Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@sedefinyo

Elayla birlikte 5. Kattaki evime çıktık. Anahtarlarımı cebimden çıkarıp kapıyı açtım. Ayakkabılarımı çıkarıp içeri geçtim.

Elay'a teşekkür etmek için döndüğümde o da ayakkabılarını çıkarıyordu. Ben üstünden sorumluluğu attığı gibi tüymesini bekliyordum. Pervaza yaslanıp onu izlemeye başladım. Ayakkabısının bağcığını çözüp kafasını kaldırdığında göz göze geldik.

"Komutanım aaaa. Sizi bırakıp gideceğimi mi sandınız? Asla, bu marifetli ellerden bir çorba içirmeden bırakmam sizi." Derken minicik ellerini havaya kaldırmıştı. Bu ellerin sniper kullanıp binlerce adamı haşat ettiğini hatırlamam ise içimdeki bir şeyleri canlandırıyordu.

Alttan alttan sırıtıp, "Hastaneden yeni çıktım Elay. Tekrar gitmeyi de hiç istemem." Dediğimde yüzü düştü. Panikle konuşmaya başladım.

"Şakaydı, hadi gel lütfen. Karnım çok aç zaten, hastane yemekleri karın doyurmuyor." Derken aynı zamanda pervazdan çekilip yolunu açmıştım. Gözlerimin içine biraz tereddütlü baksada, en sonunda gülümseyip içeri girdi.

Neyseki hastanedeyken, Gülnihal ablaya söylemiştim, o da sağolsun temizlemişti evi. Ev temizdi fakat çok havasızdı. Elay'a mutfağın ve salonun yerini gösterdikten sonra duş alacağımı söyleyip odama geçtim.

Bugünki şarkıdan sonra allak bullak olmuştu beynim. Sürekli düşünsemde bu konuyu, şarkıya eşlik etmesi buz gibi kalbime Güneş'in habercisi gibiydi. Umarım dedim içimden, umarım unutmamıştır.

Üstümdeki tişörtü çıkarıp ebeveyn banyomdaki kirli sepetine attım. O sırada kapım çaldı, gidip açtım. Elay giydiği önlükle karşımdaydı, ne giyse yakışıyordu. ALLAHIM BİRAZCIKTA BANA ACIR MISIN?

Ağzı tam bir şey söylemek için açıldığında üstüme baktı. Karnımda bir süre oyalanmıştı. Üstümde bir şey mi var diye baktığımda çıplak olduğumu fark ettim. Allah kahretsin seni Yavuz, böyle mi açılırdı kapı.

"Bir saniye," diyip kapının hemen arkası gardırobumdan alelade bir tişörtü üstüme geçirip döndüm.

"Kusura bakma, farkında değildim." Dedim

"Hayır hayır, sorun değil. Ben şey diyecektim, şey, çorba yapacağım ya, işte, kazan, kazanı bulamadım." Dediğinde kahkaha attım. O kadar tatlıydı ki.

"Tamam gel göstereyim." Diyip mutfağa doğru gitmeye başladım o da arkamdan geliyordu. Kendine söylendiği de açıktı oflayıp duruyordu. Ben hala gülüyordum.

Mutfağa girdiğimde dolabın en üstündeki rafı açıp arkaya gitmiş olan kazanı alıp mermer tezgahın üzerinde koydum. Bir sürü poşet vardı masanın üstünde, ne ara almıştı bunları? Sanırım arabada fazla derin düşüncelerdeydim.

"Teşekkür ederim komutanım." Dediğinde ona dönüp;

"Yavuz," dedim yüzüme anlamsızca baktığında ise,

"Lütfen Yavuz de." Dediğimde gözlerimin içine baktı.

"Tamam... Yavuz." Dediğinde adımı onun ağzından duyma sevinciyle kalbim çok hızlı atmaya başladı. Yanımdan geçip, poşetteki sebzeleri çıkarmaya başladı. İç çekip odama geçtim bende. Duşa girdim.

Vücudumla ilk defa bu kadar başbaşa kalmıştık. Her tarafımda morluklar vardı, tabii geçmişti bir çoğu ama bazıları hala benimleydi. Kolumdaki su geçirmez pansumana takılı kaldı gözüm. Parmaklarıma baktım sonra her birinin ucu mordu. Bazıları daha derindi, onları çiviyle yapmışlardı.

Daha fazla kendime tahammülüm olmadığından hemen duşakabine girip uzun bir duş aldım. Önceden hazırladığım kıyafetlerimi giyip, odadan çıktım.

Evi öyle güzel bir koku sarmıştı ki, hızlıca mutfağa gittim. Masayı kurmuştu, dediği gibi çorba yapmıştı. En sevdiğimiz çorbayı, küçükken hep birlikte yediğimiz yayla çorbasından yapmıştı.

Arkası dönüktü, ocakta bir şey pişiriyordu. Fırında da gördüğüm kadarıyla tavuk tava vardı, sanırım diğer tencerede pilavdı. Şov yapmıştı resmen. Şimdi soruyorum size; bu kızı sevmeyeyim de ne yapayım ben?

"Sanırım cennet böyle bir yer." Dediğimde yerinde zıpladı. Cennet nasıl bir yerdi bilmiyorum ama o benim bu hayattaki tek cennetimdi. Arkasını dönüp damağını çekti. Kaşları tabii ki çatıldı.

"İnsan bir ses çıkarır, ödüm koptu!" Derken hala kaşları çatıktı. Sonra gözleri saçlarımda dolaştı.

"Neden kurutmadın saçlarını? Bir de soğuk alacaksın."

"Kururlar zaten iki dakikaya." Derken yemeklere bakıyordum. Çok ama çok açtım masaya doğru ilerlerken kolumdan tuttu.

"Olmaz Yavuz, hadi kurutta gel. Bende o sırada hazırlarım sofrayı hem." Dediğinde şekeri elinden alınmış çocuk gibi kalmıştım ortada. Tehditkar bakışlarına karşı gelemeyeceğini anladığımda odama geçip bir havlu alıp, ufaktan bir karıştırıp ıslaklığını aldım. Havluyu omzuma atıp geri döndüğümde; masa dopdoluydu.

"Kurutmamışsın yine." Diyip omzumdaki havluyu aldı. Saçlarımın arasında nazikçe dolaştırmaya başladı. O kadar odaklanmıştı ki, dudaklarını birbirine bastırdığından anlamıştım bunu. Küçükkende benim çizdiğim resimleri boyarken böyle yapardı. Ufacık bir taşırma olsa silmeye çalışıp devam ederdi.

"Tamam şimdi oldu. Hadi otur çabuk soğuyorlar." Diyip geri çekildi. Gözlerinden alamıyordum gözlerimi. Göz temasımı o kesince masaya oturdum, o da karşıma geçip yemek servisini yapmaya başladı.

"Önce yemeğini ye, sonra da ilaçlarını tek tek içeceksin. Bak asla aksatmak yok tamam mı?" Derken gözleri gözlerime değdi. Çok ciddiydi kafamı sallayıp bana uzattığı pilav tabağını aldım.

"Pansumanlarını yenileceğiz. Ondan sonra uyurdun olur mu?" Derken çorba tabağımı bana uzatıyordu. Elinden tabağı alıp, elini tuttum nazikçe. Gözleri hızlıca bana döndü.

"Elay.. çok teşekkür ederim. Her şey için. Hakkını nasıl öderim bilmiyorum. Beni kurtardığın için. En umutsuz kaldığım anda umudum olduğun için, yanımda olduğun için teşekkür ederim Elay. " Dedim.

Parmaklarım yavaşça elini okşuyordu. Elindeki servis kaşığını bırakıp diğer elini elimin üzerine koydu.

"Sen olsan sende yapardın. Yaşadığın için şükrediyorum Yavuz. Bunları istediğim için yapıyorum hak felan yok ortada, sen iyisin ve burdasın başka hiçbir şeyin önemi yok." Dedi.

 

Nabeeeeerrr.

Bölümü tam şimdi bitirdim ve hemen atayım dedim. Umarım okunur gecenin 1.20'sinde atmak pek akıl işi değil büyük ihtimalle okunmayacak ama daha fazla bekletmek istemediğim takip edenleri.

Biz tam 300 okunma olduk!!! Ne kadar mutlu olduğumu anlatamam size.

İyi geceler. Çok öptüm askimlarrrrr 🤍

​​​​​​

​​​​​​

​​​​​

​​​

Loading...
0%