Yeni Üyelik
32.
Bölüm

🩷 Bedenlere Tutsak 32 🩷

@sedefyyy5252

Bölüm geldii.

Ataş ekle kutucuğuna basmayı unutmayın lünfenn. 🍃

OY VE YORUM ATMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN. 💘

 


✨✨✨

Beklenmedik olaylar yaşandığında insanlar ilk önce ne yapmaları gerektiğini bilmezler. Asgari ailesi de beklemedikleri şeyin yaşanmasının şokuyla ne yapacaklarını bilememişlerdi. Öldüğünü sandıkları kızın merdivenlerde dikilip kendilerine bakması bekledikleri bir şey değildi. Şehzat, gözlerini kırpmaksızın Hafsa'ya bakıyor söyleyecek söz bulamıyordu. Güçlükle yutkunup sızlayan gözlerini kırpıştırdı. Ne yapacağını bilmiyordu bu sebeple yüreğinin sesini dinledi ve hızla merdivenlere yürüdü.
Hafsa babasının bu hareketiyle ürpertiyle titredi. Karşısında kendisine inanmayan gözlerle bakan adama ürkek gözlerle baktı.

Şehzat kızının korktuğunu anlayıp onu kollarından tutup, kendine çekti ve ona sarıldı.

"Yaşıyorsun!"

Hafsa babasından beklemediği bir karşılama almanın şokuyla, annesine baktı. Hümeyra'da Şehzat'a şaşkınlıkla bakıyordu.

Şehzat kızından uzaklaşıp ellerini onun yüzüne koydu ve onu alnından öptü.

"Ölmemişsin. Çok şükür."

Hafsa babasına dolu gözlerle bakıp konuştu.

"Kızmayacak mısın?"

Şehzat yüzündeki buruk tebessümle kızının dolmuş ela gözlerine baktı.

"Yaşıyorsun ya bir önemi yok."

Hafsa ilk defa babasından aldığı şefkatle incilerini akıtıp kollarını onun beline sardı. İlk defa babasına özgürce sarılmanın mutluluğunu ve hüznünü yaşıyordu. Şehzat kızının sarılışına karşılık verip onu şalını açıkta bıraktığı saçlarından öptü.

"Neredeydin bunca zamandır?"

Hafsa gözlerine tekrar akın eden yaşları geri savuşturup konuştu.

"Berdanlar beni ölü gösterip kaçırdı baba."

Şehzat Berdanların adını duyunca öfkeyle merdivenin trabzanına vurdu. Onun bu hareketi Hafsa'yı ürkütmüş ve ondan uzaklaşmasına sebep olmuştu.

"Bu kadar ileri gidebildiler demek! Ben onlara bunun hesabını sormaz mıyım!"

Şehsuvar abisinin yanına gelip şaşkın bakışları atmaktan vazgeçmeyen gözlerini Hafsa'nın sulu gözlerine dikti.

"Bu zamana kadar seni kendi konaklarında mı tutuyorlardı yeğenim!"

Hafsa kafasını sallayıp onu onayladı. Karşısındaki adamlar her ne aksar kendisine zarar vermeyecek iş gibi duruyor olsalar da geçmişten akın eden anılardan dolayı onlardan korkuyordu. Şehzat elini kızının omzuna koyup onun bedenini gözleriyle yokladı.

"Sana zarar verdiler mi? Canını yaktılar mı?"

Hafsa Asil ile evlendiğini söyleyip söylememe konusunda kararsız kalıp annesine baktığında Hümeyra, kızının imdadına yetişti.

"Hafsa'yı zorla torunları Asil ile evlendirmişler. Nikahın gecesinde Asil Hafsa'yı buraya getirdi. Eğer getirmemiş olsaydı biz Hafsa'yı hâlâ ölü bilecektik."

Şehzat kafasını hızla Hümeyra'ya çevirip:

"Evlenmişler mi?" dedi.

Hümeyra iç çekip gözlerini yumdu ve açtı.

Şehzat, kızına dönüp konuştu.

"O soysuz sana bir şey yaptı mı?"

Hafsa korkuyla başını hayır dercesine sağa sola salladı.

Şehzat tuttuğu nefesini geri vererek elini kızının omzuna koydu.

"Bu yaptıklarının hesabını verecekler!"

Ağabeyinin bu sözü üzerine Şehsuvar elini belindeki silaha götürüp:

"Elbette verecekler. Adamları toplayayım mı ağabey?" deyince Şehzat burnundan nefesini verip konuştu.

"Şimdi geç oldu. Yarın harekete geçeceğiz. Şimdi herkes odalarına dağılsın!"

Şehsuvar ağabeyinin sözünü dinleyip odasına çekilmek için karısının gözlerine baktı. Biliyordu Hazel onunla aynı odada kalmak istemeyecekti.

"Hazel gel odamıza çıkalım."

Hazel kocasına tiksinircesine bakıp açık bir şeklide konuştu.

"Sen git ananla uyu. Nasıl olsa beni boşayacaksın. Bu saatten sonra seninle aynı yatakta uyumam."

Şehsuvar onun bu sözleriyle merdivenlerden inip karısının yanına gitti. Bu durum yeterince canını sıktığı yetmiyormuş gibi bir de karısının inadıyla uğraşıyordu.

"İnat etme Hazel! Gel odaya çıkalım konuşalım."

Hazel sıkıntıyla ofladı. Artık bu durumdan çok sıkılmıştı. Yıllardır aynı konuları konuşmaktan gına gelmişti. Mesele konuşmakta değil konuşulmasına rağmen bir çözüm bulunamamasıydı. Karar verilmişti. Boşanacaklardı.

"Uzatma artık Şehsuvar! Beni rahat bırak da yeğenime sarılayım. Sen git yat ben gelmeyeceğim."

Şehsuvar pes etmek istemese de karısının inat damarı tutmuştu bir kere. Ne kadar diretse de onu ikna edemezdi. Yenilgiyle son kez karısının gözlerine bakıp ona arkasını döndü ve odasına çıktı. Onun gitmesiyle Hazel rahat bir nefes alabilmişti. Merdivenlerde dikilen yeğeninin yanına gidip onu kendisine çekti ve sımsıkı sarıldı. Ölüm haberini aldığında nasıl da yıkılmıştı. Şimdi ise kanlı canlı kollarının arasındaydı.

Onlar birbirlerine sarılırken Cavidan Asgari torununa hoşnutsuzca bakıp yılan diliyle zehrini tekrar akıttı.

"Bize bunca zaman acı yaşatman gerekiyor muydu Hafsa! Bak senin yüzünden ne hallere düştük. Düşmanımız hiç yokmuş gibi şimdi bir de Berdanlarla uğraşıyoruz."

Hümeyra kızına yüklenen kadınla sinirle dişlerini sıkıp konuştu. Bu kadın artık çok fazla olmaya başlamıştı.

"Şimdi bunları konuşmanın sırası mı? Bırak da yaşadığına sevinelim. İşin gücün fitne fesatlık! Al işte oğlun sana kaldı. Boşandıktan sonra artık turşusunu mu kurarsın ne yaparsın sana kalmış."

Hümeyra yüzü sirke satan kadının yanından ayrılıp kızının yanına geldi ve Şehzat'ın varlığını yok sayarak:

"Gel kızım biz de odamıza çıkalım. Yeterince hareketli bir gündü." dedi.

Şehzat gözlerinin karısının gözleriyle kesişmesini sabırla bekledi ama beklentisi boşa çıktı. Karısı kızını da alıp merdivenlerin geri kalanını çıkmaya başlamıştı. Annesine ve geri kalan herkese tekrar odalarına çıkmasını söyleyip Hümeyra ve Hafsa'nın arkasından o da merdivenleri çıktı. Hümeyra ile konuşması gerekiyordu. Her ne kadar kabul etmeyeceğini bilse de ona seslendi.

"Hümeyra bir dakika bekle!"

Hümeyra sıkıntıyla soluyup odanın önünde durdu. Hiç Şehzat'la konuşmak istemiyordu. Ona dönüp kara gözlerinin içine baktı.

"Şehzat yeterince konuşmadık mı? Bu saatten sonra konuşmanın bir anlamı yok."

Şehzat Hümeyra'nın inatçı gözlerine adeta yalvarırcasına bakıp ona yaklaştı.

"Boşanma kararım değişmeyecek korkma. Sadece konuşmak istiyorum."

Hümeyra sıkıntısını açıkça gösterip kızına döndü ve ona odaya geçmesini söyledi. Kocasının ne denli inatçı olduğunu iyi bildiğinden daha fazla itiraz etmeyecekti.

"Tamam konuşalım."

Şehzat rahatlayarak gülümsedi. Karısının inadını kırmayı başarmıştı. Lakin ondan isteyeceği şeyi kabul edeceğini hiç zannetmiyordu. Yine de şansını deneyecekti.

"Odamıza gidelim böyle ulu orta yerde konuşmayalım."

Hümeyra, Şehzat'a şüpheyle baktı. Ne yapmaya çalıştığını anlamakta güçlük çekiyordu.

"Amacın ne Şehzat? Söyle işte burada ne söyleyeceksen."

Şehzat olmaz dercesine başını sallayıp onu kolundan tutup kendi odasına doğru çekiştirdi. Karısını bu konuda ikna edemeyeceğini bildiği için zor kullanmak zorunda kalmıştı. Hümeyra korkuyla kolunu onun kıskacından kurtarmak için çok çabaladı ama başarılı olamadı. Öfkesi hat safhadaydı.

"Şehzat bırak beni!"

Adam onu duymamazlıktan gelip odanın kapısını açtı ve onu içeriye soktu. Hümeyra korkuyla bakan gözlerini odada gezdirip yutkundu. Düştüğü bu durum travmalarını tetiklemişti. Kendisine çok yakında duran kocasından uzaklaşıp öfkeyle bağırdı.

"Amacın ne senin! Hem boşanacağız diyorsun hem de bu saçmalığı yapıyorsun!"

Şehzat odanın kapısını kilitleyip anahtarı pantolonun cebine koydu ve karısının özellikle açtığı mesafeyi koruyarak yatağın üzerine oturdu.
Yüzünü sıkıntıyla ovalayıp konuştu.

"Korkma! Sana dokunmayacağım."

Hümeyra kocasına güvenmese de anlık olarak rahatlamıştı. Ondan kurtulmaya bu kadar yaklaşmışken tekrar kıskacı altına giremezdi.

"Kapıyı aç gideceğim."

Şehzat bir ona bir de kapıya bakıp:

"Henüz konuşmadık." dedi.

Hümeyra'nın sabrı iyice taşmaya başlamıştı.

"Neden kapıyı kilitledin? Seninle konuşmayı zaten kabul ettim."

"Sana belli olmaz kaçar gidersin."

Hümeyra onun bu sözüne karşılık soğuk bir gülümseme sundu.

"Benden aksini beklemen hata olur zaten."

Şehzat kalbinin acısını gülüşüyle gizlerken yanındaki boşluğa eliyle vurup karısını yanına çağırdı.

"Gel otur. Birkaç dakikalığına da olsa normal bir çift olarak yan yana oturabilelim."

Hümeyra gönülsüz de olsa bu sefer ona itiraz etmedi. Yavaş adımlarla yanına gidip yataktaki boşluğa oturdu. Saçma bir şekilde kalbi küt küt atıyordu. Bir süre ikisi de konuşmadı. Sanki ne söyleyeceklerini bilmiyorlarmış gibiydiler.
Bu suskunluğu sonlandıran ilk Hümeyra oldu.

"Konuşmak isteyen sensin ama susuyorsun."

Şehzat kafasını onaylayarak sallayıp konuşmak için dudaklarını ıslattı.

"Yarın boşanma için harekete geçeceğim."

Hümeyra ona kısa bir bakış atıp kafasını salladı. Şehzat devam etti.

"Boşandıktan sonra ne yapacaksın?"

Hümeyra bu soruya cevap vermek istemiyordu. Gerçi vereceği bir cevap da yoktu. Bu konu üzerinde kendisi de düşünmemişti. Sahi ne yapacaktı? Nereye gidecekti?

Şehzat onun suskunluğuyla kaşlarını çatıp konuştu.

"Sen de bilmiyorsun değil mi? Bak Hümeyra!"

Şehzat oturuşunu Hümeyra'nın yönüne çevirip onun ellerini tuttu. Hümeyra bu temastan kurtulmak için ellerini çekmek istedi ama Şehzat konuşarak onu durdurdu.

"Seni boşamasına boşarım ama sonrasında ne yapmak istediğini bilmem gerekiyor. Seni böyle ulu orta bırakmak istemiyorum. Sen benim çocuklarımın annesisin. Her ne kadar sen benim aşkıma inanmasan da bu benim için yegâne bir gerçek."

Hümeyra ellerinin üzerindeki gözlerini, kocasının karalarına çevirdi.

"Şehzat Asgari gibi konuşmuyorsun. Bana değiştiğini düşündüremezsin Şehzat! Kendin gibi ol."

Şehzat, karısının bu sözleri üzerine sesli gülerek kafasını sağa sola salladı.

"Ben aynı Şehzat'ım Türkmen kızı. Değişmedim değişemem de zaten. Benim mayam bu. Sadece bakış açımı değiştirdim. Hep kendimi düşünmemden yakınmıyor muydun? Bak işte artık başkasını da düşünmeyi başarabiliyorum."

Hümeyra sustu. Bu sözler karşısında bir söz söylemek içinden gelmiyordu.
Aralarında yeniden bir sessizlik oluştu. Hümeyra, hâlâ Şehzat'ın bir terslik yapacağını düşünüyordu ama bir tarafı da nedense onun, tüm bu sözlerinde samimi olduğunu söylüyordu.

"Çocuklar burada kalacak onları götürmeyi düşünmediğini umuyorum."

Hümeyra hızla gözlerini onun gözlerine kenetleyip itiraz etmek için konuştu.

"Ama..."

Şehzat ona müsaade etmedi. Bu konuda oldukça ciddi olduğunu göstermek için net çıkan sesiyle konuştu.

"Kendine yeni bir hayat kuracaksın. Net bir planın dahi yok. Özellikle Hafsa'nın başı bu kadar beladayken seninle gelmesinin mümkünatı bile yok. Benim yanımda daha güvenli."

Hümeyra kabul etmek istemese de kocası haklıydı. Kızını bir kere kaybetmenin eşiğine gelmişti bir kez daha aynı şeylerin yaşanmasını istemiyordu. Gönülsüzce konuştu.

"Onları bırakmak istemiyorum."

Şehzat ellerinin arasındaki elleri şefkatle okşadı. Onların üzerinde dudaklarını mühürlemek istiyordu ama karısının kaçmasından korktuğu için yapamıyordu. Onun kalbini ferahlatmak için konuştu.

"Boşanıyor olmamız seni onlardan ayıracağım anlamına gelmiyor. İstediğin zaman onları görebilirsin. Kendi düzenini kurduğun zaman ara sıra sende de kalabilirler. O yüzden korkma. Bu konuda sana zorluk çıkarmayacağım."

Hümeyra rahat bir nefes vererek ona teşekkür edercesine baktı. İlk defa kocasıyla bu kadar rahat konuşabiliyordu. Normalde her konuşmaları kavgayla başlar kavgayla biterdi.
Şehzat dalıp giden karısının yüzünü hasretle izledi. Onun yokluğuna nasıl alışacaktı bilmiyordu. Ona bir şekilde yardımcı olması gerekiyordu.

"Ev olarak ailenin evine gitmeyi düşünür müsün?"

Hümeyra bu soruyla dolan gözlerini onun gözlerine dikti.

"Uzun zamandır boş. Harabeye bile dönmüş olabilir."

Şehzat bir elini onun elinden çekip kısa sakalını kaşıdı. Aklına gelen fikri söyleyip söylememe konusunda kararsızdı.

"İstersen yarın gidip bir bakalım. Eğer iyi durumdaysa oraya yerleşirsin. Hem buraya da çok uzak değil. Benim de aklım sende kalmaz. "

Hümeyra bu teklifi kabul edemezdi. Şehzat yine onu kontrol etmenin yollarını arıyordu.

"Olmaz! Senin gelmene gerek yok. Ben gerekirse kendim gider bakarım. Hem sen neden bu kadar ilgileniyorsun ki? Boşanacağımızı söylemene rağmen hala beni kontrol etmeye çalışıyorsun."

Şehzat kaşlarını çatıp konuştu.

"Seni kontrol etmeye çalışmıyorum. Sadece sevdiğim kadını düşünüyorum. Yıllardır benim yanımdasın. Ne bir mesleğin ne de bir gelir kaynağın var. Böyle ortada bırakamam seni."

Hümeyra bu sözlerle tatmin olmamıştı. Şehzat konuşmasına devam etti.

"Merak etme sen düzenini kurana kadar yanında olurum sadece. Sonrasında herkes kendi yoluna bakar. Eğer niyetim seni bırakmamak olsaydı boşanma kararını ortaya atmazdım."

Hümeyra ona şüpheyle baktı. Bir yanı inanmak istiyor bir yanı ise ona güven olmaz diyordu. Hangi tarafı dinleyeceğini şaşırmıştı. Yenilgiyle omuzları çöktü. İçten içe karşısındaki adama, ilk defa güvenmek istediğini fark etti.

"Peki o halde. Yarın eve gidelim ama benim çok umudum yok. Kalınacak kadar iyi bir halde olduğunu sanmıyorum."

"Öyle olsa bile ev bir şekilde sıcak bir yuva haline getirilebilir. Sen orasını düşünme."

Hümeyra kafasını sallayıp kabul etti. Gerçi başka da çaresi yoktu. Aralarında tekrar bir sessizlik çökeceği sırada Hümeyra uykusunun geldiğini belli edercesine gözlerini kırpıştırdı. Birden kendisini yorgun hissetmeye başlamıştı. Şehzat onun bu halini tebessümle izlerken konuştu.

"Uykun mu geldi?"

Hümeyra kafasını sallayıp onu onayladı. Şehzat dalgın bakan gözlere şefkat ve özlemle bakıp aklından geçenleri diline emanet etti.

"Senden son bir isteğim olacak Hümeyra. Biliyorum kabul etmeyeceksin ama içimde kalmasındansa söylemek istiyorum. Bu gece son bir kez sana sarılıp uyumak istiyorum."

Hümeyra kocasının bu isteğiyle ellerini onun ellerinin arasından çekip hızla yataktan kalktı. Onun bu isteğini kabul etmesinin mümkünatı yoktu.

"Bunu benden isteme!"

Şehzat üzgün gözlerle ona bakıp ayağa kalktı.

"Korkma. Sana istemediğin bir şey yapmayacağım. Sadece kokunu soluyarak uyumak istiyorum. Hâlâ karımsın Hümeyra. Bu kadarına hakkım olsun."

Hümeyra ona bu konuda güvenmiyordu. Kendisine onca yaptıklarından sonra kabul etmesini beklemek de çok absürt olurdu doğrusu.

"Bunu kabul edemem. Benim için hiçbir zaman bu evliliğin bir hükmü olmadı."

Şehzat ilk defa ona yalvarırcasına bakıyordu. Onun kokusuyla uyumaya çok ihtiyacı vardı. Hiç olmazsa son kez onunla uyumak istiyordu.

"Son kez Hümeyra. İnan bana seni incitecek bir şey yapmayacağım. İstersen sarılmam da. Sadece yanımda uyusan da kâfi."

Hümeyra onun bu bakışlarıyla düşünmeden edemedi. Son kez onun isteğini yerine getirse kendinden ödün vermiş olur muydu? Onun zorluk çıkarmadan boşanmayı kabul etmesine bir karşılık olarak belki bu isteğini kabul edebilirdi. Biraz düşündü ve kararını verdi.

"Senin istediğin gibi olsun. Lakin bana hiçbir şekilde dokunmayacaksın!"

Şehzat mutlulukla kafasını sallayıp onun bu şartını kabul etti. Yüzündeki gülümse bir çocuğunki kadar masumiyet taşıyordu. Hümeyra pişman olmayacağını umarak başındaki şalı çıkarıp koltuğun üzerine koydu. Kocasının gözlerinin üzerinde olduğunu biliyordu. Onun böylesine ılımlı davranması kendisini şaşırtmıyor değildi. Önceden olsa ne yapar eder istediğini bir şekilde zorla da olsa alırdı. Lakin şimdi onun da düşüncelerini önemsiyordu.

Şehzat'a kısa bir bakış atıp arkasını döndü ve kıyafet dolabının kapağını açıp geceliklerini çıkarttı. Banyoya girip kıyafetlerini değiştirdikten sonra odaya döndü ve kocasını yatmaya hazır bir şekilde yatakta buldu. Kara gözleri kendisine bakıyordu. İç huzursuzluğunu arka plana atıp yatağa yaklaştı ve ince mor yorganın altına girdi. Şehzat onun bedenini yanında hissedince lambayı kapatıp kafasını yastığına koydu ve karısının kokusunu içine çekerek uykunun kendisini ele geçirmesini bekledi. Hümeyra ise bastıran uykusuna çoktan teslim olmuştu.

Evet bölüm sonuna geldik.

İnşallah beğenirsiniz.

OY VE YORUM ATMAYI UNUTMAYIN LÜTFEN. 💓

Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi merak ediyorum. Yorumlarda bölüm kritiği yapalım.

Bu arada finale yaklaştığımızı da söylemem gerekiyor.
Kurguyu tadında bitirmek istiyorum.

Gelecek bölümlerde görüşmek üzere.
Allah'a emanet olun. 🥰

Loading...
0%