibi dağıtıyordu. Uyguladığı taktikle onu yormuş ardından saldırıya geçmişti. Varol'a baktığımda dudaklarımı birbirine bastırdım gülmemek için. Çenesi sinirden gerilmişti. Gözleri ringdeydi.

Bakışlarım ringe döndüğü anda İzci ensesine aldığı sert darbe ile yere serildi.

Yanımdaki çocuklar birkaç küfür mırıldandı. Timi ringden inerken, ikisi ringe girdi.

Gözleri gözlerimdeyken keyifle sırıttı. Elimle tarayarak geri ittim terden sırılsıklam olan saçlarını. Geri çekildiğimde onun bakışları Varol'u buldu. Yüzünde alaylı bir ifade vardı. Alaylı ve kendinden emin. Ona doğru adımlamaya başladı.

Varol'un yüzünde mimik oynamadı ama bir anlığına gri gözleri öfke ile ışıldadı.

Onları yalnız bırakıp soyunma odasına doğru adımladım. Salondan çıkmadan hemen önce gözlerim geriye döndü. Timi ve Varol kafa kafayaydı. Sesleri kısık ama netti.

"Yanımdaki kız bile ezer geçer. Kabul et, üstünlüğümü, üstünlüğümüzü... Yönetimin sende olması bazı şeyleri asla ve asla değiştirmeyecek. Vega, benim. Avcılar benim. Bana sadıklar, senden ise sadece korkuyorlar."

 

 

 

Loading...
0%